Çocukluk dönemini erişkinlikten ayıran ergenlik çağı, yarattığı karmaşa sırasında herşeyin yeniden gözden geçirildiği bir dönem. Cinsel olgunlaşmanın gerçekleştiği bu dönem, cinsiyet bezlerinin büyümesi ve olgunluğa erişmesi dış üreme organlarının şekil değiştirmesi gibi etkileri beraber getiriyor. Ergenlik, salgılanmaların hipotalamus'un olgunlaşmasına bağlı olan hipofiz gonadotropin hormonlarına bir gelişme. Bu dönemde böbrek üstü bezleride olgunlaşıyor. Kıkırdakların kaynaşmaya başlaması, kemiklerin büyümesi ve olgunlaşmanın hızlanması yine bu dönem ürünüdür.

Bedenin biçim değiştirmesi ile eş zamanlı olarak duygular, davranışlar, düşünceler'de bu dönemde değişmeye başlıyor. Cinsel olgunlaşma, illede duygusal olgunlaşmaya bağlı olmayabiliyor.

Acı çekme, neşe, kaçış, saldırganlık gibi aşırılıklar dönemi olan bu çağ anne ve babalar olduğu kadar çocuklar içinde yaşanması zor bir dönem olarak kabul ediliyor. Kendini bir sosyal gruba ait hissetme istediğini, herkesden farklı olma isteği ile çakışması ergenlik çağındaki gençlerin tereddüte itiyor ve ilişkilerinde değişken bir yapıya sokuyor. Anlayış ve hoşgörüyle yaklaşmak en doğru yöntemdir.