2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depresyon
MAKALE #21360 © Yazan Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ | Yayın Mayıs 2020 | 1,724 Okuyucu
Kelime anlamı çökkünlük olan depresyon; ruhsal olarak bireyin uzun sürelerde ve yoğunlukta üzüntü,keder, mutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik, durgunluk gibi belirtiler göstermesi anlamına gelir.

DEPRESYON BULGULARI

Depresyon bulgularına bir göz atarsak unutkanlık,dikkat eksikliği,anlama da güçlük,konsantrasyon bozukluğu gibi bilişsel düzeyde kendini gösteren bulguların yanın da kendini sürekli mutsuz,hüzünlü değersiz,çaresiz,yetersiz,umutsuz,karamsar,aşırı suçlu,pişman,öfkeli,hayal kırıklığına uğramış,kendinden nefret etme,işe yaramaz hissetme gibi bulgular ise duygusal belirtileri oluşturmaktadır.Konuşmada ve hareket etmede yavaşlık,sürekli bir halde yorgunluk ve enerji düşüklüğü,baş ağırsı,sırt ve boyun ağrıları,kaslarda ağrı,uykuya dalmakta zorluk,hiç uyuyamama ya da çok uyuma,sık sık uyanma,kalitesiz bir uyku,iştah bozulması ile ilişkili olarak sürekli bir kilo kaybı ya da aşırı kilo alma da depresyonun bedensel belirtileri olarak karşımıza çıkabilir.Günlük aktivitelere kişinin ilgisinin azalması,sadece zorunlu işleri yapma,genel bir zevk kaybı,cinsel istek azlığı veya yokluğu,sosyal geri çekilme,eve kapanma gibi bulgularda depresyonun davranışsal düzeyde ki belirtilerini oluşturmaktadır.

DEPRESYONUN NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Birçok psikiyatrik hastalıkta olduğu gibi depresyonda da tüm kliniği açıklayacak bir model bulunmamaktadır. Psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin her biri depresyona neden olabili.Daha önceden depresyon geçirme,ailede depresyon öyküsünün bulunması,madde ve alkol kullanımı,yalnızlık,fiziksel hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar,tıbbi hastalıklar,yasal sıkıntılar,sevilen birilerinin ölümü,sevdiği kişiden ayrılma,boşanma,aldatma,aldatılma,hormonal değişiklikler,anksiyete bozuklukları,düşük benlik saygısı,İşsizlik,yakın zamanda önemli yaşam olayları,stres etkenleri,erken çocukluk travmaları,duygusal ya da fiziksel olarak kötü niyetli ilişkilerde bulunma gibi süreçler beyinde değişiklikler yaratarak depresyonu tetikleyebilir veya genel bir yatkınlık varsa harekete geçmesini kolaylaştırabilir.

DEPRESYONUN YAYGINLIĞI

Dünya üzerinden en yaygın olarak görülebilen durum bozukluğu olan depresyon her yaşta görülebilir.Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’nda 12 aylık depresif nöbet yaygınlığı kadınlarda % 5.4, erkeklerde % 2.3, tüm nüfusta % 4.0 olarak verilmektedir.Görüldüğü gibi kadınlarda iki kat daha fazladır. Yineleyici depresyonlar kadınlarda daha sıktır. Kadınlarda depresyonun erkeklere göre iki kat fazla olması erkeklerin belirtilerini, alkol kullanımı, değişik eyleme vurum davranışları şeklinde ifade etmesi, kadınların bu olanakları kullanamamaları, aynı stres etkeni karşısında daha yoğun belirtiler göstermesi biçiminde açıklanmaktadır. Diğer önemli bir açıklama da hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolü ile ilgilidir. Ayrıca kadınlarda gebelik, doğum,biyolojik ve psikolojik olarak depresyona yatkınlık yaratan ek özellikler vardır. Cinsel ve fiziksel istismar da kadınları daha çok etkilemektedir.

TANI NASIL KONUR?

Depresyon tanısı koyabilmek için anlatılan belirtilerin tamamının bulunması gerekmez. Depresyon tanısı konurken bu belirtilerin şiddetli, uzun süreli veya sık görülmesi koşulu aranır.Bu belirtilerin günün hemen tamamında hâkim olması ve en az 15 gündür devam etmesi gerekir. Depresyon tanısı koyabilmek için gerekli olan diğer bir şeyde, ister 15 gün sürsün isterse bir yıl,kişinin iş, aile ilişkileri vb. konularda bozulmaya yol açmış olması gerekir.

DEPRESYON VE İNTİHAR

Depresyon hastalarında intihar sık görülür.Umutsuzluk,kayıp hissi kendine olan güvende azalma,isteksizlik,Kişinin artık hayattan zevk alacak bir şey kalmadığına ve yaşamın anlamı olmadığını düşünmesine neden olarak da intiharla sonuçlanabilmektedir.Dolayısıyla da intihar konusunda dikkatli olmak gerekir.İntiharları gerçekleştirenlerin geçmişlerinde de intihar girişimleri bulunmaktadır. İntihar riski belirtilerin şiddeti ile her zaman bağlantılı değildir. Yaşlılarda intihar olasılığı gençlere göre iki kat daha fazladır. İntiharla ilgili konuşanlarda olasılığın daha az olduğu düşüncesi yanlıştır.

DEPRESYON TÜRLERİ

Değişik depresyon türleri oluşabilir.Yani tüm depresyon türleri aynı değildir.Majör depresyon ve distimi olarak bilinen kronik depresyon yaygın türlerdir.

A- MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK

Klasik depresyon veya unipolar depresyon olarak da bilinir. Majör depresif bozukluk, en şiddetli depresyon şeklidir. Üzüntü, umutsuzluk ve değersizlik duyguları ile karakterizedir. Belirtiler her gün veya günün çoğunda veya en azından iki hafta için hemen hemen her gün görülür.

Majör depresif bozukluğun da farklı alt türleri vardır:

PSIKOTIK ÖZELLIKLI MAJÖR DEPRESIF BOZUKLUK:Psikozlarda görülen halisünasyonlar,varsanılar,sanırlarla birlikte giden ama aynı zamanda da depresif bulgular gösteren ve depresyon tedavi edildiği psikotik yapıların ortadan kalktığı durumdur.

POSTPARTUM(DOĞUM SONRASI) DEPRESYON:Yeni anne olanların % 75’i ”bebek melankolisi” çeker. Fakat 10 anneden birinde postpartum depresyon adı verilen daha ciddi bir durum gelişir. Hamilelik sırasında veya doğumdan sonraki dört hafta içinde ortaya çıkar.Hamilelik ve doğum sırasında meydana gelen hormonal değişiklikler beyinde ruh hali değişimlerine neden olan değişiklikleri tetikleyebilir. Doğum sonrası depresyon belirtileri her depresyonla aynıdır. Tek farklılık, bu belirtilerin doğumdan sonraki ilk üç ay içinde ortaya çıkmasıdır. Diğer depresyon tiplerine benzer şekilde tedavi edilir. Bazen, daha sonra başlayan bir doğum sonrası depresyonu yaşamak mümkündür, ancak belirtiler doğumdan bir yıl kadar sonra görülürse, buna doğum sonrası depresyon demek güçtür.

MEVSİMSEL DEPRESYON:”Kış depresyonu” olarak da bilinir. Çoğunlukla sonbahar veya kış zamanı başlar ve ilkbahar veya yaz zamanı biter. ”Kış sıkıntısı” veya ”kapalı yerde kalma sıkıntısından” daha fazla şey ifade eder. Bunun nadir bir türüne ”yaz depresyonu” denir, bahar sonu yaz başı başlar ve sonbaharda sona erer.Her yıl tekrarlama eğilimindedir.

BIPOLAR BOZUKLUK- MANİK DEPRESYON:Manik depresyon olarak da bilinen Bipolar Bozukluk, döngüsel ruh durumu değişiklikleri ile tanımlanır. bipolar bozuklukta hem depresyon hem de aşırı yüksek ruh hali (mani) vardır; depresyon belirtileri klinik depresyona benzer, ancak maninin nöbetleri kumar oynamak, para harcamak ve güvenli olmayan seks yapmak gibi zararlı davranışlar içerebilir. Tipik olarak, bir aşırı moddan diğerine geçiş derecelidir. Her bir manik veya depresif dönem en azından bir kaç hafta sürebilir. Bipolar bozukluğu olan birisi depresyonda olduğunda major depresyonun genel belirtilerini gösterir. Yine de, bipolar depresyonun tedavisi daha başkadır. Antidepresanlar bipolar depresyonu daha kötü yapabilir.

ATİPİK DEPRESYON :Atipik depresyonun kilit semptomları şunlardır: Aşırı yeme, aşırı uyuma, yorgunluk, reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet, olaylara karşı doğrudan reaksiyonda kötüleşen veya gelişen ruh hali. Sıradan depresyonda ise yaygın üzüntü dikkati çeker.

B- KALICI DEPRESIF BOZUKLUK-DISTIMI

Kronik depresyon majör depresyondan daha az şiddetlidir ve tipik olarak kişiyi engellemez. Hafif, fakat kronik bir depresyon şeklidir. Semptomlar genellikle en az 2 yıl sürer.Uzun bir süre devam ettiği için, kişiyi klinik depresyondan daha fazla etkileyebilir.Kronik depresyonunuz varsa, yaşamınız boyunca bir veya iki epizot majör depresyon da deneyimleyebilirsiniz.

DEPRESYONUN KISIR DÖNGÜSÜ:

Depresyonun belirtileri kişinin hayatında büyük değişiklikler oluşturabilir. Bu değişiklikler kişinin belirtilerini daha da tetikleyebilir.Örneğin hiçbir şey yapmak istememe hali kişinin aktivitelerini azaltmasına, günlük görev ve sorumluluklarını ihmal etmesine neden olur.Kişinin hiçbir aktivitede bulunmaması iyi şeyler yaşamasına olumlu şeyler hissetmesine engel olacaktır. Benzer şekilde ev ve iş yerinde sorumluluklarını ihmale başladığında, yapacağı işlerin yığılmaya başlaması kendisini suçlu ve başarısız olarak değerlendirmesine neden olacaktır. Bu durum da depresyonu daha da kötüleştirecektir.

TEDAVISI

Depresyonun tedavisin de en sık kullanılan tedavi yöntemleri ilaç ve/veya psikoterapidir. Psikoterapi hafif ve orta düzeyde ki depresyonlar için yeterliyken bazı tip depresyonlar için tek başına yeterli değildir;ekstra ilaç tedavisine de ihtiyaç duyulur.Ağır depresyonlarda ilaç tedavisi önceliklidir ve depresyon şiddeti hafiflemeye başlayınca psikoterapi de eklenebilir. Gerek psikoterapiler gerekse de ilaç tedavilerinde yaklaşık %60-70 civarında hasta, verilen ilk tedaviye cevap verirler. Bu oran daha sonra tedaviye cevap vermeyen hastalarda başka yöntemlerin de eklenmesiyle %90’lara yaklaşır. Hafif ve orta şiddetli depresyonda bu konuda yetkin kişilerce uygulanan bilişsel davranışçı terapiyle ilaç etkisine yakın oranda başarı elde edilebilir. Ancak tek başına terapi uygulandığı durumlarda ilk haftalarda hafta da iki kez gibi daha sık görüşme yapmak gerekebilir. Gerek psikoterapi gerekse de ilaç tedavisiyle elde edilen olumlu oranlar bu terapilerin düzenli ve uygun koşullarda uygulanmasıyla sağlanır.Orta ve şiddetli düzeyde depresyonda psikoterapi yapılsın veya yapılmasın ilaç tedavisi önerilir. Depresyon tedavisi için kullanılan antidepresan grubu ilaçlar bağımlılık yapmaz. Bu ilaçlar başlanırken veya bırakılırken doktor önerisiyle hareket edilmesi gerekir. Bu ilaçlar depresyonun geçmesinde çok etkilidirler, uygun dozda ve uygun sürede ilaç kullanan tüm hastaların yaklaşık %60-70’inde bu tedaviye cevap verir. Depresyon belirtilerinde düzelme genellikle 2-3 haftada başlar. Bununla birlikte ilaçtan tam olarak faydalanma zamanı 8 haftaya kadar uzayabilir. Genel olarak eğer ilk defa depresyon tedavisi alıyorsanız düzelmeden sonra ilaç tedavisi 3-6 aya kadar sürdürülür. Eğer birden fazla depresyon atağı geçirmişseniz o zaman ilaç tedavisi daha uzun süre verilebilir. İlaç alırken birtakım yan etkiler hissedersiniz. Çoğu zaman bunlar hafif ve 7-10 gün içinde kaybolan yan etkilerdir. Fiziksel aktivitenin, özellikle de tempolu yürüyüşün antidepresan etkisinin olduğu bilinmektedir. Akşam yemek öncesi gün batmadan yapılacak 30 – 40 dakikalık tempolu yürüyüşün uykuya geçişi kolaylaştırdığı ve antidepresan etkisi olduğu unutulmamalıdır.Kafeinli içeceklerin tüketilmemesi,alkolden uzak durulması faydalı olabilir,sosyal hayattan kopmamak(dostlarla sıkıntıları paylaşmak),beslenme düzenine ve uyku düzenine dikkat etmek büyük önem taşıyor.

DEPRESYONUNTEDAVİ SÜRECİ

Bazen tedavi 2 yıla kadar sürebilir.Tedavideki amaç sadece bulguların giderilmesi değildir aynı zamanda tekrarlarında engellenmesini kişinin bir an önce işlevselliğine kavuşturulmasıdır. Depresyon da her zaman hastaneye yatarak tedavi gerekmez çoğunlukla ayakta tedavi yeterli olur.Ancak özellikle intihar riski varsa kişinin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir.İntihar riskinin yanın da aşırı derece de yeme bozukluğu olmuşsa ya da uyku düzensizliği varsa bunların düzelmesi için hastane yatışı gerekebilir.Tedaviye ne kadar erken başlanırsa Sonuçta o kadar hızlı alınacaktır. Ne kadar erken tanı konulur Ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa olumlu sonuç alma olasılığı o kadar artar.Depresyon tedavisin de amaç tam düzelme olmalıdır. Bu nedenle de tam düzelme sağlanana kadar tedavinin devam etmesi ve tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi gerekir.Ben bununla baş edebilirim ben kendi başıma halledebilirim demesi depresyonun daha da uzamasına ve derinleşmesine neden olabilir.bu nedenle depresif belirtiler görüldüğü zaman mutlaka profesyonel bir yardım almak kişinin hen yaşam kalitesini koruyacak hem de işi gücü kaybına engel olur. Tedavi edilmediği takdirde, depresyon aylarca, hatta yıllarca sürebilir.

SORULAR

DEPRESYON TEKRARLAR MI?

Depresyon tekrarlayan bir hastalıktır.Dönem dönem bazı yaşam olaylarıyla ya da koşullar nedeniyle depresyon atakları oluşabilir.Özellikle daha önce depresyon geçirmiş kişilerin yeniden depresyon geçirme olasılıkları çok daha fazladır.Yine geç başlamış 60 yaşın üzerinde başlamış depresyonlarda ya da ailede depresyon öyküsü olan hastalar da ya da alkol ve madde kullanımının ya da bir başka psikiyatrik hastalığın yeme bozukluğu gibi olguların eşlik ettiği olgularda tekrar ve ataklar geçirme olasılığı daha da artar.

Uyku bozuklukları depresyona neden olabilir mi?

Son yıllarda uzun süreli uykusuzluğun depresyona yol açabileceği konusunda kanıtlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle uyku düzeninin sağlanması tedavinin temel amaçlarından biri olmalıdır.

Tıbbi nedenler depresyona neden olabilir mi?

Evet. Birçok enfeksiyon hastalığı, tümörler, kalp ve solunum sistemi hastalıkları, birçok merkezi sinir sistemi hastalığı, genel beden travmaları, metabolik hastalıklar, beslenme sorunları, mide-barsak sistemi hastalıkları gibi birçok hastalık depresyona neden olabilir.

Depresyon genetik bir hastalık mıdır?

Hem depresyon hem de bipolar bozukluk (iki uçlu hastalık) ailesel yatkınlık gösterir. Yakın akrabalarda bu iki hastalığın görülme sıklığı genel topluma göre 2-5 kat daha fazladır. İkiz çalışmaları da genetiği desteklemektedir. Ancak genetik etkiler yatkınlık düzeyindedir. Depresyon hastalığı çevresel stres etkenlerindeden önemli ölçüde etkilenir.

Depresyon bir kişilik sorunu veya zayıflığı mıdır?

Depresyon gerçek bir hastalıktır. Kişilik zayıflığı ile bağlantısı yoktur.

Depresyon ağırlaşarak şizofreni gibi ağır hastalıklara dönüşür mü?

Hayır. Şizofreni ile depresyon arasında nedensellik bağlantısı yoktur. Depresyon ağırlaştığında ağır depresyon olur. Ancak depresyon şizofreninin seyri sırasında sık olarak ortaya çıkar. Şizofreniye eşlik eden depresyonlar ile diğer depresyonlar arasında nedensellik bağı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.

İlaçlar depresyona neden olabilir mi?

Birçok antihipertansif ilaç, kalp ilaçları (kardiyotonik, antianjinal, antiaritmik), antiinflamatuar, (ağrı kesici ve romatizma tedavisinde kullanılan ilaçlar) antibakteriyel ilaçlar, hormonlar, kolinerjik ilaçlar, organik çözücüler, birçok psikotrop (ruhsal yapı ve sinir sistemi üzerinde etkisi olan bazı ilaçlar) ilaç, alkol depresyona neden olabilir. İlaç ve alkol yoksunluğu da depresyona neden olabilir.

İlaçların bağımlılık yaptığı inanışı doğru değil

Depresyon ilaçlarının bağımlılık yaptığına dair toplumda yanlış bir inanış bulunmaktadır. Bu tür ilaçların bazı yan etkileri bazı kişilerde görülebilse e, bunlar 1-2 hafta içinde geçmektedir. 3 hafta içinde kişi ilaç tedavisinden yarar görebilmektedir.

İyileştikten sonra ilaç kesilmeli midir?

Hayır. Depresyonu süreğenlik kazanmasında ve yinelemesinde en önemli nedenlerden birisi eksik tedavidir. İlk kez tedaviye alınanlarda tedavi süresi yaklaşık bir yıldır. Bu süre sonunda kalıntı belirtiler varsa süre uzatılır. Yineleyen olgularda da tedavi süresi uzamaktadır.

Uzm.Psk.Dan.Zahir AKTAŞ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depresyon" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Zahir AKTAŞ Fotoğraf
Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Depresyon' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Atak Mayıs 2020
► Erkeklerde Erken Boşalma Mayıs 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:13
Top