2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,978 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Okb-Takıntı Hastalığı-Obsesif Kompulsif Bozukluk
MAKALE #21361 © Yazan Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ | Yayın Mayıs 2020 | 2,111 Okuyucu
Bireyin istemsiz zihninde beliren düşünce,istek ve hayallerden doğan sıkıntıyı bastırmak ve etkisiz hale getirmek için sıkı kurallara bağlı kalarak gerçekleştirdiği tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerdir.


OKB”NİN YAYGINLIĞI?


Görülme sıklığı %1-3 arasında değişir, bunun anlamı Türkiye’de 1,5-2,5 milyon kişide bu rahatsızlığın olmasıdır.


OKB TEKRARLAR MI?


Tekrarlayıcı bir yapıya sahip olup özellikle kişinin hayatının sıkıntılı dönemlerinde alevlenmeler ve artış gösterir.


OKB”NİN TANISI?


Bazı Psikolojik ölçeklerin ve tıbbi incelemelerinin yanın da kişinin sosyal,mesleki ve diğer önemli alanlarında kişinin işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen süreçler ele alınıp tanı konur.Genellikle bir saatten fazla zaman alırlar.


OKB”NİN BAŞLANGICI


Çoğunlukla çocukluk veya ilk gençlik yıllarında başlar;


OKB”NİN KABULÜ


Bu rahatsızlık belirtileri size çok garip gelse de yaygın bir durumdur ve deli olduğunuz ya da delireceğiniz anlamına gelmez.


DÜŞÜNCE NEDİR VE NASIL TAKINTI HALİNE GELİRLER?


Ortalama değerler olarak bir İnsanın aklından günde 60 bin civarında düşünce geçer.Ortalama yarısı istemsiz ve kontrol dışı düşüncelerir. Bu düşünceler herkeste var fakat bu rahatsızlıklar herkeste ızdıraba dönüşmez.Aklımıza bir düşüncenin gelmesi,düşündüğümüz şeyi istediğimiz,o düşüncenin bizi temsil ettiği ya da o özellikleri taşıdığımız anlamına gelmez. İnsan aklından her şeyi geçirebilir.Suç eylemle ölçülür,düşünce ile değil.Zihninize istemsiz bir düşünce gelirse ‘’Aklıma gelebilir ama bu benim bu düşünceyi istediğim ya da taşıdığım anlamına gelmez’’ şeklinde düşünülmelidir.Eğer ‘’ya ileride şöyle olursa’’gibi bir düşünce belirirse onu o zaman düşünürüm şeklinde cevap vermeliyiz.


OBSESİF KOMPÜLSİF DANIŞANLAR NASIL DAVRANIRLAR?


Obsesif Kompülsif rahatsızlığı olan danışanlar çoğu kere yaşanılanları aşırı veya mantıksız bulmasına rağmen yapılanları tekrarlama, konuyu zihinde tekrar canlandırarak inceleme, konu üzerinde düşünerek analiz etme, sorulara cevap bulmaya çalışma gibi yaşanılanlara bir anlam bulma ihtiyacı duyarlar.Beraberin de zihne hücum eden bu düşünce,istek ve hayallerden kurtulmak için bir dizi kurallar eşliğin de rahatsızlıklarını düşünmemeye,bastırmaya,kontrol etmeye veya yok etmeye çalışırlar.Kısa bir süreliğine bir rahatlama söz konusu olsa da belli bir süre sonra bu sıkıntılar mantar taneleri gibi tekrardan zihinde tomurcuklanmaya başlarlar.Aynı senaryo belli bir eminlik ve rahatlama sağlanıncaya kadar dafalarca tekrar eder.


ANA TEMALAR


Kirlilik bulaşması: Kirlenme veya hastalık bulaşması
Cinsellik: Cinsel olarak yasak utandırıcı bir şey düşünme, isteme, hayal etme.
Saldırganlık veya kazaya yol açma: Etrafa zarar verici bir şeyler yapma gibi
Dini konular: Ayıp ya da günah bir şey düşünme, isteme, hayal etme


OKB ALTTİPLERİ


1.Yıkayıcı–temizleyiciler: Kişide kirlilik bulaşma obsesyonu ve yıkanma temizlenme kompülsiyonu vardır.
2.Kontrolcüler: Birey yaptığı veya yapmadığı bir şeyle ilgili eksiklik veya hata olabileceği konusunda şüpheye kapılır ve bunun verdiği sıkıntıyla tekrar tekrar kontrol eder.
3.Toplayıcı- biriktiriciler: Nesneleri toplar sonra da atamazlar.
4.Düzenleyici-sıralayıcılar: Nesnelerin belli bir düzende durması,simetri,eşyalarda eksiklik,leke,çizik olmaması.
5.Tekrarlayıcılar: Bu kişilerin aklına kötü veya istemedikleri bir düşünce gelir ardından bunu etkisizleştirmek için belli eylemleri, sözleri veya düşünceleri tekrarlarlar Örneğin yakın birinin ölümünü önlemek için giyinip soyunmak.

Düşünce takıntıları , saf obsesyonlar ve endişe: Sıkıntıyı gidermek için kişi birtakım düşünsel faaliyetlerde bulunur. Örneğin eşcinsel olduğu düşüncesi aklına gelen bir kişinin bunun üzerinde düşünmesi, analiz etmesi, konuyu araştırması insanlara bunu sorması gibi.


ORANLAR
OBSESYONLARIN GÖRÜLME ORANLARI
Bulaşma: 32.9%, saldırganlık düşünceleri: 16.6%, kesinlik ihtiyacı, 8.5%, dini konular 6.3%, bedensel konular 6.2%, cinsellik 5.3%, toplama biriktirme düşüncleri 4.0% , diğer konular 20.2%,
KOMPÜLSİYONLARIN GÖRÜLME ORANLARI
Kontrol: 28.1%, yıkama temizleme: 25.9%, zihinsel tekrarlamalar 11.5%, tekrarlama 11.0%, sıralama/düzenleme 5.3%, toplama/biriktirme 3.2%, sayma 2.6%, diğerleri 12.4% dür.
OBSESİF KOMPULSİF BİREYLERİN ORTAK Ö ZELLİKLERİ
1.Kötü bir şeyler olacağı kaygısı: Takıntılara hemen daima eşlik eden sıkıntı size ya da sevdiklerinize gelecek bir zarardan korkmakla ilgilidir.

Kişinin takıntısının akıldışı olduğunu bildiği anlar olur: Belirtiler olmadığı anlarda çoğu obsesif birey takıntılarının gereksiz olduğunu bilir. Endişeler başladığında ise bunu unutabilir.


Takıntılara direnmeye, baskılamaya ya da bunları unutmaya çalışmak bunları daha da arttırır: Takıntı şeklindeki düşünceler ve hayaller çok fazla sıkıntı verdiği için kişi bunlardan şiddetle kurtulmak ister. Ama ne yazık ki bu mücadele unutulmak istenilen düşünceyi canlı tutar. Kişi ne kadar çok mücadele ederse o düşünceyi zihninden atması da o kadar zorlaşır.
Rutinler genellikle özel bir sırada gerçekleştirilir: Eylemleri belli bir sıra ve kurala uygun gerçekleştirilirse sıkıntı azaltır.
5.Rütinler geçici bir rahatlama sağlar: Takıntının yarattığı şiddetli sıkıntıyla kişi kendisini rahatlatacak bir şeyler arar ve sonuçta yaptığı bazı eylemlerle rahatlar.
6.Kişi zorlantılara da direnmeye çalışır: Zorlantı şeklindeki hareketler kişiyi geçici olarak rahatlatsa da bunları tam yapmanın zorluğu ve aldıkları zaman yüzünden kişi bunlara direnmeye çalışabilir ya da bunların zahmeti nedeniyle bunlara başvurmasına yol açacak nesne ve durumlardan kaçabilir.(Banyo-yıkamama)
Kişi bir takım koruyucu davranışlar için başkalarından da yardım alır: Temiz mi kirli mi diye birine sorma, yıkarken başkasına da izletme, temizlemeyi ya da kontrolü birine yaptırma gibi. Bu hem kaçınmaya hem de sorumluluğu paylaşarak biraz rahatlamayı sağlar.


OKB NEDEN OLUR
BİYOLOJİK
Rahatsızlığın biyolojik düzeneğinin beynin düşüncelerin değişimiyle ilgili bölümü olan caudat nukleus bölümünün işleyişinde bir sorun olması ve bu nedenle de beynin yapısıyla ilgili etkenler tarafından ortaya çıkarılabileceğini gösteren bir veri,çocukluk çağında beta hemolitik streptokok enfeksiyonu geçiren bazı bireylerde bazen obsesif kompulsif belirtilerin ortaya çıktığını gözlemllendiği Ancak çoğu hastada bu tarzda belirgin bir biyolojik etken saptanamamaktadır. OKB si olan bireylerin yapılan beyin incelemelerinde beyinde, beynin orbitofrontal kortex ve caudate nukleusda adı verilen bölgelerde aktivite artışı olduğu saptanmıştır.Bu bölgelerden caudat nukleus düşüncelerin sınırlanmasında rol oynar. Saptanan bu biyolojik değişiklikler OKB de hem bir neden hem de bir sonuç olabilir.


PSİKOLOJİK


Günümüzde OKB’nin psikolojik nedenleriyle ilgili temel açıklama biçimi bilişsel davranışçı modele dayalıdır. Davranışçı model, çocukluk dönemindeki yaşantılarla oluşan bazı koşullanmaların OKB gelişiminde etkili olduğunu öne sürer. Bu koşullanmaların etkisiyle normalde herhangi bir özelliği taşımayan ve dolayısıyla da sıkıntı doğurma gücü olmayan bazı uyaranlar (örneğin evin zemini, kapı kolu vb) ve durumlara (örneğin kirlilik, bulaşma) karşı öğrenilmiş bir korku ve kaçınma davranışı gelişir. Ayrıca birey kompülsiyonlara başvurdukça kısa süreli ve geçici olarak rahatladığı için kompülsiyonlar (yıkanma, temizlenme, kontrol vb gibi) yerleşik hale gelir. Bunun yanı sıra çocukluk döneminin bazı düşünsel özelliklerinin ve o dönemde oluşan bazı inançların yetişkinlikte de sürdürülmesi (“bir eylemle ilgili düşünmek onu yapmak gibi)


OKB’DE TEDAVİ


İLAÇ: OKB’de yardımcı olan ilaç grubu serotonin geri alım inhibitörleri adını verdiğimiz bir grup antidepresandır.Clomipramin, fluvoxamin, sertraline, fluoksetin, paroxetine, citalopram bu ilaçların başlıcalarıdır. Bu ilaçların serotonini artırmasının tam olarak nasıl işe yaradığı açık olmamakla beraber klinik veriler OKB belirtilerinin azalmasına yardımcı olduklarını net biçimde göstermektedir. Bu ilaçların etkileri genellikle 4-6 haftadan sonra başlar düzelme artarak devam eder ve yaklaşık 13-14 haftaya kadar uzayabilir. Tedavide en yerleşmiş ilaç clomipramin (anafranil) dir. Yüzlerce hastada çalışılmış ve ilaç alan hastaların yaklaşık yarısında iyi geldiği bulunmuştur. Yani OKB belirtilerini ortalama %40 azalmıştır. İlaç tedavisi alan hastaların %60-70’inde yaklaşık 2-3 aylık bir süreçte belirtilerde %30’dan fazla azalma ortaya çıkar. Bu fayda ilaç kullanılmaya devam edildiği sürece devam etmektedir.


PSİKOTERAPİ: Bilişsel davranışçı terapi ile de tedavi sürecini tamamlayanlarda yaklaşık %85’e varan oranda danışan düzelebilmektedir. İlaç tedavisi, bilişsel davranışçı terapi ve kombine tedaviyi karşılaştıran en güncel çalışmada 12 haftalık tedavi sonunda tedaviyi tamamlayan hastalarda bilişsel davranışçı tedavi alan hastaların %86’sı, Kombine tedavi alanların %79’u, ilaç tedavisi alanların %48’i ve plasebo yani ilaç olmayan ilaç alanların %10’unun düzeldiği bulunmuştur.Bu rahatsızlığı yenmenizin önündeki en büyük engelin ne bu rahatsızlığın geçmesinin çok zor olması ne de etkili tedaviler olmaması değil, tedavi olma ve tedaviye uyma konusundaki kararsızlıktır.Bu belirtiler bugüne dek hayatınızı gereğinden fazla etkiledi, tahrip etti, üstelik yaşanması zorunlu bir durum olmamasına rağmen. Siz de böyle bir rahatsızlığı olmayan insanlar kadar mutluluğu ve başarıyı hak eden bir insansınız.Eğer tedaviye başlar ve ciddi biçimde uyarsanız belki başlangıçta zorluk çekseniz de giderek düzelmeye başlarsınız.Hatırlamalısınız ki bugüne dek bu rahatsızlığın sürmesinin en büyük nedeni ne sizin durumunuzun çaresiz olması ne de tedavilerin yetersizliğidir, bu durumun sürmesinin en büyük nedeni bu sorunun çözümüyle ilgili uygun yöntemleri bilip uygulayamamanızdır ve eğer tedaviyi seçerseniz de ana hedef size bu yöntemleri öğretmek olacaktır.


TEDAVİ OLMAMANIZ


Bu rahatsızlığınız olmasına rağmen tedaviye olmamanız durumda neler olabilir?
1-Durumun kendiliğinden tamamen düzelmesi olasılığı en düşük olan senaryodur çünkü uzun dönemde kendiliğinden düzelmeye ilişkin neredeyse hiçbir kanıt yoktur.
2- Kısa dönemli de olsa kendiliğinden düzelme görülmesi ise % 5 dolaylarındadır.
3- Çoğunlukla yaşamlarının genel gidişine paralel biçimde zaman zaman kötüleşme zaman zaman daha iyi olma hali görülür.

Skoog adında bir araştırmacı (1999) 47 yıl süren doğal bir takip çalışmasında 47 yıl sonunda hastaların yarısında rahatsızlığın şiddetli bir biçimde sürmeye devam ettiğini saptamışlar, 1/3’ünde belirtilerin rahatsızlık düzeyinde olmamakla beraber sürdüğünü ve %20 sinde ise düzelme olduğunu saptamışlardır. Özetle OKB müdahale edilmediği müddetçe artma ve azalmalarla seyreden kronik gidişli bir rahatsızlıktır.

Uzm.Psk.Dan.Zahir AKTAŞ
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Okb-Takıntı Hastalığı-Obsesif Kompulsif Bozukluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Zahir AKTAŞ Fotoğraf
Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ
Hatay (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Zahir AKTAŞ'ın Makaleleri
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) Psk.Birgül EMİROĞLU BAKAY
► Çocuklarda Takıntı: Obsesif-Kompulsif Bozukluk Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Saplantı-Takıntı) Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,978 uzman makalesi arasında 'Okb-Takıntı Hastalığı-Obsesif Kompulsif Bozukluk' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Panik Atak Mayıs 2020
► Depresyon Mayıs 2020
► Erkeklerde Erken Boşalma Mayıs 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:25
Top