Çocukların Okul Başarısının Arttırılması İçin Anne Babalara Öneriler
Hababam Sınıfı’ndan unutulmaz bir karedir Mahmut Hoca’nın öğrencilerin ailelerini çağırarak karnelerini onlara vermesi. “ Aslında bu karneler bir yerde sizin de karnelerininiz” cümlesi zihinlerimize kazınmıştır. Gerçekten öyle midir, yani çocuğumuzun okul başarısında bizim payımız bu kadar büyük müdür? Aslında evet. Anne babalar olarak bizim çocuğumuza yaklaşımımız, çocuğumuzla kurduğumuz iletişimin kalitesinden tutun da boş vakitlerimizi değerlendirme biçimimize kadar her davranışımızla onlara örnek oluyoruz ve aslında onlar tembellik ederken bile bunu bizden öğreniyorlar.
Peki, çocuğumuzun okul başarısında bu kadar önemli rol oynuyorsak bunu değiştirmek için neler yapabiliriz?
• Her şeyden önce şunu bilmeliyiz ki; çocuklarımızın en önemli ihtiyacı koşulsuz sevgidir. Onları çok ve hiçbir koşula bağlamadan sevdiğinizi, bu sevginin asla azalmayacağını, yaşadıkları başarısızlıkların sizi çok üzdüğünü ama asla onları daha az sevmenize sebep olmayacağını onlara sık sık söylemelisiniz. Çocuklarınıza sevginizi ifade edebileceğiniz bütün yolları kullanmalısınız. (gözleriniz, sözleriniz, dokunuşlarınız, ilginiz…)
• Çocuklarımız öğüt veren insanlara değil, ışık olan insanlara ihtiyaç duyarlar. Onların eleştirmene değil modele ihtiyaçları vardır. Eğer çocuğunuzun kitap okuma alışkanlığı edinmesini istiyorsanız öncelikle bu davranışı sizden görmelidir. Yani siz de kitap okumalı, beraber okuma saatleri hazırlamalısınız.
• Çocuklarımızın sorumluluk sahibi olmasını istiyorsak bunu onlara biz öğretmeliyiz. Sorumluluk duygularının oluşması ve gelişmesi için çocuklarınıza görevler vermeniz ve bu görevlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini takip etmeniz uygun olacaktır. Bu görevleri verirken çocuğumuzun yaşına ve becerilerine uygun olmasına dikkat etmeliyiz. Eğer çocuğumuzun başaramayacağı şeyler talep edersek yetersizlik, başarısızlık gibi olumsuz duygularla savaşmasına sebep olabiliriz. Örneğin üç yaşında bir çocuk oyuncaklarını toplayabilecektir ancak bakkaldan ekmek almak için daha küçüktür. Sekiz yaşında bir çocuk evin tozlarını almakla görevlendirilebilir. Eğer çocuğunuz hayvanları çok seviyorsa eve balık gibi bakımı kolay bir hayvan alarak onun bakımını çocuğunuza verebilirsiniz.
• Ergenlik döneminin başlangıcı ile çocuklarımız kendi kimliklerini oluştururken kendilerine model aralar. Bu süreçte biz onlara tarihteki başarılı ve mutlu karakterleri sevdirebilir, örnek gösterebiliriz. Belki o kişi ile ilgili beraberce araştırma yapabiliriz. Ancak bu kişileri seçerken sadece bizim değil çocuğumuzun da seveceği renkli karakterleri seçmeye dikkat etmelisiniz.
• Başarının anahtarının çocuğunuzun kendisine güvenmesi olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun özgüvenini geliştirmek istiyorsanız önce siz onun bir birey olduğunu kabul etmeli kendi kararlarını kendisinin vermesi yönünde teşvik etmelisiniz. Çocuğunuza birlikte vakit geçirerek ve kendisini ifade etmesini sağlayarak özgüvenini gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.
• Çocuklarımızın okulu, öğretmenlerini sevmesi, arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmasının okul başarısında etkisinin büyük olduğunu biliyoruz. Bu durumda çocuğumuzun yanında okulundan bahsederken olumlu yanlarını ve okul başarısının bizi ne kadar mutlu ettiğini sık sık tekrarlayarak çocuğumuzun okula ve derslerine karşı ilgisini dinç tutabiliriz. Okul ve öğretmen hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerimizi ise asla çocuğun yanında ifade etmemeliyiz.
• Çocuklarımız zaman yönetimi konusunda başarısızdırlar. Oyuna daldıklarında zamanın nasıl geçtiğiniz fark edemeyip ödevlerini son dakikada yetiştirmeye çalışabilirler. Çocuğunuzla birlikte yapacağınız, içinde çocuğunuzun ihtiyacı olan oyun ve dinlenme vakitlerinin de bulunduğu bir günlük plan ile onlara zamanı etkili kullanmayı ve programlı yaşamayı öğretebilirsiniz. Bu planlamayla birlikte çocuğunuzun boş zamanlarını kaliteli geçirebileceği aktivitelere yönlendirmeniz enerjisini ve stresini atmasını sağlayacak, bununla birlikte olumsuz davranışlar kazanabileceği yanlış arkadaş grupları edinmesine engel olacaktır. Ayrıca uyku saatlerinin de düzenli olması çocuğun sabahları daha dinç kalkmasını sağlayacak, dolayısıyla derslerini anlamasını ve algılamasını kolaylaştıracaktır.
• Unutmayalım ki başarı ve başarısızlık kardeş gibidir. Çocuğumuzu da kendimizi de başarıya olduğu kadar başarısızlığa da hazırlamalıyız. Sürekli başarıya odaklanmış bir çocuk küçük bir başarısızlıkta bile hayal kırıklığı yaşayabilir, hezimete uğrayabilir. Bunun gerçekleşmesini istemeyeceğimiz için çocuğumuz başarısızlığa uğradığında onu yargılamadan, kıyaslamaya gitmeden yapıcı eleştirilerde bulunmalı ve ona yeniden çaba sarf etmesi için cesaret vermeliyiz.
• Çocuğumuzla en çok vakit geçiren ve dolayısıyla da en çok gözlemleyen öğretmenleridir. Çocuğunuzun öğretmeni ile sık sık iletişime geçin. Böylece problemleri önceden fark edebilir, ortak çözüm yolları ile etkili ve zamanında müdahaleler gerçekleştirebilirsiniz.
• Çocuklar anne babalarının hassasiyet göstermediklerini fark ettiklerinde sık sık okulu aksatmak isterler. Sıradan bahanelerle okulun aksatılabilir olması okulun değerini azaltacak, çocuğun okul ve derslere olan motivasyonunu düşürecektir.
• Onun başarısının bizi ne kadar mutlu edeceği aşikâr ancak bazen anne babalar çocuğunun sınav kaygısını ve gerilimini farkında olmadan arttırmaktadır. Bu süreçte de stres yönetimi konusunda çocuğumuza örnek teşkil ettiğimizi unutmamalı, önce kendi paniğimizi yenip daha sonra da çocuğumuza yardımcı olmalıyız.
• Hafta sonlarınızı, tatillerinizi çocuğunuzla birlikte kaliteli zaman geçirebileceğiniz, onlara sevginizi ifade edebileceğiniz, olumlu model olabileceğiniz, onları daha iyi tanıyıp hayatlarında olumsuz giden şeyleri daha kolay fark edebilmenizi sağlayacak eşsiz fırsatlar olarak değerlendirebilirsiniz.
• Çocuğunuza ders çalışacağı ortamı gereksiz eşyaların olmadığı, sade bir tarzda düzenlemeniz ve defter kitaplarını düzenli ve temiz kullanmasını teşvik etmeniz çalışma esnasında dikkatinin dağılmasına engel olacak, çalışmanın verimliliğini arttıracaktır.
• Bazı derslerinde destek olmamız da çocuğu ders çalışma açısından motive etmektedir. Burada dikkat etmemiz gereken ödevi çocuğun yerine bizim yapıyor olmamamızdır.
• Yaşamımızda karşılaştığımız olumsuz süreçlerin bizi etkilediği gibi çocuğumuzu da etkilemesi kaçınılmazdır. Çocuklarımızın mümkün olduğunca bu tür streslerden uzak tutmaya çalışmalı, kaçınılmaz olduğu durumlarda ise çocuğa gerekli yardım ve desteği sağlamalıyız.
• Çocuklarımızla okulu ve dersleri hakkında değerlendirmeler yaparak kendisini bu konuda düşünmeye sevk edebiliriz. Ancak değerlendirme yapmakla öğüt vermek arasındaki farkı gözden kaçırmamalıyız.
• Her insanın yetenekleri, başarabilecekleri farklıdır. Çocuklarımızı birer yarış atı gibi görmemeli, duyguları ve düşünceleri olan birer birey olarak kabul etmeliyiz. Çocuklarımızı rekabete sürükleyerek ya da arkadaşları ile kıyaslayarak eğitimin asıl amacı olan öğrenme hedefinden uzaklaştırmak çocuğumuzun stres düzeyini arttırmakla kalmaz aynı zamanda aldığı eğitimin kalitesini de düşürür.
• Çocuğumuzun okul başarısını düşüren önemli bir etkenin de farkına varılamamış işitme veya görme problemleri olduğunu unutmamalı, çocuğumuzun böyle bir problemi olmadığını doktor muayenesi ile kesinleştirmeliyiz.
Son olarak hepimiz biliyoruz ki çocuklarımız ile ilgili sorumlulukları her iki ebeveynin de üstlenmesi ve katılması gereken süreçlerdir. Ve bu süreçlerin başarıyla işlemesi için anne baba işbirliği en önemli noktadır.
Konuşma Terapisti , Çocuk Ve Ergen Psikoloğu
Gülsüm Dilara ŞAHİN
Peki, çocuğumuzun okul başarısında bu kadar önemli rol oynuyorsak bunu değiştirmek için neler yapabiliriz?
• Her şeyden önce şunu bilmeliyiz ki; çocuklarımızın en önemli ihtiyacı koşulsuz sevgidir. Onları çok ve hiçbir koşula bağlamadan sevdiğinizi, bu sevginin asla azalmayacağını, yaşadıkları başarısızlıkların sizi çok üzdüğünü ama asla onları daha az sevmenize sebep olmayacağını onlara sık sık söylemelisiniz. Çocuklarınıza sevginizi ifade edebileceğiniz bütün yolları kullanmalısınız. (gözleriniz, sözleriniz, dokunuşlarınız, ilginiz…)
• Çocuklarımız öğüt veren insanlara değil, ışık olan insanlara ihtiyaç duyarlar. Onların eleştirmene değil modele ihtiyaçları vardır. Eğer çocuğunuzun kitap okuma alışkanlığı edinmesini istiyorsanız öncelikle bu davranışı sizden görmelidir. Yani siz de kitap okumalı, beraber okuma saatleri hazırlamalısınız.
• Çocuklarımızın sorumluluk sahibi olmasını istiyorsak bunu onlara biz öğretmeliyiz. Sorumluluk duygularının oluşması ve gelişmesi için çocuklarınıza görevler vermeniz ve bu görevlerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini takip etmeniz uygun olacaktır. Bu görevleri verirken çocuğumuzun yaşına ve becerilerine uygun olmasına dikkat etmeliyiz. Eğer çocuğumuzun başaramayacağı şeyler talep edersek yetersizlik, başarısızlık gibi olumsuz duygularla savaşmasına sebep olabiliriz. Örneğin üç yaşında bir çocuk oyuncaklarını toplayabilecektir ancak bakkaldan ekmek almak için daha küçüktür. Sekiz yaşında bir çocuk evin tozlarını almakla görevlendirilebilir. Eğer çocuğunuz hayvanları çok seviyorsa eve balık gibi bakımı kolay bir hayvan alarak onun bakımını çocuğunuza verebilirsiniz.
• Ergenlik döneminin başlangıcı ile çocuklarımız kendi kimliklerini oluştururken kendilerine model aralar. Bu süreçte biz onlara tarihteki başarılı ve mutlu karakterleri sevdirebilir, örnek gösterebiliriz. Belki o kişi ile ilgili beraberce araştırma yapabiliriz. Ancak bu kişileri seçerken sadece bizim değil çocuğumuzun da seveceği renkli karakterleri seçmeye dikkat etmelisiniz.
• Başarının anahtarının çocuğunuzun kendisine güvenmesi olduğunu unutmayın. Çocuğunuzun özgüvenini geliştirmek istiyorsanız önce siz onun bir birey olduğunu kabul etmeli kendi kararlarını kendisinin vermesi yönünde teşvik etmelisiniz. Çocuğunuza birlikte vakit geçirerek ve kendisini ifade etmesini sağlayarak özgüvenini gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.
• Çocuklarımızın okulu, öğretmenlerini sevmesi, arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmasının okul başarısında etkisinin büyük olduğunu biliyoruz. Bu durumda çocuğumuzun yanında okulundan bahsederken olumlu yanlarını ve okul başarısının bizi ne kadar mutlu ettiğini sık sık tekrarlayarak çocuğumuzun okula ve derslerine karşı ilgisini dinç tutabiliriz. Okul ve öğretmen hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerimizi ise asla çocuğun yanında ifade etmemeliyiz.
• Çocuklarımız zaman yönetimi konusunda başarısızdırlar. Oyuna daldıklarında zamanın nasıl geçtiğiniz fark edemeyip ödevlerini son dakikada yetiştirmeye çalışabilirler. Çocuğunuzla birlikte yapacağınız, içinde çocuğunuzun ihtiyacı olan oyun ve dinlenme vakitlerinin de bulunduğu bir günlük plan ile onlara zamanı etkili kullanmayı ve programlı yaşamayı öğretebilirsiniz. Bu planlamayla birlikte çocuğunuzun boş zamanlarını kaliteli geçirebileceği aktivitelere yönlendirmeniz enerjisini ve stresini atmasını sağlayacak, bununla birlikte olumsuz davranışlar kazanabileceği yanlış arkadaş grupları edinmesine engel olacaktır. Ayrıca uyku saatlerinin de düzenli olması çocuğun sabahları daha dinç kalkmasını sağlayacak, dolayısıyla derslerini anlamasını ve algılamasını kolaylaştıracaktır.
• Unutmayalım ki başarı ve başarısızlık kardeş gibidir. Çocuğumuzu da kendimizi de başarıya olduğu kadar başarısızlığa da hazırlamalıyız. Sürekli başarıya odaklanmış bir çocuk küçük bir başarısızlıkta bile hayal kırıklığı yaşayabilir, hezimete uğrayabilir. Bunun gerçekleşmesini istemeyeceğimiz için çocuğumuz başarısızlığa uğradığında onu yargılamadan, kıyaslamaya gitmeden yapıcı eleştirilerde bulunmalı ve ona yeniden çaba sarf etmesi için cesaret vermeliyiz.
• Çocuğumuzla en çok vakit geçiren ve dolayısıyla da en çok gözlemleyen öğretmenleridir. Çocuğunuzun öğretmeni ile sık sık iletişime geçin. Böylece problemleri önceden fark edebilir, ortak çözüm yolları ile etkili ve zamanında müdahaleler gerçekleştirebilirsiniz.
• Çocuklar anne babalarının hassasiyet göstermediklerini fark ettiklerinde sık sık okulu aksatmak isterler. Sıradan bahanelerle okulun aksatılabilir olması okulun değerini azaltacak, çocuğun okul ve derslere olan motivasyonunu düşürecektir.
• Onun başarısının bizi ne kadar mutlu edeceği aşikâr ancak bazen anne babalar çocuğunun sınav kaygısını ve gerilimini farkında olmadan arttırmaktadır. Bu süreçte de stres yönetimi konusunda çocuğumuza örnek teşkil ettiğimizi unutmamalı, önce kendi paniğimizi yenip daha sonra da çocuğumuza yardımcı olmalıyız.
• Hafta sonlarınızı, tatillerinizi çocuğunuzla birlikte kaliteli zaman geçirebileceğiniz, onlara sevginizi ifade edebileceğiniz, olumlu model olabileceğiniz, onları daha iyi tanıyıp hayatlarında olumsuz giden şeyleri daha kolay fark edebilmenizi sağlayacak eşsiz fırsatlar olarak değerlendirebilirsiniz.
• Çocuğunuza ders çalışacağı ortamı gereksiz eşyaların olmadığı, sade bir tarzda düzenlemeniz ve defter kitaplarını düzenli ve temiz kullanmasını teşvik etmeniz çalışma esnasında dikkatinin dağılmasına engel olacak, çalışmanın verimliliğini arttıracaktır.
• Bazı derslerinde destek olmamız da çocuğu ders çalışma açısından motive etmektedir. Burada dikkat etmemiz gereken ödevi çocuğun yerine bizim yapıyor olmamamızdır.
• Yaşamımızda karşılaştığımız olumsuz süreçlerin bizi etkilediği gibi çocuğumuzu da etkilemesi kaçınılmazdır. Çocuklarımızın mümkün olduğunca bu tür streslerden uzak tutmaya çalışmalı, kaçınılmaz olduğu durumlarda ise çocuğa gerekli yardım ve desteği sağlamalıyız.
• Çocuklarımızla okulu ve dersleri hakkında değerlendirmeler yaparak kendisini bu konuda düşünmeye sevk edebiliriz. Ancak değerlendirme yapmakla öğüt vermek arasındaki farkı gözden kaçırmamalıyız.
• Her insanın yetenekleri, başarabilecekleri farklıdır. Çocuklarımızı birer yarış atı gibi görmemeli, duyguları ve düşünceleri olan birer birey olarak kabul etmeliyiz. Çocuklarımızı rekabete sürükleyerek ya da arkadaşları ile kıyaslayarak eğitimin asıl amacı olan öğrenme hedefinden uzaklaştırmak çocuğumuzun stres düzeyini arttırmakla kalmaz aynı zamanda aldığı eğitimin kalitesini de düşürür.
• Çocuğumuzun okul başarısını düşüren önemli bir etkenin de farkına varılamamış işitme veya görme problemleri olduğunu unutmamalı, çocuğumuzun böyle bir problemi olmadığını doktor muayenesi ile kesinleştirmeliyiz.
Son olarak hepimiz biliyoruz ki çocuklarımız ile ilgili sorumlulukları her iki ebeveynin de üstlenmesi ve katılması gereken süreçlerdir. Ve bu süreçlerin başarıyla işlemesi için anne baba işbirliği en önemli noktadır.
Konuşma Terapisti , Çocuk Ve Ergen Psikoloğu
Gülsüm Dilara ŞAHİN
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocukların Okul Başarısının Arttırılması İçin Anne Babalara Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Gülsüm Dilara ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Gülsüm Dilara ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
okulda başarı, çocukta başarı, ders başarısı, ders çalışma, okul başarısı, okul başarısını arttırmak
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
