Sosyal Anksiyete Bozukluğu / Sosyal Fobi
1.Sosyal fobi nedir?
Sosyal fobi, sosyal ortamlarda ya da performans gösterilmesi gereken durumlarda bireyin, başkaları tarafından aşağılanacağına veya utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin ve inatçı bir korku duymasıdır. Bu nedenle fobik birey olabildiğince bu tür ortamlara girmemekte ya da eğer girmek zorunda kalırsa belirgin bir huzursuzluk yaşamaktadır. Oluşan korku ve korkuya bağlı kaçma ve kaçınma davranışları, bireyin iş, sosyal ve özel yaşam alanlarını kısıtlamaya başlayınca sosyal fobi tanısı konur. Sosyal fobisi olan bazı kişiler sadece bir ya da iki sosyal duruma maruz kalmaktan korkarlar. Bozukluğun bu tipi, özgül tip ya da performans tipi sosyal fobi olarak adlandırılır.
2. Kimler sosyal fobik olur?
Sosyal fobi çok yaygındır. Her sekiz kişiden biri yaşamının bir döneminde sosyal fobi yaşar. Birçok kişide sosyal fobi denebilecek kadar ağır olmayan utangaçlık belirtileri olabilir. Sosyal fobi kadınlarda erkeklerden iki kat daha yaygındır. Fakat erkekler, sosyal rollerden dolayı, kliniklere kadınlardan daha sık başvurmaktadırlar. Diğer yandan erkeklerin sosyal anksiyeteleriyle baş etmekte alkol kullanımına daha çok yönelmeleri, toplumda yapılan araştırmalarda sosyal fobilerinin maskelenmesine neden olabilmektedir.
Sosyal fobi sıklıkla ergenliğin ilk yıllarında başlar ama çok daha erken de başlayabilir. Eğer kişiler yardım almazlarsa bu sorun yıllar boyu sürebilir.
3. Sosyal Fobiye Ne Neden Olur?
Sosyal fobinin tam nedeni bilinmemektedir. Ama çeşitli faktörlerin bu soruna katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Genetik: Sosyal fobisi olanların sıklıkla utangaç ya da sosyal fobik akrabaları vardır.
Aile tutumu: Aşırı eleştirel, reddedici, cezalandırıcı, sürekli olarak başkalarıyla kıyaslayan, takdir etmeyen, suçlayıcı ve utanç yaratan tutumlar, sosyal fobiye neden olan çekirdek inançları hazırlayan ebeveyn tutumlarıdır.
Geçmiş deneyimler: Birçok sosyal fobisi olan kişi geçmişte mahçup duruma düştüğünü ya da aşağılandığını hatırlar. Bu, onlarda aynı şeyin tekrarlanacağı korkusunu ortaya çıkarır. Kısa zamanda sosyal durumlardan kaçınmaya başlarlar. Bu da zaman içinde daha fazla korku duymalarına neden olur.
Olumsuz düşünme: Sosyal fobisi olan kişilerin sıklıkla sosyal durumlardayken ne olacağı hakkında olumsuz otomatik düşünceleri vardır. Yaygın düşünceler, ‘Aklıma söyleyecek bir şey gelmeyecek’, ‘Kendimi aptal durumuna sokacağım’ ve ‘Kişiler kaygılı olduğumu anlayacaklar’ şeklindedir. Ayrıca ulaşılması zor yüksek standartları vardır ki bunlar ‘Hiçbir zaman kaygı duymamalıyım’, ‘Sevilmek için güzel ve akıllı olmak zorundasındır’ veya ‘Herkesin onayını almalıyım’ gibidir. Sıklıkla kendileri hakkında da olumsuz inançları vardır ki bunlar ’sıkıcıyım’, ‘tuhafım’ veya ‘diğer kişilerden farklıyım’ gibidir.
Sosyal beceri eksikliği: Bazı sosyal fobili kişilerin hiçbir zaman sosyal becerileri öğrenme şansları olmamıştır. Bu da sosyal durumlarda sorun yaşamalarına neden olabilir. Sosyal fobisi olan diğer kişilerin sosyal becerileri iyi olsa da o kadar çok kaygılanırlar ki bunları kullanacak imkanı zor bulurlar.
4. Sosyal fobikler bir sosyal ortam içerisinde neler düşünürler? Nasıl düşünme eğiliminde olurlar?
Yapılan son çalışmalar sosyal fobiklerin reddedileceklerine ya da utanılacak bir duruma düşeceklerine inandıkları ortama bir dizi olumsuz varsayım ile girdiklerini göstermektedir:
Birey, sosyal anksiyete oluşturan ortamda fiziksel bir belirti veya utandırıcı bir davranış ortaya çıkaracak (kızarma, terleme, titreme veya kekeleme gibi),
Bu fiziksel belirti veya davranış, ortamdaki diğer kişiler tarafından fark edilecek,
Ortamda bulunan kişiler bu belirti veya davranış biçimi ile ilgili olumsuz değerlendirme yapacaklar,
Bu olumsuz değerlendirme yalnızca ortaya çıkan belirtiye yönelik olarak yapılmayacak, bireyin kişiliğine genellenecek ve birey artık o ortamda istenmeyecek,
Kişiliğe yönelik bu tür bir değerlendirme olağanüstü bir felaket olup, kişiyi değersiz kılacaktır.
Kanıt aramadan sonuca varma (‘rezil oldum’), kutuplaştırma (‘kötü hoca, iyi hoca’), aşırı genelleme (‘iyi anlatamadım, zaten hep yetersiz bir öğrenciyim’), ya hep ya hiç (‘eksiksiz anlatamadım, o yüzden başarısız bir sunumdu’), akıl okuma (‘hoca ara sıra bana baktı. Bakarken ne kadar yetersiz olduğumu düşünmüş olmalı’), falcılık (‘iyi anlatamayacağım, dilim sürçecek’, ‘alay edecekler’) gibi bilişsel çarpıtmalar yaparlar.
5. Bu düşünceleri düşünüyor olmak nasıl etkiliyor hastaları?
Sosyal fobik bireyler bu tür olumsuz düşünceleri ile aşırı meşgul olduklarından, tüm ilgi ve dikkatlerini kendilerine yöneltmekte ve böylelikle kendi kendilerini gözlemlemeye koyulmaktadırlar. Yani sosyal ortama girdiklerinde artık çevrede neler olduğuna dikkat etmeksizin kendi olumsuz düşüncelerine odaklanmaktadır. Dolayısıyla kendi sayıltılarının doğruluğunu ya da yanlışlığını çevreden geribildirim alarak düzenleme şansını yitirmektedir. Diğer yandan, birey sosyal tehdit hissettiğinden korkularının gerçekleşmesini önlemek amacıyla bazı güvenlik sağlayıcı davranışlar içine girmektedir. Örneğin; birey dikkat odağı olmamaya, göz teması kurmamaya çalışır. Elinin titreyeceğinden korkuyorsa hiçbir şey yiyip içmemeye çalışır. Kaçınma davranışları sergileyebilirler ve korktukları ortamlara hiç girmeyebilirler. Kaçınma davranışları ve diğer güvenlik sağlayıcı davranışlar, hastalık döngüsünü pekiştirirler.
Genellikle hangi ortamlar ya da aktiviteler kaygı verir kişiye?
Kalabalık önünde konuşmak, başkalarıyla birlikte yemek yiyip bir şeyler içmek, başkalarının önünde yazı yazmak veya imza atmak, toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmek, sırada beklemek, alışveriş yapmak, kalabalık önünde telefon açmak ve genel tuvaletleri kullanmak, vs…
Sosyal fobi nasıl tedavi edilir?
İlaç tedavisi ve psikoterapiden faydalanılır. Bütün psikoterapi ekolleri sosyal fobiyle çalışmaktadır.
8. Sosyal fobi için bilişsel davranışçı terapi nasıl etkili olur?
Tedavide öncelikle sosyal fobik bireyin sosyal ortamlarda ortaya çıkmasını beklediği olumsuz sonuçlar üzerinde durulur. Danışana, kendisiyle, diğer insanlarla ve ilişkilerle ilgili gerçekçi olmayan varsayımları, katı kuralları, işlevsel olmayan başa çıkma davranışları ve şemaları (yani önyargıları) konusunda farkındalık kazandırılmaya çalışılır. Bilişsel müdahalelerle, gerçekçi olmayan olumsuz düşüncelerin, gerçekçi alternatif düşüncelerle değiştirilmesi hedeflenir. Daha sonraki aşama, bu olumsuz beklentilerin gerçek yaşam koşullarında doğrulanmadığını göstermektir. Kişinin beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini test etmesi sağlanmaya çalışılır. Bu amaçla fobik bireyle korktuğu ortama girmeden önce çeşitli rol oynama çalışmaları yapılır. Sosyal becerileri artırılmaya çalışılır. Fobik ortamda oluşması beklenen anksiyete belirtileri ile başa çıkma yolları öğretilir ve daha sonra korkulan ortama sokulur. Amaç terapi seansları sırasında oluşturulan bilişsel değişikliklerin, davranışçı deneylerle pekiştirilmesidir.
Sosyal fobi için EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden işleme ) terapisi nasıl etkili olur?
Sosyal fobisi olan birçok kişinin geçmişte mahçup duruma düştüğü, aşağılandığını hissettiği, utandığı yaşantıları vardır. EMDR terapisine, danışandan, sosyal fobi yaşıyor olmasının kendisi ile ilgili olumsuz olarak ne anlama geldiği, kendisiyle ilgili aynı negatif inanca sahip olduğu ilk anılar, en kötü anılar, sosyal fobiye katkıda bulunan geçmiş olaylar, fobinin ilk hissedildiği an, sosyal fobi yaşadığı en rahatsız edici anılar, tetikleyiciler, fiziksel duyumlar ve danışanın kendisiyle ilgili neye inanmaya ihtiyaç duyduğu, vb ile ilgili bilgilerin alındığı bir değerlendirme ve hedef sıralama çalışması ile başlanır. Daha sonraki aşamada, danışanın, başta ilk anı ve en rahatsız edici anı olmak üzere hedeflenen anılara duyarsızlaşması ve bu anılardan çıkardığı kendisiyle ilgili sonuçların, inançların daha gerçekçi hale gelmesi amaçlanır. Bunun için çift yönlü uyarım tekniği kullanılır.
Kaynaklar:
Amerikan Psikiyatri Birliği (2014). Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı (DSM-5). E. Köroğlu (Çev). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Köroğlu, E. (2009). Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Köroğlu, E. (2006). Kaygılarımız Korkularımız. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Leahy, R. ve Holland, J. (2009). Depresyon ve Anksiyete Bozukluklarında Tedavi Planları ve Girişimleri. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Shapiro, F. (2016). EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, Temel Prensipler, Protokoller ve Prosedürler. İstanbul: Okuyan Us Yayınevi.
Sosyal fobi, sosyal ortamlarda ya da performans gösterilmesi gereken durumlarda bireyin, başkaları tarafından aşağılanacağına veya utanılacak biçimde davranacağına ilişkin belirgin ve inatçı bir korku duymasıdır. Bu nedenle fobik birey olabildiğince bu tür ortamlara girmemekte ya da eğer girmek zorunda kalırsa belirgin bir huzursuzluk yaşamaktadır. Oluşan korku ve korkuya bağlı kaçma ve kaçınma davranışları, bireyin iş, sosyal ve özel yaşam alanlarını kısıtlamaya başlayınca sosyal fobi tanısı konur. Sosyal fobisi olan bazı kişiler sadece bir ya da iki sosyal duruma maruz kalmaktan korkarlar. Bozukluğun bu tipi, özgül tip ya da performans tipi sosyal fobi olarak adlandırılır.
2. Kimler sosyal fobik olur?
Sosyal fobi çok yaygındır. Her sekiz kişiden biri yaşamının bir döneminde sosyal fobi yaşar. Birçok kişide sosyal fobi denebilecek kadar ağır olmayan utangaçlık belirtileri olabilir. Sosyal fobi kadınlarda erkeklerden iki kat daha yaygındır. Fakat erkekler, sosyal rollerden dolayı, kliniklere kadınlardan daha sık başvurmaktadırlar. Diğer yandan erkeklerin sosyal anksiyeteleriyle baş etmekte alkol kullanımına daha çok yönelmeleri, toplumda yapılan araştırmalarda sosyal fobilerinin maskelenmesine neden olabilmektedir.
Sosyal fobi sıklıkla ergenliğin ilk yıllarında başlar ama çok daha erken de başlayabilir. Eğer kişiler yardım almazlarsa bu sorun yıllar boyu sürebilir.
3. Sosyal Fobiye Ne Neden Olur?
Sosyal fobinin tam nedeni bilinmemektedir. Ama çeşitli faktörlerin bu soruna katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Genetik: Sosyal fobisi olanların sıklıkla utangaç ya da sosyal fobik akrabaları vardır.
Aile tutumu: Aşırı eleştirel, reddedici, cezalandırıcı, sürekli olarak başkalarıyla kıyaslayan, takdir etmeyen, suçlayıcı ve utanç yaratan tutumlar, sosyal fobiye neden olan çekirdek inançları hazırlayan ebeveyn tutumlarıdır.
Geçmiş deneyimler: Birçok sosyal fobisi olan kişi geçmişte mahçup duruma düştüğünü ya da aşağılandığını hatırlar. Bu, onlarda aynı şeyin tekrarlanacağı korkusunu ortaya çıkarır. Kısa zamanda sosyal durumlardan kaçınmaya başlarlar. Bu da zaman içinde daha fazla korku duymalarına neden olur.
Olumsuz düşünme: Sosyal fobisi olan kişilerin sıklıkla sosyal durumlardayken ne olacağı hakkında olumsuz otomatik düşünceleri vardır. Yaygın düşünceler, ‘Aklıma söyleyecek bir şey gelmeyecek’, ‘Kendimi aptal durumuna sokacağım’ ve ‘Kişiler kaygılı olduğumu anlayacaklar’ şeklindedir. Ayrıca ulaşılması zor yüksek standartları vardır ki bunlar ‘Hiçbir zaman kaygı duymamalıyım’, ‘Sevilmek için güzel ve akıllı olmak zorundasındır’ veya ‘Herkesin onayını almalıyım’ gibidir. Sıklıkla kendileri hakkında da olumsuz inançları vardır ki bunlar ’sıkıcıyım’, ‘tuhafım’ veya ‘diğer kişilerden farklıyım’ gibidir.
Sosyal beceri eksikliği: Bazı sosyal fobili kişilerin hiçbir zaman sosyal becerileri öğrenme şansları olmamıştır. Bu da sosyal durumlarda sorun yaşamalarına neden olabilir. Sosyal fobisi olan diğer kişilerin sosyal becerileri iyi olsa da o kadar çok kaygılanırlar ki bunları kullanacak imkanı zor bulurlar.
4. Sosyal fobikler bir sosyal ortam içerisinde neler düşünürler? Nasıl düşünme eğiliminde olurlar?
Yapılan son çalışmalar sosyal fobiklerin reddedileceklerine ya da utanılacak bir duruma düşeceklerine inandıkları ortama bir dizi olumsuz varsayım ile girdiklerini göstermektedir:
Birey, sosyal anksiyete oluşturan ortamda fiziksel bir belirti veya utandırıcı bir davranış ortaya çıkaracak (kızarma, terleme, titreme veya kekeleme gibi),
Bu fiziksel belirti veya davranış, ortamdaki diğer kişiler tarafından fark edilecek,
Ortamda bulunan kişiler bu belirti veya davranış biçimi ile ilgili olumsuz değerlendirme yapacaklar,
Bu olumsuz değerlendirme yalnızca ortaya çıkan belirtiye yönelik olarak yapılmayacak, bireyin kişiliğine genellenecek ve birey artık o ortamda istenmeyecek,
Kişiliğe yönelik bu tür bir değerlendirme olağanüstü bir felaket olup, kişiyi değersiz kılacaktır.
Kanıt aramadan sonuca varma (‘rezil oldum’), kutuplaştırma (‘kötü hoca, iyi hoca’), aşırı genelleme (‘iyi anlatamadım, zaten hep yetersiz bir öğrenciyim’), ya hep ya hiç (‘eksiksiz anlatamadım, o yüzden başarısız bir sunumdu’), akıl okuma (‘hoca ara sıra bana baktı. Bakarken ne kadar yetersiz olduğumu düşünmüş olmalı’), falcılık (‘iyi anlatamayacağım, dilim sürçecek’, ‘alay edecekler’) gibi bilişsel çarpıtmalar yaparlar.
5. Bu düşünceleri düşünüyor olmak nasıl etkiliyor hastaları?
Sosyal fobik bireyler bu tür olumsuz düşünceleri ile aşırı meşgul olduklarından, tüm ilgi ve dikkatlerini kendilerine yöneltmekte ve böylelikle kendi kendilerini gözlemlemeye koyulmaktadırlar. Yani sosyal ortama girdiklerinde artık çevrede neler olduğuna dikkat etmeksizin kendi olumsuz düşüncelerine odaklanmaktadır. Dolayısıyla kendi sayıltılarının doğruluğunu ya da yanlışlığını çevreden geribildirim alarak düzenleme şansını yitirmektedir. Diğer yandan, birey sosyal tehdit hissettiğinden korkularının gerçekleşmesini önlemek amacıyla bazı güvenlik sağlayıcı davranışlar içine girmektedir. Örneğin; birey dikkat odağı olmamaya, göz teması kurmamaya çalışır. Elinin titreyeceğinden korkuyorsa hiçbir şey yiyip içmemeye çalışır. Kaçınma davranışları sergileyebilirler ve korktukları ortamlara hiç girmeyebilirler. Kaçınma davranışları ve diğer güvenlik sağlayıcı davranışlar, hastalık döngüsünü pekiştirirler.
Genellikle hangi ortamlar ya da aktiviteler kaygı verir kişiye?
Kalabalık önünde konuşmak, başkalarıyla birlikte yemek yiyip bir şeyler içmek, başkalarının önünde yazı yazmak veya imza atmak, toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmek, sırada beklemek, alışveriş yapmak, kalabalık önünde telefon açmak ve genel tuvaletleri kullanmak, vs…
Sosyal fobi nasıl tedavi edilir?
İlaç tedavisi ve psikoterapiden faydalanılır. Bütün psikoterapi ekolleri sosyal fobiyle çalışmaktadır.
8. Sosyal fobi için bilişsel davranışçı terapi nasıl etkili olur?
Tedavide öncelikle sosyal fobik bireyin sosyal ortamlarda ortaya çıkmasını beklediği olumsuz sonuçlar üzerinde durulur. Danışana, kendisiyle, diğer insanlarla ve ilişkilerle ilgili gerçekçi olmayan varsayımları, katı kuralları, işlevsel olmayan başa çıkma davranışları ve şemaları (yani önyargıları) konusunda farkındalık kazandırılmaya çalışılır. Bilişsel müdahalelerle, gerçekçi olmayan olumsuz düşüncelerin, gerçekçi alternatif düşüncelerle değiştirilmesi hedeflenir. Daha sonraki aşama, bu olumsuz beklentilerin gerçek yaşam koşullarında doğrulanmadığını göstermektir. Kişinin beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini test etmesi sağlanmaya çalışılır. Bu amaçla fobik bireyle korktuğu ortama girmeden önce çeşitli rol oynama çalışmaları yapılır. Sosyal becerileri artırılmaya çalışılır. Fobik ortamda oluşması beklenen anksiyete belirtileri ile başa çıkma yolları öğretilir ve daha sonra korkulan ortama sokulur. Amaç terapi seansları sırasında oluşturulan bilişsel değişikliklerin, davranışçı deneylerle pekiştirilmesidir.
Sosyal fobi için EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden işleme ) terapisi nasıl etkili olur?
Sosyal fobisi olan birçok kişinin geçmişte mahçup duruma düştüğü, aşağılandığını hissettiği, utandığı yaşantıları vardır. EMDR terapisine, danışandan, sosyal fobi yaşıyor olmasının kendisi ile ilgili olumsuz olarak ne anlama geldiği, kendisiyle ilgili aynı negatif inanca sahip olduğu ilk anılar, en kötü anılar, sosyal fobiye katkıda bulunan geçmiş olaylar, fobinin ilk hissedildiği an, sosyal fobi yaşadığı en rahatsız edici anılar, tetikleyiciler, fiziksel duyumlar ve danışanın kendisiyle ilgili neye inanmaya ihtiyaç duyduğu, vb ile ilgili bilgilerin alındığı bir değerlendirme ve hedef sıralama çalışması ile başlanır. Daha sonraki aşamada, danışanın, başta ilk anı ve en rahatsız edici anı olmak üzere hedeflenen anılara duyarsızlaşması ve bu anılardan çıkardığı kendisiyle ilgili sonuçların, inançların daha gerçekçi hale gelmesi amaçlanır. Bunun için çift yönlü uyarım tekniği kullanılır.
Kaynaklar:
Amerikan Psikiyatri Birliği (2014). Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı (DSM-5). E. Köroğlu (Çev). Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Köroğlu, E. (2009). Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Köroğlu, E. (2006). Kaygılarımız Korkularımız. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Leahy, R. ve Holland, J. (2009). Depresyon ve Anksiyete Bozukluklarında Tedavi Planları ve Girişimleri. Ankara: Hyb Yayıncılık.
Shapiro, F. (2016). EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, Temel Prensipler, Protokoller ve Prosedürler. İstanbul: Okuyan Us Yayınevi.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sosyal Anksiyete Bozukluğu / Sosyal Fobi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Semiha KARADAĞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
sosyal anksiyete, kaygı, sosyal fobi, çekingenlik, sosyal fobik, sosyal fobi nedir, sosyal fobinin sebepleri, sosyal fobi türleri, sosyal fobi tipleri, utangaçlık, çekingen, utangaç
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.