2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlgisiz – Kayıtsız Aile Modeli ve Üstünlük Bekleyen Mükemmeliyetçi Aile Modeli
MAKALE #10095 © Yazan Dr.Obengül EJDER | Yayın Aralık 2012 | 12,922 Okuyucu
İlgisiz – Kayıtsız Aile Modeli

Çocuklarına karşı fiziksel ve duygusal sevgilerini gösteren , onlara bunu hissettiren aileler olduğu gibi, hiç sevgi göstermeyen, hatta bunu yanlış olarak kabul eden aileler de vardır Özellikle geçmiş yıllarda, çocuğu kucağa almak, bir başkasının yanında sevip öpmek ayıp sayılmıştır. Hala “babam benim hiç başımı okşamadı “ veya annem beni kucağına alıp sevmedi, sevgi cümleleri hiç duymadım “ diyen bir çok kişi var.

Bu tür ailelerde çocukların psikolojik olarak ihtiyaçları ya karşılanmaz ve görmezden gelinir ya da düşmanca davranışlarla bastırılır. Gelecekte kendisi de her şeye ve herkese karşı düşmanca davranacak çocuklar bu tip ailelerde yetişmektedir.

Sevginin kalbe gömüldüğü ve ifade edilmediği ailelerde , çocuklar sevilmediklerini düşünürler. Sevildiğini görmeyen ve hissetmeyen çocukların ise genelde özgüvenleri ve kendilerine yönelik olumlu algıları düşük olur. “Beni kimse sevmiyor, çünkü ben sevilmeye layık değilim” düşüncesini geliştirirler.

İlgisizliğin en önemli belirtisi; ana, baba ve çocuk arasındaki iletişimin olmayışıdır. Hem çocuğun denetimi, hem de ilgi ve ihtiyaçlarına olan duyarlılık son derce düşüktür. Bu tutum içindeki aileler çocuklarını ihmal ederler. Hatta reddederler.

Çocuklarının ilgi ve ihtiyaçlarından habersiz oldukları gibi; nerede olduğu, kimlerle olduğu ve ne yaptığı ile de ilgilenmezler. Çocuklarına zaman ayırmaz, onu yapacakları işe engel olarak görür ve elden geldiğince kendilerinden uzak tutarlar. Çocuğun bakım ve sorumluluğunu ya bakıcılara ya da anneanne- babaanne gibi yakınlarına bırakırlar. Kardeşler arasında bir birine bakıcılık yapan da çok sayıdadır.

İlgisizliğin nedeni, çocuğun zamansız ya da istenmeden doğması, anne ya da babanın kendilerini çocuk sahibi olmaya hazır hissetmemesi olabilir. İlgisiz anneler, genellikle ev işlerinden hoşlanmayan, annelik görevini benimsemeyen; babalar ise, çocuğa ve ev yaşamına ilgi duymayan, çocuk istemeyen kişilerdir. Çok çocuklu ailelerde rastlanma ihtimali daha fazladır.

Unutmamalı ki; anne veya baba çocuklarını veya eşini suistimal ediyor, eleştiriyor , ihmal ediyorsa ya da onlara kötü davranıyor veya zarar veriyorsa bunun kökünde kendi kendisini suistimali ve çocukluğunda yaşadığı, kendisine zarar veren kötü deneyimler yatmaktadır. Mutlaka aile bireylerine bu durum fark ettirilmeli, ve diğer aile bireylerinin daha fazla zarar görmesi engellenmelidir

Bu Aile modelinde Yetişmenin Çocuk Üzerindeki Etkisi

v Çocuk bencil ve şımarık olur. Bu yüzden arkadaş çevresinde sevilmez.
v Çok fazla eşya almaya ve para harcamaya meyillidir.
v Ya da tam tersi amaçsız ve üşengeç olur, kendine alacak bir şey, gidecek bir yer, yapacağı bir uğraşı bulamaz
v Çocuk evde veya okulda anne babasının dikkatini çekmek için alışılmadık davranışlar sergiler(nadiren okulun tiyatro kulübü, basketbol kulübü gibi kulüplerinde ilgi görürlerse bu onlar için olumlu ortamlar olur. Özellikle eğitmenlerine veya koçlarına hayranlıkla bağlanırlar)
v Ailesi çocuğa model olamadığı için çocuk kendine başka modeller seçer.
v Gençlik dönemlerinde çocuk vaktinin tümünü arkadaşları ile geçirir.
v Arkadaşları tarafından reddedileceği korkusu ile HAYIR diyemediği için kim nereye, neye çekerse oraya gider.
v Zararlı alışkanlıklar edinmeye meyilli olur.

Eğer çocuğunuza karşı ilgisiz, onun gerçek ihtiyaçlarından bir haber, herkesin sadece kendi hayatını yaşadığı tarzda bir aile hayatınız olursa; bir gün çocuğunuz bu ortamdan uzaklaşmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Bu durum onun özgüvenini kırdığı gibi, akademik hayatında da başarısızlığa sürükleyecektir.

Ve bir gün size şöyle bir mektup yazabilir;

Her zaman sizin için bir yük olduğumu düşündüm. Aslında bunun gerçeklik payı da yok değil…

Beklemediğiniz bir anda ve –sanırım- çok yanlış bir zamanda geldim.

Siz kendi sorunlarınızla o kadar meşguldünüz ki, ne beni fark etmeye ne de bana ilgi ve sevgi göstermeye zaman bulabildiniz.

Gidermeye çalıştığınız o kadar çok sorun vardı ki, sürekli birbirinizle tartıştınız, sürekli kavga ederken yanı başınızda yaptıklarınıza bir anlam veremeyen ve sadece bir tutam sevgi için saatlerce gözyaşı döken biri vardı.

Ben büyüdükçe sanki benden daha da uzaklaşmaya başladınız.

Sorumluluklarımı almaktan kaçtınız, bana ait olan şeyler sizi korkuttu hep. Yaptığım şeylerin sorumluluğunu almaktan kaçtınız.

Bana ait problemleri çözmekten kaçtınız. Okulda derslerimle ilgili problemlerim olunca, arkadaşlarımla sorun yaşadığımda, hatta sağlık problemlerimde bile benden uzak durdunuz. Çözümü ya öğretmenlerde ya da doktorlarda aradınız…

Sizin nazarınızda kendimi hep değersiz ve hiçbir işe yaramayan biri gibi hissettim. Halen böyle hissediyorum.

Ve bazen diyorum ki “Hiç mi bir şeyi hak etmiyorum?” En azından birazcık sevgi…

Evet, şimdiye kadar sizden beklediğim halde alamadığım sevgiyi, şimdi sağda solda kısaca nerde bulursam oradan alıyorum. Biliyorum bazen o sevgiyi ve ilgiyi kötü insanların arasında buluyorum daha doğrusu bulduğumu sanıyorum ama yalancı ilgi de olsa beni çekiyor…

Mesela yeni arkadaş grubumun aslında benim değerlerimle çok fazla örtüşmediğini biliyorum. Mesela kafelerde saatlerce Internet başında oyun oynamak ya da küfürlü konuşmak gibi şeyleri, alkol alan, uyuşturucu kullananlarla arkadaşlık etmek istemem, ama onlar benimle ilgileniyorlar. Beni FARK ediyorlar. Bu yüzden onlara uymak zorundaymışım gibi hissediyorum kendimi…

Kendimi güçlü göstermekten de bıktım artık… Gerçekten güçlü olmak isterdim ama olamıyorum. Dışarıdan bakıldığında güçlü, yenilmez bir insan olarak görünüyorum, aslında yardıma muhtaç ve ilgiye ihtiyaç duyan biri olduğunu kimse bilmiyor. ..

Bir gün kendi çocuğum olduğunda, sizden alamadığım sevgiyi sonuna kadar vereceğim ve ona, kendisinin bir yük değil de benim için harika bir hediye olduğunu hissettireceğim.

Üstünlük Bekleyen Mükemmeliyetçi Aile Modeli


Her anne baba çocuğunun başarılı, terbiyeli, ileride iyi bir meslek sahibi olmasını ister. Ancak ailenin bütün hayatını çocuğunun öğrenci kimliğinin üzerine kurması, kişilik yapılanmasının yok sayılıp sadece puan ve rakamlardan ibaret çocuklarını kodlaması, asla hata yapmalarına müsaade etmeyerek başarı oranına göre çocuklarını sevmeleri, başarılı ama bir o kadar mutsuz gençlerin yetişmesine sebep olmaktadır.
Hâlbuki her çocuk birbirinden farklıdır. Aynı şeyleri öğrenecek olsalar da farklı zamanlarda öğrenmeleri normal bir durumdur. Bunun yanında her çocuğun öğrenme kapasitesi, ilgi alanları, hayalleri de birbirinden farklıdır.
----- Oğlum artık bizimle hiç konuşmuyor, sürekli odasına kapanıyor, bence bir önceki sınava yeterince hazırlanamadı , bütün bunların hep o sınıf arkadaşı olan 375 ‘lik çocuk yüzünden,. “İşte sonuç ortada, aslında fullerdi yine 3 yanlışı çıktı ama beni dinlemedi şimdi de bildiği soruyu sınavda yapamadı 487 alacak“. Bu nasıl mümkün olabilir anlamıyorum, hayatımızı ona adadık, ben işyerinden sınava hazırlanacak diye ücretsiz izin aldım, eve misafir almıyoruz, bir yere gitmiyoruz, son iki aydır bilgisayara çok takılıyor diye bilgisayarı evden attık…
Her sınavda çözdüğü ve çözemediği soruların exelde bir listesini yaptım, grafikler gösteriyor ki günde çözdüğü 600 soru yetmiyor, bence 495 puan alan arkadaşından bir eksiği yok,”
------ Çocukluğumdan beri hep sinemacı olmak istemiştim, kitap okumayı, okuduğum kitaplardaki karakterleri zihnimde canlandırıp konuşturmayı çok seviyorum. Bir gün ben de senaryolar yazacağım, hatta kendi senaryolarımın yönetmenliğini yapacağım diye hayal ettim hep.

Ne zaman ki lise 1.sınıf oldum, evdeki rüzgâr birden değişti, annem ve babam bana matematik- fen bölümünü zorla seçtirdiler, evet sayısal derslerde de başarılı bir çocuğum ama sevmediğim mesleği yapmak istemiyorum. Babam benim Tıp okumamı istiyor, Annem ise Sinema – Televizyon bölümünün S ‘sini bile duymak istemiyor. Elektrik elektronik bölümünde okumamı istiyor.

Bence ailem kendi ulaşamadıkları hayallerine benim aracılığımla ulaşmak istiyorlar,. Sonunda mücadeleden çok yoruldum ve bıraktım, ne istiyorlarsa olsun…

Mükemmeliyetçi Aile Modelindeki Ebeveynlerin Genel Özellikleri;


Bu aileler çocuklarından her açıdan mükemmel olmasını beklerler. Çocukları anaokuluna gittiğinde hemen her şeyi öğrensin, mümkünse 100 e kadar saysın, 3 yaşında okumayı söksün isterler. İlkokula başladığında yaşıtlarından mutlaka önde olsun, sonra en iyi liseyi kazansın, üniversite sınavından iyi puan alsın ve iyi puan almışsa mutlaka puanına yaraşır şekilde yüksek puanlı bir yer yazsın gibi istekleri daima devam eder.

Çocukları ne yaparsa yapsın aileyi memnun edemezler. Aile için mevcut olandan hep daha iyisi vardır. Çocuk yazılıdan 80 alır, anne-baba “Neden 100 almadın?” diye çocuğu sorgular. Deneme sınavında ikinci olur , anne veya babası “birinci kim ?” diye sorar.
Aile çocuğu hem beğenmez ve yetersiz görürken, hem de başkalarının yanında özellikle de kendilerine rakip gördüğü kişilerin yanında överler.

Çocuk üzerinden prim kazanmak isterler, konuşabildikleri tek konu kızının veya oğlunun başarısıdır.

Arkadaş ilişkilerine müdahale eder, sadece yüksek puanlı çocuklarla arkadaşlık etmelerini isterler, özel erkek veya kız arkadaşlarına asla müsaade etmezler.
Çocuğa spor, sanat gibi ilgilenmek istediği her şey, ders çalışma uğruna yasaklanır. Eğer yasaklamıyorlar ise çocuğun her alanda çok başarılı olmalarını ister ve onu sporda, sanatta bile yarışa sokar ” birinci olmalısın “ derler.

Bu Aile Modelinde Yetişmenin Çocuk Üzerindeki Etkisi:

Ailesinin beklentisini karşılayamamak onları perişan eder,
Yaşadıkları yetersizlik duygusu özgüvenlerini kaybetmelerine sebep olur.
Kendini değersiz, mutsuz ve sürekli gergin hissederler.
Yaşadıkları baskı sonucu çok çalışkan olmak için sürekli kendilerinden ödün verirler
Duygulanımları küntleşir, olaylara sadece mantık penceresinden bakarlar.
Karamsardırlar.
Ani fevri çıkışlarda bulunurlar.
Bir süre sonra aileye karşı kendilerini kapatırlar ve kin beslerler.
Başarılıysam sevilirim, başarısızsam sevilmem diye düşünürler.


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlgisiz – Kayıtsız Aile Modeli ve Üstünlük Bekleyen Mükemmeliyetçi Aile Modeli" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Obengül EJDER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Obengül EJDER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Obengül EJDER Fotoğraf
Dr.Obengül EJDER
Adana
Doktor "Diğer Doktorlar"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Obengül EJDER'in Makaleleri
► Hemofilik Bireylerde Sünnet: Türkiye Modeli Prof.Dr.M.İhsan KARAMAN
► Aile İçi Şiddet Dr.Müberra YENİŞAR
► Aile Planlaması Op.Dr.Ayşe DARAMA
► Aile Planlaması Op.Dr.Müjde KOYUNCU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'İlgisiz – Kayıtsız Aile Modeli ve Üstünlük Bekleyen Mükemmeliyetçi Aile Modeli' başlığıyla benzeşen toplam 94 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:51
Top