Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir hedef peşinde koşup duruyoruz. Ulaşmak istediğimiz bir yer yapılmasını beklenen bir görev her zaman var. Olmalı da elbette, hayaller ve hedefler biterse hayat biter neticede. Ama öyle bir dönem var ki acaba ne yapıyorum ben diye durup düşünülen bir zaman.
Okullar okundu, işe girildi, iyi denilebilecek bir izdivaç yapıldı, çocuk sahibi olundu ve… işte sonrası kişinin “şimdiye kadar kendim için ne yaptım” diye sorguladığı an. Özellikle son zamanlarda kadın danışanlarımdan duyduğum tanımlayamadıkları bir mutsuzluk var. Tam da bahsettiğim noktadalar. İş güzel, maddi imkanlar yerinde, eşle iyi denilebilecek bir evlilik yürüyor, dünya tatlısı bir çocuktan bahsediliyor ama bir de mutsuzluktan. Hayatın temposu o kadar başkalarına endeksli olarak devam ediyor ki bu kadınlar ya da biz kadınlar da diyebiliriz kendimize zaman ayırmaktan, sadece kendimiz için bir şey yapmaktan geri duruyoruz. Tabi bu başta kendini çocuklarına vakfeden anne rolünü modellemekten geçiyor. Evet istesek de istemesek de anneliği annemizden öğreniyoruz. Eğer onun dünyasında öncelikle sadece çocukları varsa bizim de dünyamızda sadece onlar oluyor. Fedakar anneyi modelliyoruz ama artık hayatın içine bir de çalışan rolü giriyor. Bunlarla birlikte eşle vakit geçirmek, onu memnun etmeye çalışmak, evin huzurunu korumaya çalışmak da ayrı bir çaba gerektiriyor. Ortada iyi yapılmaya çalışılan bir sürü rol var. Annelik rolü, çalışan rolü, eş rolü ve tabi çocuk, gelin, kardeş, teyze gibi başka rollerde devrede ve her birinin ayrı bir sorumluluğu var. Hal böyle olunca hiçbir rolü olmayan sadece kadın hiç gözükmüyor? İşte niye olduğu bilinemeyen mutsuzluğun nedeni. Diğer rolleri beslemeye o kadar gayret gösteriliyor ki sadece kadın olarak kendinizi beslemek aklınıza bile gelemiyor. Halbuki o kadına bedenen, ruhen iyi davranmak gerekiyor ki rollerini iyi yapabilsin.
En son ne zaman gerçekten hoşlandığınız bir şey yaptınız, masaja gitmek, cilt bakımı yaptırmak, bir gezi programına katılmak, sinemaya, konsere gitmek, dans etmek, kahkahayla gülmek, güzel bir yerde kahve içmek. Bunları birine eşlik etmek için yapmış olabilirsiniz. Ben sadece kendi istediğiniz ve kendi tercihiniz doğrultusunda en son ne zaman yaptınız diyorum. Geçen hafta veya en kötü ihtimalle geçen ay diyorsanız kadını beslemeyi unutmuyorsunuz demektir. Ama bunu düşünmeyen bile o kadar çok kişi var ki. Böylelikle her şeyi olan ama kendini beslemeyi unutan mutsuz kadınlar olup çıkılıyor. Işığınızın ortaya çıkması ve parlaması için önce kendinize iyi davranmanız gerekiyor. Bir yerde bu tanımı okumuştum ve çok sevdiğim için de hep kullanırım. Uçaklarda acil durumlarda oksijen maskesini önce kendinize sonra çocuğunuza takmanız gerekir. Çünkü çocuğunuzu koruyabilmeniz için önce sizin hayatta kalmanız gerekmektedir. Kendine bakan, kendini seven, kendine özen gösteren bir kadın, ışığı bol, iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir çalışan, iyi bir…. olur. Haydi bakalım, sadece ve sadece kendiniz için güzel bir plan yapmak için harekete geçin.
Sevgiler
Uzm. Klinik Psikolog
Banu Akman Şahin