2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlik Bir Nevi Yeniden Doğuş
MAKALE #21508 © Yazan Dr.Dilek YEŞİLBAŞ | Yayın Haziran 2020 | 1,265 Okuyucu
ERGENLİK "YENİDEN DOĞUŞ"


Ergenlik bir geçiş evresidir ve doğasında çatışma vardır. İnsanlığa verilmiş ikinci bir şans olan ergenlik kişiliğin şekillendiği ve hayatın geri kalanı için önemli adımların atıldığı önemli bir dönemdir. Ergenlik her şeyden önce kendini sorgulamak demektir. Temel bedensel ve ruhsal dönüşümlerin gerçekleştiği ve bu dönüşümlerin hayatın geri kalanında kişiye yön vereceği önemli bir evredir. Ergenlik döneminde büyük fiziksel değişiklikler yaşanır ve bu fiziksel değişiklikleri psikolojik ve sosyal değişiklikler izler. Ergenlik dönemi, buluğ çağı belirtileri ile başlar. Buluğa ermek kişinin üreme yeteneğini kazanması anlamına gelir. Buluğ çağındaki gencin vücudunda boyunu ve yapısını değiştiren hızlı değişiklikler olur, zihinsel yapısında ve ilgilerinde gelişmeler görülür, her iki cinsiyette de fizyolojik olarak cinsel gelişim tamamlanır. Hızlı ve büyük bir değişimin yaşandığı bu dönemde ergen değişikliklere uyum sağlamada zorlanabilmektedir. Bu durum da yetişkinler tarafından uyumsuzluk başkaldırış şeklinde değerlendirilmektedir.

Ergenler her dönemde yetişkinlerle iletişim zorlukları yaşamıştır. Günümüze kadar ergenlikle ilgili pek çok şey söylenmiştir. Batılı kaynaklarda 13. Yüzyıldan itibaren ergenlikle ilgili bilgilere rastlanmaktadır. Hatta binlerce yıl önce Aristo gençlerin devamlı değişen, her şeyi isteyen, vurdumduymaz özelliklerine dikkat çekmiştir. Socrat’ın mezar taşına artık gençlerin büyüklerine saygısız davrandıklarını, acımasızlıklarını eleştirir yazılar yazdırdığı birçok kitapta yazılmıştır. Her dönemde yetişkinler kendi ergenliklerini unutup, ergenlerin davranışlarını eleştirmişlerdir. Yani ‘gençler bizim zamanımızda böyle miydi ‘ sözü sadece günümüze özel bir söz değil binlerce yıldır yetişkinler tarafından gençlere söylenen bir yakınma olmuştur.


Çocukluk ve ergenlik dönemi ilk kez ünlü düşünür ve eğitimci Rousseau, 1782’de basılan Emile adlı eserinde incelenmiştir. Bu kitaptan yüz otuz yıl sonrasında ilk ergenlikle ilgili bilimsel eseri Hall yazmıştır. Hall’ın Adolesans adlı iki ciltlik kitabında Darwin’in kuramından etkilenmiş. İnsanlığın ilkellikten medenileşene kadar geçirdiği evreleri her insanın kendi yaşamında geçirdiğini savunmuştur. Yani barbar bir varlık olan çocuk sonradan medenileşerek çağdaş bir insan haline gelecektir. Hall’ e göre kişilik puberte de şekillenmeye başlar ve adolesans döneminde insan ırkının bir üyesi olarak yeniden doğar. Bu dönemin büyük karışıklıklar ve fırtınalar dönemi olduğunu İlk kez Hall vurgulamıştır.

John Locke çocuğun kişilik gelişiminde doğuştan gelen etkenlerin yanında çevresel etkenlerin özellikle büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Davranışçılık ekolünün etkinliği arttığı dönemde Watson 1925’lerde kendisine sağlığı yerinde herhangi bir çocuk verildiğinde onu bir tüccar bir artist bir doktor bir dilenci ya da bir katil yapabileceğini iddia etmiştir. Watson’a göre çevresel etkenler kişilik gelişiminde bu derece önemliydi. Bundan sonraki yıllarda Watson ve Locke’un etkisi ile psikologların dikkati ilk çocukluk yıllarına ve ailenin çocuk üzerindeki etkisine yönelmiştir. Ayrıca S. Freud ‘un öncülüğünü yaptığı Psikanaliz ilk dönemlerinde çocuğa odaklanmış ve erken çocukluk döneminin önemine vurgu yapmıştır. Bu nedenlerle ergenlik dönemi uzun yıllar ihmal edilmiştir.
Daha sonra ki yıllarda yapılan araştırmalar ergenliğin önemini ortaya koymuştur. Örneğin Bronson ve arkadaşları 1-16 yaşındaki çocuklara test uygulayarak davranışlarını saptamış bu çocuklar 30 yaşına geldiklerinde de aynı testlere girmiş ve önceden saptanan özelliklerin yetişkin çağda da devam ettiği bulunmuştur.(1966) Buna benzer çalışmalarla genç kişiliğin ileriki yaşlardaki kişilikle ne kadar benzediği tartışılmıştır.

Ergenlik dönemi ile tekrar gündeme getiren ve hak ettiği değeri veren S.Freud’ un kızı Anna Freud’dur. 1958 de ki yazısında “22 yıllık bir aradan sonra ergenlik konusunu ele alıyorum, bu dönem içinde ergenlikle ilgili bazı çalışmalar yapıldı ancak ergenliğin analitik bağlamda incelenmesi konusunda durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülmektedir. Özellikle erken çocukluk döneminde yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında ergenliğe üvey çocuk gibi davranıldığı söylenebilir.” Bu sözlerden sonra ergenliğe dair araştırmalar artmışmış ve çeşitli bilim insanları tarafından ergenlik derinlemesine incelenmeye başlanmıştır.

Anna Freud’a göre çocukluk döneminde yaşanan tüm çatışmalar ergenlik döneminde yeniden canlanır. Örneğin bebeklik döneminde yaşanan bağımlılık; ergenlikte bağımlı olma ve bağımsız olma arasında gider gelir. Ergen bazen bebek gibi davranır sorumluluk almak istemez bazen de artık bir yetişkin olduğunu herkese kanıtlamaya çalışır. A. Freud gencin bocalamalarını normal kabul etmiş ve bu ambivalansın normal ve içsel gelişime karşı bir uyum süreci olduğunu söylemiştir.

Ergenlerle uzun yıllar çalışıp bu konuda bir çok araştırma yapan Masterson yetişkin ve ergenlerin kişilik yapıları arasında bazı farklar olduğunu söylemiştir.(1958) Bu farklar; Yetişkin bilinçaltı dürtülerini bastırabilmişken ergen bu yetiyi henüz tam olarak kazanmış değildir. Yetişkin belli değer yargılarını bulmuş bunları benimsemiş kişidir ancak ergen kendine uygun olacak değer yargılarının arayışındadır ve bir bocalama yaşıyordur. Yetişkin bir işte çalışıp kendi gelirini elde etmeye ve sorumluluğu tam olarak almaya yetkindir ergen ise duygusal ve ekonomik açıdan anne babasına bağımlıdır.

Ergenlik Döneminin Gelişimsel Görevleri (Gander & Gardiner, 1993)

1.Fiziksel görünüşünü kabul etmek ve bedenini etkili bir şekilde kullanmak: Ergenlikteki bir dizi biyolojik değişimle, birey yetişkinlikteki, boy, kilo, bedensel ve cinsel özelliklerine kavuşur. Ancak bazı insanlar bu özelliklerinden hoşnut olmazlar. Kimi kız ya da erkekler, boylarının kısa olmasından şikâyet ederken, kimisi de kendini güzel ya da yakışıklı bulmayabilir. Bu dönemde herkes kendine “Ben normal miyim?” diye sorar. Buradaki gelisim görevi bedensel özelliklerini kabul etmeyi ve onlardan memnun olmayı öğrenmektir.

2.Kadın ya da erkek olarak toplumsal cinsiyet rolünü başarmak: Son yıllarda toplumsal kadın ve erkek rolünün gereklerini yerine getirmekle ilgili çok fazla değişiklik söz konusu olmuştur. Kimileri toplumsal rollerini geleneksel çerçevede geliştirmekte, kimileri eşitliği ve birbiri ile örtüşen davranışları savunmakta, kimileri de aşırı uçlar arasındaki yerini korumaktadır. Bu nedenle anne babaların, öğretmenlerin ve ergenlerin kafaları karışmaktadır.

3.Her iki cinsten yaşıtlarıyla yeni ve olgun ilişkiler kurmak: İlk ergenlikteki aynı cinsten yaşıt arkadaşlık ilişkisi yerini, daha olgun kadın-erkek ilişkilerine bırakmalıdır. Ergen karma grupta, gülüşmeden, kızarmadan, terlemeden ne söyleyeceğini ve nasıl söyleyeceğini, yetişkinlere özgü çeşitli toplumsal etkinliklere nasıl katılacağını öğrenmek zorundadır. Toplumsal ilişkilerin nasıl olacağını büyük çoğunlukla kültür belirler.

4.Anne baba ve diğer yetişkinlerden duygusal olarak bağımsız olmak: Bu görev ayrılma ve bireyleşme olarak da ifade edilebilir. Normal ergen gelişimi ebeveynden psikolojik olarak bağımsız olmayı öğrenmeyi, ev ve aile dışında ilişkiler kurmayı ve kendi kimliğini aramayı gerektirir. Ergenler bir yandan kendilerini ayırırken bir yandan da ailenin bir üyesi gibi katılmaya devam ederek bireyleşir. Olgunlaşma ve ayrılma aileleriyle ilişkilerinde ne kadar uzaklaştıklarına bakarak ölçülemez. Özerk bir birey olmak ve ebeveynden bağımsız bir ilişki kurmak, birbirini dışlayan iki durum değildir. Bunlar birbirini tamamlayan davranışlardır ve ergenlik sırasında gerçeklesen normal aile gelişiminin bir parçasıdır.

5.Bir meslek seçip bunun için hazırlanmak ve ekonomik özgürlüğe kavuşabilmek: Bir ergenin ekonomik olarak özgürlüğe kavuşabilmesi ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi için bir meslek sahibi olması gerekmektedir. Birçok durumda ergenlik yılları resmi okul öğrenimi, yeteneklerin ve ilgilerin belirlenmesi üzerinde yoğunlaşarak, genç insana yetişkin yasamı için ne istediği, ne yapabileceği ve ne yapacağı konusunda karar vermesi için zaman sağlamaktadır. Ekonomik özgürlüğe sahip olmak için belirlenen yollar, sosyo-ekonomik düzeye bağlı olarak farklılaşmaktadır. Birçok kişi bu tür seçimleri ergenliğinin sonunda ya da yetişkinliğinin baslarında yapmasına rağmen, ergenlik dönemindeki okul yaşantısı ve ebeveynlerin yasam biçimleri ergenin gelecek yönelimi üzerinde etkilidir. Birçok çalışmanın sonucu ergenlerin gelecek beklentilerinin kültürel cinsiyet rolleri ve o kültürdeki geçmiş deneyimleri doğrultusunda şekillendiği sonucuna ulaşmışlardır.

6.Evlilik ve aile yaşantısına hazırlanmak: Bu gelişim görevi, üç, dört ve besinci görevlerde ilerleme kaydedilmiş olmasına bağlıdır. Ergenlerin büyük çoğunluğu evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı beklemektedir. Ancak bazı ergenler bu süreci zevkle beklerken, bazıları da öfke ya da korku hissederler. Bireyin bu alandaki tutumu, başarı ya da başarısızlığı, hem kültürden hem sosyo-ekonomik düzeyden hem de aile deneyimlerinden etkilenir.

7.Toplumsal olarak sorumlu davranışlar sergilemeyi istemek ve bunu başarmak: Çok az istisna dışında insanlar yaşamlarını soyutlanmış bir biçimde değil, bir topluluk, bölge, ülke içinde yaşarlar. Ergen bir yetişkin olarak siyasal, dinsel ve toplumsal etkinliklere sorumlu olarak katılmayı, vergi ödemeyi ve oy vermeyi öğrenmesi gerekmektedir.

8.Bir ideoloji edinmek ve davranışlarına yol gösterecek bir takım değerleri ve ahlaki sistemi oluşturmak: Bebeklikten ergenliğe kadar bir birey üzerinde ana babaların, yaşıtların, okulun ve dinin uyguladığı etkiler, yasamak için bir dizi standart oluşturmayı amaçlar. Bu değerler bireyin benliğine katılır ve hem toplumu hem de bireyselliği yansıtır. Bu nedenle ergenler bir siyasi görüş ya da bir toplumsal duruş belirlemek ihtiyacı hissederler. Birey bu görevi gerçekleştirdiğinde dünyadaki yeri ve diğer insanlarla ilişkilerini belirlemek için bir yöntemi var demektir.

Çocuğun diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerinin nasıl olacağı, hayatının ilk yıllarındaki öğrenmelerine bağlıdır. Bu bakımdan anne baba ve diğer yetişkinlerin sosyal davranışları çok önemlidir. Gerek kuramsal bilgiler gerekse araştırmalar, ergenin, kimlik gelişimi gibi önemli gelişimsel görevleri başarıyla tamamlamasında aile ortamının çok büyük etkisi olduğu konusunda ortak bilgiler ortaya koymaktadır.

Ergenlikte duygusal sorunlara ve strese yol açan faktörler toplumdan topluma ve kültürden kültüre değişiklik göstermektedir. Çünkü ergenin gelişimsel görevleri büyük ölçüde sosyal çevre tarafından belirlenir ve her toplumun ergenlik dönemindeki gence yaklaşımı farklıdır. Gelişim görevlerinin tamamlanma şekli, bireyin genç yetişkinlik döneminde önüne sunulacak yeni gelişim görevleri ile başa çıkmada ne kadar iyi hazırlıklı olduğunu etkileyecektir.
Yazan
Dr.Dilek YEŞİLBAŞ
 
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenlik Bir Nevi Yeniden Doğuş" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Dilek YEŞİLBAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Dilek YEŞİLBAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Dr.Dilek YEŞİLBAŞ
Doktor "Ruh sağlığı ve hastalıkları - Psikiyatri"
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Dilek YEŞİLBAŞ'ın Makaleleri
► Anneyi Yeniden Yaratmak (Mommy Make Over) Prof.Op.Dr. Ege ÖZGENTAŞ
► Erken Ergenlik Doç.Dr.Ergun ÇETİNKAYA
► Ergenlik ve Tüketim Dr.Mutluhan İZMİR
► Ergenlik ve Cinsel Eğitim Doç.Dr.Ö.Yavuz ŞİMŞEK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ergenlik Bir Nevi Yeniden Doğuş' başlığıyla benzeşen toplam 89 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Anoreksiya Nervoza Haziran 2020
► Ölüm, Kayıp ve Yas Haziran 2020
► Transaksiyonel Analiz Haziran 2020
► Aldatma Haziran 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:05
Top