1996 Yaz mevsimi, İstanbul. Lise bitimine kadar taşıdığım kilolara üniversite sınavlarına gireceğim dönemde yenileri eklendi. Gerek ders çalışmak adına hareketsiz kalmaktan, gerekse stresten dolayı olur olmadık saatlerde buzdolabının başında abur cubur yemekten her geçen gün daha da şişmanlıyordum. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de sınav maratonun bitimiyle birlikte yaz tatilinde rehavete kapılıp her akşam bira, kuruyemiş, cips vb tüketip, sonrasında da vücudumun ufaktan da olsa deforme olmasına tanıklık ettikçe harekete geçme zamanının geldiğini düşündüm. Amacım zayıflamaktan ziyade bu kötü gidişata dur demek ve biraz olsun üzerimdeki hantallıktan kurtulmaktı. Spor yaptığım zaman zarfında içmediğim biralar ve yemediğim atıştırmalıklar da yanıma kar kalacaktı. Oturduğum mahalleden arkadaşım Özer ile birlikte akşamları düzenli olarak yürümeye, hatta bir süre sonra koşulara başlamıştık. Belli bir kondisyona ulaştıktan sonra; ısınma amaçlı olarak Bahçelievler’deki evimizden E-5 karayoluna kadar yaklaşık 1 km yürüme, yaya köprüsünden geçip Bakırköy, hatta bazen Ataköy sahile ve tekrar E-5 karayoluna kadar (toplam 6 - 8 km) koşma, sonrasında ise kalan 1 km yolu soğuma amaçlı olarak yürüme şekilde tamamlıyorduk. Bir gün Özer bir teklif sundu:
- Gel bu akşam ayaklarımıza ağırlık bağlayalım, öyle koşalım. Ne dersin?
- Nasıl yani!
- Bak bu özel torbaların içerisinde demir tozu var, buradaki yapışkanlı bantlar ile ayak bileklerine bağlanıyor.
- Bunlarla koşabileceğimize emin misin, kaç kilo bunlar?
- Aman canım, alt tarafı 1 kilo. Koşarız tabi; hem biraz da kas yapmış oluruz.
- Hımmm… Neden olmasın? (O sıralar Rocky ve Rambo filmleri pek moda idi. Sylvester Stallone’ye özenerek, “72 kg yük taşıyan bu bacaklar her iki ayağa birer kg yük bağlayınca 74 kg yükü de taşır herhalde” diye düşündüm.)
Her zamanki gibi ısınma kısmını tamamlamış, yaya köprüsüne kadar gelmiştik ki, merdiven çıkmak için ayağımı basamağın üzerine kaldıramadığımı fark ettim. Sanki o 1 kg ağırlık 10 kg olmuştu. Özer’e döndüm ve aramızda şöyle bir konuşma geçti:
- Ayağım yerinden kalkmıyor!
- Hadi canım.
- Dene ve gör, çık bakalım. Seni de görelim...
- (İnanmıyor, sonrasında kendi de deniyor ve şaşkın bir ifade ile) Harbiden yaaa, ben de çıkamıyorum valla. N’apıcaz şimdi?
- Seni bilmem ama benim takatim kalmadı, bırak koşmayı yürüyecek halim yok. Baksana, basamakları bile çıkamıyoruz. Ya bunları çıkartıp eve kadar elimizde taşıyacağız ve bu akşam yürüyüşü iptal edeceğiz ya da çıkardığımız vakit halen devam edebileceğimize kanaat getirirsek ağırlıkları kuytu bir köşeye saklayıp yürüyeceğiz, dönüşte de alıp eve döneceğiz (ancak koşmak aklımızın ucundan dahi geçmiyor, hatta yürüyebileceğimiz bile şüpheli).
Ayağımızdaki ağırlıkları çözer çözmez kendimizi kuşlar gibi özgür ve hafif hissetmeye başladık. O an hissettiklerimi tarif bile edemem, bizzat yaşamak gerekir. Ağırlıklardan kurtulunca, yerimizde duramadan basamakları 3’er 4’er tırmandık. Yeşilyurt sahiline kadar koştuk ve sadece 1 kere dinlenerek geri döndük. O akşam yaklaşık 15 km yol koştuk. Sonrasında kendi kendime dedim ki; “demek 2 kg versem bu kadar hafifleyeceğim ya da 2 kg daha alırsam demek beni bu kadar olumsuz etkileyecek.” Böylesi bir deneyim zayıflama kararı alma aşamasında oldukça etkili olabilir, bence bi’ deneyin.
Türkiye’nin en ünlü bateristlerinden birinden, bazen kendisinin ve meslektaşlarının konser öncesi prova yapılırken el bileklerine benzer şekilde ağırlıklar bağladıklarını ve sahneye çıkarken o ağırlıkları çözdüklerinde performanslarının daha da arttığını öğrenmiştim.
Bu yazıya atıf yapmak için yazının internet adresine link verilmelidir. Yazı yazarının izni olmaksızın başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
* Yayın Tarihi : 04-08-2014 - 14:16 (3699 gün önce),
* Ortalama Günde 0.60 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 3704, Kelime
Sayısı : 501, Boyut : 3.62
Kb.
Lütfen Dikkat :
Sitemizde yayınlanan mesleki anıların telif hakkı tamamen
yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı
olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle
başka mecralara aktarılamaz.
Bu metinden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya
"Kaybedilecek 2 kg bile kişinin kendisini kuş gibi hissetmesini sağlar" başlıklı yazının tüm hakları yazarı Uzm.Dyt.Turgay KÖSE'e aittir ve yazı, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) Mesleki Anılar Kütüphanesinde yayınlanmıştır. ibaresi eklenmelidir.
Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
Sitemizde sayfası bulunan site üyemiz profesyoneller
üye
sayfaları içinden, Mesleki Anılarınız bölümü altında, YENİ
ANI GÖNDERİN linkini izleyerek bu sayfaya
mmesleki anılarını ekleyebilirler.