2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



EL FİZYOTERAPİSTİNDEN ANILAR

» EL FİZYOTERAPİSTİNDEN ANILAR
Uzm.Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY tarafindan yazildi:
EL FİZYOTERAPİSTİNDEN ANILAR

FADİME ANANIN ELİ

Hz.Fatma'nın eli, yüzyıllardır sahiplerine şans getirdiğine ve onlara sabır ve sadakat erdemleri verdiğine inanılan bir tılsım haline gelir.
ŞİFA VEREN EL

Türkiyenin ilk el cerrahı Rıdvan EGE (1964)Açtığı yolda gidenler…
Dr.Ayan Gülgönen 1978’de bir diş hekiminin kopan 5. parmağını replante ederek ilk mikrocerrahi parmak replantasyonunu yapmıştır.
1979 ve 1980 yıllarında da Türkiye’de ilk ayaktan ele parmak nakli yapmıştı

Ayan hocanın ,Annesi Giritli, güzel sanatlar mezunu bir ressam.
Prof. Dr. Gülgönen'in tıp kitapları ve makaleleri dışında antika halı ve kilimler üzerine çok sayıda araştırması ve yazısı, birkaç sergisi var. Aynı zamanda, '17-19'uncu yüzyıl Konya-Kapadokya Halıları' ve 'Karapınar Tülü Halıları' adlı iki kitabın da sahibi.
Anneden gelen sanata yatkınlık ve el cerrahi sanatında usta…

El rehabilitasyonu ile çalışırken bazen karşınıza minik bir el çıkar, genelde konjenital anomalidir bu, nadiren de bir yaralanmadır. Bazen doğum felcidir bazen de prize sokulan bir parmak.

EL CERRAHLARI -Gözümüzde ve gönlümüzde yücelttiğimiz, her zaman el becerilerinden etkilendiğimiz güçlü ellerinin ve heybetli duruşlarının yanında yufka yürekleri çıkar o cerrahların. BİR BEBEK ELİ OLDUĞUNDA …
İş daha zordur. Aile dışarıda bir başka bekler onları.

EL FİZYOTERAPİSTİ için de aynı şeydir. Yaparsınız o minik ellere hareket ve termoplasik atellerden. Tedavilerde, köprüler kurulur gözyaşları ve gülücükleriyle kalplerimizde.

1980 yılında Fransız Pastör Hastanesinde, Dr. Ayan Gülgönen başkanlığında kurulan El ve Mikrocerrahi Ekibinde, El Cerrahisi Rehabilitasyon Bölümü sorumlusu olarak çalışmaya başlayan TÜLAY ÖZEL hocamızla İSTANBULDA el rehabilitasyonu başlamıştır.

Yıl 1989
Fransız PASTAEUR Hastanesi
Taksim de İ.Ü. Taşkışla binasının karşınından bir giriş ve arkaya Elmadağa açılan ağaçlı yol ve diğer kapı
Bahçesinde ağaçlar
Bir ahşap bank
Yüksek tavanlı, seramikleri,aynaları, dokusu tarih kokan bina
2000 de karşıma çıkacak eşimin doğduğu hastane

İdealist, çalışkan, özverili çalışanlar
Cerrahlar, fizyoterapistler, baş hemşire, Ankaralı bize Ortaköyü sevdiren Çağlar hemşire, Selma, Semra, Fazıla, Aneztezi üstadı Özer Dursun, ameliyat asistanları emektar Kemal, Nuri beyler..
Rahmetli Robert koleji mezunu Modalı Tolon Bingül, Sekreter Nilgün,Şule, Jale…
Lezzeti yemekleri yapan aşçılar..

Türkiyenin ünlü estetikçisi Atilla Oymak, Diş hekimi Ahmet Kurtaran diğer başarılı örnek insanlar. Büyük bir aileye katılan Antalya,Ankara ve Zonguldaktan gelen 21-22 yaşında 3 genç fizyoterapist . Yonca,Demet ve Salime ..Duyan şaşırmıştı ,elde ne var –nasıl sadece el mi , branşlaşma ilginç gelmişti. Derya gibiydi oysa el ve el yaralanmaları…Hala dokunuyoruz şifa veren ellerimizle ellere ve yüreklere…İbadet eder gibi yapılıyor , tedaviler…

Mesleğimin ilk yılı
Akşam üzeri.
BİR ACİL VAKA HABERİ
Marangoz , Erzincanlı
İki çocuk babası
GYOTİNLE yaralanmış
İki el ayrı , beden ayrı geliyor
Hastane girişinde kan damlaları
İki ekip hazırlanıyor, akşam 17.00 iki elin damar, sinir,kemik,tendon ve diğer yapıları hastanın hayatını riske atmadan dikilmeye başlandı. O gece orada olmak istedim. Gecenin 03.. ben dayanamadım. Uyumaya gittim. Hastanede sabah uyandığımda operasyon bitmişti. Hayal edemiyordum. O ALIN TERİ, SABIR , MAHARETLİ CERRAH ELLERİ BİR MARANGOZUN ELLERİNİ KURTARACAKTI.
Kadın cerrah OYA BAYRI DA EKİPTE.
Daha sonraki süreçte tedavi ettiğim o iki zanatkar el, 1 yılın bitiminde sağlığına kavuşmuştu. Giyotin tarzı yaralanma olması sonucu olumlu etkilemişti. İşine ve ailesine kavuşmuştu o eller.

Yıl 1990 DR. Ayan Gülgönen ekibi FRANSIZ PASTEUR HASTANESİNDE … HİÇ UNUTAMADIĞIM YANGINDA YANAN ANTALYADAN GELEN ÇOCUĞUN ELİ. PARMAKLAR YOKTUR.
Ayaktan alınan 3 parmakla ele başparmak ve karşılığı parmaklar yapılmıştır. Öyle bir ele hareket kazandırırken, kalem,kaşık tuttururkenki anlarda rehabilitasyon ekibinin (FZT.YONCA KÖKSAL-FZT.DEMET ÖZER) heyecanı bir başka olmuştu.

BİR GENÇ VAR
Arkadaşımın hastası..
Elektrik çarpması
Bir bacağı , iki eli elektrik yanığıydı. Genç, yakışıklı delikanlı. Cerrahi sonrası tedaviler sürüyor. Uzun soluklu , milim milim ilerlenen elde , sonuç olacak ama her zaman istediğiniz olamıyor. SIZI olur içinizde. Gençtir, aşık olur. Fizyoterapistle bir başka bağdır. El ele ve gözgöze. Bu masum duygular , öğretmene, doktora ,çocukken büyük birine duyulan duygudur..ELDEN BİRŞEY GELMEZ…

El fizyoterapistinin el cerrahi ameliyatına girmesi ve literatür takibi için İngilizce bilmesi çok önemlidir. Rehberiniz-Hocanız kendini geliştiren bir el fizyoterapistiyse Tülay Özel gibi Firdevs Kul gibi şanslısınızdır.

Kendime Firdevsi örnek almışımdır. Bilgiyi saklamayan, yanındakinin gelişmesine engel olmayan ve hastasını düşünen meslektaşım. 1986 DA Prof. Dr. Arslan Bora ve Prof. Dr. Sait Ada nın İzmir de ortak muayenehane açması önemli bir buluşmadır. Uzm.Fzt. Firdevs ile Emot –hastanesinin alt yapısı oluşmuştur. Op.Dr. Fuat Özerkan da gruba katılmıştır. Piyano ve akerdion çalar ince ruhlu Fuat bey. Hastalarının ruh sağlığınında önemini bilen ekipte Psikiyatrist Dr. Osman Seçkin de vardır. Cumhuriyet gazetesindeki Abidon Dino ve ellerine yer veren yazısı vesilesiyle Müşerref Hekimoğlu’na ulaşıldığında Abidin Dinoya ulaşılır. Sanat ruhu vardır. Arslan Borada ve ekibinde. Abidin Din onun Kardeşim dediği Arslan Bora mutludur.
Abidin Dino “parmakların birlikteliği” anlamını taşıyan amblemi hediye eder. Ekip çalışması ve dünya modelini görmek isteyen genç meslektaşlarımız için daha önceki Fransız Pasteur hastanesi gibi okul olan bu hastane İzmirde sizleri bekler.


1989-1991 arası Fransız Pasteur
İstanbuldan Fizyoterapist Hamiyet Yüce –kızına hamile-bizimle –karşılıklı bilgi alış-verişinde
İstanbuldan Doktor Banu Kuran, İzmirden Doktor Elif Akalan,ve Emottan Fizyoterapist Aysel Enhoş…
Paylaşırız mesleki bilgileri ve İstanbul gibi büyülü şehirde rehberlik ederim onlara. Yanıbaşımızdaki Açıkhava konserleriyle müzik zevkini de yaşarız. Eski haliyle Ortaköy sahilini de ..

Yıl 1991

ESKİ TARİHİ BİNA
Elimizden gidiyor, anılarıyla,yaşadıklarıyla


Fransız PASTAEUR Hastanesi ( şimdi taksimde residance oldu)
Amerikan Hastanesi ve Vatan Hastanesi-İtalyan hastanesi olarak ayrılan ekipte 1991 den itibaren Amerikan Hastanesindeyim.

Amerikan Hastanesine geçtiğimizde eğitimler devam etmekteydi.Hersabah önceden belirli olan ameliyatları –anatomi olarak okuyup, işe başlamadan cerrahi izlemeye giderdim,hastaneye. Ayan hoca soru sorduğunda hazır olurdum ve asistanlara örnek gösterilirdim. Türker Özkanın sinir cerrahileri sanat gibiydi. Sonra 9.00 da işime başlardım.
Cerrahisini izlediklerim tedaviye bize gelirdi.
Orada daha sonra Antalyada hastalarını tedavi eeceğim Dr. Cengiz Aldemiri. İnsanlığı ve hastalarına düşkünlüğüyle..

YABANCI DİL
Hazırlık olmadığı ve sonra okulda geliştiremediğimiz yabancı dil için
İngilizce kursuna destekle devam etmiştim .1.5 yıl geceleri .saat 22.00 da dönerdim haftanın 3 günü. Buna değdi ve sonrası yurtdışı ziyaretlerim başlayacaktır.

ALMANYA 1993
Sayın Ayan Gülgönenin desteğiyle Almanya – Tubingende EL HASTANESİNDE bulundum. Dr.Rail arkadaşı hocanın.İlk uçağa binişimdi. Bir yanımda Karadenizli bir yanımda doğulu –almanyada yaşayan Türklerle sıkılmadan yolculuk yaptım.
Folkordan tanıdığım arkadaşımın ailesi Almanyada yaşıyordu , beni karşıladı ve yerleştirdirdiler. Hala dostluğumuz sürer. Orada bölge hastanesi olduğu için helikopter pisti vardı. Yaralılar böyle acil yetiştiriliyordu.

1993 El splintini orada ilk görüp-denedim. Alman meslektaşlarımın o yıllarda çöpe attıkları artık dedikleri büyük parçaları topluyordum Bir hastamıza yarar olacak diye. 5. yılımda ve iyi referansla gittiğimden bana hasta teslim edildi. Faklı milletten hastalar, Türk hastalar, almanlar…Alman meslektaşlarla 3 ay dolmuştu. Ata ilk orada binmiştim.Kendimle baş başa kaldığım lojman-kendime ait ilk defa bir odam oluyordu. Gitarı ve örgüleriyle Alman köylü kızı-hemşire, Heryerinde dövmeler olan ameliyat hane personeli ve diğerleri arkadaşlarım oldu. Onlara türk yemekleri yaptım. İlk defa taneyle sebze alındığını orada gördüm. Spor üniversitesinde kursa yazıldım- rock ın roll ile dans ettim. Elvis Presleyi anarak . İstasyon tipi egzersiz –sporunu orada yaptım.Davet edildiğim partide 1968 kuşağı giysilerle dans eden –şarkı söyleyen grup çok iyiydi. Gittiğim bir başka dans ortamında sahnede ışıkların altında tekerlekli sandalyede dans eden bir kız ve arkadaşları beni şaşırmıştı. Evlere kapalı bizim çocuklar gelmişti aklıma.Guadripleji ve el hastalarında kullandığı kışın karda yüzdüğüm terapi havuzu, tercümanlık yaptığım guadripleji bölümü, insan-din-millet ayrımı yapmadan mesleklerini insana sevgiyle yapan sağlık çalışanları-şefkatleri hala bana yol gösterir. Hastanı ev düzenlemesi , eşiyle olan cinsel hayatına kadar ergonomik yaklaşımlar vardı terapilerde. İpekten eşarplar, ahşaptan eşyalar, örülen sepetler, uygulama mutfağında yapılan pastalar hep hayata hazırlamak içindi hastalrı.
Yürüyüş yaptığım şirin kasaba Tübingen…. Doğum günümü Alplerin menekşesiyle kutlamışlardı. Ayrlırken hepsinin iyi dileklerinin olduğu karpostal ve bir tabaka splint hediye edilmişti. Çok sevinmiştim. Örneklerle Amerikan hastanesinde toplantıda cerrahlarımızla paylaşmıştım. Daha sonra 2004 de Dr.Atilla Zenciroğlu tavsiyesiyle Bad Neustad ziyaretim olacak , orada da bilgi paylaşımımız ergoterapistle.

Anatomi, biyomekani ve el yaralanmasını bilen terapistlerin splint-ateli de yapması tedavi başarısını artırıyor.Bu alanda ve el rehabilitasyonunda Sevgili Ferda Dokuztuğun öğrencilere, meslektaşlara emekleri yadsınamaz.





1993 te Manus EL GRUBUNDA Dr.Levent Yalçın ve Dr. Mehmet Alp ile çalışmaya başlıyoruz-ekip olarak.
Daha önce -yıllarca 3 el fizyoterapisti arkadaş kişi başı yaklaşık günde 30 kadar hasta tedavi etmiştik. Manusda da yeri geldi tek başına 40 hastaya el rehabilitasyonu ve splintleriyle hizmet verdim.
MANUS 1993
Bir muayenehanenin mutfağı, tedavi odamdır. Tezgah splint yapmam için avantajdır.
Yıllarca güneş görmeden aldım hastalarımı. 8 yıl boyunca kışları sever oldum. Bodrum katta olunca. Bazen boyayıp, çiçeklerle, masayla, sandalyeyle canlandırdığım apartman boşluğu , terapi ortamı ve ışık oldu hastalarıma.

ORADAKİ İLK GÖZ AĞRILARIM
Bosna savaşından gelen Bosnalı savaş yaralıları
Konuşamasak da aynı dili, anlaşırız gözlerle
Bazen tedavi anında kayıp haberi gelir Bosnadan
Bazen bulunan kayıp, sevinç haberi
Acı ve dostluk bir aradadır
Gönüllü tedavisini yaptığımız bu insanlarla kaldıkları hastane ve göçmen misafirhanesinde buluşuruz. Savaş sürerken bayram gelmektedir. Kalınan bungalovlar boyanır, misafir olduğum prefabrikde ,kahve yapılır hemen-ikram olarak. Çocuklar oyundadır. SAVAŞ ONLARA OYUN OYNARKEN
Resim yapar Almir, Bosnanın ve Mostar köprüsünün .Sergi olur istanbulda. Moral olsun diye paylaşırım tiyatroları, boğaz gezilerini , kaynaştırırım diğer el hastalarıyla Mehdiyi, Osmanı.. Hala haberleşiriz Osmanla..
Eller toparlanır, savaş durulur ve memlekete dönerler birer birer hayatımızdan geçerlerken.


El fizyoterapisti Tülay Özel, Fotograf sanatına başlamamda vesile olmuştur, emanet makine vermiştir başlangıçta, kendi de siyah beyaz fotograf çalışmaları yapmıştır gençliğinde.

1989 dan beri İfsak-da Fotograf sanatıyla uğraşırken ,şimdi anılara hapsedilen -İstanbul- AKM de sergilenir onları çektiğim göçmen misafirhanediki kareler .150 yıllık göçün son kareleridir o zamanlar.
SAVAŞ HALA KADIN –ÇOCUK DİNLEMİYOR ORTADOĞUDA VE DÜNYADA
GÖÇ HALA SÜRÜYOR..
ACILAR HALA DERİN


BİR BEBEK
Doğuştan, ARTROGROPOZİS
Aile ilgilidir.
Masamın üzerinde oturtarak alırım onu, yıllarca seri ameliyatlar, tedaviler , ilk konuşmalarda benim mesleğim ne derdim “pisyoterapist” derdi. Şimdi üniversitede , hala görüşür doktoruyla ve benimle…




ÜÇ ADAM ,
DAHA BIYIKLARI TERLEMEMİŞ
ÜÇ GENÇ

Biri Adıyaman –Kahtadan - Unesco-Dünya Miras Listesindeki, en güzel gündoğumu ve günbatımın yaşandığı tanrıların dağından-- NEMRUTtan gelir -amcasının yanına çalışmaya, çocuk işçi, preste parmakları ezilir, bir elinde kalan 2 parmağıyla hayata tutunacak. Giydiği takım elbise ile kendini daha büyük hissediyordu.
Biri Çorumlu, çocuk işçi yaralanmıştır ,iş makinasında.

Üçüncü Erzincanlı, inşaatta çay yaparken, harç makinasını çalıştırmaya çağrılır ,çocuk işçi, eve para gönderecektir, Karadenizli mütahidin yanından. Kolunu ve ayağını kaptırır makinaya , son anda kurtulur gövdesi.Sahip çıkar işveren..

ÜÇ GENÇ ADAM
MANUS da buluşur bu üç genç adam. Ayrı ayrı sevgi doludurlar. Anadolu kokarlar, umutları vardır hala. Anlaşırlar askerlik arkadaşı gibi saatlerini denk getiririm moral olsun diye..
Bir gün, hassasdır ya din ve siyaset konuşmak, tartışır iki bayan bekleme odasında. HEMEN EFELENİR BİZİMKİLER …Üç kafadar , üç genç adam …
Orhan Kemalin aynı adlı romanından sinemaya Tuncel Kurtiz senaryosuyla uyarlanan bir Erden Kral filmini seyrettiğimde de yaşananlar aynıydı.Bereketli Topraklar Üzerinde – çukurovada kötü şartlarda –bir lokma ekmek için çalışan üç arkadaşın dramı vardır.
Orada kopan Pehlivan Alinin koludur. Siyah beyaz karelerde yansıyan gerçekler..
Üç genç, ÜÇ ADAM GENÇ
Hayallerle, umutlarla gelinen İstanbuldan,
DÖNERLER SONRA MEMLEKETLERİNE

Bir gün bir telefon, ERZİNCANDAN.üç gençden biri ,evlenmiş, kızının adını Salime koymuş..Ömrü bol olsun…Babası ezmesin onu, dedesi ve nenesinin babasına yaptığı gibi..

Hala yaşar küçük işletmelerde bu çocuklar hala kazaların önüne geçilmez ülkemizde, kanayan yara devam eder, tecrübemize ve vakalarımıza kongrelerde hayretle bakılır ama üzücüdür ki böyle ağır yaralanmalar yaşanmaktadır ülkemizde…,İsterizki bize el yaralanmaları gelmesin , biz koruyucu sağlık için mesleğimizi yapalım, işyerlerinde..O nedenle Halk Sağlında master yapmaktan, iş sağlığı ile ilgili rahmetli Hilmi Sabuncu hocayı tanımakla çok mutlu olmuştum. Sahada çalışmak ayrı bir zevktir.


KÜÇÜK BİR ATÖLYE
O BİR GENÇ KIZ
Kazaları önleyicilik konusunda gönüllü seminerler veririz. Bir stiker yaptırmıştık Ellerinizi koruyun diye.
Durur o el işareti ve telefon numaramız makinasının üstünde
Ama işi hızlandırmak için makinanın emniyet tedbiri çıkarılmıştır
Daha hızlı, daha hızlı,daha hızlı…
OLAN OLUR
KOLUNU KAPTIRMIŞTIR
Nişanlanmasını kısa bir süre vardır, çalışıp ailesiyle çeyiz hazırlıyordu
Nişanlısı bırakmadı bu süreçte onu, aylarca tedavisi sürer, başta destek olan işveren yarı yolda bırakır onu, biz yanında oluruz. Biliriz ve halden anlarız, emeğimizi aza veririz ama vicdanımız rahattır.Bir el daha hayata katılacaktır. Kollar, yaralar iyileşse de kalır kalplerde eski yaralar ve izleri…



BİR ÇOCUK
İLKOkuldan sonra okuldan alınmış, işe verilmiş. Yaşı daha büyük değil ama , esmer, siyah gözlü çocuğun yüzünde büyük ifadesi vardır. Akıllıdır. Saatler süren ameliyatla, kol tutmuştur. İşveren yine yalnız bırakır onu. Biz yanındayız..Eli çalışacaktır. Yıllarca süren takip, büyür , okulu dışarıdan bitirir. Üniversite okur, evlenir, o bir babadır ve elini destek kullanır(protezden iyidir yine de).Hala görüşürüz, hatırbilir.


BİR YAŞLI ADAM
Karadenizli, çıkar yaylada ağaca
Düşer omzunun üstüne
Kol sinirleri etkilenmiştir
YILLAR SÜRER HACI AMCANIN TEDAVİSİ DE yanında eşiyle
Hayat arkadaşını kaybettiğinde bizi arar yaşlı amca


BİR KADIN
Romatoid artrit, ameliyat olur, hepsi yamulmuş parmaklardan
Evine davet eder beni
Tek göz ve mutfak-tuvalet olan odasında çocuklarına kol kanat germiştir
Kasımpaşada
O ellerle evini tertemiz yapmıştır
Dantellerle süslemiştir
Kalbi delik birini kaybettiği diğerini yaşatmaya çalıştığı, narin ,İstanbul terbiyesi almış, teyze
Tedavi ettiğim ellerle çay yapmıştır bana fakirhanesinde
Dostlukla


BİR ÇOCUK
Doğuştan
Bir tarafı felç
Elinde ameliyat geçirir
Amaç elini kullansın
Kaşık, çatal tutar o el sonra.
Spastik eli olan çocuk, mutluluk resimleri yapar ve hala arar bizi…


BİR MÜZİSYEN
Henüz 17 yaşında
Gitarı bırakmak istemiyor
İki kolda sinir sıkışması
Müzisyen el rehabilitasyonu uyguluyorum. Yıllar geçti. Şimdi 27 yaşında
Öğrenci yetiştiriyor ve rock grubunda gitarist , hala vefası sürer

Piano, Arp, Çello, Keman, Obua,Davul …çalan müzisyenler bir başka tattır benim için onlarla çalışmak. Hocamız Tülay Özel, Cenan Çağlar, Sevgili Semin Bilgütay,Hamiyet Yüce gibi meslektaşlar da alır bu tadı..

YURTDIŞI
Daha sonraki yıllarda , el terapisti olarak yurt dışına ziyaretlerimiz oldu. Gelindiğinde bilgiler paylaşıldı. Avrupa El Terapistlerine üyelik için Türkiyeyi temsilen Danimarkadaki toplantıda ben vardım. O üyelik kabulü heyecanını yaşamıştım. Sonra Dünya El Terapistleri Derneğine üye olduk. Ailemiz büyüdü. Türkiyede kongreler yaptık.

Almanya,Danimarka, , İsveç , İngiltere , Yunanistan, Almanya …

İNGİLTERE 1997
Misyoner Jane beni karşılar. İstanbuldan yazıştığımda önermişti bana St.Andrews –Bölge hastanesini.
Londraya 45 dak uzaklıkta.Essexde.. Trene bindirir. Sonra tekrar buluşacağızdır Londrada.Şato tarzı mimarı. Şimdi yeri değişti ve modern.Eski bir hastane.St.andrew -el ve yanık merkezi
Shelia Haris ve Dr.Fleming,Dr.Elliot ve OT-el fizyoterapistleri Çok yoğun el splinti yapılıyordu. Sabahları visitlere katılıyorduk. Cerrah ve terapitler birlikte hasta değerlendiriyordu. Coban-3M bandajı ilk orada görmüştüm. Yanık rehablitasyonunu okulumdaki stajdan sonra ilk orada tecrübe etmiştim. Sterigisilizasyon, debritman,banyo ve splintleme..
İş meşguliyet çalışmaları .
Dostluklar oldu orada da . Sevgili Sara , annesiyle mütavazi evine davet etti ,yemeğe. BHT dergisini yapan fzt ve eşi de davet ettiler yemeğe ve dergi hakkında bilgilendirdiler sıcak yuvalarında iki çocuklarıyla.,
Ben isteyince Londrada çocuk hastanesini ziyaret etmemi sağladılar. Great Armond. Konjenital anomaliler ve Cp için olan cerrah ve fizyoterapi ekibini gördüm.
Jane sarayları gezdirdi, İstanbuldaki el hastamın yakınları hafta sonları Londrada misafir edip gezdirdiler. Allahtan yardım geliyor , yeterki sen iste yeni şeyler öğrenmeyi diye düşünüp, sevinmiştim ve hala birbirimizi ararız onlarla. Med-ceziri orada gördüm-yaşadım. Müzeleri gezdim. Bize ait eserleri görünce üzüldüm ama sahip de çıkılmış, yokolmamışlardı en azından . Çimlerde dinlenmek, metro, insan çeşitliliği hoşuma gitmişti .Kitapçılarından hem mesleki hemde fotograf sanatı ve kardeşim için mimari eserler almıştım. Harolds magazasını gezmiştim. Ben döndükten kısa bir süre sonra Lady Diana vefat etmişti , mağazanın varisiyle.
Kaldığım kasaba küçük bahçeleri , renkli çiçekleri olan evlerin arasından geçerek bir gölün kenarına gidiyordum. Kendimle baş başa, gökyüzünü seyrederek. Bazen çocuk cıvıltıları, bazen ördek sesleri arasında.Bazen kütüphanede fotograf bakarak..Bana ait odamda Avustralyalı Fzt. Arkadaşla sohbetle dinleniyordum. Yoğun tempodan sonra ilaç gibi geliyordu yurtdışı eğitimleri.

İSVEÇ 1998

Dr.Levent Yalçın yazışır Danimarkayla ve İsveç önerilir bana.
Gemiyle geçerim Kopenhagdan Malmöye.
Malmö-Lund Üniversitesi –El hastanesi
Ünlü cerrahlar Dr.Lundborg ve ekibi
Brigitta Rosen ( araştırmacı el fizyoterapisti) İlk STI –patentini almadan bana uygulamıştı. Sonra onunla gurur duymuştum. Müzisyen-enstruman çalışmasını uygulamayı orada ilk görmüştüm.Çocuk hastanesini ziyaret etmek istemiştim. Neşeli –renkli bir hastanede küçük bir odada Japon bir terapist beni karşıladı. Odasında masa üstü bir dikiş makinası ve çocuklara neupren atelller yapıyor ve hayal dünyaları için onları süslüyordu.
El cerrahlarının ameliyatlarında Cerebral palsy ile uğraşan ekibin cerrahisini de izlemiştim
Benim kumulatif travma tezimle ilgili konuşmuştuk.
Brigitta, CARMENi izlemeye beni davet etmişti. Sergiler gezmiştim, trenle yolculukla evine davet etmişti bir diğeri. Biri kumsaldaki evinde ailesiyle kahvaltı ikram etmişti. Aile fotografları ve anneannesinin halı tezgahı olan oda ve geçmişe verdikleri değer çok hoşuma gitmişti.
.
1999 da Yunanistanda el toplantısında cerebral palsy üst ekstremite çalışmalarını sunarken sanat imdadıma yetişmişti. Görsel çektiğim çocuk, el kullanımı fotograflarım ve Moğolların “Selvi Boylu Al Yazmalım” parçasının eşliğiyle ezgilerimiz ulaştı Avrupalı meslektaşlara.
Uluslar arası kogreden önce İstanbulda misafir ettiğim Güney Afrikadan Corian ile Candan Erçetini Açıkhavada –Taksim- dinlediğimizde dili anlamasamda yüreğimde hissettim demişti. Çünkü müzik evrenseldir.

AMERİKA
2001
Bir yıllığına Amerikada olmak için başvurduğum burstan bana haber gelmişti. Sadece ulusaldı. Özgeçmişi okuyunca davet ettiler . Thomas Jeferson hastanesi-Philedelphia
Kısmet ve tesadüf 2001 de sevgili Firdevs ikinci kez Amerikadaydı ve oda hem konuşması vardı hemde davet edilmişti . Dünyanın ilk El terapisti Evelyn MACKİN misafirleriydik.
Önce Newyorkda bir akrabaya ulaştık Firdevsle. Misafir olduk onlara. Gezdik birlikte. Sonradan Sunay Akından öğrenip şaşırdığım, bizim topraklardan giden Özgür heykelini gemiden gezintiyle gördük. Central park ve çin mahallesi …İkiz kulelere sis yüzünden bir şey göremeyeceğiz ve pahalı diye seyir kısmına çıkmadan dönmüştük. Daha sonra 7 Eylülde o olay olacaktı.
sevgili Firdevsin Memleketi Uşak-eşme den halılar götürdük hocamıza hediye. Terry Skirvenla çalıştım. Evelyn MACKİN Sevgi, dostluk ve bilgi paylaştı. Kurslara ve dirsek kongresine katıldım.. Firdevs konuşmasını yaptı. Work shopda kinesiotape ile tanıştım. Sonradan ülkemize gelen ve şuan uyguladığımız..Çocuk-hazır splintini ilk orada görmüştüm.Şuan kullandığımız renkli splintler.
Bir Iraklı hasta tanışmak istemişti. Konuştuk ve Firdevsle evine gittik. Ne acı ki ülkelerine savaş açan ülkeye sığınmışlardı ve 5 yıldır aileleriyle telefonla dahi görüşemiyorlardı.


Kongrede Lee DELONLA tanışmak kısmet oldu. Fotokopi kitabından duyu rehabilitasyonunu okuduğumu söylemiştim. Türkiyeye döndükten 2-3 ay sonra gümrükten bir kargonuz var denmişti de heyecanlanmıştım. Paket ulaştığında imzaladığı kitabın orjinali bana ulaşmıştı. Çok sevinmiştim.
Amerika seyahati dönüşü evlenecektim. Ayrı kalınan bir ay bizi yakınlaştıracaktı geleceğe doğru bir adımda.

2001 de Manus El Grundan evlenerek Ayvalığa gittiğimde eli sevdirdiğim Bolu öğrencileri 6 stajerim, ele hala ilgisi süren Ftz.Evren Alpaslan ve Manus daki bayrağı taşıyan Reyhan Çaykuşu kalmıştı. Ekipte ameliyat edilecek hastalar için gönlüm rahattı artık.



Kendi kişisel imkanlarımızla yaptığımız bu ziyaretler, el cerrahları tarafından da desteklendi. Ekip çalışmasının tüm güzellikleri yaşanıyordu. Tiltlerimiz yoktu. Şimdi o elcerrahları ve fizyoterapistlerin bir kısmı Üniversitede öğretim görevlisi. Klinik bilgiler aktarılıyor gençlere..

Dr.Ufuk Nalbantoğlu ile yıllar sonra yollarımız kesişecek ve başarılı , hastalarına eşit ve insani davranan bu doktordan çok şey öğreneceğim.
Dr.Atilla Zenciroğlu-atom karınca deriz, hala çalışır aynı tempoyla ve iş kazalarında deneyimi çoktur.
Doktor Bülent Özçelik, Berkan Mersa çalışır azimle ve iyiniyetle. Onları tanıdığım için mutluyumdur.
Dr.Atakan Aydın ile Brakial Pleksus tedavisinde deneyimim arttı. Çocuklara şifadır elleri.

Dr.Kahraman Öztürk çalışır sabırla, özveriyle. Rehabilitasyonun önemini bilendir.





Kanadaya bir toplantıya Ferda Dokuztuğ, Demet Özer ve Ali Kitiş gitmişti. Ellerinde benim çektiğim “ZEYTİN TUTAN ELLER “ afişi de vardı orada sunum için.
Daha sonra kişisel sergilerimde ve sunumlarımda “ELLERİN DİLİ” ile ulaşacaktı yüreğimdekiler.
Emot grubu arkadaşlardan Beray Keleşoğlu yurtdışına çıktı. Gülin Karayağmurlar, Aysel Enhoş yıllarını verdi ele ve katıldılar yurtdışı toplantılarına da..Temsil ediyorlar ülkemizi onurla.

Pınar Çelikdelen, Nurcihan Ekici, Aysun Kara Aksaray Vatanda çalışırlar. Doktor Selma Polatkan ve Oğuz Polatkan ekibiyle.

Yolum çakışır Pınarla- İst-el el rehabilitasyonunu ona devrederim. Çalışkandır . Sanat onun da kanındadır. Annesi ressam. Kendisi ud çalar ve engelsiz orkestrada şarkılar söyler.
Aysun Kara yazar, öyküleri vardır ve ödülleri.

Ben Antalyaya dönünce Ebru-sanatıyla ilgilendim. Suya çıkan renkler ve kitre. Tedaviye ğittiğimde bana soğuk davranan Brakial Pleksus hastam daha 8 yaşında. Yaptıklarımı gördüğünde, elinde bir şeyleri kesip biçen, atel yapan biri. Mesleği el fizyoterapiti. Çok güzelmiş , çok zevkliymiş dedi ve ısındı bana . Ebru sanatından bahsettiğimde çok heyecanlandı. İstiyormuş zaten. Başladı ebruya ve bir arkadaşına da kattı bu sevdaya. At kılından fırçayla parmağa vurulan darbeden aktı doğal boyalar suya. Güller açıldı gözlerinde ve yanaklarında. Oğlum da 4 yaşında katıldı bu sevdaya. Üç çocuk cumartesileri 1 saat buluştular Ebruhanede Sevda hocalarıyla. Biliyoruzki ruhu besler sanat.


2002 de Ayvalıkda –Körfez sağlıklı yaşam merkezini açtığımda destek olan İzmirli arkadaşlarım ve gurur duyan meslektaşlarımla kendimi güvende hissetmiştim. Belediye başkanı ayrıca destek vermişti kasabası için. Kapısında “DEMİRDEN EL TOKMAĞI ESKİ BİR RUM EVİ” merkezimiz olmuştu. Doğasına, günbatımına hayran olduğum kasaba ve Cunda adası resim yapma isteği doğurmuştu bende . Hala arar oradaki hastalarım..Ne kadar şaşırmışlardı Gömeç teki felçli hastanın evine tedaviye gittiğimde oralılar, anadoludaki gibi eve gelen sağlık hizmetine.. Köylerden engelli çocuklar getirtilmişti, tedaviler için. Kısa kalabilsem de Ayvalıkta gönüllerde yer almıştım, yetiştirme yurdu ve engelli merkezindeki gönüllü çalışmalarımla..

Sevgili Gülin yapar resimler sanat ruhundadır, bulur o sırada hayat arkadaşını benim fotografla eşimi bulduğum gibi.Aysel türküler söyler, dersler alır, şuan Ayvalıkta kurmuştur huzurlu bir hayat ve İzmirle bağlantıda.

2013 de bana da kısmet olur engelli okulunda kurduğum Mavi Umut korusunda türküler söylemek.
Sevgili Demet Özer de ben Hacettepe-Halk oyunlarındayken o da türk sanat müziği korosundaydı. Söyler cilveli edasıyla şarkıları. 3 dak.lık kafkas- folklor gösterimi hala anlatır arkadaşlar.

Ferda Dokuztuğdan sonra Çapa da Safiye Özkan, Gülnur Öztürk, Zeynep Hoşbay şifa verirler ellere ve genç meslektaşlara bilgi .
Gülnur reiki ile pişer , eşi vesilesiyle şifa müziğinin içindedir. Edirnede ..


Dünya hem çok büyük hem çok küçük arkadaşlar. Bilim insanları birleştiriyor. EĞER KİŞİSEL HIRSLARA GİRİLMEZSE. Uluslar arası toplantılarda görüyoruzki farklı ülkelerden meslektaşlar bilgi alışverişine girip, projeler üretebiliyor. Ülkeler arası internetle iletişim sağlanıyor.
O kurum, bu dernek, şu statü, karşılıklı çıkar demeden iyileşecek her hasta için egoları bırakıp bilgi alışverişi yapmalıyız ve kongrelerimizde bunları gözetmeden paylaşmalıyız bilgiyi.
Hz.Ali bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum der.
Bilgi kimsenin tekelinde değildir ve paylaştıkça çoğalır. Gittikçe paranın öne çıktığı, insanı değerlerin azaldığı , iyileştirmenin hedeflenmediği şartlarda ayakta kalabilmek için bilgilenelim. Hasta iyileştirmeye odaklanalım.


Bütüncül tedavi yaklaşımıyla, beden ve ruh bütünlüğünde, hastayla psikososyal rehabilitasyon yapıldığında başarı artar. Siz meslektaşlarımız ve hastalarınız sanatla tanışırsa da sanatın iyileştiriciliği ile ruhlar ve eller iyileşir..Bu yüzden Hamiyet Yüce –Beden Farkındalığı çalışmalarını kullanıyor, Semin ve Mintaze ve diğerleri gibi. Ben Feldenkreise tanıştığımda hastalarım için yararlanmıştım. Şimdi Yaratıcı Sanat Terapisi eğitimleri alıyorum.Sevgili Gonca gibi. Sevgili Demet Tekin gibi dans ve meslek hayatı bir arada ..

Bereket, şans ve mutluluk sembolü Fadıma Ananın eli gibi şifa olsun elleriniz……

Uzm.Fzt.Salime Yılmaz

yilmazsalime@gmail.com
05334703519

Bu yazıya atıf yapmak için yazının internet adresine link verilmelidir. Yazı yazarının izni olmaksızın başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

[ Yazarımız Uzm.Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY Sayfasına Dönüş] [ Yazar ile İletişim]
» Ayrıntılar
Yazara Ait Bilgiler
Uzm.Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY
İstanbul
Fizyoterapist
Salime YILMAZ ALTUNBAY
Tavsiyeler
[Bu Kisiyi Tavsiye Edin]
Metin Bilgileri
* Toplam Okuyucu : 8736,

* Yayın Tarihi : 05-09-2014 - 00:19 (3521 gün önce),

* Ortalama Günde 2.48 okuyucu.

* Karakter Sayısı : 29698, Kelime Sayısı : 3941, Boyut : 29.00 Kb.
Lütfen Dikkat :
  • Sitemizde yayınlanan mesleki anıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz.
  • Bu metinden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya "EL FİZYOTERAPİSTİNDEN ANILAR" başlıklı yazının tüm hakları yazarı Uzm.Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY'e aittir ve yazı, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) Mesleki Anılar Kütüphanesinde yayınlanmıştır. ibaresi eklenmelidir. Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
  • Sitemizde sayfası bulunan site üyemiz profesyoneller üye sayfaları içinden, Mesleki Anılarınız bölümü altında, YENİ ANI GÖNDERİN linkini izleyerek bu sayfaya mmesleki anılarını ekleyebilirler.
Bu Kategorideki Diğer Anılar
32 Haftalık Doğmuş ve Epilepsi Nöbetleri Geçiriyormuş, Zeynep Şifa
[Fzt.Emine MERMERKAYA]
Kısa Sürede Yürümenin Önemi
[Fzt.Mustafa A. KILIÇ]
Bir Profesörün Felç Sonrası Yeniden Kalem Tutmaya Başlaması
[Fzt.Mehmet DURAY]
Epileptik Bir Hastada Bir Seansta Oturma Dengesi Nasıl Gelişti?
[Fzt.Mehmet DURAY]
Pasif Germe Yapılan Teyze
[Fzt.Medet YAKUT]
Alınan Özel Eğitimler
[Dr.Fzt.Gökhan AYGÜL]
Kıbrıs Gazisi Muzaffer Amca
[Fzt.Mustafa Emre ÇİÇEKLER]
Pediatrik Rehabilitasyon - Karar Verme
[Fzt.Başak Çağla ARSLAN]
Fizyoterapist-Ev Rehabilitasyonu Yolculuğunda Taksi Hikayeleri
[Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY]
Fizyoterapistin Uzmanlık Yolundaki Tren Yolculukları
[Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY]
El Fizyoterapisti- Hemipleji Rehabilitasyonunda Anneler ve Oğulları
[Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY]
Fizyoterapist Sanat Kokan Ev
[Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY]
Fizyoterapist-Güllaç ve Cumhuriyet Kadınları -
[Fzt.Salime YILMAZ ALTUNBAY]
İlk Kilometre Taşım
[Fzt.Sedef TEZER]
Down Sendromlu Kızım
[Fzt.Aysun ÖZVEREN]
İntiharın Eşiğinden
[Fzt.Aysun ÖZVEREN]
Deprem
[Fzt.Mustafa Tarık KOBAN]


13:34
Top