2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çağın Hastalığı Obezite
MAKALE #1288 © Yazan Dyt.İlkay KIVRAK | Yayın Temmuz 2008 | 5,912 Okuyucu
ÇAĞIN HASTALIĞI OBEZİTE

Beslenme nedir?

Hippocrates (M.Ö.5.y.y.) sağlıklı yaşamın temel ilkesini şöyle açıklamıştır; “ Sağlıklı yaşam, bireyin temel yapısını (kalıtımı) ve değişik besinleri (doğal ve işlenmiş) gücünün bilinmesini gerektirir. Ancak beslenme tek başına sağlıklı yaşam için yeterli değildir. İdman da yapılmalıdır ve her iki faktörün sağlığı etkilediği bilinmelidir. İkisinin oluşturduğu rejim; mevsimlere, iklim özelliklerine, bireyin yaşına, ve ev koşullarına uygun olmalıdır. Beslenmede ya da idmanda bir yetersizlik olduğunda beden hastalanır.”

İlk çağlardan bu yana insanoğlunun temel sorunu yeterli gıdaya erişim olmuştur. Psikolog A.H. Maslow insan ihtiyaçlarını önceliklerine göre çok acı verenden en az acı verene doğru sıralamıştır ve yeme, içme, uyku gibi fizyolojik ihtiyaçlar bu sıralamada ilk sırada yer alır. Buna göre gıda, insan ihtiyaçlarının birinci basamağı olan fizyolojik ihtiyaçlar arasında yer almaktadır.

İnsan ihtiyaçlarının başında gelen beslenme, büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan öğelerin alınması ve vücutta kullanılmasıdır. Yeterli ve dengeli beslenemeyen bir toplumun sağlıklı ve iş görebilir güçte yaşaması, ekonomik ve sosyal refahının artması mümkün değildir. Yeterli ve dengeli beslenme sadece bireylerin yaşamsal faaliyetleri için değil tüm toplumun gelişmesi için temel koşuldur. Beslenme, açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Beslenme; sağlığı korumak geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir eylemdir. Bireylerin yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi, doğru beslenme alışkanlıkları kazanması; toplumda obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser vb. hastalıkların görülme riskinin azalması, protein enerji malnütrisyonun, vitamin-mineral yetersizliklerinin önlenmesi vb. beslenme ile ilgili sağlık sorunlarının en aza indirilmesinde rol oynayan koruyucu etmenlerden biridir.

Şişmanlık

Şişmanlık optimal vücut fonksiyonu için gerekenden fazla yağ depolanması ile enerji dengesindeki bozukluklarla belirlenen patolojik bir durumdur. Enerji dengesi ve kilo tamamen alınan ve yakılan enerjinin dengesinden ibarettir. Dolayısıyla basitçe yetersiz beslenme yakılandan az alınan kaloriye bağlıyken, aşırı kilo da yakılandan fazla kalori almaya bağlıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve 1,6 milyar civarında da hafif şişman birey bulunmaktadır. 2015 yılında bu oranın sırasıyla 700 milyon ve 2,3 milyara ulaşacağı düşünülmektedir. Son yıllarda şişmanlığın gelişmekte olan ülkelerde kentsel- kırsal ayrımı gözetmeksizin yaşla birlikte hızla arttığı ve kadınların daha çok etkilendiği belirtilmektedir. Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalğı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) Türkiye araştırmasında ise, erişkin kadınlarda şişmanlık görülme sıklığı (%43.0) erkeklerden (%21.1) iki kat fazla bulunurken, en yüksek görülme sıklığı değerleri menopoz sonrası kadınlarda saptanmıştır.

Şişmanlığın en önemli göstergesi vücut yağ dağılımının bozulmasıdır. Yağ dağılımının en basit göstergesi ise bel/kalça oranıdır. Bel/kalça oranı ile kronik hastalıklar arasındaki ilişkinin karın bölgesi yağlarının miktarlarıyla bağlantılı olduğu belirlenmiştir. Son yıllarda bel/kalça oranının erkeklerde >1,0 ve kadınlarda >0,85 olması karın yağ birikimin tanımlanması amacıyla kullanılmaktadır. Tek başına bel çevresinin ölçülmesi de karın yağ dağılımı ve sağlığın bozulmasına bir gösterge olarak pratik kullanım sağlamaktadır. Bel çevresi kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm’ nin altında olmalıdır. Vücut yağının fazlalığı kadar eksikliği de sağlığın bozulmasına yol açabilmektedir.

Şişmanlık nedenleri fazla yeme, fiziksel hareket azlığı, psikolojik bozukluklar ve genetik-metabolik ve hormonal bozukluklar olarak bilinmektedir. Şişmanlığa neden olan etmenler arasında beslenme alışkanlığının hazır yiyecek türüne kayması ve ayaküstü yenilen tost, sandviç, hamburger, pizza, patates kızartması vb. (fast food) yiyeceklerin fazla tüketilmesinin etkisi önemlidir. Enerji alımının fazlalığı ve enerji harcamasının azlığı şişmanlığa yol açabilir. Enerji alımının fazlalığı aşırı yeme, daha çok yağ ve şeker içeren besinleri yeme, öğün atlama, hızlı yeme gibi yanlış beslenme alışkanlıkları nedeniyle olurken, enerji harcamasının azlığı ise hareketsiz yaşam nedeniyle olmaktadır. Ayrıca, vücut ağırlığının düzenlenmesinde rol alan hormonal ve sinirsel faktörler, kalıtımsal faktörler olup şişmanlığa neden olabilirler. Tiroid, hipofiz, böbrek üstü, pankreas ve cinsiyet hormonlarının yapımında ve fonksiyonlarındaki bozukluklar sonucunda kişinin iştahı artabilir, bazal metabolizma hızı yavaşlayabilir ve enerji dengesi bozularak şişmanlık oluşabilir.

Şişmanlığın komplikasyonları; artmış genel mortalite, diabetes mellitus, pulmoner yetmezlik, aterosklerotik kardiyovasküler hastalıklar, konjestif kalp yetmezliği, venöz yetmezlik, tromboflebit, dislipidemi, kolelitiazis, karaciğer bozuklukları, uyku apnesi, infertilite, amenore, yara enfeksiyonları, gebelik durumunda preeklempsi, dejeneratif artrit, deri hastalıkları, immün bozukluklar, bazı kanserlerin görülme olasılığında artma, psikolojik ve sosyal sorunlar olarak sıralanır.

Şişmanlığın başlıca zararları şunlardır:
- Psikolojik sorunlar ortaya çıkar,
- Mekanik yetersizlik oluşur (hareket kısıtlılığından dolayı),
- Metabolik bozukluklar (diabet, gut, hiperkolesterolemi gibi) ağırlaşır. Belirtilen sorunlar şişmanlık nedeniyle oluşmamaktadır. Bu hastalıklarda gıda rejimi uygulanmadığı durumda, hastaların yakınmaları belirginleşir ve hatta ağırlaşır. Örneğin; diabeti olan bir şişman kişi, zayıflarsa ilaç gereksinimi kalmayabilir.
- Kardiovasküler bozukluklar (hipertansiyon, kalp yükünün artması, angina pectoris riski, varisler) artar,
- Deri komplikasyonları (cilt altında yağ dokusundaki kıl dipleri iltihaplanır) oluşur,
- Kazaların oranı yüksektir (yavaş ve hantal olduklarından kazalara maruz kalırlar),
- Ortalama yaşam süresinin azalması (%25 azalma gibi) söz konusudur. Kilo fazlalığının oranına göre, yaşam süresinin belirli oranda azaldığı gözlenmektedir

Obezite Tedavisi :

Tedavide genel amaçlar; vücut ağırlığının azaltılması, uzun dönemde vücut ağırlığının daha aşağı düzeyde tutulması, daha fazla kilo alınmasının önüne geçilmesi ve kilo alınmasıyla ortaya çıkabilecek diğer hastalık risk faktörlerinin kontrolüdür. Hastanın tedavisine yönelik etkin tıbbi yaklaşımlar; diyet düzenlemesi, fiziksel aktivitelerin arttırılması, davranışçı tedavi, farmakoterapi ile bunların kombine şekilde uygulanması ve son çare olarak ta cerrahi tedaviyi içine alır. Düşük kalorili diyet, fiziksel aktivitelerin arttırılması ve davranış terapisini içeren kombine bir tedavi, kilo düşme ve kilonun korunmasına yönelik en etkin yöntemdir.

Bireyin besin gereksinmesini etkileyen en önemli faktör fiziksel aktivite düzeyidir. Kilolu ve obez kişilerde egzersiz en iyi sonuç veren uygulamadır. Herhangi bir aktivite bile hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Obez hastaların egzersizin çok kötü ve cezalandırıcı bir durum olmadığını anlamalarına yardımcı olmak gerekir. Başlangıçta hastalara yaşam şeklini değiştirmeleri konusunda küçük önerilerde bulunulur. Örneğin asansör yerine yürüyerek merdivenleri çıkmak, arabasını iş yerinden biraz daha ileri park etmek gibi. Teknolojiyi daha fazla kullanan toplumumuz hayatını daha kolay ve üretken bir şekilde sürdürmektedir. Fakat sedanter yaşam tarzı kilo problemlerine neden olmaktadır.

Yapılan kontrollü çalışmalarda diyet ve egzersiz kombinasyonu sadece diyet ile karşılaştırıldığında daha fazla kilo kaybı gözlenmiştir ve egzersiz kilo kaybının uzun süreli olmasına yardımcı olmaktadır. Egzersiz, obezitenin önlenmesinde ve tedavisinde diğer tedavi yöntemlerine en önemli yardımcıdır. Egzersiz aynı zamanda yağsız vücut kitlesini artırır ve uzun süreli kilo vermeyi sürdürmeye yardımcı olur. Haftanın çoğu günü en az 30 dakika orta seviyede fiziksel aktivite önerilmektedir.

Genellikle zayıflamak güç, şişmanlamak kolaydır. Şişmanlığı önlemek için bebeklikten itibaren enerji dengesine uygun beslenme alışkanlığının ve fiziksel aktivitenin kazandırılması gereklidir. Bu alışkanlık ise iyi bir beslenme eğitimi ile kazanılır. Şişmanlığın tedavisinde başarılı olabilmek için diyet, egzersiz ve davranış tedavisi gibi üçlü bir yöntem izlenmelidir. Zayıflama programı; diyet, egzersiz, davranış değişikliği ve beslenme eğitiminin bileşkesidir. Şişmanlık için diyet tedavisinin başlıca amaçları vücut ağırlığını istenilen düzeye indirmek, besin öğesi gereksinimlerini yeterli ve dengeli olarak karşılamak, yanlış beslenme alışkanlıkları yerine doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak ve vücut ağırlığı istenilen düzeye geldiğinde tekrar kilo alımını engellemek ve sürekli kilo kontrolünü sağlamak olarak sıralanabilir.

Beslenme İle İlgili Kronik Hastalıklardan Korunmaya Yönelik Öneriler
  • Şişmanlığı önlemek için enerji alımı azaltılmalı, fiziksel aktivite arttırılmalıdır.
  • Yağdan gelen enerjinin oranı, toplam günlük enerjinin %30’ unun altına düşürülmelidir. Doymuş yağdan gelen enerji oranı %10’ un altında olmalıdır. Görünür yağ olarak tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin yağlar kullanılmalıdır.
  • Günlük kolesterol alımı 300 mg’ ın altına düşürülmelidir.
  • Saflaştırılmamış (kepekli) tahıl ürünleri, kuru baklagiller, ceviz, fındık, fıstık gibi besinler ile sebze-meyve tüketimi arttırılmalıdır.
  • Şeker tüketimi enerjinin %10’ unu geçmemeli, saf şekerden çok nişasta içeren karbonhidratlar tüketilmeli, günlük 25 gram civarında diyet posası alınmalıdır.
  • Günlük tuz tüketimi 5-6 gr civarında tutulmalıdır.
  • Yağı iyice ayrılmış et, derisi ayrılmış tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarının etleri ve balık tercih edilmelidir.
  • Yağı azaltılmış veya yağsız süt ve süt ürünleri tüketilmelidir.
  • Alkol alımı sınırlandırılmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çağın Hastalığı Obezite" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.İlkay KIVRAK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.İlkay KIVRAK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.İlkay KIVRAK'ın Makaleleri
► 7 Den 77 Ye Obezite Dyt.Aysen ARICAN ÖZ
► Obezite ve D Vitamini Dyt.Nursena AKKAYA
► Obezite Nedir? Dyt.Çayan KUYTAK
► Çocuklarda Obezite Dyt.Zehra GÖKTAŞ
► Çocuklarda Obezite Dyt.Sevgi Gökçen ERKÜN
► Obezite ve Çocuk Dyt.Perran AYDEMİR
► D Vitamini ve Obezite Dyt.Hatice KARSLIOĞLU
► Obezite ve Kalsiyum Dyt.Serpil TARMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çağın Hastalığı Obezite' başlığıyla benzeşen toplam 60 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Depresyon ve Beslenme Mart 2012
► Gastrit ve Beslenme Şubat 2012
► Gebelik Öncesi Beslenme Şubat 2012
► Hipertansiyon ve Beslenme Temmuz 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:21
Top