2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sığır Besiciliği - Besicilik
MAKALE #14571 © Yazan Vet.Hek.Doç.Dr.Ali AYYILDIZ | Yayın Nisan 2015 | 49,315 Okuyucu
SIĞIR BESİCİLİĞİ - BESİCİLİK

BESİCİLİK NEDİR


Zayıf hayvanların ucuz yemlerle beslenerek, canlı ağırlıklarının arttırılması, et kalitesinin düzeltilmesi ve etin zevkle yenir duruma getirilmesine Besicilik denir.

BESİCİLİK NEDEN YAPILIR


Çevremizde bulunan her şey ilkel durumuyla çok az değer taşır. Halbuki bunlar, insan eliyle işlenip pazara arz edilirse daha büyük değer ifade eder ve daha çok para getirir.
İşte ot, sap, saman, arpa, mısır, buğday kepeği, yulaf, ayçiçeği tohumu küspesi, pancar posası ve benzeri gibi ilkel şekliyle az değer taşıyan yem maddelerini zayıf hayvanlara yedirmek sureti ile bunların et haline getirilmesi için besicilik yapılır. Şu halde besicilik, ilkel maddesi yem olan bir et üretimi olarak düşünülebilir.



BESİCİLİĞİN BAŞLICA YARARLARI


1.Üretilen düşük değerli yem maddeleri ile Et fiyatı üzerinden gelir sağlamak.
2.Yeşil ot, Mera otu, Kuru ot, Sap, Saman gibi kaba yemlerle Meraları en iyi şekilde değerlendirmek.
3.Miktarı az, kalitesi düşük ve ucuz fiyatlı Etin miktarını çoğaltmak, kalitesini yükseltmek ve Et fiyatını arttırmak.
4. Besi hayvanlarının bıraktığı dışkıyı hayvansal gübre olarak kullanmak sureti ile toprak verimini arttırmak.

Bu duruma göre Besici, ürettiği kaba yemler ve Mera otuna Et fiyatı üzerinden bir değer tayin eder ve sonra da düşük değerli az miktardaki Etin hem miktarını arttırır hem de iyi kaliteli, yüksek fiyatlı olmasını sağlar. Bundan dolayı Besicilik, daima kar getiren bir işletme dalıdır ve Besicinin emeği en iyi şekilde değerlenir.

BESİCİLİK NASIL YAPILIR


Yukarıda açıkladığım gibi Besicilik karlı bir işletme dalıdır. Ancak her şeyde olduğu gibi Besiciliğin de kendine göre bazı kuralları vardır. Bunların en başında Besiye alınacak Besi hayvanlarının doğru olarak seçilmesi gelir.

BESİ HAYVANLARI

Besiciliğin başarıya ulaşması her şeyden önce seçilen besi hayvanlarının durumuna bağlıdır. Rastgele toplanmış hayvanlarla başarı sağlamak mümkün değildir. Besiye başlamadan önce hayvanların yetiştiği ortam, onların ana ve babaları hakkında bilgi sahibi olunması geniş ölçüde başarıya yardım eder. Genellikle orta büyüklükte ana ve babalardan dünyaya gelmiş hayvanların iyi geliştiği, bunların etlenmeye daha elverişli olduğu saptanmış bir gerçektir. Cidago yüksekliği (Omuzun en yüksek noktası) ve Vücut uzunlukları aynı olmasına karşın kaburgaları yüzeysel ve geriye yönelmiş, sivri ve dik cidagolu, sert ve dar belli, zayıf ve dar sağrılı, butları gelişmemiş yüksek bacaklı, ince kemikli ve dar yapılı hayvanlarda et yapma gücü çok azdır.



Buna karşılık çok yüksek olmayan, kuvvetli, kalın kemikli, geniş ve derin yapılı, sırt, bel ve sağrısı geniş, butları dolgun hayvanlar daha iyi et tutar ve daha erken gelişirler. Böyle hayvanlarda besi kolay ve ucuz olduğundan başarı daha fazladır.

HANGİ HAYVANLAR BESİYE ALINMALIDIR

Besinin amacı, alınan hayvanların tekniğine uygun olarak beslenerek canlı ağırlıklarının arttırılması olduğuna göre, işe öncelikle besi hayvanlarının seçiminden başlamak gerekir.
Besi hayvanı olarak buzağı ve çok genç danalar alınıyorsa, bunları kısa zamanda pazarın istediği semirtme durumuna getirerek satışa sunmak gerekir. Buzağı ve çok genç danalarda uzun süreli besiye girişmemek gerekir. Çünkü bu hayvanlarda çok yumuşak, özsuyu fazla (usareli), yağı az olan et, yaş ilerledikçe bu özelliklerini kaybeder.

Avrupa ülkelerinde çok talep olan ve çok tüketilen Körpe buzağıların ana sütünden arıldıktan sonra Demir’ den (Fe) yoksun buzağı maması ile beslendikten sonra çok küçük yaşta kesilip tüketilen VEAL ET olarak bilinen Pembe – Beyaz renkli gayet açık renkte Et vardır. Bu Genç danalardan elde edilen Veal Et, gayet açık renkte, Yumuşak, Kolesterolü düşük, özel lezzetli ve çok pahalı bir ettir.
Fransa’da ve İtalya‘ da kişi başına yılda 5 kg kadar Veal eti tüketilmektedir. Veal Eti pahalı bir et olduğu için Lüks Et sınıfındandır. Veal Eti tüketimi hemen hemen sabittir. Yıllar içerisinde önemli bir artış göstermemiştir.



Ülkemizde ise İstanbul’ da faaliyet gösteren çok ünlü ve pahalı Steak Hause’ lar da az miktarda Veal Eti tüketimi vardır. Bunun dışında Ülkemizde Veal Eti isteği yoktur.
Kastre edilmiş (enenmiş) erkek sığır hayvanları ile yaşlı dişi sığırların da uzun süreli besiye alınması masrafların artması yüzünden elverişli değildir. Besi pahalıya mal olur ve çok az kar bırakır.



Bundan dolayı besi hayvanlarının daha önce sınıflara ayrılması gereklidir. Bu sınıflandırmayı en elverişli olarak şu şekilde yapmak mümkündür.

1.HAYVANLARIN YAŞLARINA GÖRE


Besi hayvanlarını yaşlarına göre 3 grupta toplamak mümkündür.



1. Gelişme (Büyüme) Dönemindeki Hayvanlar
5 yaşına kadar olan sığır hayvanlarını kapsayan bu gruba Etlenme Grubu da denir. Bilindiği gibi sığırlar 2 yaşına kadar artan ve 5 yaşına kadar azalan Etlenme özelliğine sahiptirler.



Gelişme genellikle 5 yaşında tamamlandığı için Etlenme de bu dönemde durur.



2. Gelişmiş Hayvanlar


5 yaş – 8 yaş arasındaki sığır hayvanlarını kapsayan bu gruba özellikle Yağlanma Grubu da denir. Gelişmiş hayvanlarda artık etlenme söz konusu olmayıp Yağlanma vardır.



3.Yaşlı Hayvanlar


8 yaş ve daha yukarı yaştaki sığır hayvanlarının oluşturduğu bu grup besiye elverişli değildir. Yaşlı hayvanlarda Etin Özsuyu azalmış, et lifleri kalınlaşmış ve sertleşmiş olduğundan dolayı hiç kimse böyle hayvanların etlerini yemek istemez. Bu grubun Etleri genellikle, Sucuk, Salam, Sosis vb. ürünlerde kullanılmaktadır.



Bundan başka olarak Besi hayvanlarını 1 yaşlı, 2 yaşlı, 3 yaşlı gibi gruplara ayırmakta mümkündür.

2. BESLENME DURUMLARINA GÖRE


Besi hayvanlarını beslenme durumuna göre Zayıf, Orta ve İyi olarak ayırmak mümkündür. Beslenme durumu İyi olan hayvan da Besi hayvanı özelliği taşır ve belirli bir süre besiye alınınca Kasaplık değeri artar.



3.AĞIRLIKLARINA GÖRE


Hayvanları canlı ağırlıklarına göre hafif, orta ve ağır olmak üzere besi gruplarına ayırmak mümkündür. Ancak bu şekildeki ayırımda her bir gruba ayrılan hayvanlar arasındaki yaş farklı olacağından besiyi bir örnek yapmak mümkün olamaz. Bu gibi durumlarda hayvanlara teker teker ve yaşlarına göre değişen yemleme programı uygulanması gereklidir. Hayvanların ağırlıkları ırklara göre de değişmektedir.

4.CİNSİYETE GÖRE


Hayvanları cinsiyetlerine göre kastre edilmemiş (enenmemiş) erkekler, kastre edilmiş (enenmiş, kısırlaştırılmış) erkekler, dişiler gibi gruplara ayırmak mümkündür. Kastre edilmiş erkekler duruma göre 4 aylıktan 40 aylığa kadar yaşta olabilirler. Dişi hayvanlardan yavru yapmayanlar Kısır olarak kabul edilir.

5. VÜCUT YAPILARINA GÖRE


Et tutma ve semirme yönünden hayvanları İyi, Orta ve Kötü vücutlu hayvanlar diye ayırmak mümkündür. Kemik oluşumu, Deri ve Kllar bu konuda bize yaklaşık olarak doğru bilgi verebilir. Fakat bu bilgiler kesin değildir, karışabilirler.

6.IRK ÖZELLİKLERİNE GÖRE


Sığırları verim yönlerine göre, Etçi, Sütçü, Sütçü – Etçi, Etçi – Sütçü (Kombine sığır ırkları) olmak üzere gruplara ayırmak mümkündür. Sütçü ırk hayvanlar besiye elverişli değildirler. Etçi ırklar arasında da besiye elverişlilik bakımından farklar vardır. Örneğin Yurdumuzda da yetiştirilmesi yapılan Şarole, Angus ve Hereford ırkı sığırlar sadece Et yönünden yetiştirilen sığırlardır.



Yurdumuzun yerli sığırları, Yerli Kara ve Boz ırk sığırlar etlerinin lezzeti ve nefaseti bakımından iyidir fakat profesyonel sığır besisine uygun sığır ırkları değildirler.
Yurdumuzda çok beslenen Holstein Sütçü sığırı besiye orta derecede elverişlidir. Holstein sığırı etçi sığır ırkları gibi kısa sürede besi olgunluğuna erişemez. Holstein yerine Simental, Montafon ırkları veya bunlarının Melezlerinin beside kullanılması çok daha iyi ve karlıdır.

7. KÖKENLERİNE GÖRE



Hayvanları kökenlerine göre Doğu Anadolu hayvanı, Dağlık arazi hayvanı, Yayla ve Ova hayvanı diye ayırmakta mümkündür. Özellikle besicilikte Yayla hayvanı ile bol otlu vadilerde yetişen hayvanlar besinin başarısını arttırırlar, bununla beraber gelişi güzel toplanmış değişik kökenli hayvanlarla yapılan beside pek başarı aranamaz. Örnek verecek olursak Doğu Anadolu bölgesinin yerli sığırlarının veya melezlerinin Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde besiye alınması pek akıllıca bir iş değildir ve sonu hüsrandır.

BESİ HAYVANLARINDA YAŞIN ÖNEMİ


Besi hayvanlarının seçiminde göz önünde tutulması gereken noktalar yukarıda özet olarak açıklanmıştır. Besi hayvanının seçilmesinde bunlar kadar önemli derecede etkili olmasına rağmen hiç biri hayvanın yaşı kadar besi sonucuna etki yapamaz. Bunun içindir ki, Besi hayvanının yaşı üzerinde biraz daha durmak, Besiciliğin başarıya ulaşması bakımından yararlı olacaktır.

Dünyanın her yanında olduğu gibi, yurdumuzda da yumuşak lifli (elyaflı), öz suyu fazla Et arasında küçük yağ sızmaları bulunan (mermer görünümlü) açık renkli, pişme ve sindirilme oranı yaşlı ve olgunlara oranla % 65 daha kolay olan Etler tüketimde tercih edilir. Kalite yönünden olduğu kadar ekonomik olarak etleri sınıflandırmak gerekirse, Körpe Dana Eti en başta gelir. Özel bir beslenme uygulanmak suretiyle elde edilen 10 – 14 haftalık Körpe Buzağı Eti, Yani Süt Buzağısı Eti Dünyanın her yerinde en yüksek fiyatla satılır ve Birinci kalitededir. Bunu sütten kesilen buzağılar ve sonunda 1 ve 2 yaşlı Danalar takip eder. Genç hayvanlar aldıkları besin maddelerinden daha çok yararlanırlar ve daha fazla günlük ağırlık artışı sağlarlar. Genellikle her yaş grubunun besi sonunda alması gereken bir ağırlık amacı bulunmaktadır. Bu amaç beside kullanılan hayvanların ırklarına göre azalıp çoğalmakla beraber ortalama olarak şöyledir.

YAŞI BESİ SONU CANLI AĞIRLIĞI
Danalar 100 – 140 Kg.
1 Yaşlılar 140 – 200 Kg.
2 Yaşlılar 200 – 290 Kg.

Pek doğal olarak besiye alınan hayvanların başlangıç ağırlığı ile besi sonu ağırlığı arasında bir uygunluğun bulunması gerekir. Pratik bir hesapla, besiye alınan Danalar başlangıç ağırlığının 2 katına besi sonunda ulaşırlar. 1 Yaşlılar başlangıç ağırlığının % 70' ini,’2 yaşlılar ise başlangıç ağırlığının % 30 – 40’ ını besi sonunda kazanırlar.
Bilindiği gibi hayvanların doğum ağırlıkları, sütten kesme ağırlıkları, 1 yaş, 2. Yaş ve erişkinlik çağı ağırlıkları ana ve babalarından yavrularına genetik olarak geçmektedir. Biz ne kadar iyi bakarsak bakalım ve ne kadar iyi yemlersek yemleyelim 1 yaşındaki Yerli Kara sığırını 500 Kg’ a çıkartamayız. Ancak iyi bakım ve besleme ile hayvanların canlı ağırlıklarını ve gelişimlerini kendi ırklarının en yüksek noktasına kadar ulaştırabiliriz.
Böyle olunca hayvanın yaşı ve buna bağlı olarak Gelişme (Büyüme) durumu besicilikte büyük önem kazanır. Hayvanın gelişme durumunu iyi tanıyınca, besiciliği başarı ile yürütmek işten bile değildir. Şu durumda sadece yaş başarı için yeterli gelmemekte, hayvanların büyümesinin neresinde bulunduğunu tayin etmek te önemli bir faktör olarak kendisini göstermektedir.

40 Kg. canlı ağırlıkta doğan, büyüdüğü zaman 600 Kg. canlı ağırlığa ulaşan bir sığırın Yaşla ilgili Büyüme Dönemine bakacak olursak,

Doğumda 40 Kg. olan Canlı Ağırlık
Doğumdan 54 gün sonra 80 Kg. Doğum Ağırlığının 2 Katı
Doğumdan 3 ay sonra 120 Kg. Doğum Ağırlığının 3 Katı
Doğumdan 6 ay sonra 180 Kg. Doğum Ağırlığının 4,5 Katı
Doğumdan 9 ay sonra 240 Kg. Doğum Ağırlığının 6 Katı
Doğumdan 12 ay sonra 280 Kg. Doğum Ağırlığının 7 Katı
Doğumdan 18 ay sonra 380 Kg. Doğum Ağırlığının 9,5 Katı
Doğumdan 24 ay sonra 420 Kg. Doğum Ağırlığının 10,5 Katı
Doğumdan 36 ay sonra 540 Kg. Doğum Ağırlığının 13,5 Katı
Doğumdan 48 ay sonra 600 Kg. Doğum Ağırlığının 15 Katı
Doğumdan 60 ay sonra 620 Kg. Doğum Ağırlığının 15,5 Katına ulaşmaktadır.

Bu duruma göre bir sığır gelişmesinin ilk yılında erişkinlik ağırlığının yaklaşık olarak % 50 sini, 2. Yaşında % 20 sini, 3. Yaşında % 15 ini, 4. Yaşında % 10 unun almak üzere 4. Yıl içinde son ağırlığının % 95’ ini almaktadır. % 5 gibi çok az bir farkı da 5. Yaşında almak suretiyle sığır gelişmesini yani büyümesini tamamlamış olmaktadır.
Gelişme en yoğun olarak 1.Yaşta olduğuna göre, bilimsel ve pratik yönden gerçek anlamda başarılı besicilik için 1 Yaşlı hayvanların besiye alınması gerekir. 2.Yaşta gelişme nispeten yavaşlamakta, 3.Yaşta ise artık besicilikte bir sınır meydana getirmektedir. 3 Yaşlı hayvanlar son ağırlıklarının % 85’ ini aldıkları için, bu durumda Fizyolojik Etlenme yerine Yağlanma olur. Yağın ete oranla az para etmesi, severek yenilmemesi, 1 Kg Et üretimi için hayvana verilen yemin 7 katının 1 Kg. Yağ üretimine sarf edilmesi besiciliği karsız duruma getirir.



Bu bakımdan besi hayvanını seçerken doğumdan itibaren gelişimin tamamlandığı çağa kadar olan durumlarını gözden geçirmek gereklidir. Bu devrede hayvanları başlıca şu gruplara ayırmak mümkündür.

1.Süt emme çağında iyi bakılmış, fakat sütten kesilince kötü beslenmiş hayvanlar,

2.Süt emme çağında kötü beslenmiş, sütten kesilince iyi bakılmış hayvanlar.

3.Gerek süt emme çağında ve gerekse sütten kesilince kötü beslenmiş hayvanlar,

Bunlardan 1. Ve 2. Gruba giren hayvanlar sonradan besiye tabi tutulunca nispeten az bir kayıpla büyümelerini tamamlar. Fakat 3. Gruba giren hayvanlar sonradan ne kadar iyi beslenirse beslensinler Gelişme ve Büyümelerini Tam olarak tamamlayamazlar. Her ne kadar bu gibi hayvanlar kendilerinin kudretleri oranında yemden yararlanma suretiyle bir dereceye kadar kayıplarını düzeltmeye gayret ederlerse de hiçbir zaman 1. Gruptaki hayvanlar kadar Mükemmel bir büyüme meydana getiremezler. Bu bakımdan 1 ve 2 Yaşlı hayvanlar besi için seçilirken, Gelişim devresinde iyi beslenip beslenmediğine özel bir önem vermek yerinde olacaktır. Genellikle sığır besisi, Danalar 10 – 14 Aylık iken yapılır. Bu dönemde hayvanların beslenmesi oldukça ucuza yapılmaktadır. Sığırlar genellikle 1 Yaşında yediğinin % 70 fazlasını 2. Yaşında, keza 2. Yaşında yediğinin % 50 fazlasını 3. Yaşında yemek zorundadırlar. Bu duruma göre Örneğin, 1 Yaşında 10 TL lik bir yemle karnın doyuran bir sığırı 2 Yaşında besiye alırsak aynı yemden 17 TL lik vermek gerekir. 3.Yaşta ise o sığıra 25,5 TL lik yem vermek gereklidir. Bu da gösteriyor ki hayvanın yaşı ilerledikçe Besi masrafları artmaktadır. Artan masraflara karşılık, daha önce de belirtildiği gibi yaşlı hayvanların etlenmeden düşmesi ve yağlanmaya yönelmesi bunların İyi besi hayvanı olmasına engel olur.



Besi de başarıya ulaşmanın tek koşulu Gelişme çağında olan Genç hayvanların seçilip Beside kullanılmasıdır.

YAŞIN ET ÜRETİM FİYATINA ETKİSİ

Yukarıdaki açıklamaların ışığı altında ele alınırsa, Genç hayvanlarda Gelişme, yani Büyüme en yoğun olarak hayvanın gençlik devresinde kendisini göstermektedir. Genç hayvanlarda gelişme – büyüme hızlı bir şekilde gerçekleştiğinden bunların sağladıkları canlı ağırlık artışları yaşlılara oranla daha fazladır. Genç hayvanların canlı ağırlıkları yaşlılara oranla daha az olduğundan yaşama payı olarak verilmesi gerekli yem maddeleri miktarı da yaşlılara oranla daha azdır. Organizmanın Et yapma gücü sadece Gençlik çağında vardır. Hayvan yaşlanınca Et yapma gücü kalmaz. Bunun yerini Yağlanma alır. Yani Et dokusunu oluşturan hücreler, hayvan Genç iken çoğalarak yeniden Et yapma özelliğine sahiptirler. Gelişme durunca Et yapma gücü Sıfıra düşer. Bundan sonra aldığı yemlerle hayvan vücuduna Yağ depo eder. Gelişmesini tamamlayan hayvan artık Et tutmaz.


Yapılan araştırma sonuçlarına göre, 1 Kg. yağsız et üretimi için hayvan yaklaşık olarak 1350 Kalori harcamaktadır. Buna karşılık 1 Kg Yağ üretimi için harcanan Kalori miktarı 8600 Kaloridir. Hayvan yemlerinin içerdiği Kalori miktarı belirli olduğuna göre 1 Kg. canlı ağırlık artışı sağlamak için Genç hayvanın yediği yemin 7 katını Yaşlı hayvanın yemesi gerekmektedir. Bu da gösteriyor ki Besicilik için Genç hayvanlar Yaşlı hayvanlara oranla Besiye daha elverişlidirler. Genç hayvanlar aldıkları yem maddelerini daha iyi çiğnediklerinden yemden yararlanma özellikleri yaşlılara oranla % 15 daha iyi durumdadır.
Buraya kadar sıralanan bütün bu koşullar, Kg. canlı ağırlık artışının Yaşlılara oranla Gençlerde daha ekonomik olduğunu göstermektedir. Canlı ağırlık artışı , Et ve Yağlarda sağlanan kazanç , yani Et ve Yağ artışı ile tayin edilir. Bu amaç için,
1. 1 Kg. canlıı ağırlık artışı sağlamak için gerekli yem maddeleri miktarı,
2.Yem maddelerinin birim fiyatlarının daha Besi başlangıcında doğru olarak saptanması gereklidir.
Özetlemek gerekirse 1 Kg. canlı ağırlık artışı elde edebilmek için Yaşama payına ek olarak verilmesi gereken hayvan yemi miktarının oldukça az olması gerekmektedir. Bu da ancak Genç, Geniş yapılı, Yemden yararlanma yeteneği yüksek ve Et yapma gücü fazla olan hayvanların Besiye alınmaları ile mümkün olabilmektedir.
Bu hayvanlarda alınan yemlerin büyük kısmı Et üretimine harcanacağından, Yağlanma için az madde kalacaktır. Besi içinde hayvanlar kilo alıp şişmanlayacaklardır. Fakat bu kilo artışı - şişmanlık Yağlanmadan değil, gerçek Etlenmeden ileri gelecektir.
Dar yapılı, Yaşlı hayvanlarda ise Etlenme gücü zayıf olduğundan, alınan yem maddelerinin pek az miktarı Etlenmeye, geri kalan büyük bir bölümü ise Yağlanmaya harcanacaktır.



Büyüme çağında bulunan Genç hayvanlar arasında geniş ve dar yapılı olanların durumları da oldukça büyük farklılık göstermektedir.



75 Kg. canlı ağırlığında bulunan 1 Yaşlı Danalar üzerinde yapılan Besi denemesinde, bu hayvanların 275 Kg.’ a çıkarılması için dar yapılı danalar geniş yapılı danalara oranla % 8 oranında fazla yem tüketmiş olmasına rağmen bunların sağladıkları canlı ağırlık artışı geniş yapılılara oranla % 9 oranında daha düşük, yemden yararlanma yetenekleri ise % 20 daha eksiktir.



Beher Kg. canlı ağırlık artışı için dar yapılı hayvanlar 2550 Nişasta birimi, geniş yapılı hayvanlar ise 2133 Nişasta birimi tüketmişlerdir. Aradaki fark 417 Nişasta birimidir. 1000 Nişasta biriminin ortalama fiyatını 6 TL olarak hesaplarsak (417 x 6 TL = 2,50 TL eder ki) dar yapılı hayvan daha besinin henüz başlangıcında, geniş yapılı hayvana oranla beher Kg. canlı ağırlık artışını 2,50 TL daha pahalıya mal etmektedir. Bu duruma göre her hayvana aynı miktarda yem verilmek suretiyle uygulanan bir Beside dar yapılı hayvanlar maliyeti çok fazla yükseltmektedirler.

YEMLEME YÖNTEMLERİ


Besicilik için uygulanabilecek pek çok yemleme yöntemi bulunmaktadır. Bunların birinin diğerine tercih edilmesi ancak şu durumlarda olabilmektedir.
1.Hangi vasıfta hayvanlar Besiye alınacak ve bunların beslenme süreleri ne kadar olacaktır.
2.Bu süre içinde hayvanların yemlenebilmesi için elde hazır olarak bulunan ve satın alınması gereken kaba ve kesif yem miktarları ne kadardır ?
3.Bunların dışında Çayır ve Meralardan yararlanma olanakları nedir ?
Bu 3 maddede özetlenen koşulların durumuna göre hangi çeşit bir yemleme yöntemi ile ne tarzda bir besi uygulanacağına karar verilir. Genellikle Merada uygulanan besi başkadır. Ahırda uygulanan Besi başkadır. Bazen hem Ahır ve hem de Mera Besiciliği beraber uygulanabilir.
Besicilikte üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi de Besi süresidir. Süre bakımından pratikte 3 Tip Besiden söz etmek mümkündür. Bunlar,

1.Kısa Süreli Besi, 60 – 120 Gün
2.Orta Süreli Besi, 120 – 220 Gün
3. Uzun Süreli Besi, 220 Günden Fazladır.

Besi süresinin kısa, orta ve uzun diye ayırımı her şeyden önce Besiye alınan hayvana ve ambarda bulunan yem durumuna göre yapılır. Hiçbir zaman isteğe göre kısa, orta ve uzun süreli besiye gidilemez. Bununla beraber ister kısa, ister orta ve isterse uzun süreli olsun, belirli bir noktada hayvanlar artık canlı ağırlık artışı sağlayamaz, veya sağlanan canlı ağırlık artışı ile verilen yem uygun bir durum göstermez ise Besiye son verip, hayvanları kesime sevk etmek en doğru yol olur. Çünkü bu durumda besi karlı olmaktan çıkar.

YEM ÖĞÜNLERİ



Besinin başarıya ulaşmasında uygulanan yem öğünlerinin de payı vardır. Yem öğünleri gece ve gündüz eşit aralıklara bölündüğü takdirde hayvanların yemden daha fazla yarar sağlamaları sağlanmış olur. Üzerinde durulması gereken en önemli konu yem öğünlerinin ayarlanmasıdır. Bir öğünde sığırlara verilen yemin tamamının yenip tüketilmesi için geçen zaman 70 dakikadır. Bazı obur hayvanlar bu süreyi kısalttıkları gibi, yavai yiyen hayvanlarda 83 dakikaya kadar uzatabilirler. Yem maddelerinin Rumen’ e (İşkembe) girdiği andan başlayarak, sindirim kanalına geçmesi için 4 -5 saatlik bir süreye ihtiyaç vardır. Bu duruma göre hayvana verilen yemlerin yenmesi için süre 1 saat, yemlerin Rumen’ den (İşkembe) Barsaklara ulaşması için geçen zaman 4 saat olduğuna göre, Normal olarak yem öğünleri 6 -8 saat ara ile düzenlenmelidir. Erişkin hayvanların günlük yemi 3 - 4 parçaya bölünerek 6 – 8 saat ara ile verilmelidir. Gelişen hayvanlarda sindirim kanalı tam olarak gelişmediğinden, bu hayvanlarda yem öğünlerinin sıklaştırılması, günlük yemin 4-6 parçaya bölünerek 4 – 6 saat aralıkla verilmesi daha yararlıdır. Yemlerin muhtelif öğünlere bölünmesi yemin dökülüp saçılmasını veya ayak altında çiğnenmesini önlediği gibi 1. Öğünde verilen yemin tamamı yendiği ve bir kısmı da sindirildiği için 2. Öğünde verilen yem daha iştahla ve lezzetle yenmektedir.
Yem öğünlerinin tayini, verilen yemin hayvan tarafından yenilip bunların sindirilmesine göre yapıldığı için, gelişi güzel şu kadar saatte bir yem öğünü yapmak hatalı bir işlemdir.
Genellikle Besi sığırları, alışmış oldukları yem maddeleri ile yem öğünlerinin değiştirilmesinden hoşlanmazlar. Bu bakımdan sığırların durumu göz önünde bulundurularak gerçeğe uygun bir yemleme planının yapılması ve besinin buna göre düzenlenmesi gerekir. Yem maddelerinin değiştirilmesi gerekiyorsa yavaş yavaş hayvan alıştırılarak bu değişikliğin yapılması gerekir.

BESİ HAYVANLARININ YEMLENMESİ


Hayvanların beslenmesinde kullanılan yem maddeleri, çoğunluk zannedildiği gibi birer cisim değildir. Bu maddeler bizim şimdiye kadar saptadığımız 50 ye yakın çeşitli besin unsurlarını (Karbonhidratlar, Proteinler, Yağlar, Aminoasitleri, Vitaminler, Mineraller vb. gibi) içermektedir. Sığırlar bunları ancak yem maddeleri ile alarak sağlıklarını koruyabilirler. Bunlardan bazılarının yokluğu, hayvanın yaşamını tehlikeye sokar.
Bu bakımdan basit gibi görünen, fakat gerçekte çok karışık olayları kapsayan Hayvan Beslemesinin başarılı olarak yürütülmesi için yemlerin Kimyasal yapısını ve yemlenen hayvanın bu yapıyı oluşturan elemanlara olan gereksinimini oldukça iyi bilmek gerekir. Bunu da en iyi Veteriner Hekimleri bilmektedirler.

Besicilik, Sığır besiciliği, Koyun besiciliği, Keçi besiciliği ve diğer hayvan besleme konularında size en iyi yardımcı bir Veteriner Hekimi olacaktır.
Veteriner Hekimleri 5 yıllık Yüksek Lisans eğitimi derecesinde diplomaya sahip meslek sahipleridir.
Veteriner Hekimliği eğitimi – öğretimi boyunca evcil hayvanların karşılaştırmalı Anatomilerini, Fizyolojilerini, Biyokimyalarını, Evcil hayvanlarda enfeksiyon yapan bakterileri, mantarları, virusları, parazitleri (protozoonları, nematodları, sestodları, trematodları, artropodları), Hayvan hastalıkları ve Beslenme Hastalıkları ile Yem maddelerini, Zootekni, Hayvan yetiştiriciliği, Populasyon genetiğini ve Hayvan ıslahını, Hayvanların İç Hastalıklarını, Evcil hayvanların Doğum bilgisi ve Jinekolojik hastalıklarını, evcil hayvanlarda üreme, reprodüksiyon ve suni tohumlamayı, evcil hayvanlarda uygulanan Cerrahi uygulamaları ve Operasyonları, Hayvanlardan insanlara geçebilen ve insanlarda enfeksiyon oluşturan Zoonoz hastalıklarını çok detaylı olarak gerek teorik, gerekse pratik olarak derslerde öğrenmektedirler. Tüm dünyada hayvan hastalıklarının teşhisi ve tedavilerinde tek yetkili meslek Veteriner Hekimidir.
Sığır besiciliği – Besicilik konusunda da hiç şüphesiz en büyük desteğiniz Veteriner Hekimleri olacaktır. Eğer Sığır besiciliğini gerçekten profesyonel bir iş olarak yapacaksanız ve gerçekten işiniz olarak görüyorsanız. Mutlaka Veteriner Hekiminden profesyonel yardım almalısınız.


ÇEŞİTLİ YEMLEME ÖRNEKLERİ
250 – 300 Kg. canlı ağırlığındaki bir Besi sığırı için hazırlanmış yemleme örneği. Bu örnek sığırın günde 1 Kg. canlı ağırlık almasına yetecek durumdadır. İçerisinde ortalama 725 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 3506 Nişasta birimi vardır.

RASYON 1 - GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Şeker Pancarı 20 Kg.
Yonca Kurusu 1 Kg.
Buğday Samanı 2 Kg.
Yulaf Kırması 1 Kg.
Arpa Kırması 0,5 Kg.
Ayçiçeği Tohumu Küspesi 0,5 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram


MİNERAL KARIŞIMI
Kalsiyum karbonat (Soda) 30 Gram
Di Kalsiyum Fosfat (DCP) 40 Gram
Kaya Tuzu – Kaba öğütülmüş 30 Gram

NOT : Yonca’ yı mutlaka Güneş görmeyen gölge bir yerde kurutun ve yeşilliğini koruyun. Güneşte kurutulan Yonca’da vitaminler yok olmaktadır ve rengi de sarıya dönmektedir. Bu çok önemli bir husustur.

RASYON 2 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Kuru ot 5 Kg.
Yemlik Pancar 10 Kg.
Yulaf Kırması 1 Kg.
Pamuk Tohumu Küspesi 1 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

250 – 300 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 733 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 3400 Nişasta birimi vardır. Günde 1 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 3 GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Mısır Silajı 20 Kg.
Kuru Ot 1 Kg.
Arpa Kırması 1,5 Kg.
Yulaf Kırması 1 Kg.
Susam Küspesi 0,5 Kg.
Razmol (Kalın Kepek) 1 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

300 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 734 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 4500 Nişasta birimi vardır. Günde 1 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 4 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Pancar Yaprağı 20 Kg.
Kuru Ot 1 Kg.
Yulaf Kırması 1 Kg.
Razmol (Kalın Kepek) 0,5 Kg.
Yer Fıstığı Küspesi 250 Gram
Melas 0,5 Kg
Mineral Karışımı 100 Gram
300 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 714 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 3900 Nişasta birimi vardır. Günde 0,9 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 5 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Pancar Posası Silajı 25 Kg.
Bakla veya bezelye Samanı 4 Kg.
Arpa Kırması 1 Kg.
Yer Fıstığı veya Susam Küspesi 0,5 Kg.
Melas 0,5 Kg.
Razmol (Kalın Buğday Kepeği) 0,5 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

300 – 350 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 760 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 4300 Nişasta birimi vardır. Günde 1 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 6 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Pancar Posası Silajı 30 Kg.
Yonca Kurusu 2 Kg.
Arpa Kırması 2 Kg.
Razmol (Kalın Buğday Kepeği) 0,5 Kg.
Pamuk Tohumu Küspesi 0,5 Kg.
Melas 0,5 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

350 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 743 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 5200 Nişasta birimi vardır. Günde 0,9 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 7 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Yonca Kurusu 2 Kg.
Kuru Ot 3 Kg.
Arpa Kırması 1 Kg.
Yemlik Pancar 15 Kg.
Bakla 0,5 Kg.
Razmol (Kalın Buğday Kepeği) 1 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

350 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 795 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 4300 Nişasta birimi vardır. Günde 1 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

RASYON 8 – GÜNLÜK MİKTAR OLARAK

Pamuk Tohumu Küspesi 1 Kg.
Arpa Kırması 1 Kg.
Pamuk Tohumu Kapçığı 2,5 Kg.
Buğday Samanı 2,5 Kg.
Mineral Karışımı 100 Gram

350 Kg. canlı ağırlığındaki Besi sığırları için düzenlenmiştir. İçerisinde ortalama 735 Gram Sindirilebilir Ham Protein ve 5000 Nişasta birimi vardır. Günde 0,9 Kg. canlı ağırlık artışına yetecek durumdadır.

SÜT BUZAĞISI BESİSİ

BUZAĞI BESİSİ
1.YAĞLI SÜTLE YAPILAN BUZAĞI BESİSİ
Buzağı doğduktan sonra hemen besiye alınır. İlk 5 gün anasından Ağız Sütünü (Kolostrum) aldıktan sonra 7 -8 hafta süren besiye alınır. Bu beside gittikçe artan Yağlı süt verilerek buzağının 90 – 100 Kg. canlı ağırlığa ulaşması sağlanır.
Bu tip besicilik yurdumuzda ekonomik değildir. Çünkü süt fiyatları ete oranla yüksektir.
2.YAĞLI –YAVAN SÜT KARIŞIMI İLE BUZAĞI BESİSİ
1 Kısım Yağlı, 3 Kısım Yavan (Yağsız) Süt ile yapılan besicilik daha karlıdır. 10 haftalık bir zaman içinde 150 litre Yağlı süt ve 800 litre Yavan (Yağsız) süt ile beslenen hayvanlar 100 Kg. olunca kesime sevk edilirler. Etleri çok lezzetli ve yumuşaktır. Özellikle Lüks ve Pahalı Steak Hause ve Et Restoranlarının gereksinimlerini karşılamak için yapılır.

YAĞLI VE YAVAN SÜTLE BUZAĞI BESİSİ RASYONU

ZAMAN YAĞLI SÜT Günde YAVAN SÜT Günde
1.Gün 2-3 litre -
2-4 Gün 3 litre -
5-7 Gün 4-6 litre -
2.Hafta 3 litre 6 litre
3. Hafta 2 litre 8 litre
4. Hafta 1 litre 10 litre
5. Hafta 1 litre 14 litre
6. Hafta 1 litre 14 litre
7. Hafta 1 litre 14 litre
8. Hafta 1 litre 14 litre

Bu örnekle beslenen buzağılar yine 1. Kalitede et verirler. Bu tip yemlemede de süt içinde Vitamin A ve Vitamin D3 koymakla besi emniyete alınır. Hayvanlar günde 900 Gram – 1 Kg. canlı ağırlık artışı kazanırlar. Bu tip besi 8 Hafta kadar devam eder ve bu süre içinde buzağılar 100 litre yağlı, 600 litre kadar Yavan (Yağsız) süt içerler. Besinin karlı olması Yavan (Yağsız) süt fiyatına bağlıdır.

BUZAĞI VE DANA BESİSİ


Buzağılardan çok lezzetli 1. Sınıf kalitede et alma amacı ile yapılan bu besicilik çok karlıdır. Hayvanlar bu yem örneği ile günde 900 Gram – 1 Kg. canlı ağırlık artışı sağlayabilirler. Yağlı ve Yavan (Yağsız) süt karışımı içerisine A vitamini ve D3 Vitamini eklenirse başarı daha fazla olmaktadır. Besi yaklaşık olarak 10 hafta devam eder. Bu süre içerisinde sarf edilen Yağlı süt 120 litre, Yavan (Yağsız) süt ise 550 -600 litredir. Süt ilk 2-3 hafta 36 C derecede daha sonra 30 C derecede ısıtılarak hayvanlara verilmelidir. Aksi durumda ishal başlar ve hayvanlar çok kilo kaybederler.

YAĞLI VE YAVAN SÜTLE BUZAĞI VE DANABESİSİ RASYONU

ZAMAN YAĞLI SÜT Günde YAVAN SÜT Günde
1.Hafta 2-6 litre Artan 2-4 litre Artan Şekilde
2.Hafta 6-3 litre Azalan 2-4 litre Artan Şekilde
3. Hafta 2 litre 7 litre
4. Hafta 2 litre 8 litre
5. Hafta 2 litre 10 litre
6. Hafta 1 litre 10 litre
7. Hafta 1 litre 10 litre
8. Hafta 1 litre 12 litre
9.Hafta 1 litre 14 litre
10.Hafta 1 litre 16 litre

DANA BESİSİ

15 Haftaya kadar, yağlı ve yavan (yağsız) süt ile sonraları yem maddesi verilerek danalar 200 – 250 Kg. canlı ağırlığa ulaşıncaya kadar yapılan bu besi 6- 8 ay kadar sürer. En karlı besicilik budur.

GENÇ BOĞA BESİSİ

Bu gün hemen her ülkede yapılan bir besi türüdür. Bunun için erkek gelişen ırkların özellikle iyi et yapan hayvanları seçilir. Örneğin, Şarole, Angus, herford, Simental vb. Bu hayvanların kemikleri sağlam, yeteri kadar gövde genişliği ve derinliği olmalıdır. Buzağılar önce süt ile beslenir 15 haftalık olunca artık süt terk edilerek yerine yem maddeleri verilir. Başlangıçta besi biraz pahalı olur fakat sonraları ucuzlar. Hayvanlar 2 veya 2,5 yaşına geldikleri zaman vücut ağırlıkları da 550 – 600 Kg. ı bulur.
Genç boğa besisi de karlı bir besi türüdür. Bu beside hayvanlar günde 1,2 Kg. – 1.5 Kg. kadar canlı ağırlık kazanabilirler. Boğalar ne kadar erken besiye alınırlarsa etleri de o kadar iyi kalitede olur. 13 aylık iken boğaları besiye almak çoğunlukla fayda sağlamaz. Çünkü bu yaşta boğalar cinsel olgunluğa erişirler ve testislerinden salgılanan testesteron hormonundan dolayı uyanırlar. Etleri siyahımtırak bir renk alır, gevrek ve sert olur. Boğalar kaste edilirse (enenirlerse – kısırlaştırma yapılırsa) etleri daha iyi kalitede olmaktadır.

DÜVE VE GENÇ İNEK BESİSİ

Düve ve Genç İneklerin besisi de oldukça karlıdır. Yalnız dişi hayvanlar boğalara oranla daha geç geliştikleri için Düve ve genç İneklerin semirtilmesi 2 yaşına kadar devam eder. Bu zaman içinde sığırların 400- 450 Kg. canlı ağırlığa ulaşması istenir. Yem olarak daha çok silaj, mera otu ve pancar posası kullanılır. Hayvanların bir yazı tamamen merada geçirmeleri besiyi ucuzlatır.
Kışın hayvanlar ahıra alınınca ot ve saman azaltılır. Silaj ve kesif yem arttırılır. Kışın sonuna doğru her biri 400 – 450 Kg. canlı ağırlığa ulaşınca kesime sevk edilirler. Günlük canlı ağırlık artışı en az 800 Gram olmalıdır.

KESİM OLGUNLUĞU


Besiye alınan hayvanların kasaplık – kesim olgunluğuna erişip erişmediği Kesim yoklaması ile anlaşılır. Bu yoklamada şu hususlara dikkat edilir.

1.Göğüs Kavramı : Göğüs kemiğinin ön kenarı ve her iki yanı yağlanmayı gösterir.
2.Omuzlar : Kürek kemiğinin ortası parmaklarla tutularak dış yağ tabakasını deri altında kontrol etmek ve hayvanın etlenme durumu hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Özellikle sığırlar, enenmiş erkek sığırlar ve düvelerin iyi etlenip etlenmediği hakkında bilgi edinmeye yarar.
3.Kaburga Kavramı ile elin altında derinin hareketi sayesinde et ve yağ durumunu saptamak mümkündür. Son kaburga üzerinde et ve yağ tabakaları oldukça kalındır.
4.Bel Kavramı : Baş parmak ve diğer parmaklarla bel omurunun kanadı altında değerli et dokusunun durumu araştırılır.
5.Sağrı Kavramı : Baş ve İşaret parmağı arasındaki deri sıkılmak suretiyle deri altı dokusunda bulunan yağ tabakası tahmini yapılır. Bu kavram sadece semiz hayvanlarda iyi sonuç verir.
6. Kuyruk Kavramı : İki taraflı olmak üzere kuyruk omurları ile Sakrum kemiğinin son kısmı kontrol edilir. Özellikle bu kavram sayesinde etlenme durumu tahmini yapılır. İyi semirtilmiş hayvanlarda bu kavram oldukça sıkı olup süngerimsi şekilde bir his göstermez.
7.Süt Aynası Kavramı : Her iki but arasındaki kısmın kavranmasıdır. Özellikle iyi etlendirilmiş sığırlarda dolgun olarak oluşur.
8.İneklerde memenin ön kısmının yoklanması ile yağlanmanın derecesi tahmin edilir.
9.Kavramın Muayenesi : Butların karına geçtiği yer baş parmak dışarı, diğer parmaklar içeri olmak üzere kavranır. İyi beslenmiş hayvanlarda kavram kısmının muayenesi ile bir yağ yastığı hissedilir.
Omuz, Kaburga ve Sağrı kavramları ile deri altı dokusunda yağ eksikliği saptanırken kavram, süt aynası ve meme önünün elle yoklanması ile hayvanın vücudundaki yağ toplanması tahmin edilir.

BESİ SIĞIRININ ETİ NASILDIR


İyi besili hayvan etinde et ve yağ oranının dengeli olması gereklidir. Fazla yağlı etin değeri azdır, severek yenilmez.



Et lifleri içine yağ karışmışsa buna Mozayikleşme adı verilir. Böyle etler daha değerlidir ve çok alıcısı vardır. Yağlanma ileri derecede olursa buna Eksik Mozayikleşme denir ki değeri azdır. Et pelte gibi yumuşak olmamalıdır. Etin rengi ne kadar çok koyulaşırsa sertliği o kadar artar ve değeri de o oranda düşer.



Yaşlı hayvanlarla, boğaların eti çok koyudur. Bunlar sert ve az özsuyuna sahiptir Özsuyu azalan etler, gevrek ve kuru olur. Lezzeti de azdır. Güçlükle çiğnenir.
İyi kalitede et, ince lifli, fazla özsulu, hafif soluk kırmızı renklidir.
Herkesin yemek istediği et, yumuşak, fazla özsulu ve ince lifli, az yağlı ettir. Böyle eti olan bir hayvan kesildiği zaman gövde ağırlığının % 16 sını Omuzlar, % 20 sini Sırt, % 40 ını Butlar, geri kalan % 24 ünü ise Karın, Kaburga ve gerdan oluşturur.
Bunların içinde en değerlisi Sırt, Butlar ve Omuzlardır.

Sağlıklı günler dileği ile…

Uzman Dr.Ali AYYILDIZ – Veteriner Hekimi – İnsan Anatomisi Uzmanı Dr. (Ph.D.)

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sığır Besiciliği - Besicilik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.Doç.Dr.Ali AYYILDIZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.Doç.Dr.Ali AYYILDIZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     7 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ali AYYILDIZ Fotoğraf
Vet.Hek.Doç.Dr.Ali AYYILDIZ
Antalya
Veteriner Hekim
İnsan Anatomisi Uzmanı Dr.
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Vet.Hek.Doç.Dr.Ali AYYILDIZ'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Sığır Besiciliği - Besicilik' başlığıyla benzeşen toplam 3 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Antiviral İlaçlar Nisan 2020
◊ Latince Atasözleri ÇOK OKUNUYOR Aralık 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:25
Top