2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Dostoyevski'nin Öteki Adlı Romanında Özne-Öteki Diyalektiği
YAZI #960 © Yazan Dr.Mutluhan İZMİR | Yayın Kasım 2010
DOSTOYEVSKİ'NİN ÖTEKİ ADLI ROMANINDA ÖZNE-ÖTEKİ
DİYALEKTİĞİ
MUTLUHAN İZMİR


Bay Golyadkin öteki Bay Golyadkin'e şöyle mırıldanıyordu. “Nedir kişilikli olmak? Evet Yakov Petroviç, seninle benim kişilik sahibi olmamız ne anlama geliyor?” (s 132). Yakov Petroviç Golyadkin, ismi, görüntüsü ve sesi kendisinin tıpatıp aynısı olan ötekinin karşısında, bu zor bilmecenin içinde kaybolmanın eşiğinde yaşarken sorar bu soruyu. Dostoyevski, eserin yazılışından 160 yıl sonra bile güncelliğini koruyan bu soruyu, aslında geleceğin bireyleri için dile getirmiş gibidir. Öteki adlı eserde, giderek kentleşen toplumların, kimlik sorunları içinde bocalayacak olan bireylerinin, kimlik sorununu önceden çok ustaca ve dahice sezerek, geleceği okuyan bir Dostoyevski'yi görüyoruz. Ancak dahice sezgilerin hemen anlaşılması güçtür ve bu nedenle esere çok eleştiri gelir. Dostoyevski, “Onlar (eleştirmenler) sonunda Öteki'nin gerçekten ne olduğunu görecekler! Birinci sınıf bir fikri, ilk benim keşfettiğim ve benim bildirdiğim, toplumsal önemi bakımından gerçekten muhteşem bir tipi niçin bırakacakmışım ki?”(s 224) diyerek eserine yönelik eleştirileri göğüslemeye çalışmıştır.
Dostoyevski'nin Öteki adlı eseri (1), kitapta Joseph Frank'ın sonsözünde belirtildiği üzere, bazı eleştirmenlerin öne sürdüğü gibi fazla taklitçi miydi, yoksa bütünüyle anlaşılmasına izin vermeyecek derecede özgün müydü? Eser, çarlık rejimi ile yönetilen, sınıf ayrımının belirgin olduğu 1800'lerin Rusya'sının Başkenti Petersburg'da geçmektedir. Eserin kahramanı olan 9. dereceden devlet görevlisi Bay Golyadkin, uşağı ve şehrin iyi bir semtinde evi olmasına karşın, içindeki nedenini bilemediği korkuyu aşamamaktadır. Üst tabakanın da doktoru olan Krestyan İvanoviç'e giderek toplumdaki iki yüzlülerden yakınır ve kendisinin hiç maske takmadan toplumda varolduğunu vurgular. Ardından davet edilmemiş olsa da, içeri kabul edileceğinden emin olarak gittiği üst sınıfa ait bir yemekli davette, kendisini içeri almama emri verilmiş olan uşakları atlatarak gizli gizli içeri girdikten sonra evden kovulunca, soğuk ve yağışlı bir gecede Petersburg sokaklarında yıkılmış biçimde dolaşırken rastladığı yabancının, giderek hayatına öteki olarak girişine şahit olacaktır. Kısa süre sonra da küçük Bay Golyadkin-büyük Bay Golyadkin diyalektiği, yani özne-Öteki diyalektiği soluksuz biçimde devinimine başlar. Bu, Lacan'ın Hegel'ci diyalektikle ele aldığı Öteki kavramına son derece yakın bir diyalektiktir. Dostoyevski'nin vurguladığı gibi, eserdeki küçük-büyük bay Golyadkin diyalektiğinin gerçekten toplumsal bir önemi vardır. Bu diyalektik, bilincin kendisinin farkına varması ile başlar. Ancak bilinç kendisini, ilk olarak, kendisinin dışında yakalar. Bilincin kendini kendi dışında yakalayışı, kendini yeniden arayışla ve bir kez daha kendini dışarıda yakalamayla sonuçlanan çabaya yolaçar. Çünkü bilincin kendisini her yakaladığı yer, özneye yabancı olan bir yansımadır, yani ego, özneye yabancı imgesel bir yansıma ile yapılan bir özdeşimdir. Öznenin bilinci ile kendini yakalama oyunu, toplumsal düzenin simgelerinin belirlediği bir kendiliğin yakalanması ile son aşamaya ulaşır. Ancak toplumsal düzenin bu simgesel kendiliği de özneye yabancıdır. Toplumun yapısı, bu simgesel kimliğin özneye ne kadar yabancı olacağını belirler. Simgesel kimliğe çok yabancılaştıran bir toplum yapısı, toplumun öznesi haline gelmeyi zorlaştırabilir. Toplumun öznesi olmaya katlanamamak, öznenin simgesel kimliğini reddederek kilit altına alma çabasına neden olabilir.
Lacan, ötekilerden geri yansıyan şeyi görmeden önce öznelerin tanımlanamayan şeyler olduğunu, ancak bu yansımadan sonra öznelerin kendilikleriyle ilgili bir kavram geliştirebildiklerini belirtir. Bu yansımalarla gelişen kendilik kavramı, özneyi giderek toplumsal düzenin öznesi haline getirir. Lacan'a göre, öteki içinde ya da öteki vasıtası ile en başından beri doyuma ulaşmaya çalışan bir insan öznesi yoktur. Tam tersine, itkilerin kaderini belirleyen Öteki'dir. Lacan, “ego-ideali, benimle simgesel ilişkisi olan ötekidir.... Simgesel alışveriş insanları birbirine bağlayan şeydir....” der. Bu nedenle özne kendi arzusu ile Öteki'nin arzusu arasında bölünmüştür. Ebeveynlerin, yani toplumun, yani Öteki'nin arzusu, dilde kullanılan gösteren/gösterilen (signifier/signified) zinciri yoluyla, o anda halen imgesel düzende yaşayan çocuğa aktarılır. Öteki'nin bu arzu gösterenleri çocuğun bilinçdışını yapılandırır. Bir özne, toplumsal düzenin öznesi haline gelerek kendi egosunu, Öteki'nin ideali doğrultusunda yargılanan bir nesne olarak ele almayı öğrenir. İşte bu tür bir ele alış, aslında bir yargılamadır ve bu yargılama da öznede bölünmeyi getirir. İmgesel büyük Bay Golyadkin'in sürekli yargılanma endişesi içinde olması suç ve vicdan teması ile işlenir (s 28, s 32, s85, s 161). Bu temayı Kafka'nın Dava adlı eserinde de gözlüyoruz.
Dostoyevski'nin birinci sınıf fikri, Lacan'ın Öteki kavramını, Öteki'nin toplumsal yapısını ve öznenin bölünmüşlüğünü tam yüz yıl önce Bay Golyadkin tiplemesi ile ortaya koymasıdır. Bu gerçekten de birinci sınıf bir fikir ve incelemedir. Öznenin bölünmüşlüğünü Freud de “spaltung” (splitting) kelimesini kullanarak vurgulamıştır. Öznenin yolculuğu, Freud'ün vurguladığı gibi, otoerotizmin haz döneminden başlayarak narsisizmin imgesel döneminden geçer ve toplumsal kimlik olan simgesel ötekine ulaşır. Bu yolculukta her zaman geri dönüşler vardır, tıpkı öteki küçük bay Golyadkin' den, imgesel büyük Bay Golyadkin'e geri dönüşler gibi.
Kitabın son sözünde Joseph Frank'ın öne sürdüğünün tam tersine, “ötekinin nihayet maddileşmesi, Bay Golyadkin bu değerli toplantıdan alçakça dışlandıktan sonra” gerçekleşmemiştir. Öteki simgeseldir, yani halihazıda varolan toplumsal kimliktir, ancak bu kimlik, Öteki'nin yani toplumun arzusunu kendi arzusu yapmakta yeterli olamamıştır. Arzuların ifadesinde ve doyurulmasında toplumsal yani simgesel kimlik yetersiz kalınca, imgesel düzene geri dönülerek, kendi arzuları doğrultusunda yaşayan büyük Bay Golyadkin sahneye çıkar.
Büyük bay Golyadkin mi, küçük bay Golyadkin'in ötekisidir, yoksa küçük bay Golyadkin mi büyük bay Golyadkin'in ötekisidir? Aslında, ikisi de diğerinin ötekisidir. Bay Golyadkin, hepimizin varoluşunun temelini oluşturan diyalektiği inkar etme çabası nedeniyle bir kısır döngüye girmiştir. Yaşam bazen o kadar zor olabilir ki, bu zorluklardan kaçmak için oluşturduğumuz hayali kimliğimiz bile gördüğü rüyasından uyanmak istemeyebilir: “Dahası, puslu, donuk, çamurlu bir sonbahar günü; kirli penceresinden içeri öylesine öfkeli, yüzünü öylesine tatsız bir biçimde buruşturarak bakıyordu ki, Bay Golyadkin'in bir masal ülkesinde değil, Petersburg'da, başkentte, Şestilavoçnaya Sokağı'nda oldukça büyük bir apartmanın dördüncü katındaki dairesinde olduğundan şüphe etmesi artık olanaksızdı. Bay Golyadkin böylesine önemli bir gerçeği anlayınca, biraz önce gördüğü düşten uyandığı için üzülüyormuş gibi, aynı düşü hiç değilse bir dakika daha görmeyi sürdürebilmek isteğiyle hırsla kapadı gözlerini “(s 5-6). Bu rüyayı gören kişi, yaşamın zorluklarından ve toplumsal düzenin gerçekliğinden kaçarak, imgesel dünyanın hayallerine sığınmış bir kimlik, bir ötekidir. Yaşam öyküsünü büyük Bay Golyadkin'e anlatan küçük Bay Golyadkin için, yaşam çok daha büyük zorluklarla başlamıştır: Bir il merkezinde devlet dairesinde çalışıyor iken haksızlığa uğraması sonrasında işinden olarak Petersburg'a “yürüyerek” gelen, burada uzun süre iş arayıp bulamayan, aç susuz kalan küçük Bay Golyadkin, büyük Bay Golyadkin'in o önemli toplantıya alınmayarak kapıdan kovulduğu, felaket beklentisinin zirveye çıktığı günün ertesinde işe başlayan, sonsözde söylendiği gibi, yüzleşilmek istenmeyen, bastırılmış bir kişilik parçası mıdır, yoksa öznenin kurtulmak istediği bir toplumsal kimlik midir?
Büyük Bay Golyadkin'in ortaya ne zaman çıktığını eserin 126. sayfasındaki, valilik sekreteri Vahrameyev'den geldiği varsayılan mektuptan öğreniyoruz: Yedi ay öncesine dek Bay Golyadkin, Alman asıllı, geçkince yaşına rağmen alımlı bayan Karolina İvanovna'nın dairesinde kalan bir pansiyonerdir ve parasını sonra ödemek üzere ev arkadaşından Avrupa traş bıçağını ödünç alıp, parasını ödememiş 9. dereceden bir devlet memurudur. Bay Golyadkin aniden o evden ayrılarak kendisine bağımsız bir daire ve uşak tutmuş, maddi olanakları yüksek olan ve sanki toplumun daha üst tabakalarına ait birisi gibi yaşamaya başlamıştır. Büyük Bay Golyadkin'in ortaya çıktığı an budur, hayaldeki kimlik, yani imgesel kimlik ortaya çıkmıştır artık. Mektupta arkadaşı bu durumu şöyle ifade eder: “öte yandan, sözü dinlenir saygın birçok kimsenin anlattıklarıyla kendinizi başkentin dört bir yanında yeterince ünlü yaptığınız, bu nedenle de birçok yerde hak ettiğiniz tepkiyle karşılaştığınız halde, hala birşeyden haberiniz yoksa, sırası geldiğinde her şeyi öğreneceksiniz sayın efendim.” (s 127)
Bu satırlardan Bay Golyadkin'in yedi ay önce yaşam tarzında ve davranışlarında büyük Bay Golyadkin'i somutlaştıran ciddi bir kırılmanın yaşanmış olduğu anlaşılıyor. Demek ki son sözdekinin aksine, büyük Bay Golyadkin, küçük Bay Golyadkin'in yerine geçmiştir. Ancak küçük Bay Golyadkin öteki olarak sık sık bu yeni imgesel kimliğin yaşamına müdahale etmekte ve bulabildiği her delikten bu masal dünyasının içine sızmaktadır. İçinde yaşadığı toplumun bu imgesel kimliği reddetmesi, simgesel öteki ile yeniden ve yeniden yüzleşilmesine neden olmaktadır. Simgesel öteki, imgesel öteki ile aşılamamaktadır. İmgesel öteki, fantezilerdeki, hayallerdeki mükemmelleşmiş imgedir, ideal egodur. Varlıklı, kültürlü, başkent Petersburg'un yerlisi, başkentin tarihini yaşamış bir tarihi kimlik (s 86), ilginç, sanatsal yanı olan, onurlu, temiz yürekli, uysal, iyiliksever, görevine bağlı, daha yüksek rütbeleri hakeden bir insandır (s112). İmgesel büyük Bay Golyadkin, şehirde dönemin varlıklı insanlarının kullandığı kupa arabası ile, uşağını da yanına alarak dolaşmakta, zaman zaman çok zengin bir insanmış gibi pahalı şeylerin satıldığı dükkanlara girip, pahalı alışverişler için uzun uzun pazarlılar yapıp bir şey almadan çıkmakta, kendisini daha zengin hissetmek için büyük banknotları küçükleri ile değiştirerek cüzdanını şişirmekte, altı odalı bir ev için gerekli mobilyaların pazarlığını yapmaktadır (s27-28). Aristokratmış gibi davrandığı böyle günlerden birinde iş arkadaşlarından aldığı tepki şöyledir: “Ne olmuşsunuz böyle Yakov Petroviç, kokular, kremler sürmüşsünüz, iki dirhem bir çekirdek giyinmişsiniz?..” (s30). İş arkadaşları büyük Bay Golyadkin'in durumuyla açıkça dalga geçerler.
Toplumsal, yani simgesel düzenin küçük Bay Golyadkin'i ise, “toplum içinde uygun kaçmayacak, ayrıca sosyetenin, genel olarak kibar çevrelerin yasalarının izin vermediği bir takım şakalar yapmaya hazır” (s159), “iğrenç bir açgözlülükle içkisini son damlasına kadar” (s159) içen, “bayağı bir biçimde açıkça yaltaklanan” (s160), “sahte ve korkunç hain” (s162), “yararsızlığı bilinen” (s162), “utanmaz arlanmazlığı her sınırı aşan rezil bir adam” (s162), “davranışlarında bir aşağılanmışlık, ezilmişlik, çekingenlik olan ve kendisinin giyeceği giysisi olmadığı için başka birinin giysilerini giymiş birini andıran” (s81), “parasal yönden büyük sıkıntıda olan” (s81), “zavallı, çok acılar çekmiş ve Petersburg'da daha çok yeni” (s83) olan, “Kırıtkan, iğrenç biri... tam bir alçak, yerinde duramıyor, yılışık, yaltakçı bir Golyadkin”dir. “Küçük Bay Golyadkin'in çirkin yüzü çıkıveriyordu karşısına, arkasından, onun ortaya çıkmasıyla birlikte büyük Bay Golyadkin'e gösterilen tüm ilgi bir anda yok oluyordu. Küçük Bay Golyadkin söndürüyordu onun ışığını, çamura yatırıp üzerine basıyordu sanki. Daha sonra gerçek büyük Bay Golyadkin'in hiç de gerçek büyük Bay Golyadkin olmadığını, kendini öyle tanıttığı halde, sahte büyük Bay Golyadkin olduğunu, bu nedenle böyle saygın bir toplulukta işinin olamayacağını, burada bulunmaması gerektiğini açıkça kanıtlıyordu.” (s133). İğrenç küçük Bay Golyadkin, “kısa, yusyuvarlak, ayrıca kalası andıran bacağını geri atarak, yılışık sırıtmaları ile insanlara yaltaklanırken onların yüzüne sigara dumanını üfleyerek, insanların arasında dolaşıyordu. Bu sahte Bay Golyadkin nedeniyle herkes, suçu olmayan gerçek büyük Bay Golyadkin'den derin bir aşağılamayla yüz çeviriyorlardı. Dürüst, hiçbir suçu olmayan, iyi niyetli gerçek büyük Bay Golyadkin'i aşağılıyorlar, tekmeliyorlar, fiskeliyorlardı!...” (s133-134).
Her iki kimlik de Lacan'ın belirttiği gibi birer yanılsamadır aslında, Dostoyevski bunu küçük ile büyük Bay Golyadkin'in diyaloğunda kısaca vurgular: “karşılıklı olarak yanılmamız...”. Tıpkı Möbius şeridindeki gibi, Lacan'ın özne-öteki ilişkisi Möbius şeridi gibidir, özne ve öteki sürekli olarak biri dışarda, biri içeride kalacak biçimde yer değiştirirler. Lacan'ın teorisine göre insan doğumundan sonraki ilk 4 -6 ayda, saf bir biyolojik bütünlük olarak yaşar ve bu dönemi Lacan “Gerçek” olarak adlandırır. Bütünüyle biyolojik gereksinim ve tatminlerden oluşan, dış dünya ile ayrışmamış bir varlıktır. Zamanla kendisinden ayrı bir dış dünyanın varolduğunu ve kendi bedeninin ayrı bir varlık olduğunu farkeden çocuk, bu farkediş ile birlikte fiziksel yetersizliğinin, zayıflığının ve acizliğinin de farkına varır. Bu farkına varış, kendisinin dışında çok güçlü ve yeterli bir Öteki' nin olduğu algısını güçlendirir. Bu dönemde, aciz, zayıf ve yetersiz olan ve bunu farkeden çocuk, Öteki ile özdeşime girebilmesini sağlayacak ve bu yolla küçük öteki olmaktan kurtularak, kendisini acizlik algısından kurtaracak fanteziler geliştirmesini sağlayacak imgeleri kendiliğinin parçaları haline getirmeye çalışır. Bu nedenle Lacan bu döneme imgesel dönem der. Bu dönemde ayna görüntüsünün mükemmelliğine uyacak, ideal bir imge geliştirilerek onunla özdeşleşilir. Özne, ayna evresinde ayna yansımasının oluşturduğu hayali öteki ile girdiği ilişkide yabancılaşarak kendi egosunu oluşturur. Öznenin içinde yabancılaştığı bu yapı, yani ego, ötekinin varlığından habersiz değildir. Ego, öznenin birçok temsilcilerinden oluşan yansıtılmış bir imge, bir hayal olduğu için, ancak ve ancak öteki yoluyla ve öteki ile ilişkisi sayesinde imgesel temsil durumunu sürdürebilir.
Lacan'ın tanımladığı sonraki dönem ise, imgesel dönemi izleyen ve toplumsal bir varlık haline dönüşerek, toplum içinde simgesel bir önem taşıyan bir kimlikle yaşamaya başladığımız simgesel dönemdir. Lacan büyük Öteki'ni tanımlarken, “gerçek” ya da “imgesel” açıdan önemli olan ötekilerin ötesinde olanı işaret eder; yani öznenin hem içinde hem de dışında olup da, onu kaçınılmaz olarak tanımlayan ve belirleyen şeyi işaret eder. Lacan Öteki kavramını, bilinçdışının öznelerarası yapısını anlatmak için tasarlamıştır. Lacan'a göre, Möbius şeridi gibi iç ile dışın tek bir yüzde birbirinin devamı olduğu bir süreçle biçimlenen özne haline gelişimiz sırasında bilinçdışını oluşturan Öteki, aynı zamanda toplumun değer yargılarından oluşan, toplumsal hiyerarşide bize bulunmamız gereken yeri işaret eden simgesel Öteki'dir. Küçük öteki olmaktan kurtulma çabamız, simgesel dönemde toplum için önemli bir varlık olma çabası ile devam eder. Bu konuda başarısız olursak imgesel dönemin hayali Öteki'sine kaçarız. Dostoyevski'nin çok ustaca anlattığı da bu imgesel Öteki ile simgesel öteki diyalektiğidir. Bu, öznelerarası diyalektiktir ama bireyin iç diyalektiğine dönüşür.
19. yüzyılda güçlü bir aristokrasi sınıfına sahip olan Rusya'da, Yakov Petroviç Golyadkin ait olduğu sınıfın kendisine sağladığı konumdan hoşnut değildir. Lacan'ın simgesel düzen olarak tanımladığı toplumsal düzen, simgesel, yani küçük Bay Golyadkin'i karın tokluğuna çalışarak, başkasının evinde pansiyoner olarak kalmaya mahkum etmiştir. Bu nasıl bir toplumun yasasıdır? O dönem Rusya'sı, başlıca aristokrat sınıfından oluşan bir üst sınıfın kuralları koyduğu bir toplumsal düzende yaşamaktadır. Bu üst sınıfı, soylular, üst düzey devlet görevlileri, zengin toprak ağaları ve yüksek rütbeli subaylar oluşturmaktadır. Bu toplumun toplumsal simgeselliğinin yarattığı gerçeklikte sadece küçük Bay Golyadkin'e yer vardır. Zaten Golyadkin adı da Rusça'da goliy-çıplak, cıbıl (s45) sözcüğünden gelmektedir. İşte bu rol Yakov Petroviç'e yetmez, üst sınıfa ait bir rol yaratarak, bu imgesel rol sanki gerçek kimliğiymiş gibi yaşama çabasına girer. Diğer bir deyişle simgesel düzenin, toplumun değer yargılarını ifade eden toplumsal Öteki'si reddedilerek kilit altına alınmıştır. Bay Golyadkin'in psişik yapısında bir ideal ego olarak büyük Bay Golyadkin öne çıkmıştır.
Ancak büyük Bay Golyadkin rolünü uşağı bile şüphe ile karşılamakta ve bazen de açık açık bu rolü umursamamakta ve hatta dalga geçmektedir onunla (s8, 36, 80, 90, 93, 118.123). Dostoyevski, toplumsal hiyerarşinin hepimize kazandırdığı simgesel kimliklerin sahteliğini, doktor Krestyan İvanoviç'e içini döken Bay Golyadkin'in ağzından şöyle dile getirir: “Yüksek sosyetede çizmelerinizle döşemeleri cilalamanız, parlatmanız gerekir... orada sizden bunu istiyorlar efendim, ayrıca imalı sözler etmelisiniz... orada silahlarınız bunlardır işte.” (s17). “Sizin de bildiğiniz gibi küçük bir insanım ben, ama ne mutlu ki küçük bir insan olduğum için bunu kendime dert etmiyorum. Çift kişilikli insanlardan hoşlanmıyorum. İftiradan ve dedikodudan nefret ediyorum. Ben maskeyi yalnızca maskeli baloda takarım. Her gün maskeyle dolaşmam insanların arasında.” (s18). Fakat Lacan'ın vurguladığı gibi, egomuz ötekinden bize yansıyan imgelerin oluşturduğu ve içinde yabancılaşarak bölündüğümüz bir yapı olduğu için, hepimiz gibi Bay Golyadkin için de maskesiz yaşamak mümkün olmayacak, ve ısrarla takmak istediği büyük Bay Golyadkin maskesi, içinde bulunduğu toplumun yasasını temsil eden üst sınıflar tarafından kabul görmeyerek toplumdan dışlanacaktır.
9. Derece devlet görevlisinin, amirinin kendisi hakkında vereceği kararı beklemesi (s150), Kafka'nın Dava 'sındaki hüküm beklentisini andırmaktadır: “Karar anının yaklaşmakta olduğunu hissediyordu” (s154). Bilinçdışının verdiği hüküm eserin sonunda, sanki Alman asıllı doktor Krestyan İvanoviç tarafından Bay Golyadkin'in yüzüne okunuyor gibidir: “Size bir daire verilmek... avlusu olmak, liht (aydınlatma) olmak, hizmetçileriniz olmak... bunları siz haketmemek...” (s202). İmgesel büyük Bay Golyadkin, toplumsal düzen tarafından reddedilmiştir, o, simgesel düzenin toplumsal küçük Bay Golyadkin'i olarak yaşamaya mahkum edilmiştir. İmgesel Bay Golyadkin'in “uzun zamandır beklediği şey gerçekleşmişti!” (s202). Eseri noktalayan infaz, eserin başında Bay Golyadkin'in kendisine içini döktüğü doktor Krestyan İvanoviç tarafından yerine getirilir.

1- Öteki, Dostoyevski, İletişim Yayınları, 3. Baskı,2009, İstanbul

MUTLUHAN İZMİR
EYLÜL 2010- ANKARA
     8 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Mutluhan İZMİR Fotoğraf
Dr.Mutluhan İZMİR
Ankara
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi7 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Mutluhan İZMİR'in Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Dostoyevski'nin Öteki Adlı Romanında Özne-Öteki Diyalektiği' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
► Ergenlik ve Tüketim Ekim 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:46
Top