2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sindirim Sistemiyle İlgili Psikosomatik Bozukluklar
MAKALE #15015 © Yazan Dr.Sevilay ZORLU | Yayın Temmuz 2015 | 6,200 Okuyucu
SİNDİRİM SİSTEMİYLE İLGİLİ PSİKOSOMATİK BOZUKLUKLAR
Çocukluktan itibaren yemek, yalnızca fiziksel ve metabolik açıdan önem taşımakla kalmayıp, aynı za¬manda sevilmek ve ilgi görmekle bir tutulur. İnsanlar her zaman yediklerinden, çıkardıklarından ve mide-barsak sistemini ters yüz eden hastalıklardan etkilenmişlerdir.
Eski çağlarda barsaklar için kullanılan ilaçlar çok fazlaymış.
Öte yandan günümüzde ise pek çok mide-barsak hormon ve kimyasal ileticileri beyinde de bulunmaktadır. Beyin ve mide arasındaki bazı karmaşık etkileşimlere aracılık etmektedirler. Duygularla hormonların ilişkisi vurgulanmaktadır. Stresin karın ağrısına neden olduğunu basın sıklıkla vurgulamaktadır. İnsanların çok üzülmemeleri aksi takdirde ülser olabilecekleri uyarıları yapılmaktadır. Alkol alımı gibi davanışsal sorunlar da mide, karaciğer, pankreas hastalıklarına neden olmaktadır. Gastroenterologların uğraştığı tabloların %60 ‘ı psikolojik kökenli yakınmalara dayanır.
GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ
Yemek borusunun en sık izlenen hastalığı olup doktor tanı tedavi ve kontrolü olmaksızın antiasit ilaç tüketiminin en sık nedenidir.
Mide asidinin yemek borusuna kaçmasının ve ağrının eşlik edebileceği mide ekşimesi önde gelen be¬lirtiler olup, hastaların %80 kadarında fıtık bulunmaktadır.
Psikosomatik denilen, diğer bir deyişle yaşanan stres ve psikolojik sorunlarla beynin istemeden vücuda zarar verdiği hastalıklardan kabul edilen reflü, mideden yukarı asit kaçması ile görülüyor. Önce yemek borusuna ardından soluk borusuna çıkan asit, akciğerlerde aşırı bir hassasiyet yaratıyor ve astıma sebep oluyor. Astımsa doğası gereği reflüyü arttırıcı bir özellik taşıyor. Reflü arttıkça astımın kötüleştiğini, astım kötüleştikçe reflünün arttığını
Aşırı stres, fazla heyecanlanma, aile tartışmaları ve geçici depresyonun gastroözofageal reflü belirtilerini tetiklediği bildirilmek¬tedir.
MİDE ÜLSERİ
1940'lardan itibaren psikosomatik bir hastalık olarak ele alınmaya başlanmış olan peptik ülser mide çıkışı ya da onikiparmak barsak girişini içeren içtabakadal ülsergelişimini kapsamaktadır.
Mide asit salınımını artıran etkenler en önemli neden olarak görülürken. H. Pylori mikrobunun onikiparmak barsak ülserlerinin %95- 99'u, mide ülserlerinin %70-90'ı ile ilişkisi olduğu gösterilmiştir.
Ancak günümüzdeki eğilim peptik ülserin tek bir hastalık değil, multifaktöriyel (çoklu nedenli) bir sendrom ola¬rak ele alınması yönündedir.
ÜLSERİ TETİKLEYEN YAŞAM OLAYLARI
• Ayrılık ya da yitim nedeniyle kendine güven duygu¬sunu sağlayan, kimliğini pekiştiren ya da bağımlılık ilişkisi içinde bulunduğu şeyden yoksun kalma (örn. işini kaybetme, iş yerini değiştirme, sosyal ya da ekonomik durumda değişim, yakınlık duyduğu kişi ya da nesnelerden ayrılma, vb.),
• Sorumluluk artışı (özel yaşamda ya da iş yaşamın¬da belirli aşamalara gelindiğinde başaramama, beğenilmeme korkusu),
• Başarısızlığa uğrama ya da kırılma (örn. bir yarış¬mada kazanamama ya da rakiplerinden geri kal¬ma da nesne yitimi olarak algılanabilir).
• Ülserli hastaların içsel ruhsal tavırları ve mideleri sü¬rekli ilgi görmeye yöneliktir. Mide bakımından "beslenme" anlamı taşır. Bu tutum sürekli engellemelere yol açar. Doyurulmamış istekler ve artmış bağımlılık gereksinimlerinin karşılanamamasına bağlı hayal kırıklıklarını, agresyonunu kişi dışarıya vuramaz. Çünkü hiçbir zaman ihtiyacı olan destek ve bakımı teh-likeye düşürmek de istemez.
ÜLSERATİF KOLİT
Ülseratif Kolit esas olarak kalın barsağı etkileyen, ne¬deni bilinmeyen ülserlerle giden barsak hastalığıdır. Önde gelen belirti kanlı ishaldir. Emosyonel gerginlik alt gastrointestinal sistemde damarlanma, sekresyon ve salgı artışına yol açabilir.
Ülseratif koliti olan hastalarla yapılan çalışma¬lar, obsesif kompulsif özelliklerin baskınlığını göstermektedir. Bu hastalar temiz, düzenli, dakik ve öfkesini ifade etme güçlüğü olan kişilerdir. Titizlik, düzenlilik ve kendini zorlayan tutumun yanı sıra, bu hastalarda kendini güven altına almak ve kırılmaktan korunmak için kişilerarası ilişkilerde kontrolü ve mesafeli olma gibi özellikler vardır. Ancak hasta¬ların psikiyatrik görünümü fazla değişkenlik göster¬mektedir.
Psikanalitik açıdan araştırmalar hastalarda başarı ümidinin ol¬mamasına rağmen yine de ağır ve rahatsız edici görev¬leri inatla sürdürme çabası tarzında bir iç çatışmanın varlığını ileri sürer . Melankolinin somatik bir dramatizasyonu olarak yo¬rumlanabilir.
İRRİTABL BARSAK SENDROMU
Karın ağrısı, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik ve düzensizlik ve gaz önde gelen belirtileridir. Bu hasta¬larda; yüksek anksiyete (kaygı), duyguları sözelleştirme kapa¬sitesinde yetersizlik, somatizasyon eğilimi, kendine yönelik düşmancıl duygular ve kendini cezalandırma eğilimi, hayal kırıklığı yaratan durumlar karşısında dep¬resyona ve pasif-savunucu davranış örüntülerine yat¬kınlık sıktır.
NEDENİ BİLİNMEYEN KARIN AĞRILARI
Uzun süren ağrı sık görülen bir durumdur. Kesin neden aydınlatılamadıkça hastalarda çaresizliğe neden olur. Araştırmacılar hastalarda sıklıkla kayıplara karşı gelişen birincil çözülmemiş yas reaksiyonu olduğunu tespit etmişlerdir. Çok büyük bölümü sorunlarını n psikolojik olmadığını düşündükleri için yüzleşmekten kaçarak psikiyatrik tedavi için başvurmamaktadırlar. Ailelerinde somatizasyon ve alkol sorunu olduğu gözlemlenmiştir.
Couvade Sendromu; eşi hamile olan erkeklerde bulantı, kusma, karında dolgunluk ve yorgunluk hissi ile belirli bir tablodur. Hastalar, psikiyatrik değerlendirme ve psikoterapiye dirençlidirler.

PSİKOSOMATİK BOZUKLUKLARIN OLUŞUMUNDA SOSYOKÜLTÜREL YAKLAŞIMLAR
Biyopsikososyal yaklaşıma göre, psikosomatik hastalık olu¬şumunda çocukluk çağından kalma yitim ve ayrılık duygusuna koşut giden çaresizlik duygusunun önemini vurgulamıştır. Ruhsal ve bedensel birçok hastalık¬ta "vazgeçme-vazgeçilme" durumları üzerinde durmuştur.
Çocuğa bakan anne duygusal olarak hazır değil ya da uygun değilse ebeveynin duygusal gel-gitleri çocuğun duygularını ifade edebilme yeteneğini olumsuz etkileyebilir.
Kültürün anneyi etkilediği, annenin çocuğuyla olan ilişkilerinin etkilenmesi yoluyla da çocuğun etkilendiği tespit edilmiştir.
İnsanın genetik, doğum öncesi ve erken çocukluk yaşantısı¬na ait etkenler birbiri ile etkileşim halinde olup, bu et¬kenler psikososyal çevre ile bir denge halindedir. Psikosomatik hastalıklarda bu dengenin bozulması, bu bozulmaya karşı organizmanın kendi olanaklarıyla ye¬terli ya da yetersiz biçimde bir çözüm bulmaya, en azından uyum sağlamaya çalışmasıdır.
Bir psikosomatik hastalığın fiziksel ve kişilerarası işlev¬lerin pek çok düzeyinde ortaya çıkan bozulmalar sonucunda oluştuğu düşüncesi, hastalıkların meydana geliş tarzlarını ve tedavi aşamalarını belirleme konusunda yararlı bir yaklaşımdır.
AİLE İÇİNDE SORUNLAR YAŞAYAN BİR KİŞİDE BEDENSEL BİR HASTALIĞIN GELİŞİM KADEMELERİ:
• Sinir sisteminden gelen uyarılar iç organlarımızın kan akımını etkiler.
• Beyin ve sinir sistemi etkileşim içindedir.
• Bilinç alanında ve sembolik düzeyde ya¬şadığı emosyonel yaşantılar beynin işlevidir ve hastanın geçmişindeki ve bugünündeki gerilimler beyin merkezleri arasında aktarılır.
• Kişiler arası stres hastayı sürekli emosyonel geri¬lim içinde tutarak psikosomatik hastalığın gelişimine yeni katkılarda bulunur.
• Eşin ve çocukların rahatsız edici davranışları, has¬ta da dahil olmak üzere bu üçlüdeki kişilik sorun¬larından kaynaklanıyor olabilir ve bu sorunlar da psikosomatik bozukluğun gelişimine bir katkı daha sağlamış olur.
Çağdaş psikiyatrik araştırmalar, biyolojik ve sosyal vektörlere akıl/beyin cevap verirken her ikisiyle birlikte yapılanmaktadır. Ana beyin yolları genomda belirtilmiştir, ayrıntılı bağlantılar dünyadaki sosyal olarak düzenlenmiş deneyimlerle şekillenmekte ve bunları yansıtmaktdır.

TEDAVİDE PSİKOTERAPİ YAKLAŞIMLARI
Mide barsak sistemi hastalıklarında ilaç tedavisi yanısıra psikoterapi de uygulanmıştır. Kognitif (bilişsel) davranışçı terapi, problem çözüm terapisi ,gevşeme terapisi karın krampları ve barsak şikayetlerini azaltabilir. Araştırmacılar ülserli hastalarda hem dinamik hem de kognitif stratejilerin kullanıldığı psikoterapi yaklaşımlarında olumlu gelişmelerin olduğunu tespit etmişlerdir.
Tedavide primer hekim psikiyatrist, konsültan hekim gastroenterologdur. Terapist esnek olmalı ve her hastalığın fizyolojisini anlamalıdır.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sindirim Sistemiyle İlgili Psikosomatik Bozukluklar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Sevilay ZORLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Sevilay ZORLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sevilay ZORLU Fotoğraf
Dr.Sevilay ZORLU
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi115 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Sevilay ZORLU'nun Makaleleri
► Alt Sindirim Sistemi Kanamaları Prof.Dr.M.Hakan YÜCEYAR
► Üst Sindirim Sistemi Kanamaları Prof.Dr.M.Hakan YÜCEYAR
► Gebelik ve Sindirim Sistemi Hastalıkları Prof.Dr.M.Hakan YÜCEYAR
► Somatoform Bozukluklar Prof.Dr.Aylin ERTEKİN YAZICI
► Postpartum Psikiyatrik Bozukluklar Prof.Dr.Cebrail KISA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Sindirim Sistemiyle İlgili Psikosomatik Bozukluklar' başlığıyla benzeşen toplam 75 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilikte Cinsel Yaşam Ağustos 2017
► Kaygı mı Korku mu? Mayıs 2016
► Boşanma ve Sonrası Kasım 2015
► Kolay İnciniyor Musunuz? Ağustos 2015
► Yaşlılarda Psikoterapiler Haziran 2015
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:08
Top