2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Lenfödem
MAKALE #2284 © Yazan Fzt.Öznur ARSLAN | Yayın Ocak 2009 | 8,594 Okuyucu
Lenf sistemi üzerine yapılan araştırmaların geçliği ve yetersizliği nedeniyle bu sistemi etkileyen en ciddi hastalıklardan biri olan lenfödemin tedavisinde de aynı oranda geç kalınmıştır. Yaklaşık otuz yıldır kullanılan tedavi protokolünün yaygın olarak bilinmemesine de sebep olarak aynı neden gösterilebilir.

Bu nedenledir ki ülkemizde kaç kişinin bu durumdan etkilendiğine dair araştırmalar oldukça sınırlıdır. Uzmanlık alanı olarak genellikle tercih edilmemekte dolayısıyla bu hastalığın seyri,nedenleri ve etkin tedavi yöntemlerini ortaya koyan ulusal yayın yapılamamaktadır.
Kompleks dekonjestif fizyoterapi olarak adlandırılan, bir çok parametrenin birlikte kullanıldığı protokol ise özellikle Almanya olmak üzere bir çok ülkede kabul görmüş,etkinliği kanıtlanmış,yaygın olarak kullanılan bir tedavi şeklidir.

Kronik seyreden bu hastalıkta önemli olan hastalığa en erken dönemde müdahale edebilmektir.

Bunun için de muhtemel risk altında olan grubun bilinçlendirilmesine daha hastaneden taburcu olmadan başlanmalıdır.
Genellikle prostat,meme CA lardan sonra lenf nodüllerinin çıkarılmasına ve radyoterapi uygulamalarına paralel olarak seconder lenf ödem riski de artmaktadır.
Günümüz teknolojisiyle yapılan cerrahiler sonucunda klasik radikal mastektomi gibi cerrahilere nazaran elbette ki lenf ödem görülme sıklığı azalmıştır. Son dönemde kullanılan sentinal nod biyopsisi ise bu anlamda oldukça önemli bir yere sahiptir. Tabi ki uygulanan cerrahi teknik hastalığın evre ve şiddetiyle mutlak doğru orantılıdır.
Rehabilitasyon programlarında fizyoterapistlerin yaygın olarak tercih ettiği koruyucu fizyoterapi anlayışı bu gruptada etkin şekilde tercih edilmelidir. Onkoloji servislerinde cerrahi öncesi veya sonrasında hastalar uzmanlar tarafından eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Çünkü lenfödemden korunmak lenfödemi tedavi etmekten çok daha kolaydır.

Kişinin bilinçli olması demek oluşabilecek en küçük farklılığı dahi yorumlayabilmesi demektir. Bu da erken dönemde müdahale olanağı sağlayacaktır.
Günlük yaşamda görülebilecek durumlar ve bu değişikliklerin neyi işaret ettiğine dair kısa bir bilgi vermek gerekirse şöyle sıralayabiliriz;
- sürekli taktığınız yüzük vs gibi eşyalar parmaklarınızı mı sıkmaya başladı?
Bu şişliğin ellerde oluşmaya başladığına işarettir.Burda önemli olan belirli bir aktiviteyi takiben mi oluştuğudur. Örneğin kolunuzu çok kullandığınız zamanlarda mı (yoğun ev işleri,yazı yazma,araç kullanma vs...) şişiyor? Geceleyin istirahatle düzeliyor mu? Yada kolunuzu yukarı kaldırma pozisyonunda veya altına yastık vs. koymak kaydıyla yüksek yerde pozisyonlayıp dinlendirmekle rahatlıyor mu?
Sizin için bu durumların varlığı lenfödemin başlangıç evresinde olduğunuzu gösterir.
Çoğu durumda yapılan hata bunu önemsememektir. Kendiliğinden geçmesi tamamen geçtiği anlamına gelmez. Basit bir açıklama yapmak gerekirse; lenf damarlarınızı içindeki sıvıyı gitmesi yere taşıyan kanallar olarak,lenf nodüllerini de ara istasyonlar olarak düşünün. Eğer cerrahi geçirdiyseniz ve lenf nodüllerinizden bir kısmı alındıysa veya radyoterapi aldıysanız ,bu çalışan sistemde bir eksikliğe neden olacaktır. Yani hasar görenlerin işini sağlıklı kalanlar yapmaya çalışacaktır ve kendisine fazla gelen işi tamamlamak için daha fazla çalışmak zorunda kalacaklardır. Zamanla bu aşırı aktivite sonucunda sağlıklı olanlarda dahi yıpranmalar söz konusu olacaktır. Ve zaten kapasitesinden fazla olan bu iş yükünü tamamlayamayacak,neticesinde şişlikler meydana gelecektir. Başlangıç evresinde olduğu için de kolunuzu yukarı kaldırdığınızda yer çekiminin de etkisiyle şişlik kendiliğinden geçecektir. Ancak müdahale edilmediğinde bir süre sonra transferi sağlanamayan sıvı istirahatte dahi geçmeyecek,şişlik artacaktır.
Bu durumda hastaların yapması gereken;öncelikle uzman birine danışıp öğrenecekleri self drenaj tekniklerini ve uygun egzersizleri günlük hayatlarında uygulamaktır. Böylelikle sıvının taşınmasını kolaylaştıracak ve birikmesini engellemiş olacaklardır. Gerekli gördüğü durumlarda uzman,hastaya bandajlama tekniklerini de öğretebilir. Böylelikle self drenaja destek olarak uygulayabilirler. Yapılan araştırmalar basınç altında yapılan egzersizlerin çok daha iyi etkileri olduğunu göstermiştir.

Varolan ödemin geçirilmesi kadar daha fazla ödem oluşmaması için bir takım aktiviteleri sınırlamak gerekebilir. Öncelikli olarak her türlü yaralanma ve enfeksiyon riskini en aza indirmek gerekir.

Başlangıç evresi varlığını yüzük vs gibi eşyaların sıkması yanında; dolgunluk hissi,kol veya bacakta ağırlık hissi gibi belirtilerle de kendini gösterir.
Ayrıca iç çamaşırlarının gövdede bıraktığı izler de önemli belirtilerdendir. Oluşacak şişlik sadece kolu veya bacağı değil ilgili gövde kısmını da ilgilendirir. Bu nedenle oturma pozisyonunda deri kıvrımları iki yanda eşit mi değil mi diye de kontrol edilmesinde fayda vardır. Etkilenen tarafta ki gövde kısmında diğerine nazaran daha çok kıvrım oluşması muhtemel şişliğin belirtisi olarak değerlendirilmelidir.

Burda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da ;halk arasında bilinenin aksine klasik ovma vs gibi masaj uygulamalarının zarar vereceğini bilmektir. Sıcak uygulama ve kolun aşırı kullanımı şişliği artıracak risk faktörleridir.Cildin nemli tutulmasına özen göstermek gerekir(deride oluşacak çatlaklara karşı ph ı nötral olan kremler günlük kullanılmalıdır.)Evde oluşabilecek kesi,yanık gibi durumlarda kullanmak üzere antibiyotikli kremlerden bulundurmakta fayda vardır.

SIKÇA SORULAN SORULAR;

-her meme kanserinden sonra lenfödem görülür mü?
Yapılan araştırmalar meme kanserli hastaların %25 inde lenfödem geliştiğini göstermiştir. Bu bir çok etkene bağlıdır,günümüzde ilerleyen cerrahi teknikleri ve radyoterapi uygulamalarındaki gelişmeler hastalığın insidansını elbette azaltmıştır.
-Prostat kanseriyle lenfödem arasında ne gibi bir bağlantı bulunmakta?
Prostat kanserinde uygulanan cerrahi işlemlerde genellikle inguinal(kasık),iliac ve sacral lenf nodülleri çıkarılabilir. Bunun anlamı şudur;bacaklarımızdaki ilgili lenf sıvısı öncelikle inguinal lenf nodüllerine oradan da daha derindeki iliac ve sacral nodüllere taşınır ve venöz sisteme aktarılır. Cerrahide bu nodüllerin kısmen veya tamamen çıkarılması bacaklardaki lenf transportunu olumsuz etkiler ve yetmezliğin sonucunda lenfödem gelişir.
Lenf ödem gelişme riski%75 dir.

-Bu hastalığın ortaya çıkması için geçmesi gereken belirli bir
süre var mı?
Vakaların sıklıkla ilk yıl içinde oluştuğu,bunun yanı sıra yıllar sonra da görülebildiği kaydedilmiştir.
-Eğer metastaz durumu varsa yapılan bu tedavi zararlı olur mu,veya artırıcı bir rolü olur mu?
Yapılan araştırmalar ne manuel drenajın ne de diğer yöntemlerin kötü etkisi olmadığını,zarar vermediğini ortaya koymuştur. Ancak tedavi esnasında metastaz varlığını düşündüren bir durum olduğunda mutlaka hastayı onkoloğuna yönlendirmek gerekir. Öncelik onkolojinindir. Bunun ayrımını yapabilmek yani farklılıkların ne anlama geldiğini bilmek özel eğitim ve tecrübe gerektirir. Bu nedenle tedavinizi yapan kişinin bu anlamda yeterli olup olmadığını mutlaka araştırmalısınız.

-Varolan şiddetli ağrının nedeni lenfödem mi?
Kesinlikle hayır,lenfödemin en kaba tanımı şudur;ağrı göstermeksizinkol veya bacakta oluşan proteinden zengin ödemdir. Ağrının varlığı sinir sisteminde oluşan sekonder bir problemin işareti olabilir.

- Lenfödemli bacakta renk değişikliği olur mu?
ilk iki evrede renk değişikliği söz konusu değildir. Halk arasında fil hastalığı olarak bilinen bizim elephantiasis evresi dediğimiz evre de renk değişikliği görülebilir. Genelde venöz sistemdeki problemler nedeniyle olabilir. Ancak metastatik durumlarda da soluk mavi,kırmızı renk değişikliği önemli bir işarettir. Bunun tanısı için mutlaka uzman doktorunuza başvurmanız gerekir.

- Belirttiğiniz tedavi kesin bir çözüm müdür?
Başarı uygulayan kişiye ve hastayla uyumlu çalışmaya bağlıdır. Farklı bir problem olmadığı sürece sonuç tatmin edici olacaktır. Ancak kronik olduğunu belirttiğimiz bu hastalığın siz dikkat etmediğiniz sürece kendinizi risk faktörlerinden korumadığınız sürece tekrar oluşma durumu mevcuttur.

-Kullanılan bandajları özelliği var mı?
Elastik bandaj kullanımı kesinlikle uygun değildir. Lenfödeme uygun basınçla üretilen bandajlar kullanılmalıdır. Ayrıca bandajlama tekniği de özeldir,normal sekiz sarımlar vs. kullanılmaz. Her vucut kısmı için farklı ölçüde badaj seçilir,örneğin 6-8-10-12 cm lik farklı bandaj boyutları vardır. Elin bandajlama tekniği farklıdır,dirsekte kullanılan sarım tekniği farklıdır.

-Radyoterapi uygulamasının ne gibi bir etkisi olmakta?
Bilinen en belirgin etkisi;radyasyon ışınlarının etkisiyle cildin hemen altında yerleşim gösteren yüzeyel lenf damarlarının hasar görmesidir.

-Lenf ödem nedeniyle omuz ekleminde problem oluşur mu?
Ağırlığı artan kolu hareket ettirmek zamanla zorlaşacaktır. Bu bir kısır döngü oluştrabilir;hareket etmedikçe şişlik artar şişlik arttıkça hareket zorlaşır. İmmobilizasyona bağlı olarak da omuz ekleminde artroz vs,omuz bağlarında tendinit vs. gelişebilir. Ancak bunun nedenini ortaya koyacak olan ortopedistlerdir. Şayet lenfödeme eşlik eden bir ortopedik problem varsa tedavide buna yönelik uygulamalara da yer verilir.

-Bir tedavi süresi ne kadardır?
En az 3-4 hafta sürmeli ve haftada en az beş gün uygulama yapılmalıdır. Seans süresi 45 dakika ile bir saat arasında değişebilir. Tedavi süresi ise lenfödemin şiddetine bağlıdır. Elde edilen ilerlemeye bağlı olarak uzayabilir.

-Bandaj gece çıkarılır mı?
Bandaj seanstan seansa kadar kullanılmalıdır. Ancak tolere edememe gibi durumlarda sizin için en doğrusuna uzmanınız karar verecektir.

_Tedavi sonunda verilen bası giysisi ne kadar süre ile giyilir?
Tedaviyi takiben en az 6 ay sürekli kullanılmalıdır. Sonrasında uzmanın kararına bağlı olarak geceleri çıkarılabilir. Bollaşan bası giysileri ise değiştirilmelidir.
-Fabrikasyon üretim giysiler zararlı mı?
Her hastanın şişlik derecesi ve anatomik özellikleri farklıdır,ayrıca tedaviye verdiği cevap da farklılık gösterir. Dolayısıyla tedavi biterken size özel ölçü alınıp sipariş verilmesi sizin için çok daha faydalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Lenfödem" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Fzt.Öznur ARSLAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Fzt.Öznur ARSLAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Fzt.Öznur ARSLAN
İstanbul
Fizyoterapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Fzt.Öznur ARSLAN'ın Yazıları
► Lipoödem, Lenfödem ve Lipo-Lenfödem Doç.Dr.Yener DEMİRTAŞ
► Lenfödem Prof.Dr.Elif AKALIN
► Lenfödem Tedavisi Fzt.Hüseyin ATAOĞLU
► Lenfödem Nedir? Fzt.Zeynep BAHADIR
► Lenfödem ve Gebelik Doç.Dr.Yener DEMİRTAŞ
► Lenfödem ve Tedavi Yöntemleri Fzt.Elif Esra FARIMAZ
► Genital Lenfödem ve Tedavisi Doç.Dr.Yener DEMİRTAŞ
► Lenfatik Yetmezlik ve Lenfödem Tedavisi Fzt.Gökhan ŞAHİNARSLAN
► Lenfödem ve Kompleks Fiziksel Terapi Fzt.Elif Esra FARIMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Lenfödem' başlığıyla benzeşen toplam 12 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:49
Top