2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlik Dönemi, Kişilik Gelişimi ve Kimlik Edinme Süreci
MAKALE #4093 © Yazan Psk.Ayşe Esma VATANSEVER | Yayın Aralık 2009 | 13,052 Okuyucu
Ergenlik dönemi, kişinin hayatında fiziksel ve psikolojik açıdan yeni bir oluşumun meydana geldiği kritik bir dönemdir. Her birey gelişme süreci boyunca içinde yaşadığı dünyayı ve kendisine ait uyarıları duyumsar ve buna uygun tutumlar geliştirir. Bunlardan bazıları gerçekçi, bazıları gerçek dışıdır. Kişinin kendilik kavramı (self-concept) çevresiyle etkileşimleri sonucu oluşur.
Çocuk, doğumundan itibaren çevresiyle bir takım ilişkiler kurmaya başlamaktadır. Değişik safhalar itibariyle ele alınabilecek bu ilişkiler ilk olarak oyun şeklinde tezahür etmektedir. "Oyun" safhasında çocuk, organize bir sistem içinde başka insanların rollerini oynayarak, böylece kendini onlardan ayrı sosyal bir obje olarak hüviyetlendirmeyi öğrenmektedir. Bu safha, toplumsal kavramların içselleştirilerek kişinin sosyal sistemde yerini almasıyla ortaya çıkan ilk sosyalleşme dönemidir. Daha sonraki dönemlerde kişiyi etkileyen ve sosyal ihtiyaçlarını tatmin eden referans gurupları önemli rol oynamaya başlamaktadır. Bu gruplar birbirlerinin yerini almakta ve zamanla fert açısından önemleri ve etkileyicilikleri değişmektedir (Goldenberg, 1987; Akt: Birkök).
Toplumun, kültürün ve çevrenin birey üzerindeki etkisi ne denli yoğun olursa olsun yine de kendi dünyasında olup bitenler onun için öncelik taşır ve davranışlarını insan doğasının gereği doğrultusunda sürdürür (Geçtan, 1988). Dış ortamla etkileşimden edinilen bilgi ve yaşantılar bireyin bilişsel sisteminde sembolik temsilcileri aracılığı ile yer alarak bireyin bakış açısını oluşturur. Bu bakış açısı, kişiliğin yapıtaşını oluşturarak bireye karşılaştığı sorunları çözmek üzere rehberlik eder (Long 1993; Akt: Ünal,2001).
Başlangıçta farklılaşmamış bir benliğe sahip olan çocuk, daha ilk yıllardan itibaren ihtiyaçlarını karşılamada yeteneklerini kullanmada, hayat boyu kendisine kılavuzluk edecek belirli ve çevreden öğrenme yoluyla aldığı bilgileri bütünleştirerek kimliğini oluşturmaya başlar.
Erikson (1964), kişinin hayatı boyunca meydana gelen değişmelere olan uyumunu sekiz safhayla tasvir etmektedir. İlk dört safhaya kadar temel duyular ortaya çıkmakta ve çeşitli şekillerde çevreyle ilişkiler kurulmaktadır. Güven ve güvensizlik duyuları gelişmekte, otonomi, utanma, şüphe gibi duygular ortaya çıkarak bilgiler öğrenilmeye, tutum ve davranışlar tecrübe edilmeye başlanmaktadır. Bu safhalarda, kişinin yöneldiği çevre ve esas faktör ailedir.
Erikson'a göre, kişilik gelişiminde beşinci kritik dönem olan ergenlik dönemi 13-14 yaşlarında başlayıp 20 yaşlarına kadar sürer. Büyüyen ve gelişen genç bir yanda genital olgunlaşmanın verdiği sorunlar, diğer yanda rolünün belirsiz oluşu ile ilgilenmeye başlar. Bu dönemde genç için kendi değerini bulmak, ana-babadan bağımsız hale gelmek, ileriki yetişkin rolünü benimsemek, kısaca bütünüyle kendi kimliğini bulabilmek son derece önem kazanır. Bütün bu arayış içinde çocukluk çağına ait çatışmalar yeniden canlanır. Eğer önceki yıllarda çocuk, tam sağlıklı gelişememişse ciddi problemler ortaya çıkabilir (Ekşi, 1990; Öztütüncü, 1996).
İnsanın anlam arayışı sayesinde kaçınılmaz olan inanç edinme süreci hızlanıp farklılaşabilir. Ergenlik dönemi bunun için oldukça kritik bir dönemdir. Çünkü bu dönemde genç, kendisine şimdiye kadar çevre etkisiyle kazandırılan temel inançlarını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama, kendi psikolojik sahasındaki boşlukları görmeye başlamasıyla hareketlenir. Bir ideoloji veya hayat felsefesi arayan insan, aynı zamanda belirli bir anlama ihtiyacının da tesiri altında kalır (Krech ve Crutchfield, 1980).
İnanılan insanlar ve ülküler bulma, onlara sadakatle bağlanma, oyun döneminden çıkartılmış olan girişim duygusunun ve değer verilen amaçlar peşinde koşma yetisini de pekiştirir. Çünkü bir ilişkiye ya da bir ülküye sadık kalmak demek, insanın doğruluğuna inandığı amaçların, sonuna dek savunduğu değerlerin ve suçluluk duymadan yerine getirdiği yükümlülüklerin olması demektir. Bu ise, kendisine bir yol çizmesi ve nasıl biri olmak istediğini belirlemesi anlamına gelir. Erikson’un tanımladığı bu evrede ortaya çıkan kimlik ögesi, kişinin kendilik algısına ‘gelecekte kim olmayı düşleyebiliyorsam ben oyum’ şeklinde yansır. Öyleyse, gencin kendince doğru ve değerli olan bir amaç üzere bulunuyor olması, bu ögenin kimlik duygusuna olumlu biçimde katılmasına ortam hazırlar (Dereboy; 1993).

Kimlik ve Kişilik

Kişilik, bireyin hayata bakışındaki özgünlükleri meydana getiren ve temel, ilgi dürtü, yetenek ile duygusal eğilimleri içeren, belli bir süreklilik gösteren davranış ve özelliklerin bileşenidir. Kişilik, bir bireyin özgün davranış ve düşünme biçimini tayin eden dinamik sistemlerin organizasyonu olarak da tanımlanabilir. Kişiliğin oluşumu doğuştan getirilen ve sonradan kazanılan çok sayıda faktörün etkileşimi sonucudur. Başka bir ifadeyle kişilik, çevreyle kalıtımın bir fonksiyonudur (Atkinson ve ark., 1993).
Kişilik, bir bireyi karakterize eden, nispeten kalıcı ve ayırt edici duygu, düşünce, motif ve davranışlar modeli; bir ferdi diğerinden ayırt eden ve her an her durumda sürekli yinelenen duygu, düşünce ve davranış özelliklerinin bir örüntüsüdür. Ayrıca kişilik bir bireyin emsalsizliğini yansıtır. Tutarlı ve süreklidir. Kişilik ve onun davranışlarındaki yansıması kişinin içinde mevcut olduğu varsayılan güçler ve eğilimler tarafından varsayılır (Krahe, 1992; Akt: Gürses, 2002)
White, "Kimlik, 'self'e veya kişiye işaret eder ve kişinin kendisini nasıl hissettiğiyle ilgilidir" tanımıyla kimlik kavramını, ‘ego’ ve ‘self’ kavramlarıyla aynı doğrultuda değerlendirmektedir. Erikson ise; kimlik kavramını ele alırken 'ego identity' terimini de kullanarak kimliği, 'birbiri ardına yapılaşmış ve eskiyerek terk edilmiş özdeşleşmelerin ürünü olarak, kişinin kendi içindeki devamlı aynılık hali' olarak kavramlaştırır (Hökelekli, 2002).
Kimlik; insanın düzene, istikamete, anlamlılığa eğilimi doğrultusunda iç ve dış dünyayı bütünleştiren bir benlik yapısına ve bu yapıya dayalı bir güvene kavuşmasının ifadesidir. Gencin kim olduğunu keşfetmenin tek nedeni, edinmesi gereken ve açıklanmasını istediği kimliklerdir. Kimlikler bir bakıma, hiç bir zaman barındırdıkları özne süreçleri için uygun olmayacaklarını bildiğimiz halde, içinde hareket etmek zorunda olduğumuz biçimlerdir. Kimliklerin de kendilerini yapılandıran yada anlatan söylemler içinde yer alan bir tarihleri vardır ve dönüşüm geçirirler (Ewing, 2002).
Kimlikte esas olarak dışa karşı yansıtılan belli bir cephe, bir tür tutum söz konusudur. Kimlik, daha ziyade topluma dönük sosyal bir yöndür. Kişilik ise, iç dünya ile ilgili psikolojik bir yöndür. Kişilikte benliği meydana getiren temel öğeler esastır. Kimlik, bir tür planlanmış davranış veya yüklenilmiş rol olduğundan, alternatiflerden bir diğeri tercih edilebilir, herhangi bir sosyal durumda bir başka kimlik sergilenebilir. Kişilik ise, psikolojik bir hâl olduğundan, iradî olarak bir diğer alternatif ile kolaylıkla değiştirilemez.
Kimlik konusunda temel kabullerden ilki, teklik veya değişmezliğin olmadığıdır. İnsanın kendisini ne zaman sosyal ne zaman bireysel özellikleriyle algılayacağı yönünde bir dizi evrensel, bilişsel, güdüsel mekanizmanın varlığı öne sürülse de, toplumun genel kültür özelliklerinin bu kimliklerin hangisinin daha yaygın olarak kullanılacağı üzerinde belirleyici bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Örneğin, bireyci kültür örüntüsüne sahip toplumlarda kendilerini daha çok kişisel kimliklerine atfen, toplulukçu kültür örüntülerine sahip toplumlarda ise, daha çok sosyal kimliklerine atfen tanımladıkları gözlenmektedir (Triandis, 1989, 1994; Akt: İmamoğlu).
Kimlik edinme süreci, sosyalleşme (socialization) adı verilen süreçtir. Bu süreç, basit bir aktarım ve öğrenme süreci değildir. Bu süreç içinde kişi bilgileri yeniden şekillendirmektedir. Genel olarak, insanların sosyal dünyalarının davranışlar, normlar, kurallar ve değerler standartlarıyla şekillenmesi prosesleri, sosyalleşme olarak terimlendirilir. Sosyalleşme, ferdî tutum ve davranışların, bir veya daha fazla sayıdaki fertlerle bir sosyal çevrede etkileşimi sonucu meydana gelmektedir. Sosyalleşmenin en önemli fonksiyonları olan statü kazanmak ve farklı bir gurup yapısı oluşturmak bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Diğer yönden, arkadaş gurupları birer sosyalleştirme ajanları olarak tutum ve davranışların belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Çocuk, kabul edilebilir sınırlardaki ahlakî davranışları, zaman içinde ihtiyaçları doğrultusunda benliği değişirken edinmektedir.
Her birey sabit olmayan, devamlı etkilerle duruma göre değişen ve gelişen, izâfî olarak farklı kimlikler sergilemektedir. Sahip olunan kimlik bütünlüğü pek çok alt kimliklerden müteşekkildir. Öğrenci, arkadaş, evlat, sporcu gibi türlü kimlikler bir bireyin kimlik bütünlüğünü meydana getirmektedirler (Goldenberg, 1987; Akt: Birkök). Gençler, içinden geçtikleri bu zor karar döneminde çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar.
Gençlerin tanımladığı kimlik sorunları içinde en sıklıkla toplumsal rol ve cinsel kutuplaşma sorunlarına rastlanmaktadır (Güney, 1985, Çuhadaroğlu, 1989). Ayrıca; meslek seçimi, kim olduğuna ilişkin sorunlar, bireyselleşme ve beden algısı sorunları da gençler arasında sıklıkla görülen sorunlardır. Bu sorunlar, gençlerin kimlik geliştirme sürecinde gençlerin, özellikle ayrışma-bireyselleşme güçlüğü çektiğini düşündürmektedir.
Ülkemizde özellikle alt sosyo-ekonomik düzeyde, çocuğun bağımlı kişilik geliştirecek şekilde toplumsallaştığı dikkate alınırsa, gençliğin ayrışma-bireyselleşme sancısı çekmesi beklenebilir. Bu bulgular gençlerin güvenlik gereksinmelerinin çok yüksek olduğuna işaret eden bulgularla birleştirildiğinde üniversite yıllarına değin bağımlı bir kişilik geliştirmiş olan gencin bireyselleşme arzusu ile kendine güvensizlik duyguları arasında bocalamakta olduğu düşünülebilir (İmamoğlu,1993).

Ergenlik dönemindeki bu değişkenlere baktığımızda gencin birey olma yolunda sağlıklı adımlar atması için kendi bağımsızlığını ve özgürlüğünü kazanırken aynı zamanda bağlanabileceği sağlıklı ilişkilerle benliğini sağlamlaştırması çok önemlidir. Ailenin tutumu hem bireyselliğini destekleyici hem de ihtiyaç duyduğunda kucaklayıcı, pozitif, iletişime açık, yüreklendirici bir tutum olmalıdır. Arkadaş çevresi ve yeni insanlarla tanışarak dış dünyaya açılması ve böylelikle dış dünyada kendine güvenini arttırması desteklenmelidir.

Kaynaklar:

Goldenberg, S. (1987): Thinking Sociologically, California
Erikson, E. (1968): Youth and Crisis, W.W. Norton, New York.
Dereboy, İ. F. (1993): Kimlik Bocalaması, Özmert Ofset, Malatya
Erikson, E. (1968): Youth and Crisis, W.W. Norton, New York.
Geçtan, Engin (1996): İnsan Olmak, Remzi Kitabevi
Goldenberg, S. (1987): Thinking Sociologically, California
Gürses, İbrahim (1999): Çağdaş Kişilik Teorileri ve İslami Kişilik Modelinin Karşılaştırılması, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Bursa
Hökerekli, H. (2002): Gençlik ve Değerler Psikolojisi, Ankara Okulu Yay., Ankara
İmamoğlu, O., Yasak, Y. (1993): Önerilen Dengelenmiş Toplumsal Birey Modeli Işığında Üniversite Gençliğinin Sorunları, Türk Psikoloji Dergisi, Cilt 8, Sayı 30
Krech, D., Crutchfield, R. S. (1980); Sosyal Psikoloji, Ötüken Yay, İstanbul
Öztütüncü, Filiz (1996): Liseli Ergenlerdeki İrrasyonel/Olumsuz Otomatik Düşüncelerin Ana-Baba Tutumları ve Aile-İçi İlişkiler açısından İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
Sayar K. (2002): Kültür ve Ruh Sağlığı, Metis Yay., İstanbul
Hökerekli, H. (2002): Gençlik ve Değerler Psikolojisi, Ankara Okulu Yay., Ankara
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenlik Dönemi, Kişilik Gelişimi ve Kimlik Edinme Süreci" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ayşe Esma VATANSEVER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ayşe Esma VATANSEVER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayşe Esma VATANSEVER Fotoğraf
Psk.Ayşe Esma VATANSEVER
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi67 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayşe Esma VATANSEVER'in Makaleleri
► Ergenlik Döneminde Kişilik Gelişimi Psk.Dnş.Barışcan ÖZTÜRK
► Ergenlerde Kimlik Gelişimi Psk.Gizem HÜNERLİ
► Cinsel Kimlik Gelişimi Psk.Füsun BUDAK
► Ergenlik ve Kimlik Savaşı Psk.Elif GÜNERİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ergenlik Dönemi, Kişilik Gelişimi ve Kimlik Edinme Süreci' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Temel Güven Duygusu Temmuz 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:52
Top