2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Küçük Kaşifler Yüksek Engelleri Aşabilecekler mi?
YAZI #4714 © Yazan Dr.İbrahim ATEŞ | Yayın Nisan 2018
Küçük bir çocukken keşfetme, öğrenme arzularıyla ve güçlü bir merak duygusuyla doluyduk. Düşünsenize… Rengarenk bir dünya. Merakla, heyecanla, her şeyin “yeni” olduğu bu diyarı anlamaya, keşfetmeye, karşı konulamaz bir istek duyardık. Macera ve keyif dolu günler. Daha fazlası da var: Oyunlarımız. Her oyunda kendimize başka bir dünya, bambaşka bir ortam yaratırdık. Oyunlarımızda “İçimizden Gelen”i yapar; ne istersek onu oynar; kim ya da ne olmak istersek “O” olurduk.

Yaşamlarımızın bu “ALTIN ÇAĞI” ancak 5-6 yıl devam edebildi ve okula başlamamızla birlikte, yaratıcılığımıza ket vuran katı kurallar; oyunlarımıza, bağımsız araştırmalarımıza zaman bırakmayan dozunu aşmış ödevler; “Doğal Öğreniciler” iken “Zorla Öğrenenler”e acı dönüşümümüz… Tüm bu olup bitenleri ancak uzun yıllar sonra farkına varabiliyoruz, anlamlandırabiliyoruz. Ve zihnimizde hemen Osho’nun sözleri yankılanıyor: “Başarılı olma zorunluluğu insanoğlunun başına gelmiş olan en büyük felakettir!” Tamamen “Başarı” ve “Sonuç” odaklı bir kişi “Öğrenme Sürecinin Keyfi”ni nasıl alabilir ki? İstisnalar bir yana, tüm dünyadaki eğitim sistemlerinin birbirine çok benzemesi ancak bir “Pandemi” (=Tüm dünyayı etkileyen bulaşıcı hastalık) ile açıklanabilir.

Bunun da ötesinde, öyle bir noktaya gelindi ki, artık eğitimciler, eğitim bilimciler bile –haklı olarak- okulların cezaevlerine ne kadar çok benzediğinden bahseder oldular. Elbette, alternatifler sunarak, çözüm odaklı yaklaşımlarla. Neden okullar ve eğitim sistemleri üzerinde bu kadar çok durdum? Çünkü; şu kavramlar ve kelimelerle o kadar güçlü bağları var ki: Düşünmek… Keşfetmek… Farkında Olmak… Sormak… Sorgulamak… Araştırmak… Kendin Olabilmek… Kendini Gerçekleştirebilmek…

“Makine Çağı”ndan “Dijital Çağ”a ani sıçrayışa insanlığın
uyum sağlaması kısa dönemde pek de kolay görünmüyor: Durum böyleyken bir “Geçiş Çağı”ndan söz etmek çok da iddialı olmasa gerek. Az önce bahsettiğim kavramları da gerçekleştirerek “Dijital Çağ”a yumuşak bir geçiş yapmak o kadar zor ki? Hatırı sayılır hangi konuyu irdelesek, “Eğitim” konusunun güçlü etkisiyle karşılaşıyoruz. Yerküre üzerinde hiçbir insanın gerçek ve etkili bir eğitimden uzak durmak isteyeceğini düşünmüyorum. Ancak, okulların mecburen sınav odaklı eğitimi benimsemeleri, öğrencilerin sınavlarda soruları yanıtlamak zorunda olmaları ve benzer pek çok yaratıcılığı öldüren konular; doğal olarak araştırma, sorgulama, keşfetme gibi arzularına ket vuruyor. Bu nokta en iyi “İnsanın içinden geleni, dışarıdan dayatılana feda etmesi” olarak adlandırılabilir.

İnsanın doğası, milyonlarca yıllık genetik mirasının eğilimleri doğrultusunda –hiçbir yönlendirme olmasa- kendiliğinden eşsiz bir kişilik geliştirecektir. Eşsiz ama kestirilemez kişilikler. Bu noktada, on bin yıl öncesinin yaşam koşulları ile çağımızın koşullarının açık ara farklı olması ve dünya nüfusunun fazlasıyla artmış olması yukarıda söz konusu ettiğim genetik mirasın eğilimlerini yönlendirme ya da onlara müdahale etme konusunda kaçınılmaz bir zorunluluk getirmiştir. Evet, yine “Eğitim” kendisini işin içinde buluyor. Eğitim, hem insanın yeteneklerini keşfedip ona bu yetenekleri doğrultusunda olanaklar sunmakla; hem de diğer insanların yaşam alanlarını, kurumların ve kuruluşların işleyişlerini taciz etmemesi, ihlal etmemesi için özdenetim geliştirmesini sağlamakla yükümlü hale geliyor. Eğitimin ne kadar önemli ve zor bir işlevinin olduğu açık. “Uygarlığın Huzursuzluğu” adlı yapıtta Sigmund Freud insanlığın çağımızdaki açmazlarını ve maruz kaldığı zaruri engellenmeleri derinlemesine incelemiştir ve etkileyici tespitleri bulunmaktadır. Her konuda olduğu gibi; insanın kendisi olabilmesi, içsel yolculuğu, kendini keşfetmesi, farkındalıklarını artırması, eğitim sistemine “eşsiz” başlayıp, “robotik” sonuçla çıkmaması için “okullar” özelinde konuyu irdelerken “açmazlar”, “nesnel zorunluluklar”, “orijinal fikirler”, “çözüm odaklı yaklaşımlar” ve benzeri kavramları dikkate alarak konuyu incelikli ve çok yönlü değerlendirmemiz, konunun hakkını tam olarak vermemiz olmazsa olmazımızdır.

Günümüzde tüm dünyada gelinen nokta –istisnaları ayırırsak- eğitim sistemlerinin “ölüm döşeği”nde olduğu, ancak “tedavisi mümkün bir hastalık”tan ıstırap çektiği gerçeğidir.

Konun özüne dönelim. İnsanın “hür irade”siyle “kendisi olabilmek” yolunda ilerlerken, erken dönemde yoluna mutlaka “eğitim” kavramı çıkacaktır. Eğitim konusunda da ironik olan bir örnek de Einstein’ın “Bir insanın zekası verdiği yanıtlardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır.” söylemini hayranlıkla karşılarken, tüm dünyadaki eğitim sistemlerinin “Sorulara Verilen Yanıtlar” üzerine kurulmuş olmasıdır. “Bilmemiz gereken tek şey kütüphanenin nerede olduğudur.” sözlerine değinmiyorum bile.

Son sözü Mahmut Hoca (Münir Özkul) söylemelidir: “Okul sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur.”

Dr İbrahim Ateş
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İbrahim ATEŞ Fotoğraf
Dr.İbrahim ATEŞ
Antalya
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.İbrahim ATEŞ'in Makaleleri
► Motivasyon ve Yüksek Performans Dr.Gökhan ÜRKMEZ
► Çarpıntı, Yüksek Nabız ve Guatr Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Sessiz Katil: Yüksek Tansiyon Prof.Dr.Mehmet Sıddık ÜLGEN
► Hill Terapi Yüksek Yoğunluklu Lazer Fzt.Atalay ÇELEBİ
► Yüksek Tansiyon Kalp Yetmezliği Sebebi Prof.Dr.İlke SİPAHİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Küçük Kaşifler Yüksek Engelleri Aşabilecekler mi?' başlığıyla benzeşen toplam 56 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sosyal Fobi ve Tedavisi ÇOK OKUNUYOR Şubat 2023
► Uçuş Korkusu ve Tedavisi Aralık 2018
► Seks Bağımlılığı Aralık 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:02
Top