2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



En Sık Rastlanan Alerjenler
MAKALE #10146 © Yazan Dr.Sevin KARALAR | Yayın Aralık 2012 | 4,433 Okuyucu
Ev tozu akarları

Mite adı da verilen akarlar gözle görülmeyen, ancak mikroskop altında görülebilen, 0.1 - 0.5 mm çapında küçük canlılardır. Yaşamaları için ideal koşullar 20-30°C sıcaklık, %60-70 arası nemdir. İnsanların dökülen deri hücreleri, saç, kıl, kepekten ve diğer organik maddelerden beslenirler. Ne kadar temiz olursa olsun her evde bulunan ev tozu akarlarının en yoğun olarak üredikleri yerler insanların yatakları (ideal nem, sıcaklık ve besin nedeniyle), yastık, yorgan, halı dipleri ve kumaş kaplı mobilyalardır. Bir gram ev tozu içinde 100-500 adeti canlı olmak üzere, yaklaşık olarak 19.000 akar bulunur.
Akarların en önemli alerjen kaynağı dışkılarıdır. Bir akar günde ortalama 20 kez dışkılar ve 100 akar haftada 2 mikro gram alerjen üretir. 1 gram ev tozunda 2 mikrogramın üzerinde akar alerjeni bulunması allerji gelişimi için risk faktörü ve 10 mikrogramın üzerinde bulunması ise, astım atağı için risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Akarlar deriden dökülen ölü hücrelerle beslenirler. Akarların buralara bıraktıkları dışkıları zamanla kuruyarak ince toz haline geçer ve bu ince toz solunum yoluyla alınınca allerjik bünyeli kişilerde şikayetlere neden olur.

Akarların vücut proteinleri ve dışkıları allerjik özelliktedir. Akarların nemin % 50 nin altında olduğu yerlerde ve 60 derece ısının üzerinde yaşama şansları azalır. En sık ev içi allerjenleri oldukları için ve her zaman ortamda bulundukları için yıl boyu allerji yaparlar.
Tabi ki ev içinde ve kapalı ortamda geçirilen birim zamanın arttığı kış mevsimlerinde daha çok allerjik hastalık bulgusuna yol açarlar.

POLENLER (çiçek tozları)


Polenler; 5-40 mikron çapında, tohumlu bitkilerde erkek organların başçıklarında bulunan ve daha sonra dağılan erkek döl hücreleridir. Bunlar bitkilerin döllenmesini sağlarlar. Polenler çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Polen taneciklerinin bir kısmı rüzgar yolu ile dağılır ve çok geniş alana kilometrelerce uzaklara yayılırlar ve en çok allerji yapanlar bu grup rüzgarla taşınanlardır. Diğer grup daha büyük polenler parlak renkli, güzel kokulu çiçeklerce üretilir ve böceklerle taşınırlar daha az allerjeniktirler.
Böceklerle taşınan polenler daha ağırdır ve havada asılı bulunmadıkları için pek allerjiye neden olmazlar. Polen allerjisi denince evde büyütülen salon bitkileri allerji yapar mı sorusu akla gelir. Oysa bu tür bitkilerin polenleri genellikle böcekler ile taşındığından, ağır ve yapışkandırlar ve havada yaygın bulunmazlar, pek de allerjik değildirler.
Polenler genel olarak günün erken saatlerinde atmosfere yayılırlar. Yağmur polen sayısını artırır, sis ise havadaki polenlerin yayılmasını önler.

a) Yabani ot polenleri- Temmuz- Ekim arası, yaz sonu - sonbaharda etkilidir. Ülkemizde yavşan, sinir otu, soda otu, kuzu kulağı, dikçam otu, akkaz ayağı

b) Çayır polenleri-Mayıs-Temmuz arası yaz aylarında etkilidir. Ülkemizde ayrık otu, kedi kuyruğu, delice otu, domuz ayrığı ve yumak otudur.

c) Ağaç polenleri- Ocak-Mayıs arası en çok da ilkbaharda etkilidir. Kızılmeşe, fındık, zeytin, ıhlamur, aksöğüt, karaağaç, bazı çınar türleri, kavak ve bazı çam türleridir.

ÇAPRAZ REAKSİYONLARA DİKKAT

Aynı aileden olan bitki türlerinin polenlerinin yapısı birbirlerine benzediği için, allerjik bir kişide aynı aileden pek çok bitkiye birden allerji saptanır. Buna çapraz reaksiyon denir. Meselâ, huş ağacı polenlerine allerjsi olanların fındık ve kızılağaç polenlerine de allerjik olmaları mümkündür. Çapraz reaksiyonlara polenlerle meyveler arasında da rastlanır. Meselâ, huş ağacı polenlerine allerjik olanların yarısında elma ve fındığa karşı da allerji vardır, çünkü huş ağacı polenindeki proteinlerle elma ve fındıktaki proteinler birbirlerine çok benzerler.

İyi bilinen çapraz allerjiler:

- Huş ağacı, fındık, kızılağaç: Elma, armut, kiraz, erik, şeftali, kayısı, fındık, badem...
- Tüm çayır türleri, çavdar: Tahıl unları, soya, fasulye, mercimek, bezelye, yer fıstığı...
- Misk otu, kasımpatı, papatya, hindiba: Kereviz, havuç, rezene, anason, maydanoz, kişniş, kimyon, dereotu, ay çekirdeği, yeşil ve karabiber, domates...

KÜF MANTARLARI


Küf mantarları; sıcak, rutubetli ve karanlık ortamlarda ürerler. Allerjik hastalıklara, küflerin spor ismi verilen ve solunum havasına karışan küçük tanecikleri neden olurlar. Allerji yaratan küflerin birçoğu sonbaharın ilk günlerinde daha çok üremektedirler.
Küfler, doğada çok bol bulunur. Toprakta, saman, tohum, hububat ve ağaçlarda çok miktarda küf vardır. Küfler, güneş görmeyen yerlerde daha iyi ürerler. Küfler, polenlerin aksine soluduğumuz havada tüm yıl boyunca bulunurlar. Sadece kar toprağı tamamen kapladığı zaman havada küf bulunmaz.

Küfler, evlerde banyolarda ıslak zeminler, duşlar, banyo örtüleri, kirli ve ıslak çamaşırda klima ve nemlendirici cihazlar üzerinde çöp kaplarında, , bulaşıkta, halılarda, bodrum ve tavan arası gibi karanlık ortamlarda bol bulunurlar.

Binlerce türü olan küflerin sadece bazıları allerjiye neden olur. Bunlar içinde en iyi tanınanları aspergillus, cladosporium, alternaria, mukor ve penicillum'dur. Yiyeceklerdeki küfler, örneğin beyaz peynirdeki mavi-yeşil küflenme çok nadiren bir allerjik reaksiyona yol açabilir.

Küf mantarlarından kurtulmak için evlerde havalandırma arttırılmalı; banyo ve mutfakta havalandırma sağlayan aspiratörler kullanılmalıdır; evde klima varsa, filtresi düzenli aralıklarla temizlenmeli; ev içindeki bitkiler azaltılmalıdır ve evde rutubete neden olan sorunlar giderilmeli, gerekli yalıtım yapılmalıdır.

Hayvan Alerjenleri

Hayvan allerjenleri de sık rastlanan çevresel allerjenlerdir. Allerjik nezle, egzema ve bazen de astıma yol açabilirler. Bunlar arasında en sık görüleni kedi ve köpek allerjisidir. Pek çok ülkede evlerin %50'de kedi/köpek beslendiği ve atopik kişilerin %15-40'da kedi veya köpeğe karşı aşırı duyarlılık saptandığı bildirilmektedir. Kediler köpeklere nazaran daha çok allerjeniktirler. Kedi alerjenleri deri döküntüsü ve salyada bulunur. Kedi alerjenleri çok küçük (5 mikron) oldukları için havada asılı kalabilirler. Kedi olan tüm evlerde yüksek alerjen düzeyi saptanmaktadır. Kedi alerjenlerinin halılara, kumaş kaplı mobilyalara, duvarlara ve giysilere yapışma ve taşınma özelliği vardır. Kedi evden uzaklaştırılsa bile allerjenleri 6 ay ve daha uzun süre ile aynı ortamda kalabilir. Bu nedenle kediler evden uzaklaştırıldıktan sonra evdeki halı veya eşyaların çok iyi temizlenmesi hatta mümkünse değiştirilmesi önerilir.

Köpek alerjenleri deri döküntüleri, salya ve idrarda bulunur. Kuşlar daha çok tüyleri arasında mantarlar ve akarlar için uygun üreme ortamları sağladıkları için allerji gelişimine ve şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olurlar. At kılına allerji at binenlerde veya at bakıcılarında daha sık gelişmektedir. Ayrıca kümes hayvanı, koyun ve birçok hayvana karşı, hatta laboratuarda deney yapmada kullanılan hayvanlara karşı dahi laboratuar çalışanlarında allerji saptanabilir.

Böcek allerjenleri

En sık rastlanan böcek allerjisi arı allerjisidir. Arı zehirinin içinde bulunan protein yapısındaki bazı maddelere karşı allerji gelişir. Arı allerjisinde, allerjen arının sokması ile direk olarak vücuda girdiği için anaflaksi denilen ölümcül bir allerjik şoka neden olabilir. Ayrıca sivrisinek ve diğer sokucu tüm hayvanların çıkartı, zehir ve salyalarına karşı da allerji gelişebilir. Gelişen allerjik reaksiyon sadece deride kızarıklıktan, anaflaksik şok ile ölüme kadar değişebilen yelpazede olabilir. Genel olarak böcek sokmaları sonucu anafilaksi görülme sıklığı toplumda yüzde 0.3 - yüzde 3 arasında değişir. Arı allerjisine bağlı olarak ABD'de yılda yaklaşık 40, Fransa'da ise 16-38 ölüm vakası bildirilmektedir. Arılardan allerji yapanlar arasında yaban arısı, eşek arısı, balarısını ve tüylü arıyı saymak mümkündür. Bal arası ve tüylü arı selim olup ancak kışkırtıldıklarında sokarlar. Yaban arısı ve eşek arısı kokulu yiyecekler ve diğer kokular tarafından çekilirler. Arı allerjilerinde aşı tedavisi ile %100 olumlu sonuç alınmaktadır.

Ayrıca bu grupta hamamböceği allerjisi de sayılabilir. Hamam böceğinin dışkısı allerjiktir. Bu haşarelerin yaşamlarını sürdürmelerinde iki temel gereksinim ortamda nem ve gıda artıklarının bulunmasıdır. Astım, allerjik nezle ve egzemaya neden olabilirler.

İLAÇ ALLERJİLERİ

İlaç allerjileri, istenmeyen etkilerinin %5-10 unu oluşturur. İlaçlara bağlı görülen allerj hastaneye yatan hastalarda %2.2 oranında bildirilmiştir. İstenmeyen ilaç etkileri iki grupta incelenir:
1) Önceden tahmin edilebilenler: Sıklıkla ilacın dozuna ve bilinen tedavi edici etkisine bağlıdır, diğer yönlerden normal olan hastalarda görülür, istenmeyen ilaç etkilerinin %80' inden sorumludur.
2) Önceden tahmin edilemeyenler: Bu reaksiyonlar ise genellikle ilacın dozuna ve tedavi edici etkisine bağlı değildir, sıklıkla kişinin bağışıklık cevabı veya duyarlı kişilerin genetik farklılığı ile ilgilidir.

Allerjik ilaç reaksiyonları, daha önce alınmış bir ilaç ile tekrar karşılaşıldığında o ilaca karşı, antikor yapılması sonucu oluşur. İlaç ile daha önce karşılaşılmamışsa, aynı ilacın alımıyla 1 haftadan önce allerjik reaksiyon genellikle görülmez. Yalancı allerjik reaksiyonlar klinik olarak allerjik reaksiyonlara benzer, ancak ilaçla ilk karşılaşmada ortaya çıkar ve ilacın damarlar üzerinde etkili madde salınımını uyarmasına bağlıdır.
En fazla allerjinin karşılaşıldığı ilaçlar antibiyotikler (penisilin, sefalosporin ve sülfonamidler), epilepsi ilaçları (fenitoin), ameliyatlarda hastayı uyutmak için kullanılan ilaçlardır.
  • En fazla deri altına veya damar içine ilaç uygulamalarında allerjik reaksiyon riski vardır.
  • Kadınlarda allerjik reaksiyon görülmesi erkeklere oranla daha fazladır.
  • Erişkin yaşta ilaç allerjisi daha fazla, çocuklarda azdır.
  • Eşlik eden karaciğer veya böbrek hastalığı varsa ilacın vücuttan atılması güçleşerek vücutta birikeceği için allerji görülme olasılığı artar.
Her ilac allerjiye neden olabilir. Bir ilaç tedavisi sırasında herhangi bir istenmeyen reaksiyon ortaya çıktığında allerjiye neden olan ilaçların ismi mutlaka kaydedilmelidir. Bu kayıt ilaç allerjilerinde çok önemlidir, ileride aynı etken madde içeren ilaçlarla tekrar allerji gelişme riskini önlemek için her doktora gidildiğinde reçete yazılmadan hekime gösterilmelidir.

PENİSİLİN ALLERJİSİ

Penisilinler allerjik reaksiyonlara en sık neden olan ilaçlardır. Amerika Birleşik Devletleri'nde penisiline karşı allerjik reaksiyona tedavi uygulamalarının %1-10 unda rastlanmasına rağmen bunların ancak 4 /10.000 - 15/10.000 inde anaflaktik (ağır allerjik) reaksiyon görülmüştür. Penisilin anaflaksisinden ölüm ise tedavi uygulamalarının 1/50.000 - 1/100.000 inde görülmektedir. Bu, penisiline bağlı anaflaktik reaksiyonların yaklaşık onda birinin ölümcül seyrettiği anlamına gelir. Hastanede yatan hastaların %10-20' sinin penisilin allerjisi öyküsü vermelerine karşın, bunların yaklaşık %75' inin hatalı bir şekilde "penisiline allerjik" olarak tanımlanmış oldukları gösterilmiştir.
Ölümcül penisilin reaksiyonlarının %96' sı ilaç uygulandıktan sonraki 60 dakika içinde ortaya çıkmaktadır. Penisilinin damardan veya kas içi uygulanması ağızdan kullanımından penisilin allerjisi saptanan hastalarda diğer grup antibiyotiklere allerjik reaksiyon verme riski 10 kat artmıştır daha fazla allerjik reaksiyona neden olur. Genel olarak test yapılmadan penisilin enjeksiyonu yapılamayacağı düşünülür, bu çok doğru olmayan bir görüştür. Enjeksiyon yapılmadan önce hazırlanan ilacın deri altına verilmesi yoluyla test yapılması hatalıdır. Penisilin testi, bu amaç için üretilmiş özel test maddeleriyle yapılmalıdır. Bu test maddesi ülkemizde de mevcuttur.
Antimikrobiyal ilaçlara gösterilen reaksiyonlarda ailesel yatkınlık söz konusudur. Antibiyotik allerjisi olan ebeveynin çocuğunda aynı ilaca karşı allerjik reaksiyon görülme olasılığı, aile öyküsü olmayanlara göre 15 kat artmıştır.

Asetil salisilik asit (Aspirin), sık kullanılan ağrı kesici ve ateş düşürücü, kanı sulandırıcı bir ilaçtır. Aspirin de bazı hastalarda allerjiye neden olabilir. Aspirin allerjisi, astım ve kronik ürtiker gibi hastalığı olanlara aspirin (asetil salisilik asit) kullanmaması öğütlenmektedir.

Antiromatizmal ilaçlar olarak bilinen Non-Steroid Antiinflamatuvar (NSAİ) ilaçlar da aspirine benzer şekilde etki etmektedir. Diğer önemli kaynak hazır gıdalardır.
  • Salisilatların en önemli kaynağı ilaçlardır. Salisilatlar, gıda endüstrisinde kullanılan önemli bir katkı maddesidir.
  • Başka bir kaynak ise doğal gıdalardır.
Salisilatlar birçok bitki tarafından yapılan doğal kimyasal bir maddedir. Bitkiler salisilatları kendilerini zararlı böceklerden korumak için üretir. Genellikle bitkilerin köklerinde (patates, turp), kabuklarında (patlıcan) ya da yapraklarında bulunmaktadır. Kronik ürtiker veya aspirine bağlı astım şikayetleri olan hastalarda, doğal salisilatlardan da sakınmak yararlıdır.

Ağrı kesici, ateş düşürücü amaçlı kullanılan salisilatlar 500mg, kanı sulandırmak amacıyla kullanılanlar 100-300mg.dır.

100gr Kırmızı (acı) biberde 203mg, 100gr Kekikte 183mg, 100gr bademde 3mg salisilat bulunmaktadır.

Metamizol ya da herkesin bildiği adıyla Novalgin, sık kullanılan ve reçetesiz satılabilen, ağrı kesici ve ateş düşürücü bir ilaçtır Novalginle reaksiyonların diğer ilaçlara oranla daha sık görülüyor gibi olmasının nedeni çok yaygın olarak kullanılmasıdır.

Sulfonamidler ilk keşfedilen antibiyotiklerden birisidir. Diğer birçok ilaçta olduğu gibi sulfonamidler de bazı hastalarda allerjik reaksiyonlara neden olmaktadır.
İlaç allerjilerinden korunmanın yolu, allerjiye neden olan ilacın kullanılmamasıdır. İlaç allerjilerinin kalıcı (kesin) tedavisi yoktur. Allerjik reaksiyonların tekrarlamaması için yapılabilecek tek şey sorumlu olan ilacı kullanmamaktır.



Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"En Sık Rastlanan Alerjenler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevin KARALAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevin KARALAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevin KARALAR Fotoğraf
Dr.Sevin KARALAR
İstanbul
Doktor "Göğüs Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi28 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevin KARALAR'ın Yazıları
► Sık Rastlanan Adrenal Sorunlar Prof.Dr.M.Sait GÖNEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'En Sık Rastlanan Alerjenler' başlığıyla benzeşen toplam 9 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Dünya Koah Günü Kasım 2016
► Öksürük ve Tedavisi Mayıs 2015
► Nefes Darlığı Nisan 2015
► Hıçkırık Neden Olur? Nasıl Geçer? ÇOK OKUNUYOR Haziran 2014
◊ Bronşit Mayıs 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:22
Top