2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi – Boşanma Çocuklara Nasıl Yansıtılmalı?
MAKALE #10749 © Yazan Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI | Yayın Nisan 2013 | 5,024 Okuyucu
BOŞANMANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ – BOŞANMA ÇOCUKLARA NASIL YANSITILMALI?

Uzun yıllarını anne babası ile geçiren çocuklar için, boşanma oldukça sarsıcı bir durumdur. Boşanma süreci kadar, öncesi ve sonrasında da aile bireylerinin hayatlarını nasıl devam ettirdikleri oldukça önemlidir. Bir yılda yaklaşık bir milyon çocuk, anne-babalarının boşandıklarına tanık olmaktadır.

Evli ve çocuk sahibi çiftler boşanmaya karar verdiklerinde akıllara gelen ilk şey “Çocukların psikolojisi nasıl etkilenecek?” düşüncesidir. Çocukların gelişiminin bu durumdan nasıl etkileneceği, psikolojik sorunlar yaşayacaklarına dair endişeler, çocukların iki ayrı ev arasında bölünecek olan hayatları, boşanmaya hazırlanan çiftleri en çok düşündüren konulardır. Bu sebepten dolayı, evliliğinde sorun yaşıyor olsa dahi, çocukları etkilenmesin diye boşanmaya cesaret edemeyen, çocukların büyüyüp evden ayrılmasını bekleyen, kişisel isteklerini erteleyen birçok kişi bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre sadece çocukların iyiliği için bir arada kalmanın nadir olarak işe yaradığı tespit edilmiştir. Sürekli sorunlar yaşayan eşlerin zorunluluktan bir arada kalmaları, çocuklara daha çok zarar verebilmektedir. Yaşanan küslüklere, sürekli yükselen seslere, hatta fiziksel şiddete şahit olan, kimi zaman da maruz kalan çocuklar boşanmış ailenin çocuklarına göre daha uyumsuz davranışlar sergilemektedir.

Geçmişte ‘gelinlikle çıktığın bu eve ancak kefenle girebilirsin’ düşüncesi ile evlendirilen kız çocukları, boşanmak, baba evine dönmek konusundaki korkuları sebebiyle bütün zorluklara dayanmaya çalışan, hatta şiddete bile boyun eğen kadınlar haline gelmiş ve günümüze dek azalarak da olsa bu durum böyle devam etmiştir. Son zamanlarda ise kadınların da ekonomik olarak özgürleşmesi, kendi ayakları üzerinde durması sonucu, ‘kendi hayatımı idare edebilir çocuklarıma da bakabilirim’ düşüncesi ile boşanmalarda artış gözlenmektedir. Bu artışla birlikte artık çocuklar için de ‘boşanma’ kavramı sıkça rastlanır hale gelmektedir. Anne babasının kavgalarına şahit olan, artık eskisi gibi anlaşamadıklarını fark eden çocukların zihnine ‘annemle babam boşanır mı?’ korkusu yerleşmektedir. Fakat bu düşünce bile annesi ile babasının boşanmasını kabul edeceği anlamına gelmemektedir.

“Eşimle artık eskisi gibi değiliz. Ona sarılmıyorum, bana dokunmasına bile izin vermiyorum. Boşanacağım kararlıyım. Bunu her ne kadar çocuklarıma ilk başta yansıtmak istemesem de geçen gün kızım yanıma yaklaşıp, ‘anne sen artık babama aşkım demiyorsun yoksa onu artık sevmiyor musun?’ dediğinde gerçekten çok şaşırdım. Ne diyeceğimi bilemedim, babasını sevdiğimi ona biraz kırgın olduğumu söyledim. Ne kadar doğru bir şey yaptığımı inanın bilmiyorum.”
Boşanmış ailelerin çocuklarıyla ilgili yapılan 92 çalışmadan çıkan ortak sonuç ile birlikte boşanma sırasında çocuğun yaşının, çocuğun psikolojik ve sosyal uyum, anne-baba ile ilişkilerine üzerine etki eden en önemli faktör olduğu saptanmıştır. Her çocuğun gelişim hızı farklı olsa da, aynı yaşlardaki çocuklar benzer özellikler taşımaktadır. Ailenin dağılması, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da duygusal değişikliklere sebebiyet verir. Yaşanan bu duygusal değişimler, ileriki yaşlarda çeşitli aşamalarla tekrar yaşanabilir. Çocukların yaşlarına göre, bazı duygular ön plana çıkar. Anne ve babanın boşanmasına durumunu, ebeveyn kaybı olarak algılayan çocuklar çeşitli tepkiler verirler. Bunlar:

Bebeklik Dönemi ve Okul Öncesi Dönem :
Bebeklik dönemindeki çocuklar genellikle duydukları acı hissini ağlayarak ortaya koyarlar. Kendilerini rahatlatmak için parmak emer, oyuncaklarına sarılırlar. Ebeveyn yerine geçen, bakımını üstlenen kişiye karşı hem yapışkan bir tutum sergiler, hem de ayrılık kaygısı yaşarlar.

Okul öncesi dönemde çocukların boşanmaya karşı tepkileri abartılı olmakta, bu durum henüz gelişimlerinin sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Okul öncesi dönemde anne-babanın boşanması durumunda çocuklarda, gelişimlerini tamamladıkları bir önceki döneme geri dönerek tepki verirler. Bu tepkiler ‘regresyon’ olarak adlandırılır.

Gerileme davranışları olarak; parmak emme, yatağı ıslatma, tutturmalar, anne babaya karşı saldırgan davranışlar ya da tam tersi olarak aşırı düşkünlük göstermeler görülür. Kısa vadeli bir süreçte bu durumun görülmesi normal sayılabilir. Okul öncesi dönemde ağlama nöbetleri görülmese de, üzüntü ve içe kapanma ile birlikte sık olmayan ağlamalara rastlanır. Ebeveyn yerine kendisine bakacak kişiye karşı tıpkı bebeklerde olduğu gibi yapışkanlık gösterebilir. Kızgınlıklarını ve öfkelerini genellikle oyunlarda belli ederler.

Okul öncesi dönemde (2.5- 6 yaş):
Ebeveynlerin ayrılma kararını öğrendiklerinde ve ailenin dağılması ile korkuya kapılarak, yanında kaldığı ebeveynin de kendisini terk edip gideceğinden korkarlar. Bu korkularını ise ağlayarak, ebeveynden başka hiç kimse ile kalmayarak, sürekli ebeveynin yanında bulunarak ortaya koyarlar. Bu yaştaki çocuklar anne ve babalarının ayrılmalarında kendilerini suçlar ‘benim yüzümden ayrıldılar’ duygusuna kapılırlar. Eğer daha uslu bir çocuk olsaydı, gizlice babasının/annesinin gitmesini istemeseydi, istediği şeyi almadıklarında ağlamasaydı annesi ile babası ayrılmazdı diye düşünürler. Hatta barışmalarını da kendilerine bağlı olduğuna inanırlar.

Okul Dönemi:
Okul dönemi çocukları yaşadıkları acıya ve umutsuzluklara ağlama ile tepki verirler. Bu dönem çocuklarında, arkadaşlık ilişkileri artık daha fazla gelişmiştir. Yaşıtlarıyla olan iletişimlerinden, etkileşimlerinden ‘boşanma’ kavramının ne olduğunu genellikle bilirler. Anne ve babalarının artık birlikte yaşamayacaklarının farkındadırlar. Bu dönem çocukları anne ve babanın boşanmasına tepki olarak genellikle itaatsizlik, okuldan kaçma, suç işleme, okul başarısında azalma, huzursuzluk görülür. Kendilerini terk edilmiş, reddedilmiş hissettikleri için ebeveynlerden birine ya da her ikisine karşı öfke duyabilirler. Durumu düzeltmek adına bir şey yapamayacaklarının farkındadırlar, ebeveynlerden birini ‘kötü’ algılama eğilimindedirler. Genellikle zayıf olan tarafı tutarlar, geleceğe dair endişeler taşırlar. Yeme bozuklukları, uyku düzensizlikleri, okul fobisi sıkça görülür.

Ergenlik Dönemi:
Ergenlik döneminde, diğer yaşlara göre ağlama tepkilerinden farklı olarak gözü yaşlılık, bitkinlik görülür. Karşı cinsle ilişkiler kurması, kendi cinsi, ebeveynlerinden duygusal bağımsızlık geliştirmesi bu dönemdedir. Ergenlik döneminde ergenlerde aile yaşantısından çok kendi yaşantılarına odaklanma vardır. Ergenler anne ve babalarının boşanacaklarının farkında olsalar, durumu anlasalar bile genellikle boşanmayı kabul etmezler. Bu dönemde hayal kırıklığı, reddedilmişlik, güven kaybı hissederler. Asilik, kavgacılık, kabalık, ilaç kötüye kullanımı, içki kullanımı, evden kaçma, huzursuzluk, okul başarısında azalma ile anne-baba kaybına karşı tepki gösterebilirler. Fakat anne babasının evliliğini kurtarabileceği gerekçesiyle daha uyumlu davranışlar sergileyen ergenler de olabilir.

Boşanmayı Düşünüyorsanız…
• Boşanma sürecinde yaşadığınız maddi sorunlarınızı, duygusal problemlerinizi ve iş hayatınızdaki stresi çocuklarınıza yansıtmayın.
• Eşinizden ayrıldıktan sonra çocuklarla kaliteli zaman geçirmeye özen gösterin. Birlikte geçirilecek vakit ile sağlanacak ortamı ve güven duygusu çocukların korkularını azaltmaya yardımcı olacaktır.
• Okul dönemindeki çocuğunuz ile boşanma hakkında konuşabilirsiniz. Onları sorunlar dışında tutmaya çalışarak, çeşitli aktivitelerle sosyalleşmelerini sağlayabilir, okuldaki akademik başarısının düşmesini bir süre anlayışla karşılayabilirsiniz. Desteğinizi hissetmesi onun gelişimi için önemli olacaktır.
• Çocuğun ergen yaşta ise onun düşünceleri hakkında konuşup, duygularını size açıklamasını sağlayabilirsiniz. Eğer konuşmakta, duygularını tanımlamakta güçlük çekiyorsa, onu güveneceği bir büyüğüyle ya da bir uzmanla görüşmesi konusunda teşvik edebilirsiniz.
• Bu değişim sürecinde çocukların düzenleri önemli ölçüde eskisi gibi korunmalı, çocuğun boşlukta kalmaması sağlanmalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi – Boşanma Çocuklara Nasıl Yansıtılmalı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nevin BAKIRCI Fotoğraf
Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI
İstanbul
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Nevin BAKIRCI'nın Makaleleri
► Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi Psk.Ebru ÖZKURT TOPÇU
► Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi Psk.Dnş.Sümeyra YAPICI AYDIN
► Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkisi Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU
► Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri Psk.Dnş.Seval Ulviye AKYOL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkisi – Boşanma Çocuklara Nasıl Yansıtılmalı?' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Asosyallik ve Antisosyallik Nedir? ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2013
► Çocuk ve Disiplin Mayıs 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:21
Top