2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Cinsel Yaşam
MAKALE #11105 © Yazan Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI | Yayın Temmuz 2013 | 5,787 Okuyucu
CİNSEL YAŞAM
Akademik hayatımın başlarındayken yaptığımız bir çalışma için, son 1 yıl içinde menapoza girmiş yetmiş kadın ile görüşmüştüm. Menapozdan sonra cinsel yaşantılarının nasıl etkilendiği sorduğumda, büyük kısmının, evlilik hayatları boyunca cinsellikten hiç keyif almadıklarını hep bir görevi yerine getirir gibi cinselliği yaşadıklarını öğrendiğimde hem şaşırmış hem de üzülmüştüm. Bir kısmının yanıtı “çok şükür amcan da yaşlandı da ikimiz de rahatladık” olmuştu. Evlilikleri ile ilgili sorun ifade etmeyen kadınlardı bunlar. Oysa cinselliği daha keyifli yaşasalardı, kendileri için de eşleri için de çok daha iyi olabilirdi diye düşünmüştüm. Gerçekten de iyi bir cinsel yaşam hayatı, ilişkileri zenginleştirir ve güzelleştirir. Kötü yaşanan cinsellikler ise ilişkileri olumsuz etkiler. Yanlış bilgi ve inanışlar cinselliğin sağlıklı ve iyi yaşanmasının önündeki en büyük engellerdir. Cinselliğin kötü, ayıp görülmesi, cinsellikten bahsetmenin ahlaksızlık sayılması toplumumuzdaki ciddi bir sorundur. Toplumun “artık cinselliği yaşayabilirsin” dediği zaman da bu tabular ve mitler yüzünden çiftler cinselliği sağlıklı yaşayamamaktadır.

Kendini ve partnerini tanıdıkça güzelleşen cinsellik öğrenilebilen bir şeydir. Kişi öncelikle kendi bedenini tanımalı, cinsel uyaranlara verdiği yanıtları öğrenmelidir. Sonra da bunları uygun bir şekilde partnerine öğretmesi gerekir. Ön sevişmeyi uzun tutmak özellikle kadının uyarılmasının sağlanması için gereklidir. İlişkiyi renklendirmek, sevişmeye eşit katılmak, karşılıklı açık iletişim içinde olmak, sağlıklı ve güzel bir cinsellik yaşamayı sağlar.

Cinsellikle ilgili hatalı bilgiler, yanlış inanışlar, daha önceki travmatik cinsel deneyimler, abartlı performans beklentileri, tecrübesizlik gibi durumlar cinselliğin kötü yaşanmasına hatta yaşanamamasına neden olabilir. Bu gibi durumlar vajinismus, erken boşalma, cinsel isteksizlik gibi cinsel işlev bozukluklarına neden olabilir. Bu durumda öncelikle sorunun tespit edilmesi, bu soruna neden olabilecek organik sorunların olup olmadığının araştırılması gerekir. Cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde davranışçı yönelimli cinsel terapiler uygulanır. Bunun eğitimini almış uzman terapistler tarafından uygulanması gereken bir tedavidir. Sorun çiftin sorunu olarak ele alınır ve seanslara çift birlikte katılır. Bilgilendirme seanslarından sonra, soruna uygun ev ödevleri verilerek, haftalık seanslar halinde tedaviye devam edilir. Çift, terapistin soruna yönelik planladığı ev ödevlerini evde uygular. İletişim sorunu olmayan ve tedaviye uyum sağlayan çiftlerde olumlu sonuç alma oranı oldukça yüksektir.

İLİŞKİ SORUNLARI

"6 aydır evliyiz. 5 yıldır aynı iş yerinde çalışıyoruz. 1 yıl çıktıktan sonra evlendik. Kocam çok iyi bir insan, birbirimizi çok seviyoruz. Çıkarken herşey çok güzeldi ama evlendikten sonra çok değişti. Sürekli kavga ediyoruz. Aslında kavga bile edemiyoruz susup oturuyor. KOnuş diyorum, susuyor... O hep evde oturmak istiyor. Aylardır sinemaya gitmedik. Halbuki eskiden yeni gelen her filme giderdik. O kadar pasaklı ki...

6 aydır evliyiz. 5 yıldır aynı iş yerinde çalışıyoruz. 1 yıl çıktıktan sonra evlendik. Karım çok iyi bir insan, birbirimizi çok seviyoruz. Sürekli şikayet ediyor. Değiştiğimi söylüyor.. Halbuki ben aynıyım. Herşeyden kavga çıkarıyor. Kavga büyümesin diye susuyorum, bu sefer susuyorum diye kızıyor. Ben evimde mutluyum, huzurlu huzurlu evimde oturup televizyon izlemek istiyorum. Bu da suç oluyor. Bir de titizliği var ki..."


Aynı evi ve bir hayatı paylaşmak kolay değildir. Birliktelikler beraberinde sorumluluğu da getirir. Tamamen farklı iki kişinin birarada yaşamaya başlaması, birbirine alışması zaman alabilir. Birbirini çok iyi tanıdığını düşünen çiftler bile birarada yaşamaya başladıklarında birbirlerinin iyi ya da kötü yanlarını tanımaya devam ederler. İyi birliktelikler sevgi, saygı, açıklık, hoşgörü, özveri ve sabır gerektirir. Karşılıklı birbirini tanıma ve kabul etme önemlidir. Tek taraflı özveri uzun süre devam edebilecek birşey değildir. Kavgaya dönüştürülmeyen, fikirlerin, düşüncelerin karşılıklı beyanı ve bir orta yol bulma çabası ilişkinin iyi bir şekilde devam etmesinde önemlidir.

Bunun sağlanamadığı ilişkilerde aile-çift terapisi ile bu sağlanmaya çalışılır. Aile ve çift terapisinde amaç, aile içinde ve çiftler arasında yaşanan zorlu ve sıkıntılı süreçlerin ele alınarak çatışmaların çözülebilmesi ve tüm aile üyelerinin sağlıklı yönde değişiminin ve gelişiminin sağlanmasıdır. Hem aile içi ilişkileri düzenlenmesi hem de diğer insanlar ve durumlar ile ilişkilerin düzenlenmesi hedeflenmektedir.

CİNSEL İSTEKSİZLİK

"3 yıldır evliyim. Cinsellik benim için hep bir tabuydu. Hiçbir zaman çok ilgimi çekmedi. Evlenince farklı olacağını düşünmüştüm. Kocamı seviyorum, anlaşarak evlendik. Evlilik öncesinde bir tecrübem olmamıştı. Evlendikten sonra böyle bir sorun yaşayacağımı düşünmemiştim. Cinsel ilişkiye girmeyi istemiyorum. Yani eşimi seviyorum, bana dokunmasını, ona dokunmayı seviyorum ama ilişkiye girdiğimizde çok az zevk alıyorum ve eşim istemese haftalarca aklıma gelmiyor. Bu durum artık eşimle aramızda sorun olmaya başladı. Artık böyle olsun istemiyorum. Eşimi kaybetmek istemiyorum...

Cinsel isteksizlik, kişinin yaşı ve yaşam koşulları dikkate alınarak, sürekli olarak ya da tekrarlayıcı bir biçimde cinsel fantezi ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmamasıdır. Cinsel isteğinin olmamasının yanı sıra cinsel hayaller kurmak, cinselliği hatırlatan konularla ilgilenmek ya da cinselliği başlatmak gibi bir istek de ya hiç yoktur ya da çok seyrek olarak oluşur..."

Cinsel isteksizliği olan kadınlarda, sevişme ya da masturbasyon sırasında cinsel bölgede ıslanma, klitorisin belirginleşerek şişmesi, meme uçlarının dikleşmesi gibi cinsel uyarılma belirtileri de azalmıştır ya da yoktur. Bütün bunların sonucunda orgazm da çoğunlukla yaşanmaz. Cinsel isteksizliği olan kadınlar genelde cinsel ilişkiyi kendileri başlatmazlar, ancak "kadınlık görevi" olarak algıladıkları cinselliği eşlerini mutlu etmek, evliliğin devamıyla ilgili sorun yaşamamak gibi gerekçelerle haz almasalar da yaşarlar.

Aynı şekilde cinsel isteksizliği olan erkeklerde de sertleşme ve boşalma bozuklukları görülebilir. İsteksizliği olan erkek sevişme sırasında konsantrasyonunu daha sık ve çabuk yitireceğinden sertleşme kaybı yaşayabilir ya da boşalamayabilir.
Cinsel istek düzeyinin normal olup olmadığını belirleyen sabit bir değer ya da sayı yoktur. Önemli olan çiftin cinselliği isteme sıklığının uyumudur. Örneğin, eşlerin ikisinin de her gün veya ayda bir cinsel isteği varsa aralarında uyumlu bir cinsellik yaşayabilirler. Ama eşlerden biri her gün diğeri ayda bir cinsel istek duyarsa, cinsel sorunlar kaçınılmaz olur. Kısaca önemli olan eşlerin cinsel istek sıklığının birbirine yakın olabilmesidir.

Cinsel terapiye alınan çiftlerin tedavisinde çiftin cinsel iletişimlerinin arttırılması, cinsel isteklerini daha rahat ifade edebilmelerinin sağlanması cinsel yaşamlarındaki kısıtlılıkların kaldırılması amaçlanır. Bu noktada tedavide en önemli unsur cinsel isteği engelleyen unsurların bulunup ortadan kaldırılması ile kişinin gizli kalmış arzu ve fantezilerinin uyandırılmasıdır. Cinsel istek bozukluğu tedavisinde cinsel terapiye yanıt oranı diğer cinsel sorunlara göre daha düşüktür.

ERKEN BOŞALMA

"27 yaşındayım, 6 aydır evliyim, evlenmeden önce pek fazla cinsel tecrübem olmamıştı. Evlenmeden önceki ilişkilerimde erken boşalmam olmuştu, bunun evlendikten sonra düzeleceğini düşünmüştüm. Zaten pek fazla ilişkim olmamıştı, ondandır diyordum. Ama evlendikten sonra da devam etti. Sertleştikten sonra çok çabuk heyecanlanıyorum ve hemen boşalıyorum. Eşim bunu sorun etmiyor gibi görünüyor ama çok utanıyorum. Artık ilişkiye girmekten kaçar oldum..."

Erken boşalma, penisin vajene girmesinden önce ya da hemen sonra, sınırlı bir cinsel uyarıyla kişinin istemi olmaksızın boşalması ve bu olayın kişide belirgin bir sıkıntı yol açması durumudur. Bu tanının konabilmesi için kişinin cinsel olgunluk yaşında olması ve belirli bir sıklıkta cinsel ilişki yaşıyor olması gerekmektedir.

Erken boşalma erkekte en sık görülen cinsel işlev bozukluğu olup, toplumda hemen her 3-4 erkekten birinde bulunmaktadır. Erken boşalma tanısının konabilmesi için belirli bir cinsel deneyim gerekmektedir. Her genç erkek boşalma üzerinde denetim becerisi olmadığından ilk cinsel deneyimlerinde kontrolsüz boşalır. Boşalma üzerinde denetim zamanla ve cinsel deneyim ile kazanılır. Bu bir tür öğrenme sürecidir. Bununla birlikte bazı etkenler erken boşalma sorununa yol açabilmektedir. Örneğin cinselliğin geç yaşanması, cinsel deneyimin yetersiz oluşu, birleşmeye endeksli cinsellik, kaygılı ortamda cinsellik, boşalmayı hedefleyen cinsellik gibi durumlar boşalma kontrolünün öğrenilmesini güçleştirmektedir. Bunlar arasında öne çıkan etken kaygıdır.

Erken boşalma sorunu olduğunu düşünen erkeklerin ilk önce gerçekten sorunlarının olup olmadığını değerlendirmeleri, gerekirse bir hekime danışmaları gerekmektedir. Erken boşalma çok yaygın bir sorundur. Bu hem erkek hem de partneri tarafından bilinmelidir. Bu nedenle sorun yalnızca kendisindeymiş gibi erkeğin kendini suçlaması ya da yetersiz ve değersiz görmesi gibi tutumlar ek ruhsal sorunlara yol açabilir. Partnerin yargılayıcı tutumu da kaygıyı ve erken boşalma şiddetini artırabilir. Cinsel iletişimi iyi olan ve ilişki sorunu yaşamayan çiftlerde cinsel terapiler daha başarılıdır.
Tıbbi yöntemler içinde kesin tedavi sağlayanı cinsel terapidir. Kişinin partneri ile birlikte tedavi edildiği cinsel terapiler temel olarak erkeğe boşalma denetimini kazanmasını hedefler.

VAJİNİSMUS

"Altı aydır evliyiz. Evlendiğimizden beri kocamla cinsel ilişkiye giremedik. Severek ve isteyerek evlendik. Kocamı çok seviyorum. Bana dokunması hoşuma gidiyor. Ama penisin vajinama girmesi fikri beni çok korkutuyor. Sanki çok acıyacak, çok fazla kanayacak gibi geliyor. Her seferinde bu sefer olacak, korkulacak birşey yok diye kendimi ikna etmeye çalışıyorum ama elimde değil, kasılmama engel olamıyorum. Aslında kocam çok anlayışlı ama artık sabrı kalmayacak diye çok korkuyorum..."
Penisin vajinaya girmesi sırasında kızlık zarının patlayacağı, çok canının yanacağı, çok kanayacağı ya da hamile kalacağı şeklindeki düşünceler kadınları doğal olarak korkutur. Kulaktan kulağa varola gelen bu tür abartılı söylemler bazı kadınlarda o kadar çok korkuya neden olur ki penisin vajinaya girmesi şeklinde cinsel ilişki yaşanamaz hale gelir. Bu korku ile kadın kasılır, bacaklarını açamaz. Vajina kasları kontrolü dışında kasılır ve penisin vajinaya girmesi imkansız hale gelir. Bu durumda vajinismus olarak adlandırılır. Vajinismus sık görülen cinsel işlev bozukluklarından biridir.

Türkiye’de cinsel sorunları saptamak amacıyla yapılan toplumsal bir taramada, %54 kadının ilk birleşme denemesinde korku, acı hissi ve kaçınma davranışı tanımladıkları ve cinsel birleşmenin gerçekleşmediği saptanmış, bu kadınların % 17’sinin halen birleşemediği ya da birleşmede sorunlar tanımladığı tespit edilmiştir.

Vajinismusun bugün için bilimsel olarak başarısı kanıtlanmış tedavi yolu bilişsel davranışçı psikoterapidir. Sorun çiftin sorunu olarak ele alınır ve çift olarak katılınan terapi seansları haftalık olarak yapılır. Ek sorun olmadığı müddetçe ortalama 8-12 seansta yüzde yüze yakın vakada sorun çözülür. Hafif vakalarda bu süre daha kısa olabileceği gibi dirençli vakalarda uzayabilir.

İlk seansta çifte cinsel eğitim verilir. Kaygılarla ele alınır. Çeşitli egzersizlerin yer aldığı çeşitli ev ödevleri verilir. Çift, bir sonraki seansa, evde, ev ödevlerini tarif edildiği şekilde uygulamış olarak gelir. Her seansta önce bir önceki haftanın ödevi konuşulur, daha sonra bir sonraki haftanın ödevi verilir.

Psikiyatrik hastalık, depresyon, kaygı bozukluğu, erkekte ek cinsel sorunlar tedaviyi zorlaştırır. Eğer böyle bir durum varsa önce bunların ele alınması gerekir.
Mutlaka bu konuda eğitim almış bir uzmanın yürütmesi gereken tedavi ile vajinismus başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Cinsel Yaşam" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Aylin ERTEKİN YAZICI Fotoğraf
Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI
İçel (Mersin)
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI'nın Makaleleri
► Evlilikte Cinsel Yaşam Dr.Sevilay ZORLU
► Sağlıklı Cinsel Yaşam Prof.Op.Dr. Enver ÖZDEMİR
► Astım ve Cinsel Yaşam Prof.Dr.Cengiz KIRMAZ
► Yaşlara Göre Cinsel Yaşam Prof.Dr.Doğan ŞAHİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Cinsel Yaşam' başlığıyla benzeşen toplam 94 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Stresle Başaçıkma Temmuz 2013
► Somatoform Bozukluklar Mayıs 2013
► Uyku Bozuklukları Mart 2013
► Anksiyete Bozuklukları Şubat 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:03
Top