2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Doğum Sonrası Yaşanan Cinsel Soğukluk
MAKALE #17970 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI | Yayın Şubat 2017 | 8,423 Okuyucu
DOĞUM SONRASI YAŞANAN CİNSEL SOĞUKLUK

Bir kadının anne oluşu, cinsel yaşamında psikolojik kaynaklı bazı sorunların belirmesine neden olabilir. Doğumdan sonraki ilk haftalarda cinsel birleşme zaten kadın için fiziksel olarak zararlıdır. Genellikle bunu bilen ve eşlerinin bir psikolojik ve fiziksel iyileşme dönemine gerek duyduğunu kabul eden erkekler de, bu süre içinde eşlerinden coitus talebinde bulunmazlar.

Ancak doğumdan önce çok canlı bir seks yaşamı sürmüş bir kadının doğumdan 4-5 ay sonra bile cinsel birleşmeye yanaşmaması, ortada bazı sorunlar olduğunu gösterir. Çoğu kadın, bu durumda anne olmanın kendilerine cinsel faaliyeti yasaklamış olduğu inancının etkisi altındadır. Cinselliğin annelik ve babalıkla bağdaşmayan bir yaşam deneyi olduğunu düşünür, bunu da bilinçdışı olarak hissederler. Bazı kadınlar da çocuk yapınca kendilerini anneleriyle özdeşleştirirler ve eğer anneleri de cinselliğe karşı olumsuz tutumu olan ya da cinsel boyutunu açığa vurmayan bir kadınsa, kendileri de seks duygularını bastırırlar.

Cinsel İsteksizlik Ne Zaman Başladı ?

Bazı çiftler, doğumdan sonra aralarında beliren ruhsal ve cinsel uyumsuzluklarla doğum arasındaki bağı göremezler. Söz gelimi bir çift doğumdan önceki iki-üç yıllık ortak yaşamlarında oldukça mutlu ve doyurucu bir cinsel deneyim yaşamışlardır ama doğumdan sonra birdenbire aralarındaki bu cinsel uyum ortadan kalkar. Kimi zaman bunda asıl etken de erkeğin uzaklaşmasıdır: eşinin gebeliğini, karnının şişmesini ve sonra da doğum yapışını izlemiş olan erkek, eşinin vücudunun bütün sırlarının çözülmüş olduğu duygusuna kapılabilir. Eşi artık kendisi için bir cinsel uyaran değil de bir arkadaş, hatta çocuk yapan ve yetiştiren bir organizmadır, o kadar. Ya da eşinin cinselliğini çocuğuyla paylaştığını düşünüyordur; bu da onu sıkıyor, kaygılandırıyordur. Çoğu zaman bilince çıkmamış olan bu tür kaygı ve sıkıntılar, erkekte genel bir cinsel istek azalmasına, geçici bir sertleşme güçlüğünün belirmesine bile yol açabilir.

Ebeveynlik Deneyimi, Eş Rolünü Devre dışı Bırakırsa ?

Bir bebek sahibi olmak, yeni annede kaçınılmaz olarak başkalaşıma neden olur. Çocuğuna karşı beslediği derin sevgisinin benzerini daha önce hiç hissetmemiştir. Anneliği yeni tadan biri, neredeyse her zaman hayatından köklü bir anlam değişikliği yaşar. Çocuğu için büyük bir özveri de bulunmaya istekli olduğunu keşfeder. Bu küçük, narin canlıya karşı duygularının yoğunluğu onu korkutur ve şaşırtır. Ebeveynlik deneyimi yaşamlarını öylesine değiştirir ki, kocası bunu kendisiyle birlikte yaşamazsa, aralarına mesafe girmesi gayet doğaldır. Kadın, çocuğu da içeren yeni bir ‘’biz-lik’’duygusunu kucaklarken, kocası hala eski ‘’biz’’i özlüyor olabilir. Bu nedenle de eşinin, ona artık çok az zaman ayırıyormuş gibi görünmesine, her zaman böyle yorgun olmasına, bebeği beslemekle bu kadar sık meşgul olmasına sinirlenmemek elinde değildir. Bebek arkada oturamayacak kadar küçük olduğu için bisikletle sahile gidememelerine canı sıkılır. Çocuğunu sever ama karısını da geri ister. Erkek ne yapmalıdır?

Bu ikilemin yanıtı basittir: Karısını geri alamaz; girdiği yeni alemde onu izlemesi gerekir. Evlilikleri ancak o zaman gelişmeye devam edebilir. Bunu yapabilen bir erkek, çocuğundan nefret etmez. Artık yalnızca bir koca değil, bir baba olduğunu da hisseder. Yavrusuyla gurur duyar, onu şefkatle korumak ister.

Oysa; Evlilik ve Aile, taban taban karşıt değildir. Aynı kumaştan dokunmuşlardır. Evet, çiftin arada bir zamanlarını bebekten uzak geçirmeleri gerekir. Ancak bu geçişin üstesinden gelirlerse, bebek hakkında konuşmaktan vazgeçemeyeceklerini, bunu yapmak istemediklerini keşfedeceklerdir. Birlikte çocuk olduktan sonraki o ilk yemeği bile, evi en azından iki kez aramadan bitiremeyebilirler. Bu çiftlere çoğunlukla yanlış bir şey yaptıkları izlenimi verilir çünkü kendi ilişkilerini ebeveynlik rollerine göre ikinci konuma getirmişlerdir. Sonuç olarak daha fazla stres altında olduklarını kafalarının iyice karıştığını hissederler. Oysa aslında, çok doğru bir şey yapmışlardır.Buradaki önemli nokta, işin içinde birlikte olmalarıdır. Karı-koca bu felsefi değişimi ne denli birlikte yaşarlarsa, ebeveyn-çocuk ilişkisi de, evlilikte o denli başarılı olur.

Nora Ephron. İnsanların çift olmaktan ebeveyn olmaya nasıl geçiş yaptığını inceleyen neredeyse her yapıt, onun görüşünü doğrulmaktadır. Bir bebek evlilikte sismik değişiklikler yaratır. Bunlar çoğu zaman kötü yönde değişikliklerdir. Yapılan araştırmalarda ilk bebeğin doğumundan bir yıl sonra, kadınların yüzde 70’inin evlilikten duyduğu hoşnutluğun hızla azaldığını gösteriyor. Kocanın hoşnutsuzluğu ise genellikle daha geç, karısının mutsuzluğuna bir tepki olarak başladığı görülüyor. Bu derin sıkıntıların pek çok nedeni vardır.

Bebek Bakımından Babayı Dışlamayın

Yeni anneliğin coşkusuyla kadın, kimi zaman kocasına karşı her şeyi bildiğini sanan biri gibi davranır. Bebeğin bakımını paylaşma fikrini sözde onaylarken kendine bir gözetmen rolü biçerek, emir vermese de yeni babayı durmadan yönlendirir; hatta kendi istediği biçimde davranmıyorsa, ‘‘Onu öyle tutma’’,’’Gazını yeterince çıkarmadın’’,’’Banyo suyu çok soğuk’’ diyerek azarlar. Bazı kocalar bu engel karşısında geri çekilmekten,uzmanlık rolünü eşlerine bırakmaktan alabildiğince mutluluk duyar ve kendi yetersizliklerini kabullenirler. Bunun üzücü sonucu ise gitgide daha az şey yaptıkları için giderek daha az başarılı olmaları ve kendi çocuklarının bakımında kendilerine daha az güvenmeleridir. Kaçınılmaz olarak da, daha fazla dışlandıklarını hissetmeye başlarlar.

Çözüm basittir. Yeni annenin geri adım atması gerekir. Bebeğin gazını çıkartmanın birden fazla yolu olduğunu anlamalıdır. Eğer kocasının yöntemini beğenmiyorsa, bebeğin onun da çocuğu olduğunu ve birden fazla ebeveynlik tarzından yarar göreceğini anımsamalıdır. Erkekteki üst üste reddedilme bir kırılma yaşatır. Kendi duygularını pek açmayan bir erkekse de nur topu gibi bir cinsel sorununuz olur. Erkek cinsel isteksizliği..

Cinsel Sorun, İlişki Sorununa Dönüşebilir

Doğumdan sonra ortaya çıkan cinsel sorun ve uyumsuzlukların nedeni çoğu zaman son derece basit, gündelik olaylardır. Burada en büyük etkenlerden biri yorgunluktur; evde bir yardımcının da olmadığı durumlarda, çocuk bakımıyla ilgili alışılmamış görevler ve çok ağır bir çalışma temposu, gerek kadında gerekse erkekte cinsel istek ve duyarlığı büyük ölçüde azaltabilir. Özellikle kadın için yeni bir role ve yeni görevlere uyarlanmanın gerektirdiği psikolojik çaba ve onun sonucu olan gerilim, bütün diğer duygulara ağır basabilir. Erkek bunu anlamakta güçlük çekerse, aradaki uyumsuzluk bir uçuruma dönüşebilir. Burada cinsel sorun bir evlilik sorununa dönüşür ki, burada evlilik terapisti önemli bir seçenek haline gelir.

Bilinçdışı için Uygun Bir Zemin: DOĞUM

Erkeğin doğumdan sonra geçirebildiği cinsel tutukluğun bir nedeni de bilinçdışı bir suçluluk duygusu olabilir. Erkek, çocuk yapmış eşini farkında olmadan kendi annesiyle özdeşleştirmekte ve eşine karşı cinsel istek duymak bu nedenle onu kaygılandırmaktadır. Hele çocukluğunda annesine karşı beslediği romantik duyguları şiddetli ve çatışmalı bir biçimde bastırmışsa, bu suçluluk duygusu daha da derin olabilecektir. Bu durumda, kendi çocukluk komplekslerini ve büyüme sorunlarını yeterince çözememiş bir erkek, eşini sadece bir anne olarak görecek, onu hem çocuğuna hem de kendisine karşı "annece’’ bir tutum almaya teşvik edecektir.

Doğum sonrası sorunların bir diğer nedeni de salt fizyolojiktir. Kadın gebelik sırasında ve doğumdan hemen sonra vücudunda meydana gelen karmaşık hormon hareketlerinden ötürü ani psikolojik değişmeler gösterecektir. Kimi zaman çok sinirli, kimi zaman fazla duygusal, kimi zaman da aşırı şefkatli olacaktır.

Bütün bu nedenlerle genç anne babanın doğumun ilk haftalarında birbirine karşı anlayışla ve çok dikkatli davranması doğru olur. Ama bir süre sonra, sorunlar devam ettiği taktirde cinsel terapi desteği almak yerinde olacaktır.

Sevgiyle kalın..

Uzm.Psk.Dan.Eyüp SARI
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Doğum Sonrası Yaşanan Cinsel Soğukluk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Eyüp SARI Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
Aile Danışmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi132 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Eyüp SARI'nın Yazıları
► Kadınlarda Cinsel İsteksizlik - Cinsel Soğukluk Dr.Psk.Dnş.Ayavar Cem KEÇE
► Cinsel İsteksizlik - Cinsel Soğukluk Psk.Bayram ŞİMŞEK
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.M. Emin BAYRAKTAR
► Doğum Sonrası Depresyonu Psk.Dilek KILIÇ
► Doğum Sonrası Depresyon Psk.Ela KÖK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Doğum Sonrası Yaşanan Cinsel Soğukluk' başlığıyla benzeşen toplam 44 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:25
Top