Öfke ve Nefret
Öfke ve nefret olumsuz duygular olarak düşünüldüğü için çoğu zaman bastırılır ve gizlenirler. Aynı zamanda bu duygular ağır olduğu için taşımak da güçtür ve bireyleri hem yorar hem de zorlar.
Aslında belli bir durumda birey kişilik, onur ve özgürlüğüne bir tehdit hissettiğinde öfke veya nefret duygusu oluşturarak onurunu koruyama ve utanç duymamaya çalışır. Böylece nefret ve öfke sayesinde bireyin ruhsal olarak dengede kalması sağlanmaya çalışılır. Bu yüzden öfke ve nefret benlik ve gururu koruyan son kaledir.
Öfke ve nefret kısa bir süreliğine iç bağımsızlığımızı düzenleyebilir ancak bu duygular özgürlük ve kişilik onurumuzu yeniden oluşturmak için kullanılmazsa bize zarar verir.
Hatta Rollo May “terapi görmekte olan hastaların içlerinde belli bir kin ve öfke oluşmamış olanların hastalığının genelde iyiye gitmediğini, bir kişi üzerinde baskı kuranlardan nefret edebiliyorsa iç potansiyelinden fazla bir şey kaybetmemiş olduğunu” belirtir.
Aynı zamanda bastırılan duyguların zıt bir davranışla telafi edilmeye çalışıldığını biliyoruz. Tıpkı nefret ettiğimiz bir kişiye fazla nazik olmak gibi. Anne babasına karşı nefretini gösteremeyen çocuğun onlara karşı çok sevgi gösterisinde bulunması da tersi bir davranış örneğidir.
Bireyler gösteremedikleri öfke ve nefreti ya başkalarına kaydırır ya da kendine döndürür. Bu nedenle nefret duygusuyla yüzleşmek veya onu açığa çıkarmak çok önemlidir. Öfke ile yüzleşmek daha da önemlidir. Çünkü sıklıkla günlük hayatta karşımıza çıkabiliyor. İfade edip açığa çıkaramadığımız öfke birikir ve içimizi sarmaya başlar ve kronikleşebilir.
Öfke ve nefret duygusu ifade edilmediğinde ve bu duygularla yüzleşilemediğinde bireyin kendine acımasına da neden olur. Rollo May “kendini acıma nefretin muhafaza edilip korunuş biçimidir” der. Bireyin içinde büyüyen nefret iç dengesini bozar. Bozulan iç dengeyi düzenlemek için de birey kendine acımaya başlayarak dengesini düzenlemeye çalışır.
Peki ne yapabiliriz; en kısa, en basit ve öz söylemle “BEN KİMDEN VE NEDEN NEFRET EDİYORUM?” sorusuna cevap bulmakla başlayabiliriz. İçimizdeki öfke ve nefreti ait olduğu kişi ve yere kanalize etmeliyiz ki dengemizi tekrar bulabilelim.
Not: Bu yazı Rollo May’in “Kendini Arayan İnsan” kitabının 3. bölümü referans alınarak düzenlenmiştir.
Aslında belli bir durumda birey kişilik, onur ve özgürlüğüne bir tehdit hissettiğinde öfke veya nefret duygusu oluşturarak onurunu koruyama ve utanç duymamaya çalışır. Böylece nefret ve öfke sayesinde bireyin ruhsal olarak dengede kalması sağlanmaya çalışılır. Bu yüzden öfke ve nefret benlik ve gururu koruyan son kaledir.
Öfke ve nefret kısa bir süreliğine iç bağımsızlığımızı düzenleyebilir ancak bu duygular özgürlük ve kişilik onurumuzu yeniden oluşturmak için kullanılmazsa bize zarar verir.
Hatta Rollo May “terapi görmekte olan hastaların içlerinde belli bir kin ve öfke oluşmamış olanların hastalığının genelde iyiye gitmediğini, bir kişi üzerinde baskı kuranlardan nefret edebiliyorsa iç potansiyelinden fazla bir şey kaybetmemiş olduğunu” belirtir.
Aynı zamanda bastırılan duyguların zıt bir davranışla telafi edilmeye çalışıldığını biliyoruz. Tıpkı nefret ettiğimiz bir kişiye fazla nazik olmak gibi. Anne babasına karşı nefretini gösteremeyen çocuğun onlara karşı çok sevgi gösterisinde bulunması da tersi bir davranış örneğidir.
Bireyler gösteremedikleri öfke ve nefreti ya başkalarına kaydırır ya da kendine döndürür. Bu nedenle nefret duygusuyla yüzleşmek veya onu açığa çıkarmak çok önemlidir. Öfke ile yüzleşmek daha da önemlidir. Çünkü sıklıkla günlük hayatta karşımıza çıkabiliyor. İfade edip açığa çıkaramadığımız öfke birikir ve içimizi sarmaya başlar ve kronikleşebilir.
Öfke ve nefret duygusu ifade edilmediğinde ve bu duygularla yüzleşilemediğinde bireyin kendine acımasına da neden olur. Rollo May “kendini acıma nefretin muhafaza edilip korunuş biçimidir” der. Bireyin içinde büyüyen nefret iç dengesini bozar. Bozulan iç dengeyi düzenlemek için de birey kendine acımaya başlayarak dengesini düzenlemeye çalışır.
Peki ne yapabiliriz; en kısa, en basit ve öz söylemle “BEN KİMDEN VE NEDEN NEFRET EDİYORUM?” sorusuna cevap bulmakla başlayabiliriz. İçimizdeki öfke ve nefreti ait olduğu kişi ve yere kanalize etmeliyiz ki dengemizi tekrar bulabilelim.
Not: Bu yazı Rollo May’in “Kendini Arayan İnsan” kitabının 3. bölümü referans alınarak düzenlenmiştir.
10 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
