Adı Saklı İnitihar: Anoreksiya
Beslenme davranışı, yalnızca besin ihtiyacını gidermekten çok daha öte bir anlam taşır. Sağlıklı beslenme davranışı, anne ile bebek arasında sözel ve sözel olmayan ilişkinin kurulmasında önemli bir rol oynar. Meme yani beslenme anne ile çocuğun bağ kurduğu, diyalogta olduğu ilk andır. Bu en kıymetli ve hayati derecede önem taşıyan davranış bir yerlerde bir şeyler ters gidince reddedilir. Beslenmeyi reddetmek kendini yavaşça ölüme terk etmektir.
İlk duyduğunuz zaman kulağızda “medyanın” etkisi, “manken özentiliği” gibi sözler canlansa da anoreksiya bunların ötesinde kişinin kendi can damarını kesmesidir. Her pazartesi diyete başlayıp hafta ortalarında çılgınca kendini yemeğe vermekten, kalori hesaplamaktan, şekeri hayattan çıkartmaktan farklı bir şeydir anoreksiya. Aynaya baktığınız da kemikleriniz sayılacak olsa bile kendini şişman görmektir. Beden algılayışından, tüm beden fonksiyonlarına yansıyan bir girdaptır anoreksiya..
Anoreksiya nervoza, 1873’te William W. Gull tarafından “sinirsel iştahsızlık” anlamını karşılayacak şekilde tanımlanmıştır. İştah deneyimi anoreksiya nervoza hastalarında oldukça çeşitlidir ve genellikle yemeyi reddetme şeklinde düşünmek daha yerinde olacaktır.. Anoreksiya nervozalı hasta, bedenini aşırı ölçüde kontrol ederek zaman ve gelişimi durdurmuşluk hissini yaratır, çarpıtılmış bir özerklik ve etkililik algısı kurar. Yemeye başlayınca durduramama ve kontrolü kaybetme korkusu anoreksiyanın temel kısır döngülerindendir.
Anoreksiya nervoza, sıkı bir diyetten çok daha karmaşık olan bir bozukluktur. Kökenlerinde ciddi gelişimsel bozukluklardan izler bulunmaktadır. Genellikle, bu gelişimsel kriz zamanlarında, sıklıkla da ergenin kendine yetebilen, bağımsız biri olma döneminde ortaya çıkmaktadır.
Normal rejim yapanların aksine, anoreksiya başlangıcındakiler kilo verme arzularını hiçbir zaman açıkça dile getirmezler. Büyük bir gizlilik içinde, kolayca gelişen bir başkoyulmuşlukla, beslenmeyi tamamen kesmeleri bile söz konusu olabilir. Bazen yavaş yavaş bazense büyük bir hızla, her şey gıdanın etrafında düzenlenir. Kaloriler hesaplanır, “öğünler” belli saatlerde belli alışkanlıklarla, sınırlı miktarlarda yenir ve etrafta ağız sulandırıcı yiyeceklerin bulunmaması rahatsızlık vermez. Hatta zamanlarının büyük kısmını başkalarının yediklerine burunlarını sokmakla geçirirler. Bunlar yeme bozukluğuyla bağdaşan ve anoreksik kişinin temel gündelik meşgaleleri haline gelen ritüellerdir. Fışkıramayan, kendine yol bulamayan, engellenen, korkudan felce uğrayan bir yaşam taşkınıdır. Yaşama arzusuyla yaşamı üstlenme korkusu, çok fazla sabır, destek ve kişisel takdir gerektiren zorlu bir mücadeledir.
Anoreksiya için pek çok tedavi yöntemi vardır. Vücudun kaybettiği vitaminler ve temel fonksiyonlar için dahileye uzmanı, ilaç desteği için psikiyatrist ve altta yatan sebepleri öğrenmek, ruhsal sağaltım için ise psikolog desteği alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki anoreksiya bilinçdışının verdiği bir mesaj, bir belirtidir. Bu mesaja cevap verip / vermemek size bağlıdır.
İlk duyduğunuz zaman kulağızda “medyanın” etkisi, “manken özentiliği” gibi sözler canlansa da anoreksiya bunların ötesinde kişinin kendi can damarını kesmesidir. Her pazartesi diyete başlayıp hafta ortalarında çılgınca kendini yemeğe vermekten, kalori hesaplamaktan, şekeri hayattan çıkartmaktan farklı bir şeydir anoreksiya. Aynaya baktığınız da kemikleriniz sayılacak olsa bile kendini şişman görmektir. Beden algılayışından, tüm beden fonksiyonlarına yansıyan bir girdaptır anoreksiya..
Anoreksiya nervoza, 1873’te William W. Gull tarafından “sinirsel iştahsızlık” anlamını karşılayacak şekilde tanımlanmıştır. İştah deneyimi anoreksiya nervoza hastalarında oldukça çeşitlidir ve genellikle yemeyi reddetme şeklinde düşünmek daha yerinde olacaktır.. Anoreksiya nervozalı hasta, bedenini aşırı ölçüde kontrol ederek zaman ve gelişimi durdurmuşluk hissini yaratır, çarpıtılmış bir özerklik ve etkililik algısı kurar. Yemeye başlayınca durduramama ve kontrolü kaybetme korkusu anoreksiyanın temel kısır döngülerindendir.
Anoreksiya nervoza, sıkı bir diyetten çok daha karmaşık olan bir bozukluktur. Kökenlerinde ciddi gelişimsel bozukluklardan izler bulunmaktadır. Genellikle, bu gelişimsel kriz zamanlarında, sıklıkla da ergenin kendine yetebilen, bağımsız biri olma döneminde ortaya çıkmaktadır.
Normal rejim yapanların aksine, anoreksiya başlangıcındakiler kilo verme arzularını hiçbir zaman açıkça dile getirmezler. Büyük bir gizlilik içinde, kolayca gelişen bir başkoyulmuşlukla, beslenmeyi tamamen kesmeleri bile söz konusu olabilir. Bazen yavaş yavaş bazense büyük bir hızla, her şey gıdanın etrafında düzenlenir. Kaloriler hesaplanır, “öğünler” belli saatlerde belli alışkanlıklarla, sınırlı miktarlarda yenir ve etrafta ağız sulandırıcı yiyeceklerin bulunmaması rahatsızlık vermez. Hatta zamanlarının büyük kısmını başkalarının yediklerine burunlarını sokmakla geçirirler. Bunlar yeme bozukluğuyla bağdaşan ve anoreksik kişinin temel gündelik meşgaleleri haline gelen ritüellerdir. Fışkıramayan, kendine yol bulamayan, engellenen, korkudan felce uğrayan bir yaşam taşkınıdır. Yaşama arzusuyla yaşamı üstlenme korkusu, çok fazla sabır, destek ve kişisel takdir gerektiren zorlu bir mücadeledir.
Anoreksiya için pek çok tedavi yöntemi vardır. Vücudun kaybettiği vitaminler ve temel fonksiyonlar için dahileye uzmanı, ilaç desteği için psikiyatrist ve altta yatan sebepleri öğrenmek, ruhsal sağaltım için ise psikolog desteği alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki anoreksiya bilinçdışının verdiği bir mesaj, bir belirtidir. Bu mesaja cevap verip / vermemek size bağlıdır.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.