2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile İçi İletişim ve Psikoloji
MAKALE #202 © Yazan Psk.Mehmet Emin KIZGIN | Yayın Eylül 2007 | 21,662 Okuyucu
AİLE
Kan bağlılığı,evlilik ve diğer yasal yollardan,aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan ;bireylerin cinsel ,psikolojik ,sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı,topluma uyum ve katılımların sağlandığı ve düzenlendiği temel bir birimdir.

Çocukların iyi bir gelişime gösterebilmeleri için ana –baba ile çocuklar arasında etkili bir iletişimin kurulması gerekir.

Etkili iletişim ,aile üyelerinin karşılıklı olarak birbirinin düşüncelerini duygularını anlamalarını sağlar.;işbirliği,yardımlaşma ve paylaşma davranışlarına yol açar.

Çocukların gelişmesi için uygun bir ortamın oluşturur.Çocuklar ,özerk ve bağımsız kişilik geliştirirler,düşüncelerini ve duygularını açıklama özgürlüğü ve alışkanlığı kazanırlar.

İletişim engellerinin yer aldığı aile ortamında çocukların gelişimi engellenir.

Çocuklar özgürce düşünemeyen ,düşüncelerini ve duygularını açıkça dile getiremeyen bağımlı birey olurlar

İleride çeşitli sorunlarla ve uyum güçlükleriyle karşılaşması muhtemeldir.

İLETİŞİM:DUYGU ,DÜŞÜNCE VE BİLGİLERİN AKLA GELEBİLECEK HER TÜRLÜ YOLLA BAŞKALARINA AKTARILMASIDIR.

Humpreys(1998) Sağlıksız ailenin iletişim kalıpları

•Yargılama
•Denetleme
•Nötralize etme
•Üstünlük taslama
•Katılık
•Zıtlık içeren mesajlar
•Çifte mesaj
•Fazla kabullenme/fazla eleştirme
•Kişiselleştirme
•Günah keçisi yapma.

Sağlıklı ailenin iletişim kalıpları
•Aktif dinleme
•Yargılamama
•Özgür bırakma
•Empati
•Hazır olma
•Açık olma
•Tutarlılık


Çocuklarla iletişim kurmak ebeveynlerin en önemli becerilerinden biridir.

Etkili iletişim ,çocuklara değer vermeyi ,problem çözmeyi ve başkalarıyla iyi geçinmeyi öğretmek için temel bir kuraldır.

Çocuklarla iletişimin açık ve etkili olması için anne –babalar tam ve samimi bir ilgiyle onları dinlemeyi istediklerini hissettirmelidirler.

AİLE İLETİŞİMİNDE BİZ İLETİLERİ
Grubun problemini düşüncelerini açıklayan cümlelerdir.
“Ben bir problemimi açıyorum ancak bununla birlikte ilgilenmeliyiz.”
“Biz bir olayda birlikteyiz”
Problem gruba aittir.
Duygusal ayrılığı azaltır.
Daha az savunma ve dirence neden olur.
Sorumluluğu grup üstlenir
Sorumluluk eşit paylaşılır.

Biz iletisi aile iletişiminin kalitesini artırır.
Aile içindeki birliktelik güçlendirir.
Ben ve biz iletilerinin aile sistemine etkisi farklıdır.
Her ikisi de ailenin amacına ulaşmasına yardımcı olur.












BEN İLETİLERİ
Kişilerarası iletişimde problemi açmada etkili yoldur.
Bireyler için daha sıcak ve kabul edicidir.
Daha az savunma ve direnç yaratır.
Ailede ve grupta etkili problem çözme sürecinde kullanılır.
Ben iletisinin ana amacı çocukları etkileyerek yaptıklarını değiştirmektir.
Ben iletileri ailede çocuklara örnek oluşturur.

Çocuklarımızın en temel gereksinimleri

•Kayıtsız şartsız sevilmek
•Dokunulmak
•Güven duyulmak
•Sosyalleşme
•Uyarılma
•Kendini değerli görme


Dinleme

•Edilgin dinleme
•Aktif dinleme

Edilgin dinleme

•Edilgin dinleme amaç onay tepkileri yoluyla kendi görüşlerimizi açıklamadan ve geri bildirim kullanmadan ,konuşan kişinin iyi – kötü tüm yönleriyle kabul edilmesidir.


•Mesaj Onay tepkileri evet ,hı hı, anlıyorum öyle mi,kafamızı öne eğerek onaylama

•İletinin anlamı :çocuğa duygularının anlaşılmak ve kabul edilmek istendiği,vereceği karara güvenileceği,sorunundan kendisinin sorumlu olduğu şeklindedir.

•Edilgin dinleme;çocukların ,derinlerde yatan sorunların ortaya çıkmasında ve ana –baba ile duygularını paylaşmada ona yardımcı olur.


Aktif dinleme

• Mesaj konuşan bireyin sözlerini açarak tekrar etmesidir.

•Bu yöntem ,çocukların olumsuz duygularından dolayı rahatsız olmalarını engeller ,yetişkinle çocuk arasında sıcak bir ilişkinin kurulmasını sağlar,sorunların çözülmesini kolaylaştırır.


•Pasif dinlemeye(susma)karşılık aktif dinleme çocukla karşılıklı ilişki kurmayı ve çocuğa kendisinin anlaşıldığını hissettirir.

•Bu diyalog çocuğun iletişime hazır olduğu 2 yaş gibi anlamlıdır.çocukluk yıllarında kurulmayan iletişimin ileriki yıllarda oluşturulması zor gözüküyor.

Hatalı iletişim
Çocuk :Ahmet bugün benimle hiç oynamadı.

Anne:arkadaşlarınla iyi geçinmek gerektiğini öğrenmelisin.

Çocuk:onunla oynamak istemiyorum!o aptalla iyi geçinmekte
istemiyorum.

Anne:O zaman seninle oynayacak başka birini bul.

Çocuk:Beraber oynayabileceğim başka kimse yok.

Anne:yorgunsun ,yarın kendini daha iyi hissedersin ve olayı unutursun.

Çocuk :yorgun değilim ,yarın kendimi iyi hissetmeyeceğim,ondan nefret ediyorum.

Anne:Bir daha arkadaşların hakkında böyle konuşursan pişman olursun.

Aktif Dinleme

Çocuk:Ahmet bugün benimle hiç oynamadı.

Anne :Ahmet’e kırılmış görünüyorsun

Çocuk:Onunla hiçbir zaman oynamayacağım.

Anne:O kadar kızgınsın ki onu bir daha görmek isteniyorsun.

Çocuk:evet ama onunla arkadaşlık etmezsem oyun oynayacak
başka arkadaş bulamam.

Anne:yalnız kalırsın

Çocuk :onunla iyi geçinmek zorundayım.,ama kızmamak elimde değil.Daha önce her dediğimi yaptığı için ona kızmıyordum,oysa şimdi ona emir veremiyorum.
Anne :Onu etkilemek pek kolay olmasa gerek.

Çocuk:Evet artık o bir bebek değil.

Anne :Evet en onu bu haliyle daha çok seviyor olmalısın

Çocuk:Evet.ama ona emir vermeye çok alıştığım için bu halini
yadırgıyorum.Belki ara sıra onun dediklerini uygularsam daha az kavga ederiz,ne dersin?

Aktif dinleyicinin geliştirmesi gereken davranışlar

•Çocuğu dinlemek için zaman ayırmalı
•Çocuğa yardım etmek için hazır olmalı
•Duygularının kabulü
•Çocuğun sorunlarını çözebileceğine inanmak,ona güven duyularak gerçekleşir
•Duygu ve düşüncelerinin sürekli değişebileceğini dikkate almak
•Çocuğu ayrı tek bir kişilik olarak görmek
•Yetişkin kendi duygularını bırakarak onun dünyasına girebilmelidir. Çocuğu dinlemenin yararları

•Konuşma yeteneği artar.Kendini daha iyi ifade eder.
•Duygularını saldırganlık ,ağlama vs. göstermek yerine sözle ifade ederek rahatlar.
•Anlaşıldığını hisseden çocuk kendini rahat huzurlu hisseder.
•Çocuğun kendine güveni artar.
•Çocukla anne baba arasında yakınlık doğar.
•Söyledikleri dinlenen çocuk da anne babasının sözünü dinlemeye başlar.

Dinlemeye başlamadan önce duruşumuz nasıl olmalıdır?

•Karşınızdaki ile göz teması kurun
•Gülümseyin ve yumuşak bir ifadeye sahip olun
•Kollarınızı kavuşturmayın
•Konuştuğunuz kişiye dönük olun.
•Geriye yaslanarak durmayın
•Size söyleneni bilseniz bile dinleyin.
•Aynı fikirden olmasak bile hayır diye söze başlamayın.




İyi bir dinleyici olmanın koşulları

Dinlerken bedensel olarak dinleme durumuna girin ve dikkatle dinleyin
Hımmmm evet gibi sözcüklerle konuşulanı takip ettiğinizi belirtin.,
Söylenenleri duyduğunuzu belirtin ve tekrar özümleme yapın.
Konuşanın duygularını isimlendirin.
Soruna hemen çözüm getirmeyin .Ne yapmayı düşünüyorsun ? diyerek çocuktan ilk çözümü bekleyin.

•Anne babalar genellikle çocuklarını dinlediklerini düşünürler oysa çocuk konuşurken bilerek yada bilmeyerek ikaz ,yargılama gibi çocuğu bloke edecek müdahalelerde bulunurlar.

•Çocuğun susmasına ,içine kapanmasına neden olan bu gibi müdahalelere iletişim engelleri denir.

İletişim engelleri

1-mretme, yönetme:
“Yapman gerekir…”…yapacaksın” “yapmak zorundasın”
-Korku ya da aktif direnç yaratabilir;
-Söylenenlerin tersini “denemeye” davet edebilir;
-İsyankar davranışa ya da misillemeye yol açabilir.






2-Uyarma tehdir etme ve göz dağı verme
“…yapamazsın…olur” “Ya yaparsın, yoksa...”
•Korku, boyun eğme yaratabilir;
•Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip gelmeyeceğini “denemeye” yol açar:
•Gücenme, kızgınlık, isyankarlığa neden olabilir.

3-Ahlak dersi verme, vaaz etme
“…yapmalıydın” senin sorumluluğun” “…şöyle yapmak gerekir”
•Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır;
•Çocuğun durumunu daha şiddetli savunmasına yol açabilir (“Kim demiş?”

4-Öğüt verme, çözüm getirme, fikir verme
“Ben olsam…” “Neden… yapmıyorsun?” “Bence…” “Sana şunu önereyim…”
•Çocuğun kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu ima eder;
•Çocuğun sorunu bütünüyle düşünüp, değişik çözümler getirip seçenekleri denemesine engel olur;
• Bağımlılık ya da direnme yaratabilir.

5-Mantık yoluyla inandırma, tartışma
“İşte şu nedenle hatalısın…” “olaylar gösterir ki…” “Evet, ama…” “Gerçek şu ki…”
•Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtır;
•Çoğunlukla çocuğun aileyle iletişimi kesmesine ve artık dinlenememesine yol açar;
•Çocuğun kendini beceriksiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilir.


6-Yargılama, eleştirme, suçlama
“Olgunca düşünmüyorsun…” “Sen zaten tembelsin…”
•Yetersizlik, aptallık, yanlış değerlendirme anlamı taşır;
•Çocuğun olumsuz bir yargıya hedef olma ya da azarlanma korkusuyla iletişimi kesmesine yol açar;
•Genellikle çocuk yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar (“ben kötüyüm!”) ya da karşılık verir (“Siz de daha mükemmel değilsiniz!”)
7-Övme, görüşüne katılma, teşhis koyma
“Çok güzel!...” “Haklısın, o öğretmen berbat birine benziyor” “Bence harika bir iş yapıyorsun…”
•Ailenin beklentilerinin çok yüksek olduğunu ima eder;
•İstenilen davranışı yaptırabilmek için, söylenen içtenlikten yoksun bir manevra gibi algılanabilir;
•Çocuğun öz imgesi (kendini algılayışı) ile övgü uygun değilse çocukta kaygı yaratabilir.




8-Ad takma, gülünç duruma düşürme
“Koca bebek…” “Hadi bakalım süpermen” “geri zekalı”
•Çocuğun kendini değersiz hissetmesine, sevilmediği kanısına varmasına yol açabilir.
•Çocuğun öz imgesi üzerinde çok olumsuz etkileri olabilir;
•Genellikle karşılık vermeyi iteler.
9-Tahlil etme, teşhis koyma

“Senin derdin nedir biliyor musun?” “Herhalde çok yorgunsun” “Aslında sen öyle demek istemiyorsun”
•Tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve başarısızlık duygusu uyandırabilir;
•Çocuk kendini korumasız, kıstırılmış hisseder, kendisine inanılmadığı kanısına varabilir;
•Çocuk yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimi keser.

10-Güven verme, teskin, teselli etme
“Aldırma…Boşver, düzelir…” “Hadi biraz neşelen…” “Zamanla kendini daha iyi hissedersin…”
•Çocuğun kendini “anlaşılmamış” hissetmesine neden olur;
•Kızgınlık duyguları uyandırır (Size göre kolay tabii!)
•Çocuk genellikle mesajı “Kendini kötü hissetmen doğru değil” biçiminde algılar.


11-İncelemek, araştırmak, soruşturmak

“Neden?...Kim?...Sen ne yaptın?...Nasıl…”
•Sualleri cevaplama genellikle eleştiri veya zorunlu çözüm getirdiğinden, çocuklar genellikle hayır demeye, yarı-doğru cevap vermeye, kaçamağa yönelir veya yalan söylerler;
•Sualler genellikle sual soranın nereye varmak istediğini açıklamadığından, çocuk korku ve endişeye kapılabilir;
•Ailenin endişelerinden doğan sorulara cevap vermeye çalışan çocuk kendi sorununu gözden kaçırabilir.

12-Konu değiştirme, işi alaya vurma, şaka yolu, kendine çekme
“Daha güzel şeylerden konuşalım…” “sen neden dünyayı yönetmiyorsun?”
•Yaşamın güçlükleriyle savaşmak yerine, onlardan kaçınmak gerekli, mesajını verebilir;
•Çocuğa, sorunlarının önemsiz, saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir;
•Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.
•İletişim engelleri ,kendini anlatmaya çalışan çocuğa yardımcı olmadığı gibi onun ileriki sorunlarını da anlatmamasına neden olabilir.
•Bunun yerine yapılacak yardımcı davranışlar şunlar olabilir.




Dinlemeye açık yardımcı davranışlar

•Sessizlik;sadece sessiz durarak çocuğa konuşma alanı bırakabiliriz.
•Empati:yaptığımızın en önemli göstergesi diz çökerek çocukların gözüyle dünyaya bakmak yada onları kucağımıza almak ,çocuğu anlamaya yönelik açık bir davranış şeklidir.
•Kabul;çocuğu sorunu ile birlikte yargılamadan olduğu gibi günahıyla sevabıyla kabul etmek
•Dürüst olmak ;çocuğa yetişkin gözüyle değil sadece insan gözüyle bakmak


İLETİŞİMDE İFADE HATALARI

SEN DİLİ
Ebeveyn ve çocuklar arasında çıkan en büyük anlaşmazlıklar olumsuz davranışlardan kaynaklanır.

Odası dağınık olan çocuğumuza
“Ne pasaklısın, senin gibi düşüncesiz çocuk görmedim.” Sen dili

Sen dili ile yapılan ifadeler kızgınlığın nedenini açıklamaz.

Sen dili ile ifade edilen kızgınlıklar davranışa değil kişiliğe yöneldiği için çocuğu veya genci üzer,onuru kırıldığı için direnmesine ve karşılık vermesine yol açar.
BEN DİLİ

•Ben dili anne –babanın olumsuz davranış sırasında yaşamakta olduğu olumsuz etki ve duyguları açıklayan dürüst ve sorumlu bir kızgınlık ifadesidir.

Çocuk davranışını kendi isteği ve bize verdiği değer yüzünden değiştirebilmesi için sorunumuzun ve kızgınlığımızın gerçek nedenini bilmesi gerekir.

Bunun için de üç tür bilgi gerekir.
1-Sorunu yaratan davranış hangisidir?
2-Bu davranış bizi nasıl etkilemektedir?
3-Bu etkinin bizde uyandırdığı tepkiler nelerdir?

Bu üç bilgiyi içeren mesaja ben mesajı denir.

1-Sorunu yaratan davranış hangisidir?
“Senin gibi pasaklı çocuk görmedim.”
Odanın dağınıklığı, odasını toplamama

2-Bu davranışın bizde oluşturduğu belirgin etki:
yorulmak,vaktin boşa harcanması

3-olumsuz davranışın bizde yaşattığı duygular
Sinirleniyorum ,kızıyorum vb

Odan böyle dağınık olduğu zaman toplamak zorunda kalıyorum ve yoruluyorum.Bunun için zaman kaybettiğim için de kızıyorum. Ben dili

Ben dili ile konuşmanın üç tür olumlu etkisi vardır.

•Duyguların açıklanması kişinin rahatlamasını sağlar.
•Anne baba bazen kızgınlığının nedeninin çocuğun davranışı nedeniyle olmayıp ,özel yaşantısında karşılaşmış olduğu olumsuz bir durumdan kaynaklandığını anlar.
•Çocuk sözlerde saldırı olmadığı için davranışının sorumluluğunu üstlenir.

•Araştırma sonuçları Ben Dili ile hitap edilen çocukların düşünme yeteneklerinin arttığını ,sebep-sonuç ilişkilerini daha iyi anladıklarını ve sorumlu olduklarını göstermiştir.
•Ben mesajları çocuğun daha sağlıklı gelişmesine ve özgüvenlerinin sarsılmamasına yardımcı olur.
•Bu durumda çocuk ve genç dış kontrol ve tehdit yerine iç kontrol ve iç denetim kazanır.

Ebeveyn –çocuk iletişiminde okul sonrası iletişim

Okuldan sonra yapılan konuşmaların ebeveyn çocuk ilişkilerini güçlendirdiği belirtilmektedir.
Beklenmedik bir şey yapın yada söyleyin.
Önce siz konuşmayın,sessiz kalın çocuğunuzun konuşmasını bekleyin.
“Bugün sana çok hoş göründüğünü söyleyecektim ama bu sabah çok çabuk çıktın.”


Sağlıklı iletişim kurmak için

Dürüst bir iletişim geliştirin
İletişim için zaman ayırın
Çocuğunuzun nasıl hissettiğini alışkanlık haline getirin.
Mahremiyetine saygı duyun
Çocuğunuzu olduğu gibi sevin

EŞLER ARASINDA İLETİŞİM

Özuğurlu(1990)nun 300 evli kadın üzerinde yaptığı araştırma
%96 eşiyle arasındaki iletişim yetersizliği
%93’ü rol paylaşımındaki anlaşmazlıktan
%86’sı evli kadınların bir kişi olarak kendi varlıklarını ortaya koymamaktan şikayetçi oldukları bulunmuştur

Yaşamın Normal Güçlükleri :
Okula başlamak ,
Yakınını kaybetmek,
İşsiz kalmak,vb.
Zaman uzun sürdü
Kişileri rahatsız ediyor
iletişimi bozdu
Sınırlarımızı zorladı

SORUNNNN!!!!



Doğru çözüm yöntemi
Doğru strateji


Eşlerin sorunları:
Psiko –Sosyal sorunlar:Gelenek,görenek sosyal değerler,ahlak yaptırımları
Yaşamı sürdürmeye yönelik “Sosyo –ekonomik” sorunlar
Anne –baba- çocuk “kuşak sorunları”
Cinsel sorunlar





Problem çözme iki çıkar temeline dayanır.

Problemin çözülmesi
İlişkinin korunması

Konuk (1993), eşler arasında bir konu ele alınırken bu süreci kolaylaştırmak için yapılması gerekenleri şöyle sıralamıştır:

Uzlaşma sürecini kolaylaştırmak için:
Kendini eşinin yerine koy.
Önerilerinizin eşinizin değerleri ile çatışmamasına dikkat edin.Onun dilini kullanmaya çalışın.
Sabırla dinle anladığını belli et.
Tartışmayı haklı çıkmak için değil uzlaşmak için yap.
Size yapılan saldırıyı probleme yönelik algıla.

Eşler için savunmaya geçmeden konuşma sanatının özü, söylenenleri kişisel sal¬dırıya dönüştürmek yerine belirli bir şikayet konusu etrafında tutmaktır.
Haim Ginott, bir şikayetin en iyi formü¬lünün "XYZ" olduğunu ileri sürmüştür.

Sen X’i yapınca, bu bana Y'yi hissettirdi, oysa ben Z'yi yapmanı isterdim.

Örneğin, "Beni arayıp yemek randevumuza geç kalacağını bildirmeyince beni önemsemediğini hissettim ve kızdım. Keşke arayıp bana geç kalacağını söyleseydin" yerine

"Sen düşüncesiz, bencil herifin tekisin" demek ne yazık ki çoğunlukla eşler arası kavgalarda sorunun ele alınış biçimidir

Kadınlar ile erkekler arasında farklılıklar vardır. Eşler bu farklılıkları nazik sevgi dolu ve etkili bir iletişimle aşmayı öğrendiklerinde aralarındaki ilişkiyi ömür boyu sürdürme şansı artar.


Fitzpatrick ve Ritchie aile içi konuları ele alma ve tartışma bakımından üç ayrı evlilik ve aile sınıflaması yapmışlardır.
1-Bağımsız çiftler
2-Geleneksel çiftler
3-Ayrı çiftler


BAĞIMSIZ ÇİFTLER
Aile içinde açıklık önemsenir ve anlaşma için baskı yapılmaz.
Çiftler aile içinde kadın ve erkeğin eşitliğine inanırlar ve çocuklarını bu inançları aşılarlar.
Aile çocuklarının iletişim yeteneklerini geliştirmeye ve bağımsızlıklarını güçlendirmeye çalışırlar.

GELENEKSEL ÇİFTLER
Uzmanlaşmacı yönlerini ebeveynlik ilişkilerinde gösterirler.
Çiftlerin yaşam felsefesi birbirine benzer.
Evlilik için kişisel bağımsızlığından özveride bulunmak gerektiğine inanırlar.
Çatışmalardan kaçınıp önemli konuları tartışırlar.

AYRI ÇİFTLER

Ebeveynler koruyucu rolünü üstlenmişlerdir.
Bütün aile üyeleri mutabakata bağlıdır.
Ailede çok az samimiyet vardır.
Çiftler basmakalıp kadın-erkek rollerini üstlenirler.
Çatışmalardan kaçınırlar.
Çocuklarını dış etkilerden korumak için nasıl baş edecekleri hakkında eğitmek için çaba harcamazlar. Çiftler evlilikleri hakkında çok az şey konuşurlar.

Cutrona ve Suhr’a göre insanlar öncelikle desteği kendi eşlerinde ararlar.

Destek ,iletişimin en önemli kaynağıdır.

Eşin verdiği desteğin yerini hiçbir şey tutamaz.


AİLE İLETİŞİMİNDE
KONUŞMACI –DİNLEYİCİ TEKNİĞİ (SPEAKER/LİSTENER TECHNİGUE)






KONUŞMACI DİNLEYİCİ TEKNİĞİNDE AMAÇ:

Etkili iletişim
Takım çalışması
Çatışma yönetme becerisi kazandırmak
Eşler arasında sevgi ve arkadaşlık bağlarını güçlendirmek.


Bu teknik iletişim eğitiminde etkili bir yoldur.
Eşler açısından karmaşık ve zor görünen konularda kullanılmalıdır.
.
İyi dinleme ve ben iletilerine dayanır.
Odak noktası sorundur.

EŞLERİN UYMASI GEREKEN KURALLAR

Gerçek bir konu planla.
İyi tartışmaya odaklan.
Konuşmanın akışını durdurabiliriz.

KONUŞMACI İÇİN KURALLAR
Sürekli konuşmayınız
Konuşmalarınız anlaşılmadıysa tekrar anlatınız.
Ben iletileriyle konuşun
Herhangi bir anda karşımızdaki kişinin ne düşündüğünü sorabiliriz.
Dinleyicide yorum yapmak için soru sorabilir.


DİNLEYİCİ İÇİN KURALLAR
Yalnızca duyduklarınızı tekrarlayın.
Söz hakkı alana kadar kendi duygularınızdan konuşmayın
İyi dinleyici ol.
Onun söylediklerini anlamaya çalış
Eşinin bakış açısına odaklan.
Aynı fikirde olmasan da onu anladığını ilet.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile İçi İletişim ve Psikoloji" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Mehmet Emin KIZGIN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Mehmet Emin KIZGIN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mehmet Emin KIZGIN Fotoğraf
Psk.Mehmet Emin KIZGIN
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi159 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Mehmet Emin KIZGIN'ın Yazıları
► Aile İçi İletişim Psk.Ayşe YILMAZ
► Aile İçi İletişim Psk.Dnş.Özgür TÖNBÜL
► Aile İçi İletişim Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
► Aile İçi İletişim Psk.Dnş.Muharrem KÖSE
► Aile İçi İletişim Psk.Ali BIÇAK
► Aile İçi İletişim Psk.Bahattin GÖKTAN
► Aile İçi İletişim Elif IPEK
► Aile ve Çocukta İletişim Psk.Fatih KİRİŞCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Aile İçi İletişim ve Psikoloji' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik ve Doyum Ocak 2014
► Boşanma Sebepleri Aralık 2007
► Hipnoz Nedir? Ekim 2007
◊ Küçük Prens Ağustos 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:30
Top