2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boksun Psikolojik Yansıması: Savunma Mekanizması
MAKALE #18698 © Yazan Psk.Kubilay MERCAN | Yayın Ağustos 2017 | 6,905 Okuyucu
‘’ Herkesin içinde yaşadığı dünya farklıdır. Kimisi dışa vurur dünyasını, kimiside bencildir.’’

Boks psikolojisi son zamanlarda insanların daha da çok ilgisini çekmeye başladı.
Boks yapmanın veya bu sporla ilgilenmenin çok yönlü düşünülmesi gereken bir durum olduğuna inanıyorum. Siz bir spor yaparken bunu bir spor olarak görmeyen veya boksu harika bir spor olarak gören iki psikolojiyide iyi anlamak gerekiyor. Çünkü aslında iki tarafta kendi bulgularıyla haklı….

Doğrudan ve doğal biçimde doyurulmasını toplumun onaylamadığı, fizyolojik ve psikolojik dürtülerin toplumca onaylanan bir sosyal alana kaydırılarak yani biçim değiştirilerek doyurulmasıdır.

Yani içinde ki dürtüyü BOKS sporuna yönlenerek bastıran birey gibi…
‘’ Yüceltme ‘’ kelimesine şöyle bir baktığımızda; elâfî, engellenen ve doyurulamayan istek ve davranışların yarattığı tedirginliğin, onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarda giderme biçiminde işleyen bir mekanizmadır. Yüceltme mekanizmasında ise, ilkel nitelikteki eğilim ve istekler doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülürler. Bu nedenle, tüm başarılı savunma mekanizmaları “yüceltme” başlığı altında toplanabilir.

Ben bu bulgu ve düşüncelere hem bir psikolog hemde boks sporuyla uğraşan biri olarak kendi açımdan objektif bir değerlendirme ile cevap vermek istiyorum. Şimdi öncelikle boks sporuna genel bakış açısıyla, kısaca bakalım. Ben boks sporunu eleştiren insanları 4 e ayırıyorum.
 Birincisi bu sporu şiddet ile alakalı bir unsur olarak görenler, sağlık açısından değerlendirme
 İkincisi bu spora özenen fakat yapamayanlar, kendinde ki eksikliği bu şekilde bastıranlar
 Üçüncüsü boks sporunu anlamsız bulanlar, spor ile alakasını kuramayanlar
 Dördüncüsü ve günümüzün trendi; Boks yaparken foroğraf Çekilmek ve Eleştirmek

Bu dört grubu kendi bakış açımla değerlendirmek istiyorum.

Birinci Grup ; Boks sporunu Şiddet Olarak Gören Sağlık Açısından Zararlarına Değinen
Bu grupta ki kişiler gözlemlerim sonucu genellikle hümanistik bakış açısına sahip olanlar yada tıp bilimiyle uğraşanlar olduğunu anlıyoruz. Bu grubun savunduğu tezlere baktığımızda hak vermemek yanlış olur, ancak nasıl bir hak !

Bu grupta yer alan kişilere kısaca baktığımızda belli bilimsel bir tezleri var. Bu hak verdiğim kısımları.

Dünyada en çok sevilen, en çok paraların döndüğü, kitlesinin en çok olduğu futbol sporunu konumuz içinde karşılaştırma amaçlı baz alalım. Futbol tüm toplumların günümüzde en çok sevdiği sporların başında ki spor konumunda. Bu kadar göz önünde olan sporun zararları da çok tabi.

En sık rastlanan kazalar diz ve bilek burkulmaları, yüzeysel yaralar, bacak kemiklerinin direkt gelen bir darbe sonucunda kırılmasıdır. Öte yandan kafa vuruşları ve çarpışmalar beyin zedelenmelerine neden olabilir.

Kas ve kirişlerde zedelenmeler, kas içinde kanamalar, yırtıklar, meydana gelebilir. Ve bazen birleştirici kasların hasarın sonucu, bu durum kasların pubise buluşma noktalarına kadar yayılarak spor yapmayı imkansız kılar ve ameliyatla tedaviyi gerektirir. Ayrıca futbolun oluşturduğu holiganizmden bir çok insan hayatını kaybetmekte. Futbol spor olarak kalsa bile şuanda dünyanın en çok bahis oynanan oyunu ve binlerce insana zarar da yaşatıyor. Beyzbol ve futbol bahislerde çok büyük üstünlük sağlıyor. Her sporda bahis var fakat futblun ki görmezden gelinemez. Ayrıca topa her vurulan kafa vuruşlarında beynin aldığı hasarlarda olmakta olduğu araştırmalarda bulunur. Ben futbol da seven biriyim. Ancak bazı eleştirmenler eleştirirlerini yaparken, gözle görüleni görmek yerine olayı her yönüyle değerlendirebilirler.

Boks sporu kötü örnek oluşturuyor deniyor. Siz hiçbir boksörün sokakta kavga ettiğini gördünüz mü ? Nadiren olur. Ama en basit örneğimiz olan futbol da kavgaları sürekli görebilirsiniz. Hangi spor daha kötü örnek oluşturuyor ? Düşünülmelidir…

İkinci Grup; Bu spora özenen fakat yapamayanlar, kendinde ki eksikliği bu şekilde bastıranlar

En çok rastladığım bu grup kişiler. Tamamen psikolojik bir etmen. Bu kişilerin cesaretine de çok imreniyorum.

Şöyle ki ; hayatın da hiç kavga etmemiş hiç yumruk dahi atmamış bir kişinin boks sporuyla ilgilenen bir kişiyi eleştirdiğini ve bunu biraz da bel altı giderek yaptığını düşünün. Bu tür tipler gerçekten çok. Nasıl bir psikoloji içerisindeler !

Ben bu tür kişilerin psikolojisinde kesinlikle hayatlarında ki bazı (esksiklikleri) o an o konuya göre bastırmak için söylediklerini düşünüyorum. Bazen böyle insanlarda şunu da yakalıyorum. Kendini ispatlamak istediği için için hiç alakası olmayan bir olayı ( boks ile ilgili ) kendi yapmış gibi başkalarına aktarması.

( Psikolojide Savunma Mekanizmalarında bunun adı Özdeşim Kurmadır.)

Üçüncü Grup; Boks Sporunu Anlamsız Bulanlar, Spor İle Alakasını Kuramayanlar
Bu dediğim her grup için geçerli ancak daha çok bu tarz söylemde bulunan kişilerin bilinçaltında aslında şunu da gözlemledim. Bu kişiler hiç spor ile alakası olmayan kişiler oluyor. Boks haricinde herhangi bir spor ile uğraşmadıklarını da görüyorum ve herhangi bir spor ile uğraşmayan bir bireyin neden bu sporu eleştirmek istediğini ısrarla anlayamıyorum.

Birgün bu konu ile alakalı yaşadığım bir olay ;
‘’ Bir arkadaşımın arkadaşı yanımıza gelmişti. Cinsiyeti bayan ve feminist bir kişiliğe sahipti. Aynı ortamda konuşurken arkadaş benim boks sporuyla ilgili olduğumu söyledi. Feminist olan bayan arkadaş bu sporu hiç sevmediğini ve çok anlamsız bulduğundan bahsetti. Hatta daha da ileri gitti, bu sporu yapanları akılsız olarak nitelendirdi. Bu sporun hiçbir mantığı olmadığından ve başkalarının zevk alması için kendini dövdürmenin çok saçma olduğundan bahsetti. Spor ile hiçbir alakası yoktu ona göre. Arkadaşa sorduğumda hiçbir sporla uğraşmadığını söyledi. Formundan ve fitliğinden memnun olduğundan bahsetti. Ama çok bilmiş bu arkadaşın bilmediği bir şey vardı. Spor, fitlik veya form olayı değil; hayatın ta kendisiydi. Yine başka bir feminist kişi ile karşılaşmıştım. O bayan arkadaş voleybol ile ilgileniyordu. Bana boks sporunu takip ettiğini ve çok sevdiğini, televizyonda izlerken çok zevk aldığından bahsetti. İlişki kurup anladığım şu oldu. Herhangi spor ile uğraşmayan kişiler sporu özellikle boks sporunu daha çok ve kolay biçimde eleştirebiliyorlar. ‘’

Dördüncü Grup: Günümüzün Trendi Boks Yaparken Fotoğraf Çekinmek Ve Eleştirmek
Bu grup ise boks sporun hem iyi tatlı gösteriyor , hemde okdar ağır sporu küçük ve hafif düşürüyor. Salonda çok görüyorum; bakımlı, eli soğuk suya değmeyecek kızlar genellikle ellerine eldiveni giyip boks yapıyorlar. Ama daha komik olanı ellerindeki eldivenden çok antreman esnasında telefonlarını kullanmaları. Video çekmeler,fotoğraf çekmeler,selfieler… Burada ki psikoloji de kendini kanıtlama tabiki. Ben boks yapıyorum imajı. Ancak biraz baktım araştırdım. Yabancı ülkede güzel, bakımlı kızlar bu sporu gerçekten boks yapmak için seçiyorlar. Emek harcıyorlar.

Ancak Türk ve Arap kızlarında gördüğüm 2 antremana gelip fotoğraf çekinmek. Buradan da şu sonuca ulaşıyorum. Yabancı kızlara mankenlere özenme psikolojisi. Onlar gibi olma psikolojisi. Bu psikoloji ne yazık ki bulunduğum boks sporu da dahil olmak üzere Türk kızlarımızda çok hakim. Biraz araştırınca aynı şeylerin Arap kızlarında da yaygınlaştığını görmekteyim.

İşin sonunda şu sonuca varmaları da çok komik olarak gözüküyor. 2 kere antreman yapmış ve bu antremalarının çocuğunu fotoğraf çekinmekle geçirmiş kızlardan duyduğum, ‘’ çok kötü bir spor ya, elim kırıldı resmen ‘’. Evet bu cümlenin aynısını duydum. Şimdi burada o kişinin psikolojisini anlamaya çalışıyoruz. Fotoğraflarını çekti bir doyuma ulaştı, beğenilerini aldı. Egosunu tazeledi. Yani psikolojisi şimdi rahatlayabilir….

Aslında bu sporu gerçekten sevmek isteseler ve hakkıyla yapsalar egonun ne kadar saçma bir psikoloji olduğunu anlayacaklar.

Nasıl ?

Tabi ki şuan ki yazacaklarım benim kendi teorimdir. Yaşayarak bunu gördüm. Hatta bunu sadece kendimde başka kişilerde gözlemledim.

Belki de bu her spor branşı için geçerlidir. Boksun altında yatan büyük psikolojik etmenlerde var tabi ki. O konuya geleceğim. Fakat ben BOKS ve EGO ikilisinden bahsetmek istiyorum.

‘’ Bu spor kesinlikle egodan, süperegoya geçişi hızlandırıyor.’’ Bazı kesimler var tabi, zıttı olan. Ancak onlara sorarsanız maksimum 1-2 yıllık boks sporuyla uğraşan 17-18 yaşında çocuklar oluyor. Onlarda ki kenini kanıtlama psikoloji baskın geliyor olmalı ki, ‘’ ego ‘’ içinde daha çok oluyorlar.

Benim en sevdiğim boksör olan Anthony Joshua verdiği bir röportajda yenilmez olmanın 10 yolundan bahsederken psikolojinin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapıyor. İşte Anthony Joshua’ nın yenilmez olmanın tüyolarını verdiği o maddeler ki Anthony Joshua dünya rekorunu egale ederek son 13 maçını nakavt ile kazanmıştır…

1- Gücüne İnan
2- Egondan Sıyrıl
3- Yaşam Şeklini Değiştir
4- İlk Sen Vur
5- Ara Verme
6- Kız Arkadaş Stres Yaratır
7- Bir Gün Herkesi Döveceğim
8- Konsantrasyon Çok Önemli
9- Spor Olarak Görme
10- Tipini Boz

Joshua ‘’ Egondan Sıyrıl ‘’ lafını söylerken psikolojinin bu sporda ne kadar önemli olduğuna vurgu yapıyor.

‘’ İlk Sen Vur ‘’ sözünden de bahsederken ilk vurmanın kendi psikolojisi açısından çok önemli olduğundan bahsediyor.

Boks ve boksun psikolojisini umarım güzel bir şekilde anlatmışımdır.
     6 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Bölme Savunma Mekanizması Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
► Psikolojik Savunma Mekanizmaları Psk.Osman İLHAN
► Psikolojik Savunma Mekanizmaları Psk.İ.Nil BİREYŞOĞLU ÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Boksun Psikolojik Yansıması: Savunma Mekanizması' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:40
Top