2007'den Bugüne 92,874 Tavsiye, 28,332 Uzman ve 20,037 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hangisi Daha Kolay, Evlenmek mi Boşanmak mı?
MAKALE #20370 © Yazan Psk.Mine AKTAŞ | Yayın Şubat 2019 | 2,315 Okuyucu
Evliliklerimizi çoğunlukla hayallerimizi karşılayacağını düşündüğümüz için yaparız ve hep uzun sürmesini bekleriz… Oysa ki zaman geçtikçe evli olan herkes bunu bilir, flört ederkenki insan ile evlenilen insan arasında dağlar kadar fark olduğu anlaşılır. İlk aylar geçtikten sonra, eşler birbirlerinden çok farklı ortamlarda yetişmiş olduklarını, dünyaya aslında farklı yerden baktıklarını ve en önemlisi de o hayal ettikleri ruh eşini bulamadıklarını anlarlar. Sonra kadın, erkeğe, erkek de kadına kendi zevklerini, isteklerini kabul ettirmek için uğraş vermeye başlar. Uğraş vermeyen taraf kendi isteklerinin yapılması için direnir. İki taraf da kendini haklı çıkarma telaşına girer. Haklı çıkmayı mutlu olmanın önünde tutarlar. Aslında yapılması gereken, eşlerin birbirlerinin içinde yetiştiği çevreyi tanımaya ve anlamaya çalışması, aileleriyle kaynaşmaya ve onun farklılıklarına saygılı davranmasıdır ama bu durum o kadar da kolay değildir. Evliliğin ilk yılları bu açıdan çok önemlidir. İlk yıllarda atılan temeller sonraki yılları etkileyecektir. Bir çok çift için ilk yıllar sıkıntılı ve zorlu geçer. Birbirlerine uygun olmadığını anlamaya başlarlar. Bunu anlamak 2-3 yıl sürer. Emin olmak için birkaç yıl daha, acaba düzelir mi için 2 yıl, biraz da itelim kakalım, işte 10 yıllık evlilik ve artık bitirmeye karar verilebilir.
Her şeyi düşünmek zorundasınız, evlenirken yaptığınızdan daha çok hem de. Çocuğun velayeti, okulu, evdeki eşyaların paylaşımı, sahip olunan taşınmazlar…

Ailelere kim haber verecek?. Kavga gürültüleri bilen var, bilmeyen var. “Tekrar deneseniz yavrum” sözlerini kim bertaraf edecek? Kim başvuracak boşanma için?. Kim başvurursa o tazminat alamıyormuş. Öyle mi? Hayır, hayır o bir safsata, öyle bir şey yok. Her iki taraf da isterse çok kısa sürede, hatta avukatsız bile hallediyor bunu.
Bazen ben şöyle yaparım, olmamış olayları olmuş olarak kabul eder ve ne hissettiğime bakarım. Boşanmış olsak, böyle hissetsek; her şey daha mı iyi oluyor, nasıl hissederiz kendimizi?. .Öyle ya, yıllar süren, kağıt üstünde kalmış bir anlaşmayı bitirmekten bahsediyoruz ve elbette bir provasını yapmak lazım.

Kendinizi bekar gibi hissediyorsunuz, ütülenecek gömlek yok, etraftan çorap toplamak yok, aldattı mı aldatmadı mı paranoyaları yok, annesi ne dedi babası ne yaptı yok, güzellik maskelerine verilen paralar yok, futbol maçlarına kota koyan da yok, geç geldin vıdıvıdıları yok, hep aynı kişiyle gece yatağa girme sıkıcılığı yok, - bu erkelere bunaltıcı gelirken , kadınlar için çoğunlukla huzurun, güvenin bir belirtisidir- hafta sonlarına karışan yok, akşam hangi konudan huzursuzluk çıkacak kaygısı yok, istemediği insanlarla zorunluluktan görüşme derdin yok, istemediğin bir tv programını izleme zorunluluğun yok yani yok da yok…

Güzel aslında değil mi?.. Hiçbir zorunluluğun olması güzel... Sonra birden neden evlendiğinizi hatırlarsınız ki bu sizi karmaşık duygular içine iter. Onun hasta olduğu zamanki hali gelir gözünüzün önüne, üzülürsünüz... Yaptığı şakalar, cilveler gelir aklınıza gülümsersiniz... Bunca zaman beraber aştığınız zorlukları düşünürsünüz ,hüzünlenirsiniz... Kısaca hatırladıklarınızla yine başladığınız yere dönersiz. Düzeltebilir miyiz? Belki 1-2 yıl daha.. Beni anlar mı acaba?.. Biraz daha çaba harcasak mı, iyi tarafları da var aslında?.. Belki birçok kişi kızacak bana ama dürüstçe söylemeliyim ki bu düşünceler boşa harcanacak zaman demektir… Yani, eğer bu kadar zaman evli kaldığınız birinden boşanmayı düşünüyorsanız, uzatmanın anlamı yok demektir. Geçmişteki jenerasyon ne için evlenmişti bundan pek emin değilim ama kendi jenerasyonumu az çok anlayabiliyorum...

Toplumsal baskılar, gelenek görenek bir araya gelir ve hayatını yönetmeye başlar, istediğiniz gibi yatağa girebilmek için kendinizi evlenmiş bulursunuz. Fazla tanımadan, tanıyamadan.

Flört ederken; o kısıtlı zamanda hep güzel şeylerden konuşur sohbet ederiz, sanki hayat boyu böyle gidecek gibi. Kimse o buluşmalarda; dağınık biri olduğundan, saçlarının döküldüğünden, sinir hastası bir annesi olduğundan, ütü ve yemek yapmaktan nefret ettiğinden, ailesiyle öyle çok içli dışlı olmak istemediğinden, işler istediği gibi gitmediği zaman çamurlaşacağından, kahveye gittiğinden, horladığından, temizlik hastası olduğundan, çocuk istemediğinden ve yaşama ilişkin bir çok konudan bahsetmek istemez… Çünkü bunlar sevgilinizi elinizden kaçırtabilir. Aslında evlilikten daha çok ciddiye alınacak bir dönem varsa o da flört dönemidir... Bizi hatadan döndürür. İleride daha fazla üzülmemize engel olur...

Yıllar yıllar süren evlilikler çok eskilerde kalmış... Bizler evliliği anne-babamızdan gördüğümüz gibi sanan bir devreyiz... Benim çocukluğumda bozulan bir ev aleti tamir edilir tekrar kullanılırdı... Eski randımanı yoktu belki ama gene de iş görürdü kullanıcıyı biraz zorlasa da... Ama şimdi bozulan bir alet atılıyor ve yerine yenisi alınıyor...
Artık şimdiki nesil pek taviz vermek yanlısı değil. Böylelikle fazla dayanıklı olamıyorlar... Maddi sıkıntılar, kişilik çatışmaları, aile anlaşmazlıkları, çok da sağlam olmayan evlilikleri temelden sarsıyor. Belki önce dürüst olmayı öğrenmeliyiz, sonra bireyselleşmeyi, büyüdüğümüzü kanıtlamayı, o kozayı yırtıp çıkabileceğimizi göstermeyi ve en önemlisi gelenek göreneklere her şeyimizi dayandırıp istemediğimiz şeyleri yaşamamayı başarmalıyız. Evlilikler toplumda çok tasvip edilen hatta zorlanan bir kurumdur. Yanlış kararlarla insanların hayatlarının yara aldığını bilmek istemezler. Mutsuz bir toplumun da temellerini atmaya böylelikle başlarız…

Bütün ilişkilerin inişleri ve çıkışları olabilir. (İnsan bazen aynı anne babadan doğma kardeşiyle çatışırken hiçbir kan bağı olmayan ayrı genlere sahip bir insanla çatışması doğal değil mi? ) Bazen evlilikteki zorluklar, haklı çıkma çabaları, ekonomik güçlükler, adaptasyon döneminin uzun sürmesi gibi nedenler romantik duyguların üzerini örtebilir hatta romantizmi bitirebilir. Her insanın sevgiyi hissettikleri ve hissetmedikleri zamanlar vardır. Ama sevgiyi hissetmemek, onun hiç olmadığı anlamına gelmez. Sevgi vardır ama öncelikler onun yaşanmasının önüne geçer…Sevgi vardır ama haklı çıkma mücadelesi o kadar yoğundur ki su yüzüne çıkacak fırsatı olmaz… Aslında duruma biraz gerçekçi bakmak gerekir. Evliliğin her zaman coşkulu ve romantik olmasını beklemek, dizilerdeki ya da masallardaki birliktelikleri örnek almaya çalışmak hiç de mantıklı değildir… Zaman zaman evlilik sıkıcı, durgun, monoton, tartışmaların yoğun olduğu dönemlere girebilir.
Ve en önemlisi de (bireysel görüşümdür, bilimsel dayanağı yoktur) mutluluğun başkasından beklenmesidir. Şimdiye kadar ki mutsuzluklara evlenince nokta konulacağı sanrısıdır. Tamam kabul ediyorum, evlilik kurumunun kişinin mutlu olmasında ya da olmamasında, kendisini iyi hissetmesinde ya da hissetmemesinde etkisi vardır ama mutluluğun tek nedenini evliliğin gidişine bağlamak doğru değildir. Kişinin mutlu olmasının sorumluluğu bir başkasında değil aslında kendisindedir. İşte öncelikle bunu kabul etmek gerekir ve evliliğe bu bağlamda yüklenen anlamı bir daha gözden geçirmek gerekir.

Aşık olalım, sevelim, her şeyi konuşalım, evlenelim, deneyelim ama olmazsa düzeltmek adına lütfen profesyonel yardım alalım… Çünkü bazen olayların içindeyken çözümü bulmak zor olabilir.. Duygusal bağımızın olduğu kişiler taraf tutarak objektif davranmayabilir ve mevcut durumu daha da çıkmaza sokabilirler… Eşlerin her birine objektif bakacak, onlara ayna tutacak, gerçekçi çözümler üretilmesine katkı sağlayacak bir terapist emin olun hem bireysel mutluğunuzda hem de evlilik ilişkinizde size yardım edecektir. (Lütfen dikkat korsan psikologlara dikkat edin…)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hangisi Daha Kolay, Evlenmek mi Boşanmak mı?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Mine AKTAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Mine AKTAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Mine AKTAŞ'ın Yazıları
► Evlenmek ya da Evlen(E)Memek! Psk.Tuğba KAPLANHAN
► Evlenmek/İlişki İçin Ne Gerekli? Psk.Dnş.Perihan SAYIN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,037 uzman makalesi arasında 'Hangisi Daha Kolay, Evlenmek mi Boşanmak mı?' başlığıyla benzeşen toplam 53 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Eyvah Sınav Var... Kasım 2015
◊ Özdeğerimiz… Aralık 2008
◊ Yalnızlaşıyoruz… Aralık 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:35
Top