2007'den Bugüne 92,330 Tavsiye, 28,225 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Pandemi Sürecinin Ruh Sağlığına Etkisi
YAZI #7578 © Yazan Psk.Adile Nur KOYUNCU | Yayın Şubat 2023
Geçtiğimiz 2020 yılında ruhsal ve fiziksel olarak zorlandığımız, anlamakta ve uyum sağlamakta güçlük yaşadığımız birçok olay yaşadık. En kapsamlı ve en uzun süre etkisini gösteren ve göstermeye de devam eden pandemi oldu. COVİD-19 adı verilen bu yeni salgın, tüm dünyayı çevreleyerek bütün insanlığa yeni tecrübeler yaşattı. Geçmiş dönemlerde farklı salgınlar yaşanmış ve farklı yönlerden insanları olumsuz etkilemişti. Günümüze yakın olanlar daha küçük bir alana yayılmış, eski dönemde meydana gelen salgınlara ise şahit olmamıştık. Bu salgın her anlamda yeni ve farklı deneyimleri beraberinde getirmişti. Bu yazıda COVİD-19 nedeniyle yaşadığımız; sosyal izolasyan süreci, bulaş riski, enfekte olmak, ekonomik ve sosyal sıkıntıların ruh sağlımızdaki yansımalarını inceleyeceğiz.
Covid-19 ilk olarak Çin'in Wuhan kentinde 31 Aralık 2019 tarihinde ortaya çıkarak tüm dünyaya yayılmasıyla birlikte DSÖ tarafından pandemi olarak ilan edildi. Nedeni bilinmeyen akciğer hasarı, solunumda zorlanma, öksürük, ateş ve eklem ağrıları gibi semptomları olan, ölüme yol açabilen bulaşıcı bir hastalıkla karşı karşıya kaldık. Tedavisindeki belirsizlik, yayılmasına engel olamama, ağır semptomlara yol açma, günlük yaşantının sekteye uğraması, alışkanlıklardan vazgeçmek, yeni edinmek zorunda kalınan hijyen ve diğer alışkanlıklar gibi fizyolojik ve psikososyal açıdan olumsuz etkilere yol açan durumlar, fiziksel sağlığımıza zarar vermesinin yanında ruh sağlığımızın da zarar görmesine neden oldu.

Ruh sağlığımızı zorlayan yönleri;

👉Hastalığın nedeninin ve tedavisinin belirsiz olması ve beden sağlığını tehdit etmesi

👉Etkin tedavilerin tam olarak bulunamaması, medyadan yansıyan karmaşık bilgi kirliliği

👉Sosyal iletişimin eksikliği, toplumdan uzaklaşma, yalnızlık, ekonomik zorluklar

👉Hareketsizlik, günlük rutinlerin değişmesi, alışkanlıkların bir yana bırakılması

gibi birçok etmen stres ve kaygı yaratarak psikolojik olarak insanları olumsuz etkilemektedir. Pandemi süreci insanların birçok yönden zorluk yaşamasına neden olur. Hastalığın fizyolojik etkileri kişileri bedenen sağlıksız bırakarak dirençlerini yıkar ve güçsüz bırakır. Sosyal yönden; toplumdan uzaklaşma hissi, eğer hastalığa yakalandıysa etiketlenme ve ayrımcılığa maruz kalma korkusu, iletişim eksikliğinden kaynaklı olarak sosyal destek yoksunluğu kişilerin yalnızlık düşüncelerinin artmasına ve depresif belirtilerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir.

Tüm bu olumsuz fizyolojik ve sosyal nedenler kişinin psikolojik yaşantısını eşdeğer yönde olumsuz olarak etkiler. Heinroth, "psikosomatik" terimini ortaya atarak insan sağlığına bütüncül yönden bakarak; sosyal, fizyolojik ve psikolojik boyutları kapsayacak şekilde incelenmesi ve değerlendirmesini savunmuştur. Bu sebeple, bulaş riskinin yüksek olmasından dolayı alınan izolasyon önlemleri, hareket alanlarının sınırlanması gibi tedbirler fiziksel sağlığımız açısından yararlı olmakla birlikte, kişilerde yalnızlık ve boşluk hislerinin artmasına neden olarak depresif belirtilere ve anksiyeteye yol açmaktadır. Yeni deneyimleri anlamlandırma ve uyum sağlama çabaları kişilerin bilişsel olarak süreğen bir şekilde meşgul olmalarına neden olur. Psikoloji literatüründe "Ruminasyon" olarak ifade bulan bu kavram, bir düşünceyi tekrar tekrar zihinden geçirerek anlamlandırma çabasını içeren bilişsel bir süreçtir. Kişiler yoğun strese neden olan olayların ardından sık sık ruminasyona başvurarak olayla ilgili birtakım düşünceleri zihinlerinden sürekli bir şekilde yaşantılar, bilinçli ya da bilinçsiz olarak rahatlamak amacıyla olayı canlandırarak istediği yönde değiştirmeye çalışırlar. Sık sık sosyal medyadan veya televizyondan bilgi almaya çalışmak ve sürekli hastalık hakkında konuşmak bu sürecin devam etmesine yol açar. Stres temelli olarak dürtüsel bir şekilde duygusal sıkıntıdan kurtulmak için başvurulan bu bilişsel süreç, kişileri psikolojik yönden olumsuz etkilemektedir. Hastalığa yakalanma, bulaştırma konusunda zihnen sürekli meşgul olmak kaygı düzeyini arttırmaktadır. Aynı zamanda bu meşguliyet zihni sürekli uyarılır halde bırakarak uyku düzeninin bozulmasına neden olur. En temel ihtiyaçlarımızdan biri olan uyku, gün sonunda yorgun düşen zihni ve bedeni güncelleyerek ertesi güne hazır hale getirir. Gün boyu zihinde yer edinen bilgileri, düşünceleri ve imgeleri düzenler ve uygun şekilde depolar. Düzenli uyku olmadığında kişi zihnen ve bedenen güçsüz düşer. Okulların ve iş yerlerinin kapanması, birçok organizasyonun ertelenmesi veya iptal olması gibi durumlar gelecek beklentisini negatif yönde etkileyerek gelecek kaygısının ortaya çıkmasına neden olur.





Hastalığın ortaya çıkardığı tüm bu olumsuz nedenlerin kişilerdeki yansımaları farklı olmaktadır. Psikolojik dinamikler açısından, kişilerin ego gücü, kişilik özellikleri, başvurulan savunma stratejileri, psikiyatrik bir bozukluğunun olup olmaması ve hangi döneminde olduğu gibi koşullar etki düzeyini değiştirmektedir. Sosyal dinamikler açısından, aile ve arkadaş ilişkileri, yaşanılan yer, çevresinde riskli gruba dahil olan kişilerin varlığı, ailenin ve çevrenin hastalığa karşı tutumu, meslek; diğer yandan tedavi edilen ortam, tedavi ekibinin tutumu, ekipman durumu gibi faktörlerde farklılığın oluşmasına neden olan koşullardır.

Ruh sağlığımızı korumak için yapılması tavsiye edilen durumlar;

☺ Hastalığın kendisi, tedavisi ve süreç hakkında alınan net ve güvenilir bilgiler hastalığa karşı tutumu iyimserleştirir.

☺ Tavsiye edilen korunma yöntemlerini uygulamak kişilerin güven hissini arttırır ve stres düzeyini azaltır.

☺ Günlük rutinlerin devam ettirilmesi veya yeni rutinler edinmek depresif durumları azaltır.

☺ Fiziksel aktiviteler, gevşeme ve nefes egzersizleri, düzenli ve sağlıklı beslenmek bedeni zinde tutar ve zihni tazeler.

☺ Telefon aracılığıyla aile ve yakın çevreyle iletişimi devam ettirmek yalnızlık ve toplumdan uzaklaşma hissini azaltır.

☺Sosyal desteğin arttırılması, ayrımcılığın ve ötekileştirilmenin önüne geçilmesi ve erişilebilir psikolojik destek kaynaklarına kolay yoldan ulaşabilmenin sağlanması kişileri psikolojik yönden daha güçlü kılacaktır.

☺Çocuklara net bir şekilde ve sade bir dille hastalığın ve korunma yöntemlerinin anlatılması süreci kavramalarına yardımcı olarak stres yaşamalarına engel olacaktır.

☺Süreç içerisinde kabul odaklı olma, farkındalık düzeyini arttırma, salgın sürecine anlam katma, strese karşı toleranslı olma, duyguları ifade etme gibi stratejilerin kullanılması konusunda bilgi vermek ve destek sağlamak yararlı olacaktır.

☺Etkin ve amaca yönelik hedefler koyup, uygun baş etme yöntemleri uygulamanın öğretilmesi için psikoeğitim vermek gerekli ve değerlidir.

☺Etkin baş etme yollarını kullanması için teşviklerde bulunmak ve gerekliyse ruh sağlığı desteği almak faydalıdır.

Psikolog Adile Nur Koyuncu



KAYNAKÇA

Behçet COŞARa, N. N. Baltacı. (t.y.). COVID-19 Pandemisi ve Ruh Beden İlişkisi. aGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları.


YETER SİNEM ÜZAR-ÖZÇETİN**, S. Ö. (2020). COVID-19 Pandemisi Sürecinde Ruminasyon ve Ruh Sağlığına Etkileri. KOÇ ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİKTE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA DERGİSİ.


Burhanettin Kaya1. (2020). Pandeminin ruh sağlığına etkileri. Doç. Dr., Klinik Psikiyatri Dergisi.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Adile Nur KOYUNCU'nun Yazıları
► Ekonominin Ruh Sağlığına Olan Etkisi Psk.Mine Didem ARULAT
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Pandemi Sürecinin Ruh Sağlığına Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 33 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ İrade Terbiyesi-Kitap İncelemesi ÇOK OKUNUYOR Şubat 2023
◊ Duygular Bize Ne Söyler? Şubat 2023
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:30
Top