İdeal Evlilik
İDEAL EVLİLİK
İdeal evlilik dediğimizde aklımıza hemen her şeyin mükemmel olduğu bir evlilik gelir. Fakat bir ilişkide her şeyin kusursuz gitmesi pek mümkün değildir. Her zaman verdiğim örneği vereceğim; tek yumurta ikizlerini düşünün, aynı anne ve baba, aynı rahim, ayrı kıyafetler, aynı okul… hatta aynaya baktıklarında gördükleri görüntü bile birbirine ne kadar benzer! Bu kadar benzer koşullarda yetişmiş tek yumurta ikizleri bile birbirlerinden ne kadar farklı düşüncelere, karakterlere sahip olabiliyorken farklı anne baba tarafından farklı koşullarda yetişmiş iki insanın birbirine aşık olup evlenmeye karar verdikten sonra her konuda aynı düşünmeleri ve hissetmeleri pek mümkün değildir. Zaten ideal evliliğin koşulu her konuda aynı şeyleri düşünmek ve hissetmek de değildir. Bu anlamda hem kendinizden hem de eşinizden beklentilerinizi iyi değerlendirmek mantıklı olacaktır.
Peki nedir ideal evlilik?
İdeal evlilik soyut bir kavram olduğu için herkesin bu konu hakkında düşünceleri farklıdır ve genelde kişiler ilişkilerinde eksik olan şeyleri sıralayıp adına ideal, mutlu evlilik derler. Biz terapistler bu kavramı daha somutlaştırdık.
Doğru ve yapıcı iletişimin olduğu, çiflerin kendilerini doğru bir şekilde anlatabildiği, empatinin ve anlayışın olduğu, cinselliğin doyurucu olduğu, yaklaşımın bir ucu şefkat bir ucu şehvet çizgisi üzerinde dengede bulunduğu, çiftlerin ego savaşlarına müsaade etmediği, ilişki içinde bireylerin ve ilişki dışında çevreye karşı sınırların korunduğu, hem ritüellerin hem de romantizmin varolduğu bir evliliğe ideal evlilik dememiz mümkün. Bu tanıma eklenebilecek çok sayıda başlık bulunabilir fakat en temelde bunlar vardır diyebiliriz.
Doğru İletişim
Doğru iletişim, çiftlerin kendilerini ve duygularını eşleriyle rahatlıkla paylaşması, eleştirilmeden, yargılanmadan tam bir güven ortamı içinde birbirlerini ifade etmesi olarak adlandırabiliriz. Bunu oluşturmak kolay değildir çünkü kişilerin yıllardır öğrendikleri ve kullandıkları iletişim şeklini değiştirmeleri gerekir. Eşinize söyleyeceklerinizi önce kafanızda bir düşünün. Aynı şeyleri eşiniz size söyleseydi ne hisseder ve düşünürdünüz? Bunu düşünerek konuşmak bile fark yaratacaktır. İletişimde hem karşımızdakinin söylediklerine odaklanmak gibi bir hata yaparız. Halbuki kendi söylediklerimizin de farkına varmamız bakış açımızı değiştirecektir. Bu konuda hep söylediğim bir sözü sizlerle de paylaşacağım. Söylediklerimiz, duyduklarımızı belirler.
Empati
Psikodramanın kurucusu Moreno ‘’empati, romantik ilişkilerde çoğunlukla yok olur’’ der. Fakat empati geliştirilebilir bir yetidir. Eşinizin davranışlarını anlayamıyor, anlamsız ve bazı durumlarda kötü niyetli değerlendiriyor olabilirsiniz. Her şeyin bir sebebinin olduğu kuralı burada da geçerlidir. Eşinizin yaşadıklarını, durumunu, yapısını göz önüne alarak anlam veremediğiniz davranışlarını tekrar gözden geçirin. Sizce eşiniz nasıl hissediyor olabilir? Bu soruyu düşünün ve yanlışta olsa tahmin etmeye çalışın. Duygular önemli bir motivasyondur ve bir davranışın arkasında yatan duyguyu bulduğunuzda işler daha kolay çözülecektir. Her ilişkide olduğu gibi romantik ilişkilerde insanlar anlaşılmak, kabul edilmek isterler. Çoğu kişi bu görüşe katılır fakat eşini değiştirmeye çalışmaktan da geri durmaz. Bu yüzden öncelikle eşinizi olduğu gibi kabul edin ve sevin. Sonra zaten eşiniz ilişkinizde anlaşıldığını hissettiği için kendi de sizi anlamaya çalışacaktır. İlk adımı siz atın, pişman olmazsınız…
Cinsellik
Tabi ki evlilikte çimento diye tabir ettiğimiz cinsellik. Cinsellik esnasında eşinizde iletişimden kopmayın, oluşturulan güven ortamında birbirinizle isteklerinizi karşılıklı olarak paylaşabiliyor olmalısınız. Bunu es geçmeyin. Eşinizle yakın ilişki kurmakta kendinizi rahatsız hissediyorsanız, tam anlamıyla ifade edemiyor ve bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız. (Bu durum illa ki bir cinsel işlev bozukluğu olmak zorunda değil) profesyollerden destek almayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki en büyük cinsel organ beyindir ve bizim cinselliğe yüklediğimiz anlamlar bu konuyu toplumda konuşulması zor bir hale getirmiştir. Biz evlilik terapisine gelen çiftlerin önemli bir bölümüyle cinsellik konusuna mutlaka değiniyoruz. Önemli bir alan olduğu için görmezden gelmek olmaz. Belki de sizin ilişkinizdeki sorunun kökeni cinsellikten doğan bir gerginliğe bağlıdır.
Ego Savaşı
Neredeyse tüm danışanlarımda gördüğüm bir durum. Tartışmalarınızı kim haklı kim haksız savaşına dönüştürüyorsanız size kötü bir haberim var, bu savaştan kimse kazanan olarak çıkmadı. Çiftler ilk adımı atmaktan hep çekiniyorlar, gururlarını korumanın derdindeler. Fakat bu bakış açısıyla ne mutlu olabilirsiniz ne de mutlu edebilirsiniz. Mantıken düşündüğümüzde insanlar neden evlenir? Mutlu olmak için, hayatın sorumluluklarını birisiyle paylaşmak için vs. eğer siz evliliğinizde gereklilikler anlamında bir doyuma ulaşmıyorsanız orada bir problem var demektir. Çiftlerimin sorunlarını dinlerken çoğunlukla şunu görür ve aktarırım birbirlerinden aynı konularda şikayetçiler ve birbirlerinden aynı şeyi bekliyorlar. Bunu söylediğimde danışanlar çok şaşırır. Evlilikte çok yalnızlaştığını ve hiç anlaşılmadığını düşünen çiftler bir anda yalnız olmadıklarını eşinin de aynı duyguları hissettiğini farkederler. Sizde eşinizle aynı şeyleri istiyor ve aynı şeyleri istemiyor olabilirsiniz. Bunun ne olduğunu bulun eşinize ifade edin ve değiştirmek için ilk adımı siz atın. İşte o zaman bu savaşı siz kazanırsınız dolayısıyla aynı zamanda eşinizde kazanır. Çünkü siz aynı gemidesiniz.
Sınırlar
Sınırlar çok önemli bir konu ve bununla ilgili detaylı bir yazı paylaşacağım ama kısaca bahsetmek istiyorum. Evlilikle ilgili çoğu koşul olmazsa olmaz değildir, sınırlar hariç!
Evlilik kutsalsa her kutsal gibi onunda korunması gerekir. Siz evlilik birliğini kabul ettiyseniz ve kendi ailenizi kurduysanız, aile denildiğinizde aklınıza anne babanız değil, eşiniz ve çocuklarınız gelmeli. Aile içerisinde yaşanan tartışmalar, özeller vs gibi konuları anne, baba, kardeş, arkadaş gibi kişilerle paylaşılması sınırların ihlal edilmesine sebep olur (Şiddet gibi konuları hariç tutuyorum). Sınırlar ihlal edildiğinde bütünlük bozulur ve kaçınılmaz problemler kendinizi karşı karşıya bulursunuz.
Ritüeller ve Romantizm
Bu konu hakkında da bir yazı yazacağım merak etmeyin. Bu ikisi olmazsa olmaz değildir fakat olursa ilişkinin kalitesi artar. Düzenli aralıklarla yaptığınız size özgü gelenekselleşmiş aktiviteleriniz vs mutlaka olsun. Bu düzeni çağrıştırır ve huzur verir. Romantizm ile kastettiğim şey ise sadece mumlar, gül yaprakları değil. Romantizm dediğimiz şey, olağanının dışına çıkmaktır. Hiç ya da ara ara yaptığınız değişikliklerdir. Bunlar ilişkinizi monotonluktan kurtaracak olan ipuçlarıdır.
İdeal evlilik tanımımızda olan bir çok konuyu kısa da olsa anlattım. Kendi ilişkinizi düşünün ve sizde nelerin eksik olduğunu gözlemleyin. Unutmayın beklentiniz mükemmel evlilik değil ideal evlilik olursa gerçekçi olacaktır. Hoşçakalın.
İdeal evlilik dediğimizde aklımıza hemen her şeyin mükemmel olduğu bir evlilik gelir. Fakat bir ilişkide her şeyin kusursuz gitmesi pek mümkün değildir. Her zaman verdiğim örneği vereceğim; tek yumurta ikizlerini düşünün, aynı anne ve baba, aynı rahim, ayrı kıyafetler, aynı okul… hatta aynaya baktıklarında gördükleri görüntü bile birbirine ne kadar benzer! Bu kadar benzer koşullarda yetişmiş tek yumurta ikizleri bile birbirlerinden ne kadar farklı düşüncelere, karakterlere sahip olabiliyorken farklı anne baba tarafından farklı koşullarda yetişmiş iki insanın birbirine aşık olup evlenmeye karar verdikten sonra her konuda aynı düşünmeleri ve hissetmeleri pek mümkün değildir. Zaten ideal evliliğin koşulu her konuda aynı şeyleri düşünmek ve hissetmek de değildir. Bu anlamda hem kendinizden hem de eşinizden beklentilerinizi iyi değerlendirmek mantıklı olacaktır.
Peki nedir ideal evlilik?
İdeal evlilik soyut bir kavram olduğu için herkesin bu konu hakkında düşünceleri farklıdır ve genelde kişiler ilişkilerinde eksik olan şeyleri sıralayıp adına ideal, mutlu evlilik derler. Biz terapistler bu kavramı daha somutlaştırdık.
Doğru ve yapıcı iletişimin olduğu, çiflerin kendilerini doğru bir şekilde anlatabildiği, empatinin ve anlayışın olduğu, cinselliğin doyurucu olduğu, yaklaşımın bir ucu şefkat bir ucu şehvet çizgisi üzerinde dengede bulunduğu, çiftlerin ego savaşlarına müsaade etmediği, ilişki içinde bireylerin ve ilişki dışında çevreye karşı sınırların korunduğu, hem ritüellerin hem de romantizmin varolduğu bir evliliğe ideal evlilik dememiz mümkün. Bu tanıma eklenebilecek çok sayıda başlık bulunabilir fakat en temelde bunlar vardır diyebiliriz.
Doğru İletişim
Doğru iletişim, çiftlerin kendilerini ve duygularını eşleriyle rahatlıkla paylaşması, eleştirilmeden, yargılanmadan tam bir güven ortamı içinde birbirlerini ifade etmesi olarak adlandırabiliriz. Bunu oluşturmak kolay değildir çünkü kişilerin yıllardır öğrendikleri ve kullandıkları iletişim şeklini değiştirmeleri gerekir. Eşinize söyleyeceklerinizi önce kafanızda bir düşünün. Aynı şeyleri eşiniz size söyleseydi ne hisseder ve düşünürdünüz? Bunu düşünerek konuşmak bile fark yaratacaktır. İletişimde hem karşımızdakinin söylediklerine odaklanmak gibi bir hata yaparız. Halbuki kendi söylediklerimizin de farkına varmamız bakış açımızı değiştirecektir. Bu konuda hep söylediğim bir sözü sizlerle de paylaşacağım. Söylediklerimiz, duyduklarımızı belirler.
Empati
Psikodramanın kurucusu Moreno ‘’empati, romantik ilişkilerde çoğunlukla yok olur’’ der. Fakat empati geliştirilebilir bir yetidir. Eşinizin davranışlarını anlayamıyor, anlamsız ve bazı durumlarda kötü niyetli değerlendiriyor olabilirsiniz. Her şeyin bir sebebinin olduğu kuralı burada da geçerlidir. Eşinizin yaşadıklarını, durumunu, yapısını göz önüne alarak anlam veremediğiniz davranışlarını tekrar gözden geçirin. Sizce eşiniz nasıl hissediyor olabilir? Bu soruyu düşünün ve yanlışta olsa tahmin etmeye çalışın. Duygular önemli bir motivasyondur ve bir davranışın arkasında yatan duyguyu bulduğunuzda işler daha kolay çözülecektir. Her ilişkide olduğu gibi romantik ilişkilerde insanlar anlaşılmak, kabul edilmek isterler. Çoğu kişi bu görüşe katılır fakat eşini değiştirmeye çalışmaktan da geri durmaz. Bu yüzden öncelikle eşinizi olduğu gibi kabul edin ve sevin. Sonra zaten eşiniz ilişkinizde anlaşıldığını hissettiği için kendi de sizi anlamaya çalışacaktır. İlk adımı siz atın, pişman olmazsınız…
Cinsellik
Tabi ki evlilikte çimento diye tabir ettiğimiz cinsellik. Cinsellik esnasında eşinizde iletişimden kopmayın, oluşturulan güven ortamında birbirinizle isteklerinizi karşılıklı olarak paylaşabiliyor olmalısınız. Bunu es geçmeyin. Eşinizle yakın ilişki kurmakta kendinizi rahatsız hissediyorsanız, tam anlamıyla ifade edemiyor ve bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız. (Bu durum illa ki bir cinsel işlev bozukluğu olmak zorunda değil) profesyollerden destek almayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki en büyük cinsel organ beyindir ve bizim cinselliğe yüklediğimiz anlamlar bu konuyu toplumda konuşulması zor bir hale getirmiştir. Biz evlilik terapisine gelen çiftlerin önemli bir bölümüyle cinsellik konusuna mutlaka değiniyoruz. Önemli bir alan olduğu için görmezden gelmek olmaz. Belki de sizin ilişkinizdeki sorunun kökeni cinsellikten doğan bir gerginliğe bağlıdır.
Ego Savaşı
Neredeyse tüm danışanlarımda gördüğüm bir durum. Tartışmalarınızı kim haklı kim haksız savaşına dönüştürüyorsanız size kötü bir haberim var, bu savaştan kimse kazanan olarak çıkmadı. Çiftler ilk adımı atmaktan hep çekiniyorlar, gururlarını korumanın derdindeler. Fakat bu bakış açısıyla ne mutlu olabilirsiniz ne de mutlu edebilirsiniz. Mantıken düşündüğümüzde insanlar neden evlenir? Mutlu olmak için, hayatın sorumluluklarını birisiyle paylaşmak için vs. eğer siz evliliğinizde gereklilikler anlamında bir doyuma ulaşmıyorsanız orada bir problem var demektir. Çiftlerimin sorunlarını dinlerken çoğunlukla şunu görür ve aktarırım birbirlerinden aynı konularda şikayetçiler ve birbirlerinden aynı şeyi bekliyorlar. Bunu söylediğimde danışanlar çok şaşırır. Evlilikte çok yalnızlaştığını ve hiç anlaşılmadığını düşünen çiftler bir anda yalnız olmadıklarını eşinin de aynı duyguları hissettiğini farkederler. Sizde eşinizle aynı şeyleri istiyor ve aynı şeyleri istemiyor olabilirsiniz. Bunun ne olduğunu bulun eşinize ifade edin ve değiştirmek için ilk adımı siz atın. İşte o zaman bu savaşı siz kazanırsınız dolayısıyla aynı zamanda eşinizde kazanır. Çünkü siz aynı gemidesiniz.
Sınırlar
Sınırlar çok önemli bir konu ve bununla ilgili detaylı bir yazı paylaşacağım ama kısaca bahsetmek istiyorum. Evlilikle ilgili çoğu koşul olmazsa olmaz değildir, sınırlar hariç!
Evlilik kutsalsa her kutsal gibi onunda korunması gerekir. Siz evlilik birliğini kabul ettiyseniz ve kendi ailenizi kurduysanız, aile denildiğinizde aklınıza anne babanız değil, eşiniz ve çocuklarınız gelmeli. Aile içerisinde yaşanan tartışmalar, özeller vs gibi konuları anne, baba, kardeş, arkadaş gibi kişilerle paylaşılması sınırların ihlal edilmesine sebep olur (Şiddet gibi konuları hariç tutuyorum). Sınırlar ihlal edildiğinde bütünlük bozulur ve kaçınılmaz problemler kendinizi karşı karşıya bulursunuz.
Ritüeller ve Romantizm
Bu konu hakkında da bir yazı yazacağım merak etmeyin. Bu ikisi olmazsa olmaz değildir fakat olursa ilişkinin kalitesi artar. Düzenli aralıklarla yaptığınız size özgü gelenekselleşmiş aktiviteleriniz vs mutlaka olsun. Bu düzeni çağrıştırır ve huzur verir. Romantizm ile kastettiğim şey ise sadece mumlar, gül yaprakları değil. Romantizm dediğimiz şey, olağanının dışına çıkmaktır. Hiç ya da ara ara yaptığınız değişikliklerdir. Bunlar ilişkinizi monotonluktan kurtaracak olan ipuçlarıdır.
İdeal evlilik tanımımızda olan bir çok konuyu kısa da olsa anlattım. Kendi ilişkinizi düşünün ve sizde nelerin eksik olduğunu gözlemleyin. Unutmayın beklentiniz mükemmel evlilik değil ideal evlilik olursa gerçekçi olacaktır. Hoşçakalın.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İdeal Evlilik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.A. Sinem ÖZKAYA ALP'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.A. Sinem ÖZKAYA ALP'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
mutlu ilişki, mutlu evlilik, ideal evlilik, ideal evlilik nedir, doğru evlilik, ideal evliliğin tanımı, mutlu evliliğin tanımı
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
