2007'den Bugüne 92,334 Tavsiye, 28,226 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlerde Dürtü Kontrolsüzlüğü
YAZI #7048 © Yazan Psk.Dnş.Burcu BAŞ | Yayın Ağustos 2021
ERGENLERDE DÜRTÜ KONTROLSÜZLÜĞÜ KONUSU ÜZERİNE İNCELEME

Ergenlik Dönemine Kısa Bir Bakış
Ergenlik: gelişim dönemlerinde çocukluk evresinin bitişiyle başlayan ve yetişkinlik evresine kadar devam eden süreçtir. Fiziksel, sosyal, kişilik ve bilişsel süreçler ile ilgili değişimlerin yaşandığı; soyut düşünme becerilerinin ortaya çıktığı, ahlaki muhakeme yapabilme, kimlik kazanma ve benlik algısına yönelik şekillenmelerin olduğu, geleceğe yönelik mesleki ve kariyer alanlarında planlamaların yapıldığı, genellikle 9-13 yaşlarında başlayan ve büyümenin bebeklikten sonra en hızlı olduğu gelişim dönemidir.
Ergenlikteki en önemli süreçlerden biri de buluğ çağıdır. Bu süreçte kişide belirgin fizyolojik ve biyolojik değişimler yaşanmakla birlikte, ikincil cinsiyet özelliklerinin kazanılmaya başlandığı 9-17 yaşlarını kapsamaktadır. Fiziksel değişimlerin yanı sıra kişiliklerimizde, düşüncelerimizde, davranışlarımızda önemli değişikler yaşanır.
Biyolojik olarak tanımlayacak olursak ergenlik; çocukluk evresinin olgunlaşmamış halinden yetişkinlik evresinin cinsel olgunluğuna geçiş sürecidir (Koç, 2004).
Bu dönemde toplum tarafından getirilmiş birtakım sorumluluklar ve haklar ergen bireyler üzerinde hem kendine yetme ve özgür olma düşüncesini oluşturmakta hem de yaşanan bu gelişmeler özerkliğin temelini meydana getirmektedir.
Dürtü Kontrolsüzlüğüne geçmeden önce dürtü nedir, nasıl bir işlevi vardır, davranışlarımızı nasıl etkiler kısaca buna değinmek istiyorum.
Dürtü Nedir?
Yaşamımızı devam ettirmek için uyku, yeme, içme, cinsel birtakım gereksinimlerimiz vardır. Bu temel ihtiyaçlarımızı doyurmadığımızda gerginlik, huzursuzluk hissederiz. İhtiyaçlarımızı doyurmak ve gerilimi azaltmak için bizi harekete geçiren şey dürtülerimizdir. Eğer susadıysak bizi su içme davranışına götüren güç dürtülerimizdir.
Bilinç, dışarıdan ve içeriden gelen uyaranları algılayan zihnin bir bölgesidir. Düşünce süreçlerini ve duyguları, bedenin içinden gelen uyaranları da algılamaktadır. Bilinç öncesi, biraz zorlanmayla bilinç düzeyine getirilebilecek zihinsel süreçleri, anı, düş kurma süreçlerini vb. durumları kapsar. Bilinçdışında ise bilinçte olmayan tüm süreçler vardır ve bilinç öncesini de kapsamaktadır. Bilinçdışındaki malzeme sansür mekanizması sayesinde bilince direkt ulaşamaz. Bu malzemenin içeriği mantığa ve gerçekliğe uymayan, bireyin doyurulmak istenen dürtülerinden oluşur (Geçtan, 1984).
Yukarıda bahsedilen Freud’un kişilik kuramından kesittir. Bununla birlikte Freud’un kişiliği “id”, “ego”, “süperego” olarak gruplandırdığı Topografik kişilik kuramına göre;
İd; dürtüler, istekler, iç tepkiler halinde ortaya çıkan psişik enerjinin deposu ve canlılık sağlayan güçtür. İd; bedenin içerisinden gelen ya da dış dünyadan gelen uyaranlara karşı vücutta yoğun gerilim yaratan durumu ortadan kaldırmak için organizmayı eyleme geçirir. Davranış gerçekleştiğinde gerilim azalarak haz duygusuna yol açar (Kuzgun, 1988).
Çoğu zaman dürtülerimizi ertelememiz gereken zamanlar olabilir. Bu toplusal normlardan, hayatımızın işleyişsinden kaynaklı olabilir.
Bazı durumlarda ise erteleme davranışını aktifleştirmek çok zordur. Dürtülerimiz bir an önce doyurulmak ister ve karşı koyulamaz bir gerilim hissedilir, başka uyaranlara yönelmek ve dikkati yöneltmek zorlaşır. Bu gerilim giderek şiddetlenir ve huzursuzluğa yol açabilir, organizma üstesinden gelemeyeceğini düşünerek gerilimi azaltmanın yolunun eyleme geçmek olduğunu düşünür. Sonucunda yoğun kaygı ve suçluluk duygusu yaşayacağını utanç hissedeceğini bilse de toplumsal normlara uymayan o davranışı yerine getirir. Örneğin, mağazada vitrinde gördüğü saati gizlice cebe koyması, bu tür örnekler çoğaltılabilir. Eylemi yerine getirdiği anda dürtünün yarattığı gerilim hafifleyerek öncelikle bir rahatlama hissi doğuracaktır. Lakin sonrasında yoğun bunaltı ve suçluluk duygusuna neden olacaktır. Yine de bir süre sonra bu davranış tekrarlanabilir. İşte dürtü kontrolsüzlüğü bu tarz durumları açıklar (Güçlücan, 2011).
Birey dürtülerini ne kadar fazla erteleyebilme davranışı gösterirse stresle başa çıkması da o kadar kolay olacaktır. Bireyi olgunlaştıran durum erteleme becerisini gösterebilme yeteneğine bağlıdır. Bizi eyleme iten her isteğimizi yerine getirmek yerine ‘hayır’ diyebilmek bir açıdan özgürlüğümüzdür.
Dürtü Kontrolsüzlüğü ve Dürtüsellik
Dürtüsellik; içinde bulunulan ortama ve normlara uygun olmayan aşırılık ve riskli davranışları içeren anlık ve sonucu düşünülmeyen dolayısıyla genelde kötü sonuçlar doğuran eylemleri kapsamaktadır. Sabırsızlık, kendi başına karar alma ve uygulama, dikkatsizlik, sonucu düşünmeden hareket etme, risk alma, yenilik isteme ve arama, zarar görme ihtimalini yok sayma, heyecana yönelme ve dışa dönük olma gibi özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Dürtüsellik bununla birlikte birçok psikolojik bozukluğun temelinde yer almaktadır.
Birçok tanımı yapılmış olup günümüzde hala üzerine araştırma ve tartışmaların yapıldığı dürtüsellik, Eysenck’ e göre plan yapma yetersizliği, dikkati toparlayamama, risk alma ile ilişkilendirilmiştir. Patton ise dikkati odaklayamama, hazırlıksız ve aniden hareket etme, yetersiz düşünerek planlama eksikliği olmak üzere üç bölümde ele almıştır. Bu bağlamda yeterince düşünmeden eyleme geçme ve istenmeyen durumlara yol açan plansız ve zamansız eylemleri içeren ve risk taşıyan davranışlara dürtüsellik demek yanlış olmayacaktır (Özdemir, Selvi, Aydın, 2012).
Bazı araştırmacı ve bilim insanlarına göre dürtüsellik normal bir davranış olacağı gibi pek çok ruhsal bozukluğun da parçası olabilmektedir. Örneğin kişilik bozukluğu, madde ve alkol bağımlılığı, yıkıcı davranım ve duygu durum bozukluğu vb. dürtü kontrolsüzlüğü diğer bir ifade ile dürtü kontrol bozuklukları (DKB) riskli ve zarar verici eylemleri gerçekleştirmeye karşı koyamama ile ruhsal bozukluk grubu olarak tanımlanmaktadır. En önemli belirtisi bu davranışların yineleme özelliği gösteren dürtüselliktir. Dürtü kontrolsüzlüğü olan bireylerin ortak üç temel özelliği bulunmaktadır:
1) Kendilerine ve çevresindekilere zararlı olacak davranışları yerine getirme isteklerine ve dürtülerine karşı koyamazlar.
2) Davranış öncesinde aşırı uyarılma ve yoğun gerginlik vardır.
3) Davranış gerçekleştiğinde anlık rahatlama ve haz duygusu, doyum sağlanmaktadır.
Davranış gerçekleştirildikten sonra gerilimin de azalmasıyla birlikte oluşan haz alma duygusu yerini bir süre sonra utanç duymaya ve kaygılanmaya bırakabilmektedir (Annagür, 2011).
Dürtüsellik aşırı para harcama, süratli araba kullanma, çevresine zarar verici eylemlerde bulunma gibi çoğu durumda karışımıza çıkabilir. DSM-IV-TR sisteminde altı tane Dürtü Kontrol Bozukluğu sınıflandırılmıştır. Bu hastalıklar;
1) Aralıklı Patlayıcı Bozukluk
2) Kleptomani
3) Patolojik Kumar Oynama
4) Piromani
5) Trikotillomani
6) Başka Türlü Adlandırılmayan (BTA)
olarak tanımlanmıştır.
Dürtü kontrol bozuklukları arasında sıralanan bu hastalıklara kısaca değinecek olursak;
Aralıklı Patlayıcı Bozukluk:
İlk olarak Fransız psikiyatrist Esquirol, Aralıklı Patlayıcı Bozukluğu “kısmi delilik” olarak ifade etmiştir. Belirtilerin herhangi bir saptanabilen yanı olmadığını dürtüsel olarak ortaya çıktığını öne sürmüştür. Ciddi manada saldırganlık dürtüsü içeren diğer insanlara ve onların mallarına zarar verme sonucunu doğuran tekrarlanan özellik gösteren ve dürtülere karşı koyamamayı içeren kontrol bozukluğudur. Çocukluk travmaları gibi çevresel etmenlere bağlı olmakla birlikte genetik ve biyolojik kaynaklı belirtileri olduğu da yapılan araştırmalarla desteklenmiştir. DSM-IV-TR sınıflandırma sistemine göre ani öfke patlamaları ya da dürtüsel agresyon yaşayan bireylerde diğer psikolojik sorunlar ayrıştırıldıktan sonra Aralıklı Patlayıcı Bozukluk (APB) (intermittan eksplosif bozukluk) teşhisi koyulabilmektedir. Tanının konulabilmesi için gereken temel şartlar şunlardır:
1) Belirtilen zaman içerisinde en az üç saldırganlık eyleminin olması
2) Bu zaman dilimleri 3 ay, 6 ay ya da yaşam boyu düzenlenebilmektedir.
3) Saldırganlık eyleminin tanısı ise;
a) Diğer insanlara yapılan fiziksel yaralamaya ya da hasara yol açmayan agresyon (örneğin itme vs.)
b) Diğer insanlara yapılan fiziksel yaralamaya ya da hasara yol açan (örneğin itme vs.) bunun yanı sıra diğer insanların mallarına zarar vermedir.
Kleptomani
Kleptomani, özel gereksinimi ve maddi değeri olmayan nesneleri çalmaya yönelik istek ve dürtülere karşı koyamama ve eyleme geçme ile tanımlanan dürtü kontrol bozukluğudur. Yunanca “çalma deliliği” anlamına gelen kleptomanide bireyin içten gelen yoğun istek ve dürtüleri ile savaş halinde olur. Genellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde başlar (Tamam, Özpoyraz ve Ünal, 1997).
Kleptomani genelde ek tanılarla birliktedir ve hastalar başka şikayetler üzerine danışmaya gider. Bunun nedeni olarak toplumsal damgalanma, kendine konduramama vb gösterilebilir. Tedavi edilmediği takdirde ömür boyu sürebilen bir bozukluktur (Aydın, Güngör ve Gülseren, 2012).
Patolojik Kumar Oynama:
Tekrar eden biçimde kumar oynama davranışını içeren patolojik kumar oynama (PKO) alkol bağımlılığı ve diğer bağımlılıklar başta olmak üzere ek tanılarla birlikte dikkat çeken dürtü kontrol bozukluğudur. Ergenlerde patolojik kumar oynama önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Sıklıkla hayattan zevk alamama, depresyon, kaygı yakınmaları ile kliniğe başvuran hastalar kumar oynamaya karşı aşırı istek duyma ve karşı koyamama, eylemin gerçekleşmesinden önce yoğun gerilim yaşama ve sonrasında pişman olma belirtileri göstermektedir. Hastalar kumar oynamaya aşırı kafa yormakla birlikte bu durum onlarda heyecan yaratmaktadır ve bu heyecanı sürdürebilmek için miktarı her seferinde artırmaya yönelik davranışlarda bulunurlar. Kumarı azaltma eylemine geçtiklerinde ise gerilim, huzursuzluk ve bunaltı hissederler. Çoğu bireyde bu davranışı gizleme durumuyla birlikte sıkça yalan söyleme de görülmektedir (Kaya, Elbozan ve Özel, 2002).
Piromani (Patolojik Yangın Çıkarma)
Piromani; kasıtlı olarak birden fazla durum ve zamanda yangın çıkarma dürtülerine karşı koyamama davranışı şeklinde tanımlanmıştır. Dürtü kontrol bozukluğunda olduğu gibi isteklerine karşı koyamama ve gerilim hissetme durumu vardır. Hastalar çıkardıkları yangın sonucundan büyülenir, meraklanır ve haz alır.
Trikotillomani
Bireyde yineleyici olarak, görünüşte belirgin saçsız bölgeler oluşturacak şekilde fark edilen saç yolma hastalığıdır. İlk tanımlanmasını 1889 yılında dermatolog Hallopeau yapmış olup çocuk yaştaki bireyin saç yolma eylemini ifade etmek için kullanmıştır. Diğer dürtü kontrol bozukluklarında olduğu gibi içten gelen dürtüye karşı koyamama ve gerilimi azaltmak için eyleme geçme mevcuttur. Saç yolma sırasında haz, doyum elde eder ve rahatlama sağlar. Tanı ölçütleri:
a) Bireyde belirgin ve göze çarpar derecede bölgesel saç kayıpları oluşturacak şekilde kendi saçını yineleyici şekilde yolma eylemi
b) Saç yolma eylemi öncesinde yoğun şekilde gerilim ve huzursuzluk yaşama
c) Saç yolma eylemi esnasında doyum sağlama, haz alma ve rahatlama hissi yaşama
d) Diğer tıbbi durumlarla ilgili olmayışı
e) Toplumsal alanlarda ve mesleki alanlarda sıkıntıya yol açabileceği gibi hayatın işlevselliği açısından da belirgin sıkıntılara yol açar.
Yukarıdaki tanı ölçütleri DSM-IV-TR sınıflandırma sisteminde yer edinmiştir (Konkan, Şenormancı ve Sungur,2011).
Ergenlerde Dürtü Kontrolsüzlüğü
Diğer gelişim dönemleriyle kıyaslandığında ergenlik dönemi biyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin etkisi ve duygusal iniş çıkışların, dalgalanmaların en fazla olduğu bu sebeple en kritik gelişim dönemidir. Bu nedenle psikolojik sağlık sorunları da ergenlik döneminde artış göstermektedir. Ergenlik döneminin gelişim dönemi özelliklerinden kaynaklanan problemlerin yanı sıra günümüzde gittikçe yaygınlaşan anksiyete, depresyon ve yoğun stres bu dönem için ayrıca bir tehdit unsuru olmaktadır. Bununla birlikte çevresel etmenlerin (örneğin; ekonomik krizler, artan nüfus oranı, sanayileşme, savaşlar, değişen eğitim sistemi vb.) etkisi yadsınamaz bir gerçektir.
Ergenlik döneminde meydana gelen sorunların kaynağına bakıldığında biyolojik, psikolojik faktörlerin etkisi olduğu kadar sosyal çevrenin de etkisi vardır. Bu her ne kadar aile tutumları ve yetiştiği ortamı içerse de edindiği arkadaşlıklar ve akranları, okul ve gittiği ortamlardaki diğer insanları da kapsamaktadır. Yeterli sosyal desteğin sağlanmadığı veya hatalı olması durumunda ergende dürtüsellik ve dürtü kontrolsüzlüğü, evden kaçma, alkol ve madde kullanımına yönelme, cinsel ilişkiye yönelme, öğrenmede güçlük, okulu terk etme gibi çeşitli uyum problemleri meydana gelmektedir.










KAYNAKÇA:
Plotnik, R.(2009). Psikoloji’ye giriş. (T. Geniş, Çev.). İstanbul: Kaktüs yayınları.(2007).
Koç, M.(2004).Gelişim psikolojisi açısından ergenlik dönemi ve genel özellikleri. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.17, 231-256.
Güçlücan, Z.(2011, Ocak 13). Dürtü kontrolü. 23 Mayıs 2020 tarihinde https://www.e-psikiyatri.com/durtu-kontrolu adresinden erişildi.
Geçtan, E. Psikoanaliz ve Sonrası, Maya Mat. Ltd. Şti. Ankara, 1984.
Kuzgun, Y. Rehberlik ve Psikolojik Danışma. ÖSYM Eğitim yay Ankara, 1988.
Özdemir P.G., Selvi, Y. Ve Aydın, A.(2012). Dürtüsellik ve tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches In Psychiatry.4(3), 293-314.
Annagür, B., Tamam, L.(2011).Depresyon hastalarında dürtü kontrol bozuklukları eş tanıları. Nöropskiyatri Arşivi.48:22-30.
Tamam, L., Özpoyraz, N. ve Ünal M.(1997). Kleptomani: bir gözden geçirme. Türk Psikiyatri Dergisi. 8 (l),36-44.
Aydın, P., Güngör, B. B. ve Gülseren, L.(2012). Kleptomani tedavisinde naltrekson: bir olgu sunumu. Türk Psikiyatri Dergisi.23(4),284-286.
Kaya, B., Elbozan, B. ve Özel, Ö.(2002).Depresyon, alkol ve patolojik kumar: üç olgu.Yeni Symposium. 40 (4),123-129.
Konkan, R., Şenormancı, Ö. ve Sungur, M. Z.(2011). Trikotillomani: tanı, farmakoterapi ve kognitif davranışçı terapisi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni.21(3),265-274.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Burcu BAŞ Fotoğraf
Psk.Dnş.Burcu BAŞ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Burcu BAŞ'ın Makaleleri
► Dürtü Kontrol Bozukluğu Psk.Ferit KARADAŞ
► Dürtü Kontrol Bozuklukları Psk.Kamil ERTEKİN
► Arzu Dürtü Talep Nesne Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Ergenlerde Utangaclik Psk.Hande OKÇUOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ergenlerde Dürtü Kontrolsüzlüğü' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:03
Top