2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şizoid Kişilik Yapısı
MAKALE #13929 © Yazan Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU | Yayın Ocak 2015 | 8,993 Okuyucu
ŞİZOİD KİŞİLİK YAPISI:

Harry Guntrip 1969'da şizoid kişiliği tanımlayan dokuz temel karakter özelliği belirlemiştir. Bu karakter özellikleri aşağıda sıralanmıştır:

İçe Dönüklük: Guntrip'e göre şizoid kavramı, duygusal olarak dış dünyadan kopma anlamında değerlendirilmiştir. Bu bireylerde, libidinal enerjinin ve arzunun tümü, içsel nesnelere yönelmektedir. Şizoid birey, şaşırtıcı derecede zengin, yoğun bir fantezi ve hayal dünyası içinde yaşar. Bu fantezi dünyası, istenilen herhangi bir zamanda kolaylıkla gözlemlenebilir hale gelebilir. Ancak çoğunlukla şizoid bireyler, bu yaşamlarını sır gibi gizli tutarlar.

Şizoid birey, dış dünya ile ilişkisini o derece kesmiştir ki dış gerçekliği tehlikeli olarak deneyimler. Aslında tehlike kaynaklarından uzaklaşıp güvenliğe ulaşmak, insan doğasında var olan doğal bir tepkidir. Şizoid bireyin birincil kaygısı da tehlikeden uzaklaşmak ve güvenliğe ulaşmaktır. Bu insanların dış dünya ile ilgili deneyimlerini güvenlik ve tehlike terimlerinin yanısıra ihtiyat, dikkat, korku ve risk gibi terimlerle ifade etmelerinin nedeni de budur. Bu durum hafiften ağıra şizoid örgütlenmesinin tüm seviyelerinde gözlenir. Bu tarz ilgisizlik, soğukluk ya da umursamazlık gibi görünümler daha çok şizoid kavramı ile bağlantılıdır. Şizoidin deneyimi ile ilgili bu evrensel tanım, asla tedavi almaya yanaşmayacak olan şizoid bireyler için söz konusudur.

Guntrip'in içe dönüklük kavramı, şizoidin muazzam, zengin ve karmaşık fantezi yaşamına vurgu yapmaktır. Bu fantezi yaşamı şizoid bireyin içsel dünyasının bir parçasıdır ve fanteziye ayrılan zaman inanılmaz bir şekilde her gün saatlerce sürebilir. Genç bir şizoid hasta, çocukluğunda boş bir buzdolabı içerisinde saatlerce fantezi kurarak nasıl zaman geçirdiğinden bahsetmiştir. Bu, onun, dış dünya ile ilgili yaşadığı tehlikelerden kaçmak ve kendini güvende hissetmek için kullandığı birincil yoldur. Buzdolabı ise onun güvenli sığınağı ve yuvası görevini görmektedir.

Geri Çekilme: Guntrip'e göre, geri çekilme, dış dünyadan ayrılma anlamına gelir. Aslında bunun, içe dönüklüğün diğer bir yönü olduğu söylenebilir.

Guntrip'in bu gözlemine göre şizoidin içe dönüklük süreci kaçınılmaz olarak dış dünyadan ayrılma ve geri çekilme ile sonuçlanır. Her şeye rağmen burada semptomla belirti arasında temel bir ayrım yapmak gerekir. Yani nesnel gözlem ile öznel ifade ve dış dünya ile içsel gerçeklik arasında ayrım yapılmalıdır. Birçok şizoidde geri çekilme özelliği (açıkça ve gözle görülür bir şekilde çekingenlik, isteksizlik ya da dış dünya ve insan ilişkilerinden kaçınma) olmasına rağmen bu durum şizoid bireylerin sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Esasen sosyal hayatı çok interaktif olan, sempatik şizoid bireyler de mevcuttur. Ben, bu tür hastaları gizli şizoid kategorisi altında değerlendiriyorum.

Peki, bu bariz dilemma nasıl çözümlenebilir? Bu muammanın çözümü için şizoid bireye bununla ilgili öznel deneyiminin ne olduğu sorulmalıdır. Şizoid hastanın, gözlemcinin nazarında hem bu derece sempatik, ilgli, etkileşime açık olup aynı zamanda duygusal olarak geri çekilen, içsel dünyasında güvenli bölgesine doğru yönelim gösteren bu durumu nasıl yorumladığı önemlidir. Geri çekilme ve dış dünyadan uzaklaşma davranışı şizoid patolojinin bir özelliği olması ile birlikte bu durum bazen aşikar bazen de üstü örtülü olarak yaşanır. Bu durumun açıkça gözlenmesi zaten şizoid kişiliğin tanımına uyar. Ancak çoğu zaman bu, üstü örtülü bir şekilde hastanın gizlediği içsel bir durum olarak yaşanır.

Bu aşamada birkaç önemli noktaya değinilmelidir. Öncelikle, gözlemci tarafından edinilen ilk izlenim hastanın öznel, içsel yaşamını yasıtmayabilir. İkincisi, içe dönüklük ile ilgisizlik birbirine karıştırılmamalıdır. Üçüncüsü, terapist, hastanın dış dünya ile olan savunmacı, telafi edici etkileşiminin ve interaktif sosyal yaşamının ardındaki geri çekilmesine dikkat etmeli yani birkaç ağacın ardında gizlenen devasa ormanı gözden kaçırmamalıdır. Aksi takdirde bu durum terapistin, şizoid hastayı saptamasını engelleyebilir.

Narsisizm: Guntrip'e göre; “Narsisizm, şizoid bireyin ağırlıklı olarak kendi içsel yaşamında vuku bulan bir karakter özelliğidir. Sevgi nesneleri tümüyle kendi içindedir hatta kendisini bununla tanımlar dolayısıyla tüm libidinal enerji kendisine yönelmiştir. Asıl soru, şizoidin bu yoğun içsel yaşamının, dış nesneleri içe almak arzusundan mı yoksa daha güvenli olduğu düşünülen içsel dünyasına geri çekilmesinden mi kaynaklandıdır.”

Temel bir güdüleyici güç olan bağlanma ihityacı, diğer tüm bireylerde olduğu kadar şizoid bireylerde de güçlüdür. Bununla birlikte şizoid birey, sevgi nesnesine bağlanmak için nereye yönelmektedir? Bu bireyler, sevgi nesnesini dış dünya da mı yoksa savunmacı bir arayış ve yetinme içerisinde içsel dünyalarında mı ararlar? Şizoidin narsisizmi, sevgi nesnelerinin bireyin kendi içinde olması gerçeğinin bir sonucudur. Şizoid birey bu şekilde, gerçek dünyadaki nesnelere bağlanma ve temas kurmanın yarattığı anksiyeteden korunarak kendisini güvende hissedder.

Şizoidin narsisizmi aynı zamanda kendi kendini koruma kapasitesi ile de alakalıdır. Kendi kendini koruma, bireyin kendi duygu durumunu düzenleyebilme kapasitesi olarak da düşünülebilir. Şizoidler, özellikle anksiyeteden ve depresyondan kendi yönetebileceği sınırlar içerisinde kalarak uzak durabilirler. Yıkıcı duygu durumları karşısında kendini koruyabilme kapasitesi, özellikle dikkat çekicidir. Narsisist ve borderline kendilik bozukluklarında bu kapasite daha az gelişmiştir. Muhtemelen hiç kimse şizoid bireylerde olduğu kadar gelişmiş bir yalnız kalabilme kapasitesine sahip değildir. Ne yazık ki şizoid bireyin başka seçeneği olmadığı için duygularını kendi kendine düzenlemeyi öğrenmek durumunda kalır.

Guntrip'in, şizoidin bu yoğun içsel yaşamının dış dünyayı aşırı içe alma arzusundan mı yoksa dış dünyadan geri çekilme ihtiyacından mı kaynaklandığına yönelik sorusu artık cevaplandırılabilir. Şizoidin narsisizminin, değerli nesnelere hükmetmek ya da haset etmekle hiçbir alakası yoktur. Erken dönemdeki ilkel, çocuksu narsisizmle ya da narsisistik kendilik bozukluğunda gözlenen büyüklenmeci kendiliğin sergilediği patolojik narsisizmle karıştırılmamalıdır. Şizoidin narsisizmi, dış dünyadan daha güvenli olarak kabul edilen içsel dünyaya doğru geri çekilmenin bir yansımasıdır.

Kendi Kendine Yetme: Guntrip'e göre, “İçe dönük, narsisistik kendi kendine yetme durumu, gerçek insanlarla baş etmede ortaya çıkan anksiyeteye karşı bir koruyucudur. Kendi kendine yetme, tüm duygusal ilişkileri kendi içinde yaşayarak diğer insani ilişkiler olmadan da idare edebilme anlamına gelir.”

Şizoidler kendilerine ne kadar çok dayanırlarsa diğer insanlara o kadar az güvenip dayanmak zorunda kalırlar. Bu sayede kendilerini, potansiyel tehlikelerden, diğer insanlara güvenmek zorunda kalmaktan daha da kötüsü onlara bağımlı olmanın verdiği anksiyeteden koruyabilirler. Şizoidlerin büyük çoğunluğu, kendi dünyalarını bağımsız, özerk bir şekilde ve tek başlarına yönetebilme yeteneği sergileyerek muhteşem bir kendi kendine yetme özelliği gösterirler. Şizoidlerin kendi kendini koruma, duygularını düzenleme ve kendi kendine yetme kapasiteleri üzerindeki bilinçli farkındalığı büyük oranda yaşamlarının erken dönemlerinde gelişir. Şizoidlerde diğer kendilik bozukluklarından farklı olarak yetişkin olabilme durumu vardır. Şizoid bireyler, yetişkin sorumluluklarını ve kapasitelerini çok erken dönemlerde üstlenmek zorunda kalırlar. Bu da onları, diğer kendilik bozukluklarından dramatik bir şekilde ayırır. Bunun erken çocuklukta da açıkça gözlenmesi çok olası bir durumdur. Annesi babası çalışan çocuklarda ya da ebeveynlik yapmak zorunda kalan çocukların bu özellikleri ile sosyal onay almış olmaları muhtemeldir. Bir çocuk için bu kapasiteleri sırf dış kaynakların ulaşılamazlığı yüzünden vaktinden önce geliştirmesi çok üzücü bir deneyimdir.

Üstünlük Hissi: Guntrip, üstünlük hissinin doğal olarak kendi kendine yetme ile birlikte hissedildiğini ifade etmektedir. Ona göre şizoid birey, diğer insanlara ihtiyaç duymaz, onlar olmadan da yapabilir...Bu da şizoid bireye diğerlerinden farklı olduğu duygusunu verir.

Şizoidin üstünlük hissinin, narsisistik bozukluktaki büyüklenmeci kendilikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu duygu, şizoidlerde, reddedici, eleştiren, utandıran ya da aşağılayıcı olarak algılanan diğer insanları yenmek ya da onları değersizleştirmek şeklinde ortaya çıkmaz. Bu üstünlük hissinin anlamı ve fonksiyonu, genç bir şizoid erkek hasta tarafından şu şekilde tarif edilmiştir: “Eğer diğer insanlardan üstün olursam, onlara ihtiyacım olmaz. Diğer insanlardan üstün olmam onlardan daha iyi olduğum anlamına gelmez, bu, onlarla aramda bir mesafe olduğunu gösterir, güvenli bir mesafe. Bu ise yatay olarak bir mesafe koymaktan ziyade dikey olarak daha üst bir konumda olduğum hissi verir.” Hastanın söylediği son cümleye bakılırsa, temel meselenin aslında diğer insanlarla arada güvenli bir mesafeyi koruma olduğu görülür.

Doğru tanı koyabilmek için, üstünlük hissi, narsisizm ve kendi kendine yetme özelliklerinin her birinin kendi fonksiyonları açısından değerlendirilmeleri gerekir. Bu duyguların fonksiyonu, narsisistik amaçlara ulaşmak ve büyüklenmeci kendiliği beslemek ise o bireyde, narsisistik bozukluk olması muhtemeldir. Eğer bu duygular, bireyi katlanılmaz bir anksiyete ve tehlikeye karşı korumanın, güvenliği sağlama ve sürdürmenin bir yolu ise burada büyüklenmecilik yoktur, bu bireyde şizoid bozukluk olduğu düşünülebilir.

Duygu Yitimi: Guntrip'e göre, yaşanan dışsal olaylarla ilgili duygu yitimi, şizoid tablonun kaçınılmaz bir parçasıdır. Kendiliğe yapılan bu büyük yatırım (kendi kendine yetme, sadece kendine dayanma ve güvenme), diğer insanlarla birtakım deneyimleri paylaşma, onlarla empati kurma ya da duygusal olma arzusu ve becerisini kaçınılmaz olarak değiştirmektedir. Bunlar, kendi korunaklı, güvenli pozisyonunda bekleyen şizoid birey için, daima ikinci sırada yer alır. Buradaki duygu yitimi, öznel bir deneyimdir. Bazı hastalara göre, duygu yitimi, kinizm, aldırışsızlık ve hatta zalimlik olarak niteleyebileceğimiz duyarsızlığın bir boyutunu gösterir. Şizoid hastanın, kendi davranış ve yorumlarının insanlar üzerindeki etkisi ya da onları incitebileceği konusunda herhangi bir farkındalığı yokmuş gibi görünür.

Şizoid hastada temel, bariz bir karmaşa olan bu duygu yitimi, en çok, hastanın duygusal yaşamında bir eksiklik hissi olarak görülür. Hasta sıklıkla şu durumdan şikayet eder: “Ne hissettiğimi bilmiyorum.” ya da “Bir şey hissedip hissetmediğimi bilmiyorum.” Duygu yitiminin tüm bu görünümleri, şizoid tarafından başkasına duygusal olarak bağlanma kapasitesinin feda etmesinin yansımalarıdır. Bunun nedeni ise şizoid bireyin savunmacı olarak ve koruma amaçlı kendisine güçlü bir şekilde yatırım yapmasıdır.

Guntrip tanımladığı duygu yitimi ile birçok hasta tarafından ifade edilen ve dissosiyatif bir görüngü olan duygusal hissizleşmeyi birbirinden ayırmak gerekir. Şizoidin deneyimi duygusal hissizleşmeden çok bir duyguyu hissetmeye yönelik duyulan kuşku ve karmaşıklıktır. Şizoid bireylerin bir duyguyu hissetmekten aciz olduklarını söyleyemeyiz. Onlar, ne hissettikleri ile ilgili kuşkuya düşerler, hislerine bir anlam veremez ve nasıl yansıtacaklarını bilemezler. Bu yüzden çoğunlukla hislerini söze döküp paylaşamazlar ve diğer bireyler tarafından anlaşılmazlar. Duygusal hissizleşmede birey, kelimenin tam anlamıyla hissizdir. Bu da travmatik bir durumla bağlantılıdır. Şizoid bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu birbirinden tam olarak ayrı değildir. Doğrusu, bu belirtilerin aynı hastada eşzamanlı olarak görülmesi tanısal bir problem yol açarak hastanın tanısını zorlaştırmaktadır.

Yalnızlık: Guntrip'e göre yalnızlık, şizoidin içe dönüklüğünün ve kendisini insan ilişkilerinden soyutlamasının kaçınılmaz bir sonucudur. Arkadaşlığa ve sevgiye duyulan sürekli ve yoğun arzu, bu duyguyu yaratır. Kalabalığın içinde iken bile hissedilen bu yalnızlık, duygusal uyumdan kopan şizoid bireyin deneyimidir.

Bu, çoğunlukla gözlemci tarafından fark edilemeyen temel bir şizoid deneyimidir. Şizoidleri ilgisiz ve soğuk bireyler olarak gösteren birçok karikatürün aksine şizoid bireylerin büyük bir kısmı tedavilerinin bir noktasında arkadaşlık ve sevgiye duydukları özlemden bahsetmişlerdir. Bu hastalar, DSM'de bahsedilen şizoid hastalardan farklıdır. Arkadaşlık ve sevgiye duyulan sürekli ve yoğun özlem, şizoidin aldırışsız olduğu algısının gerçek olmadığını gösterir. Buna rağmen, bu özlem, tedavide uzunca bir dönem terapiste anlatılmayan fantezi yaşamının haricinde ortaya koyulmayabilir.

İlişki ve bağlanma umudu neredeyse yok denecek kadar az olan şizoid bireyler (DSM'de tanımlanan klasik şizoid bozukluk) çok dar bir aralığı temsil eder. Bu yüzden, yakınlık ve bağlanma arzusu neredeyse bireyin kendisi tarafından bile tanımlanamaz. Bu bireyler kendilerini hasta olarak görüp terapiye gelmezler. Şizoid bireyler, yalnızlık ve bağlanmaya duyulan arzu şeklinde gözlenen bu ikiz dürtü sayesinde terapiye gelirler. Şizoid birey, hala bir bağlanma ve iletişim olabileceğine dair bir inanç taşır. Bu hastalar psikoterapi için uygun olan hastalardır. DSM'nin, psikoterapisti şizoid hastaya kötümser bir terapötik yaklaşımla bakmaya yönlendirmesi, hastanın ihtiyat ve temkinli olmasını soğukluk ve ilgisizlik olarak tahayyül edip, terapistin hastayı yanlış anlamasına neden olması çok ironik bir durumdur.

Tedavi ettiğim şizoid hastalarla ilgili en temel mesele, ilişki ve bağlanmaya duydukları istektir. Özellikle, hem ilişki kurma hem de aile ve çocuk sahibi olma yönünde bir istekleri vardır. Şizoid bireylerde zayıf bir ilişki ve gittikçe belirsizleşen bir dostluk ihtimali gerçekleştiği zaman, tedavilerinin otuzuncu ya da kırkıncı seanslarında bunu sunmaları oldukça yaygındır. Yakın ilişkiye duyulan bu arzu ve umut hayatlarında yakınlık kurmada son bir şans olarak görülebilir.

Benlik yitimi: Guntrip, benlik yitimini kimlik ve bireyselliğin kaybı olarak tanımlamıştır.

Benlik yitimi, dissosiyatif bir savunmadır ve sıklıkla şizoid hastalar tarafından duymazdan gelmek ya da benliğin sapması şeklinde ifade edilir. Ayrıca gözlemci ego ile katılımcı ego arasında bölünme olması şeklinde deneyimlenir. Şizoid bireyler bu duyguyu aşırı ve yoğun anksiyete dönemlerinde deneyimler. Daha önce tarif edilen duygu yitiminin en uç boyutu benlik yitimidir. Duygu yitimi şizoidlerde daha kronik bir durum olmasına rağmen, benlik yitimi aniden beliren tehlike ve yoğun anksiyeteye karşı akut bir savunma şeklinde ortaya çıkar.

Kendi yaşamını dışardan izleyen biri olarak kendini tarif eden, ciddi manada şizoid olan genç bir bayan, benlik yitiminden, iş yaşamında grup çalışmasına mecbur kaldığı durumlarda yaşadığı bir deneyim olarak bahsetmiştir. Benlik yitimi (kendi bedeninden dışarı çıkıp grubu ve bir katılımcı olarak kendini gözlemek olarak belirtilen), bu kaçınılmaz durumlarda hissettiği büyük yalnızlığın onda yarattığı anksiyete ile başa çıkmada kullandığı bir yoldur.

Gerileme: Guntrip, gerilemeyi, şizoid bireyin derinlerde dış dünya tarafından baskılandığını hissettiği ve sanki ana rahmindeki güvenliğe geri çekilerek bu hislerden kendi içine doğru kaçınması olarak tanımlar.

Bu şekilde gerileme sürecinde iki farklı mekanizma kullanılmaktadır: İçe doğru ve geriye doğru. İçe doğru gerileme, kendini korumaya alma ve fantezinin en ilkel formuna dayanmanın büyüklüğünü gösterir. Sıklıkla bu form, otoerotik ve hatta nesnesiz bir dünyanın da en ilkel formudur. Özellikle bu tür gerileme, kendi vücut parçaları ile meşgul olma (fetişler ve cinsel sapkınlıklar), hastalık hastalığı endişeleri ve somatik kaygılar duymayı da içerir. Orta yaş erkeklerin hayat kadınlarına ilgi duyması, daha büyük bir adamın etrafındakilerin ayaklarına odaklanması, genç bir bayanın ardı arkası gelmeyen ancak belirsiz somatik rahatsızlıklarla defalarca doktorlara gitmesi ve daha büyük bir bayanın kendi nefesiyle meşgul olması bu duruma birkaç örnek olarak gösterilebilir. Sadomazoşist fanteziler ve bunların bazen kanun gibi hayata geçirilmesi gerileme fenomenin bir diğer yüzüdür. Sınırlı sadomazoşist seks ilişkilerinde olduğu kadar cinsel saplantı ve evliliği suistimal etme gibi durumlar da buna örnek gösterilebilir.

Ana rahmindeki güvenliğe doğru gerileme, benzersiz bir şizoid fenomendir, dış dünyanın yıkıcı etkisinden kaçmak ve güvenliğe ulaşmak için kullanılan savunmacı geri çekilmenin en dikkat çekici biçimidir. Ana rahmindeki güvenliğe doğru gerileme fantezisi, nihai güvenli yere ulaşmanın fantezisidir. Buna bir örnek de, şizoid bir adamın iyi ve doğru, duyarlı ve hisseden her şeyi, girilmesi imkansız bir kabukla sarıp çok genç yaşta kendi içine gömmesidir. Dünyaya sunduğu kendiliği aslında içi boş bir kabuk gibidir. Gerçek kendiliği, güvenli bir şekilde gömülü halde saldırılardan korunmuş, içine gömülmüş ya da imha edilmiş bir vaziyettedir. Saklı, gizli ve güven altında tutulmaktansa gerçek dünyaya yeniden doğmak için uygun zamanı bekler bir pozisyonda tutulmaktadır.

Guntrip, tarafından açıkça sunulan bu dokuz karakter özelliği, şizoid bozukluğu hakkındaki geleneksel, betimleyici yaklaşım (DSM) ile geleneksel, dinamik yaklaşım (nesne ilişkileri) arasında daha net bir şekilde odaklanmayı sağlayan büyük farklılıklar getirmiştir. Bu dokuz karakter özelliklerinin her biri birbirleri ile uyumlu ve tutarlıdır. Hepsi olmasa da birçoğu şizoid tanısını koyarken kullanılmalıdır. Ayrıca tanısal değişkenlerin varlığı da değerlendirilmelidir.

Nesnel kriterler ile tanı konan hastaların DSM'de ya kaçıngan kişilik bozukluğu ya da şizoid kişilik bozukluğu olarak adlandırılması muhtemeldir. Gizli şizoid bozukluğu tanısı yalnızca hastaların öznel ifadelerine dayanılarak koyulabilir.

İlaveten, birçok hasta bu karakter özelliklerini bazı hastalara göre daha belirgin bir şekilde sergiler. Klinik deneyimler şunu gösteriyor ki bu dokuz karakter özelliği farklı tanı sınıflaması yapabilmek için üç ayrı kümeye bölünerek gruplandırılabilir. Birinci küme, tamamen saf şizoid bozukluk tanısı koymak için kullanılmalıdır. Bu kümeye dahil karakter özellikleri geri çekilme, içe dönüklük ve duygu yitimidir. Bu saf şizoid bozukluk kümesi esasında şizoid kavramının tarihsel gelişiminde bahsedilen ince kırmızı çizgi kavramına benzemektedir. Bu üç karakter özelliği saf şizoid bozukluk tanısını koymada kullanılmalıdır. Bu küme, insan ilişkilerinde güvenli, durağan bir mesafe arayışı içerisinde olan şizoid hastanın en net ve dolaysız görünümüdür. İkinci özellikler kümesi, sahte narsisistik kümedir ve narsisizm, üstünlük hissi ve kendi kendine yetme hislerini içermektedir. Üçüncü özellikler kümesi ise sahte borderline kümesidir. Bu da yalnızlık, gerileme ve benlik yitimi özelliklerini kapsamaktadır.

Guntrip'in tanımladığı bu dokuz karakter özelliklerinin hepsinin genel olarak tüm şizoid bozukluklarında gözlendiğini unutmamak gerekir. Bu şekilde belirgin, sahte-narsisistik ve sahte-borderline kümelerine bölünmesinin nedeni bu özelliklerin farklı hastalarda göreceli boyutlarda gözlenmesidir.(Masterson, J.&Klein,R.1995,Kendilik Bozukluklarının Tedavisinde Yeni Ufuklar,s.20-35)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şizoid Kişilik Yapısı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Tuncay ÇALIKOĞLU Fotoğraf
Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Tuncay ÇALIKOĞLU'nun Makaleleri
► Şizoid Kişilik Bozukluğu Psk.Dnş.Fatih FİDAN
► Şizoid Kişilik Bozukluğu Psk.Dnş.Burcu SUVARİ
► Erotomani ve Şizoid Kişilik Psk.Ceyda ŞENEL
► Paranoid Kişilik Yapısı Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Şizoid Kişilik Yapısı' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:06
Top