2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İçimden Sevişmek Gelmiyor… Erkeklere Ne Oldu?
MAKALE #21152 © Yazan Uzm.Psk.Erkan EZERÇE | Yayın Şubat 2020 | 2,710 Okuyucu
Son yıllara kadar cinsel isteksizliğini dile getiren daha çok kadınlar oluyordu. “Başım ağrıyor!” , “Yorgunum!” , ya da “Canım istemiyor!” cümlelerini dile getirip sırtını dönüp yatan kadınlardı. “Hayır” diyen taraf daha çok kadındı. Son dönemde cinsel terapiye başvuran danışanlarımda erkek cinsel isteksizliğinde belirgin bir artış söz konusu. Daha önceleri terapiye başvuru da öncelikli sırayı sertleşme sorunu ya da erken boşlama sorunu iken şimdilerde ilk sıraya erkek cinsel isteksizliği yerleşmiş durumda. uzun bir zaman da öyle devam edeceği yapılan bilimsel çalışmalarda görmek ve klinikte gözlemlemek mümkün.



Cinsellikten erkekler kaçar oldu! Tabi bu durum arzulanmayan ya da arzulandığını hissedemeyen kadınlar için gurur kırıcı bir durum haline gelmiş durumda. Ve kadın önce kendini sorgulamaya başladı! “Şişmanladım mı?” , “Güzel değil miyim?” , “Çekiciliğimi kaybettim mi?” “Beni sevmiyor mu?” gibi daha nice sorularla önce kendini sorguluyor kadın! Bu soruların devam etmesi kadınların kendilerine aşırı eleştirel tavır içinde olmaları kadınların depresyona girmesine neden oluyor. Çünkü dile gelmeyen duygular ve düşünceler kırgınlık yaratmaktadır. Bu kırgınlıklar öfkeye neden olmakta ve öfkenin kendine döndürülmesine de depresyonun en önemli sebebi diyebiliyoruz.



EVLENİLECEK KADINLAR SEKS YAPILACAK KADINLAR


Erkek cinsel isteksizliğinin nedenlerinin içinde en fazla görülen sebep “Madonna fahişe sendromu”dur. Evli olan bir kadının cinsel bir meta olarak görülememesidir. Evlenince, kadının hamile kalması, loğusalık dönemi ve kadının emzirme dönemi sorgulandığında, erkeğin cinsel isteksizlik başlamasının bu döneme denk geldiği büyük oranda görülecektir. Birlikte olunan kadın kutsallaştırılmıştır. Artık sadece anne rolünde görülmektedir. Bu evliliklerde kadınlara erkekler, kutsal anne, abla, bacı, kız kardeş, ev arkadaşı gözüyle bakmaya başlıyorlar. Şehvet gözüyle değil, şevkat gözüyle bakıyorlar. Bu ilişki biçiminin devam etmesi ebeveyn- çocuk ilişki biçimine benzer. Kadın kutsal anne rolüne girer kocasının kılığını, kıyafetini, yediği yemeği sorgular pozisyona gelir. Erkeğine anne gibi davranır. Erkek de aynı bir çocuk gibi evin ve evliliğin sorumluluğundan uzak durur. Bir çocuk rolüne bürünür. Böyle bir ilişki biçimi arzulanmayan bir kadın durumu ortaya çıkarır ki bu kadın için dayanılmaz derece aşağılayıcıdır.


YAKINLIK KORKUSU


Erken çocukluk dönemi ( 0-6 yaş) ebeveynleri tarafından duygusal olarak incitilmiş çocuklar yakınlık korkusu geliştirirler. Çocuk, erken çocukluk döneminde en önemli kişiler şüphesiz anne-babasıdır. Çocuk, ebeveynlerine yakın olmuştur yakın olmaması da kaçınılmazdır. Sağlıklı bir gelişim için bu gereklidir. Fakat bu yakınlık, çocukta aşırı kırılmalara neden olmuş ise çocuk önemli bir şey öğrenmiş bulunmaktadır. Yakınlık eşittir incinmek demektir. Bu da hayatında derin bir yara açar ve diğer gelişim basamaklarına bu önemli yara ile devam eder. İleride evlendiklerinde de eşine yakınlaştıkları zaman aynı incinmeyi tekrar görecekleri kaygısını bilinçdışı olarak yaşarlar. Ellerinde son moda telefonla ya da kumandayla koltuklarıyla bütünleşmiş erkekler yakınlık korkusu olan erkekler olabilir ya da aşırı çalışan iş kolik erkekler bu gruba girebilir. Bu erkekler bu durumdan şikayetçi değildir ve mutludur. Karısıyla duygusal ve fiziksel teması kesmiştir. Genelde bu erkekler eşleriyle ayrı yatarlar. Kadınlar da çocuklarıyla! Ta ki kadının bu garipliği fark edip dile getirmesine kadar!



DİĞER CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI VE PERFORMANS ANKSİYETESİ


Erken boşalan ya da sertleşme bozukluğu yaşayan bir erkek, bir süre sonra ilişkiye girerken “Tekrar erken boşalır mıyım?” ya da “Sertliği kaybeder miyim?” düşüncesiyle ilişkiye başlar ve bu devam eden bir kısır döngüye dönüşür ki “kısır döngü” şeklinde artarak devam eder. Bu erkekte, eşini tatmin etme performans anksiyetesi ile de birleşince erkek tekrar aynı başarısızlık döngüsüne kapılmamak için ilişkiden kaçma ve kaçınma davranışlarını bilinçli veya bilinç dışı sergiler ki bir süre sonra bu erkekte cinsel isteksizlik başlamış olabilir. Ayrıca erkekte, porno veya mastürbasyon bağımlılığı var ise bu da eşine karşı cinsel isteksizlik yaşamasına neden olabilmektedir.


MUTİDİSİPLİNER YAKLAŞMAK GEREKİYOR!


Erkekte cinsel isteksizliğin birçok sebebi var. Çoğunlukla da psikolojik kaynaklıdır. Fakat iyi bir ürolojik muayeneden geçmek şarttır. Testosteron ve prolaktin düzeylerine baktırmak gereklidir. Ayrıca erkeğin gece uykusu nasıldır? Horlaması var ise kulak burun doktoruyla görüşmesi gerekir ki bu genel de atlanan bir aşamadır. İyi bir uyku iyi bir cinsellik demektir. Gece boyunca uyku sorunu ve horlama sorunu yaşayan bir erkek bir süre sonra cinsel isteksizlik yaşaması kaçınılmazdır. Çünkü uyurken rahatlaması gereken birey sürekli geceyi stres halinde geçirmektedir.


İLİŞKİSEL YAKLAŞMAK!


Erkek cinsel isteksizliğin nedenlerini iyi değerlendirmek iyi bir terapi için ilk şarttır. Çünkü nedenleri ortadan kaldırmak erkek cinsel isteksizliğini ortadan kaldırabiliyor. Nedenleri üzerinde çalışırken ilk başlanılması gereken sorun, çiftin ilişkisinin yıpranmış olmasıdır. Yıllarca bu problemi yaşayan çiftler birbirlerine çok sert olabiliyorlar ve aralarındaki güç ve iktidar savaşları genelde başlamıştır. İlişki üzerinde çalışmak çiftin rahatlamasını sağlayacaktır. Bu çiftleri genellikle ortak paylaşım alanları azalmıştır ve birbirlerini dinlememektedirler. Dolayısıyla dinleme beceri üzerinde çalışmak diğer önemli adımdır. Yine erkeğin var ise; suçluluk, günahkarlık ve aşağılık duyguları üzerine odaklanılmalıdır. Söze dökülen duygular erkekte rahatlamaya neden olmaktadır.
Seks konuşmak önemli bir adımdır. Bu çiftler fantezilerini, isteklerini, taleplerini konuşmaktan kaçınırlar. Çünkü eşini kıracağını ve eşi gözünde sapık gibi görüneceğinden korkarlar. Ayrıca erotik kitaplar okumak, erotik filmler izlemek ve üzerinde konuşulması gerekir.



Kadın, erkek cinsek isteksizlik seansların önemli bir roldedir. Çünkü erkeğinin gün içindeki performansını ve cinsellik esnasındaki performansını övmesi, takdir etmesi ilişkisel açıdan önemli olmakla beraber terapide altın kuraldır. Ayrıca erkeğin mutlaka çalışma şartlarını gözden geçirmesi, kendisine vakit ayırması ve spor yapması önemlidir. Sonuç olarak; erkek cinsel isteksizliği terapisi, iyi bir değerlendirme seansları yapıldığında çok yüz güldürücüdür.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İçimden Sevişmek Gelmiyor… Erkeklere Ne Oldu?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Erkan EZERÇE'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Erkan EZERÇE'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Erkan EZERÇE Fotoğraf
Uzm.Psk.Erkan EZERÇE
Ankara ve Zonguldak (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
Psikoterapist, Evlilik & Çift Terapisti, Cinsel Terapist
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Erkan EZERÇE'nin Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'İçimden Sevişmek Gelmiyor… Erkeklere Ne Oldu?' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Zeka Testi Eylül 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:47
Top