Çocuklarda Bakıcı Sendromu Nedir?
Son dönemlerde sıklığı artan bir sorun, ruh sağlığı dünyasında da büyük yankı uyandırıyor.
Otizm benzeri belirtilerle çocukları için kliniğe başvuran aileler, çocuklarının 2 yaşına kadar beklenen gelişim becerilerini gösterdiğini, ilk kelimelerini konuşmaya başladığını, ancak daha sonra konuşmanın durduğunu, bakışlarının ve davranışlarının duyarsız, kopuk olduğunu belirtiyorlar.
Detaylı alınan bilgiler ışığında sorunların otizm ya da başka bir yaygın gelişimsel bozukluktan değil, ortamsal bazı faktörlerle uyaran azlığına bağlı olduğu anlaşılabilmektedir.
Çocuğum büyüme ortamı, anne baba tutumu ele alınınca özellikle çalışan annelerin bir ila iki yaştan itibaren çocuklarını bakıcıya bıraktıklarını, bu bakıcının çocuğun yemek yemesi, uslu durması için sürekli televizyon karşısında oturttuğunu öğrendiğimizde ise sorunun yönü büyük ölçüde belli olmaktadır.
Bir gün içerisinde yarım saatten fazla televizyon izleyen çocuklar –ki hiç izlemeseler daha sağlıklı olur- televizyondaki akan görüntüye, mekanik seslere, anlamsız derecede hızlı zihne ulaşan karelere maruz kalmakta ve alışmaktadırlar. Bu akan görüntü çamaşır makinesinde, arabanın camından görünen elektrik direklerinde de vardır ve çocuk bunlara da meraklı hale gelir. Anlamsız mekanik şeylere, özellikle reklam ve kliplere, araba markalarına, tabelalara, sayılara yaşından beklenmeyen bir ilgi gösterir. Yeme becerileri geriler, yutma becerisi ilerlemeyebilir. Konuşma durur, göz teması zayıflar, zıplama, kalem tutma gibi kas becerileri geriden gelir.
Bunların hepsi ya da bir kısmı görülebilir. Aynı tablo, evde annesiyle büyürken aşırı televizyon ve bilgisayara maruz kalan çocuklarda da olabiliyor. Fakat sıklıkla bakıcıyla büyüyen çocuklarda rastlanıyor.
Bu noktada bazı önemli detayları vurgulamakta fayda var.
Eğer şu belirtiler dikkatinizi çekiyorsa;
Her şey onların mutlu ve sağlıklı büyümesi için…
Göksu Telmaç
Uzman Klinik Psikolog
Otizm benzeri belirtilerle çocukları için kliniğe başvuran aileler, çocuklarının 2 yaşına kadar beklenen gelişim becerilerini gösterdiğini, ilk kelimelerini konuşmaya başladığını, ancak daha sonra konuşmanın durduğunu, bakışlarının ve davranışlarının duyarsız, kopuk olduğunu belirtiyorlar.
Detaylı alınan bilgiler ışığında sorunların otizm ya da başka bir yaygın gelişimsel bozukluktan değil, ortamsal bazı faktörlerle uyaran azlığına bağlı olduğu anlaşılabilmektedir.
Çocuğum büyüme ortamı, anne baba tutumu ele alınınca özellikle çalışan annelerin bir ila iki yaştan itibaren çocuklarını bakıcıya bıraktıklarını, bu bakıcının çocuğun yemek yemesi, uslu durması için sürekli televizyon karşısında oturttuğunu öğrendiğimizde ise sorunun yönü büyük ölçüde belli olmaktadır.
Bir gün içerisinde yarım saatten fazla televizyon izleyen çocuklar –ki hiç izlemeseler daha sağlıklı olur- televizyondaki akan görüntüye, mekanik seslere, anlamsız derecede hızlı zihne ulaşan karelere maruz kalmakta ve alışmaktadırlar. Bu akan görüntü çamaşır makinesinde, arabanın camından görünen elektrik direklerinde de vardır ve çocuk bunlara da meraklı hale gelir. Anlamsız mekanik şeylere, özellikle reklam ve kliplere, araba markalarına, tabelalara, sayılara yaşından beklenmeyen bir ilgi gösterir. Yeme becerileri geriler, yutma becerisi ilerlemeyebilir. Konuşma durur, göz teması zayıflar, zıplama, kalem tutma gibi kas becerileri geriden gelir.
Bunların hepsi ya da bir kısmı görülebilir. Aynı tablo, evde annesiyle büyürken aşırı televizyon ve bilgisayara maruz kalan çocuklarda da olabiliyor. Fakat sıklıkla bakıcıyla büyüyen çocuklarda rastlanıyor.
Bu noktada bazı önemli detayları vurgulamakta fayda var.
- Çocuğunuzun gelişiminde içinize sinmeyen, sizi tedirgin eden bir bulgu gördüğünüzde bir psikolog ya da psikiyatriste başvurmanızda fayda var.
- Unutmayın ki uzman önerisi almadan yukarıda sayılan belirtilerin bakıcı sendromu olduğuna kanaat getirmemeniz gerekir.
- Kreş ve anaokulunun gelişimdeki destekleyici rolünü unutmayın. İki yaştan itibaren kreşin eğitimsel faydası büyük önem taşımaktadır.
- Bakıcılarınızın televizyon izletme süresini takip edin. Onu bu konuda bilinçlendirin.
Eğer şu belirtiler dikkatinizi çekiyorsa;
- Çocuğunuzun konuşması 1,5-2 yaş civarında başladı ve daha sonra birden geriledi ya da durduysa,
- Göz teması zayıfsa
- Size çok sarılmıyor, sevgi gösterisine yanıt vermiyorsa,
- Televizyon başından kalkmıyor, sürekli klip, müzik izleyip dinliyorsa,
- Kendi etrafında oyuna benzemeyen şekilde dönüyorsa,
- Ellerini gözüne çok yakın bir noktada sallayıp bu harekete bakıyorsa
- Ellerini kanat gibi çırpıyorsa,
- Hareket ettirip izleyebilmek adına nesneleri döndürüyor, üflüyor, sallıyorsa,
- Çamaşır makinesi, klima motoru, arabalar, perdeler gibi hareket eden nesneleri izlemeye fazlasıyla zaman ve dikkat veriyorsa,
Her şey onların mutlu ve sağlıklı büyümesi için…
Göksu Telmaç
Uzman Klinik Psikolog
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuklarda Bakıcı Sendromu Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Göksu GÖKTAŞ TELMAÇ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Göksu GÖKTAŞ TELMAÇ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
bakıcı sendromu, otizm belirtileri, çocuklara bakıcıların bakması, çocukları bakıcıların yetiştirmesi
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.