2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsel İşlev Bozukluklarında Doğru Bilinen Yanlışlar
MAKALE #19174 © Yazan Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN | Yayın Aralık 2017 | 3,135 Okuyucu
CİNSEL MİTLER

Cinsel mitler cinsel işlev bozukluklarında (vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik vs.) önemli bir yer tutmaktadır. Mitlerin özelliği doğru bilinen yanlışlar olmalarıdır. O kadar doğru olduğuna inanılır ki yanlış olabilecekleri sorgulanmaz. Cinsellikle ilgili yaşantılarda otomatik olarak bilinçaltı bu inanışlara göre hareket eder. Bu yüzden bu yanlış inanışların düzeltilmesi tedavinin olmazsa olmaz parçalarıdır.

Cinsel mitlerin başında cinsel organlar gelir. Cinsel organlar denilince hemen herkesin aklına öncelikle penis ve vajina gelir. Toplumda cinselliğin penis ve vajina birleşmesinden ibaret olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Ama aslında en önemli cinsel organımız beyindir. Çünkü cinsellikten alınan haz tamamen beynimizle, yani düşüncelerimizle bağlantılıdır. Penis ve vajen aslında birer oyuncu beyin ise yönetmendir. Bir filmi film yapan nasıl ki yönetmen ise, cinselliği de yaşatan veya yaşatmayan da aslından beyindir. Bundan dolayıdır ki eğer yanlış inanışlar varsa cinsellikten zevk almakta zor olacaktır ve zaten yaşanamayacaktır.

Yine bir diğer mit ise “Erkeğin cinsel organını ne kadar büyükse verdiği zevkte o kadar büyük olur” inanışıdır. Ancak bilimsel anlamda penis boyutu ile alınan zevk arasında bilimsel anlamda bir ilişkiden söz edilemez. Vajina torba gibi büzüşmüş ortalama 8-9 cm boyunda esnek bir yapıdır. Penis boyuna göre esneme yapabilir. Vajinanın baş kısmında sinirsel yapı daha yoğun olduğundan uyarılma da vajinanın baş kısmında olur. Yani 9 cm olan bir penis işlev görebilir. Piyasada büyütme amaçlı satılanlara ihtiyaç olmadığını bilmek gerekir.

“Cinsellik erkeğin hakkıdır, ben ona bunu yaşatmakla yükümlüyüm” inanışı da toplumumuzda yaygın bir inanış olarak kadınlarımıza inandırılan bir mit olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuz erkek egemen bir toplum olması nedeniyle üretilmiş bir safsatadır. Cinsellik her iki kişinin zevk alacağı bir paylaşım yöntemidir. Erkeğin olduğu kadar kadınında zevk almayı sağlayacak beden bölgeleri vardır. Yanlış bilgi ve eğitim nedeniyle kendi bedeninden uzaklaştırılan kadınlar evlendiklerinde hadi sende zevk al denilse de artık o bilinçaltına yerleşmiş olan inançlarına göre hareket edecek ve zevk almaya değil “acaba zevk verebilecek miyim, yeterli miyim?” endişelerine odaklanacaktır. Bu da doğal olarak cinselliği cinsellik olmaktan çıkaracaktır.
Bir diğer yaygın olarak görülen mit veya yanlış inanış: “Vajenim o kadar dar ve küçük ki penis buradan içeriye giremez”. Tıbbi hiçbir bilgiye sahip olmayan vajinismuslu kadınların sık kullandığı bir mittir. Çocuk doğururken çocuk kafasının sığacağı kadar genişleyebilen vajina, çocuk kafasına göre çok daha küçük olan penisi içine alabilecek yapıdadır. Jinekolojik olarak muayenede herhangi bir anormalite olmadıktan sonra bu inanışın mantık dışı olduğu açıktır. Hatta bu inanışa o kadar inanmış kadınlar vardır ki çeşitli muayenelerden geçtikten sonra bile tıpkı aneroksik kişilerin kendilerini aynada sürekli şişman olarak görmüş olmaları gibi kendi vajinalarını internetten baktıkları vajinalara göre daha küçük görürler. Öyle olmamasına rağmen öyle görürler.
Yanlı inanışlar zincirinde bir başka inanışta himen zarı da denilen kızlık zarıdır. Kızlık zarının deliksiz ve tamamen kapalı olduğu düşünülür. Bununda ilk birleşmede patlayıp yırtılacağı, kanayacağı ve ağrısının olacağıdır. Halbuki kızlık zarı deliksiz olsa rahimden gelen adet kanamaları dışarıya akamaz. Kızlık zarı zaten kişiden kişiye farklılık gösterecek şekilde delikli ve elastiki bir yapıdadır. Deliksiz olması aslında bir hastalıktır ve tedavi edilmesi gerekir. Hiçbir zamanda patlama yaşanmayacaktır. Birleşme sırasında aslında sadece zarın açıklık kısmı genişleyecektir. Ön sevişme ile yeterli kayganlık sağlandığında genelde ağrı hissedilmez. Ağrı olsa bile 3-5 saniye ile sınırlıdır ve hatta zevk artırıcı fonksiyonda görür. Kan gelmesinin nedeni de yine zar açıklığındaki genişlemede açılan ince damardan akan bir iki damlacık kandır.

Yine toplumumuzda yanlış eğitim nedeniyle oluşan bir başka mitte “cinsellik talep eden kadın hafif kadındır” inanışıdır. Kadın cinselliği talep etse hafif oluyor, etmese soğuk oluyor. Peki bu kadınlar ne yapsınlar? Bu durumda kadın iki arada bir derede kalıyor. Çocukluktan getirdiği cinsellik senin işin değil inancı ile eşi ile nasıl zevk yaşayabilsin? Bu mit aslında erkekleri de zora sokmaktadır. Ancak biz diyoruz ki cinselliği kim talep ederse etsin ne hafiftir ne de sapıktır. Son derece doğal bir istek ve arzudur.

Yine bir başka önemli bir mitte cinselliğin yaşanma şekliyle alakalı olan “ her cinsel yakınlaşma cinsel birleşme ile sonlanmalıdır” inanışıdır. Özellikle ereksiyon sorunu ve erken boşalma sorunu yaşayan erkekler ile vajinismuslu kadınlarda görülen yaygın inanıştır. Böylelikle aslında sevgi ve saygı paylaşımı olan sevişme ve yakınlık duyma hisleri yok ediliyor. İnsanlar dokunsallıklarını yaşayabilirler bu illa da cinsel birleşme ile son bulması gerekmiyor. Tedavide bu konuyla ilgili olarak özellikle bilgilendirme yapılır ki endişeden uzak bir cinselliğinde yaşanabileceğini hasta hissetsin. Ardından bu rahatlık cinsel birleşme sırasında da yaşanmasın.

Yine vajinismuslu kadınlardan cümlelerden bazıları da vajinalarına dokunamamak, genital bölgeye bakamamak gibi özelliklerinin olması. Organını temizlerken bile dokunmak istemeyen bir kişi kendi organını dışlamış sayılmaz mı? Kendinin olarak kabullenmediği bir organla nasıl bir zevk yaşayacaktır?

“Cinsellik bir performans işidir, başarılıysan adamsın” inanışı yine bir başka mit olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkeğin her zaman cinselliğe hazır olması gerektiği ve penisinin her zaman sert olması gerektiği, penisin sertliği erkekliğin simgesi olduğu inancı sertleşme sorunlarına neden olabilir.

Kadınların cinsel isteği azdır inanışı ile cinsellikten uzaklaştırılan kadınlardan daha sonradan erkeğine cinsellik yaşatması için beklenti içerisine girilmektedir. Doğal bir cinsellikte zaten hem kadın hem erkek zevk yaşayacaktır. Ama iş zorlamaya, yani kadın mutlaka zevk yaşatmalıdır inancına odaklanıldığı zaman tatsız tutsuz durum ortaya çıkacaktır. Zoraki yapılan ilişkide vajinanın kuru olmasına, bununla birlikte sürtünmenin artmasına neden olacağından ağrıyı beraberinde getirecektir. Vajinanın kuruluğu ile nasıl başa çıkacağını bilmeyen kadınlarda da vajinismus ortaya çıkabilir. Cinsel istismarların vajinismusa neden olduğu bilinmektedir. Zorla yapılan ilişkiler bir şekilde cinsel istismarda yaşanan duyguları tetikleyecek ve vajinismusun yaşanmasına neden olacaktır.

“Kadın ve erkek aynı anda orgazma ulaşmalıdır. Orgazm cinselliğin neticesidir. Kişi orgazma ulaşınca cinsellik sonlanır. Orgazmın yaşanmadığı cinsellik, cinsellik değildir” düşünceleri de yine cinsel işlev bozukluklarında sık görülen yanlış inanışlardandır. Erkekler ile kadınların aynı anda orgazma ulaşmaları mümkün olabildiği gibi olmadığında da bunun bir sorun olması düşünülmemelidir. Cinsellik orgazm demek değildir. Orgazm sevişmenin içerisinde bir noktadır. Erken boşalmaların ardında erkeğin boşalmaya odaklanmış olması önemli bir faktördür. Halbuki cinsellikten alınan hazza odaklanılsa daha keyifli bir cinsellik yaşanacaktır.

Yine vajinismuslu kadınlarda görülen vajina sterildir, vajinamdan içeriye bir şey girmesi tehlikelidir düşüncesi vajinanın otomatik olarak kapanmasında önemli bir faktördür. Vajina steril değildir ve penisi kabul etmeye hazır bir organdır.

Tabular ve yanlış ve çarpıtılmış dinsel baskılar vajinismusun oluşmasında büyük rol oynar. Aslında din cinselliği yasaklama değil gerektiğinde teşvik eder.

Tüm bu doğru bilinen yanlışlar terapi sırasında bilişsel yeniden yapılandırma çalışması ile mutlaka doğru şekilde yeniden yapılandırılır. Daha sonra yeni düşünce kalıplarının kalıcı hale gelebilmesi için davranışçı yöntemler (ev ödevleri ve egzersizler) ve hipnotik yöntemler ile desteklenir. Düzeltilen düşünceler hipnoz altında telkinlerle bilinçaltına yerleştirilmeye çalışılır.

Klinik Psik. Uzm ALPASLAN KESKİN

Kaynakça:
Dr. Haluk ALAN ve Dr. Sinan GÜZEL (2017), VAJİNİSMUS TEDAVİSİNDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI HİPNOTERAPİ, Psikoterapi Enstitüsü yayınları, Darıca-KOCAELİ
Dr. Cem KEÇE-Serap Güngör, 2012, 10 adımda Vajinismus tedavisi, pusula yayınları, ikinci basım.
Dr. Cem Keçe, (2015), cinsel mitler ve vajinismus. Terapi odası videosu.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cinsel İşlev Bozukluklarında Doğru Bilinen Yanlışlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alpaslan KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Alpaslan KESKİN'in Makaleleri
► Cinsel İşlev Bozukluklarında Terapi Psk.Elif AKSOY SİNCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Cinsel İşlev Bozukluklarında Doğru Bilinen Yanlışlar' başlığıyla benzeşen toplam 50 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:04
Top