2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi...
MAKALE #21524 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR | Yayın Haziran 2020 | 1,761 Okuyucu
Birçok insan zaman zaman çeşitli konularda evham, endişe ve takıntılara kapılabilir. Ancak çoğu kez günlük yaşam içinde ortaya çıkan bu duygular ile baş edebilir ve sorunlarımızı yaşamımızı etkileme noktasına varmadan çözüme ulaştırabiliriz. Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilen bir ruhsal hastalık akla gelmelidir.


Takıntı hastalığı olarak da bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bir tür kaygı bozukluğudur. Bireyleri döngüsel olan düşünce ve davranışlara hapseder. Diğer bir ifadeyle kişiler kontrol edemedikleri, zihinlerinden uzaklaştıramadıkları, sürekli olarak tekrar eden ve stres yaratan düşünceler, korkular ve takıntılar nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşünceler, bozukluğu yaşayan kişinin benliğine zarar verir. Ortaya çıkan kaygı, kişiden kişiye değişen bazı ritüelleri (tekrar eden davranışlar) bir an önce gerçekleştirme ihtiyacına neden olur. Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan kişiler saplantılarının veya takıntılarının her ne kadar mantık dışı olduğunun farkında olsalar da, hissettikleri yoğun kaygı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak için bu takıntıları gerçekleştirmekten kendilerini alıkoyamazlar. Belirli bir kurala veya sıraya göre yerine getirilen bu davranışlar düşüncelere hizmet ederek geçici bir şekilde kişiyi rahatlatır.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun genel belirtisi kişinin anlamsız olduğunu bildiği halde zihninden atamadığı ve yaşamında belirgin bir sıkıntıya neden olan düşünceleri sürekli aklına getirmesi ve bu düşüncelerle ilişkili eylemleri uygulamaktan kendini alıkoyamaması ve bu davranışlarını sürekli tekrarlamasıdır. Obsesyonlar zaman kaybettirici olabilir, kişinin normal rutinine, mesleki işlevlerine, olağan sosyal aktivitelerine, arkadaş ve aile ilişkilerine önemli ölçüde engel teşkil edebilir. OKB hastalarının sık yaptıkları tanımlamalardan biri "Cehennemi yaşamak ya da lanetlenmiş hissetmektir". En sık görülen obsesyon ve kompülsiyonlar şöyle sıralanabilir:


Temizlik ve titizlik obsesyonları: En sık gözlemlenen belirtilerden biri, kişinin hastalık kapacağı düşüncesiyle sürekli olarak elini yıkama ihtiyacı hissetmesidir. Dokunduğu her şeyden mikrop bulaşacağı düşünceleriyle boğuşup durur. Bu sebeple kişi önce ellerini sürekli yıkamaya başlar ve ilerleyen zamanlarda eğer tedavi edilmezse, kapıları mendille tutarak ya da dirseği ile açmaya başlar ve bir süre sonra telefon kullanamaz ve para tutamaz hale gelebilir. Bu davranış bozukluğunu çevresinden de bekleyen kişi, evine gelenlerin banyoya gidip temizlenmesini isteyebilir. Bunun ileri boyutunu yaşayan kişi hastalık kaptığı düşüncesiyle sürekli olarak doktor kontrolüne gidip tahliller yaptırır. Temizlik ve titizlik obsesyonları olan kişiler virüsün, mikropların, tozun, kirin, tükürüğün, idrarın, dışkının, spermin, nefesin, kimyasal maddelerin, radyoaktivite gibi çevresel atıkların bulaşmasından korkarlar. Saatlerce kendilerini veya vücutlarının bir kısmını yıkayarak kendilerini korumaya çalışırlar. Temizlenmediği kaygısıyla saatlerce tekrar tekrar ev temizliği yaparlar. Koronavirüs süreciyle birlikte Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan bu kişiler hiçbir şekilde rahatlayamamakta ve sürekli etrafta virüs olduğuna dair korkularla baş etmek için kompulsif davranışlara başvurmaktadır. Özellikle temizlik takıntısı olan kişiler sürekli ellerini yıkama, evi temizleme, kapı kollarını silme, tuvalet ve banyo temizliğine aşırı özen gösterme eğilimindedir.


Şüphe ve kontrol obsesyonları: En sık görülen obsesyon ve kompülsiyondur.Obsesif Kompulsif Bozukluğunen önemli belirtilerinden bir diğeri de şüpheciliktir. Kişi yaptığı bir davranışı yapıp yapmadığından emin olamaz ve kontrol etme ihtiyacı duyar. Bu bir unutkanlık değildir. Ocağı, fırını, ütüyü, elektiriği, doğalgazı, suyu, çamaşır makinesini, camları vb. açık bırakıp bırakmadığını, kapıyı ve arabayı kilitleyip kilitlemediğini defalarca kontrol eden kişiler buna örnektir.


Düzen ve simetri obsesyonları: İç dünyaları karmakarışık olan bu kişiler iç dünyalarını düzene sokamadıkları için, dış dünyayı ve dış dünyadaki her şeyi düzenlemeye çalışırlar. Kendilerine ait bir düzen kurarlar ve bu düzene başkasının müdahale etmesine aşırı tepki gösterirler. Örneğin; Masanın üzerindeki örtünün tam ortada durmasına özen gösterme, ters dönen terlikleri düzeltmeden duramama, belirli objeleri aynı şekilde sıralama şeklinde kendini gösterebilir.


Saldırganlık veya zarar verme obsesyonları: Bir anne ya da babanın, çocuğunu öldürme, yaralama, yeni doğum yapmış bir annenin bebeğini boğma ya da camdan atma biçimindeki düşüncelerinin olması, sevdiği birine zarar verme şeklindeki hayaller bu duruma örnek olarak verilebilir Bu kişiler asla yapmasalar ve yapmayacaklarını bilseler bile çocuklarına ve sevdikleri insanlara zarar vermekten çok korkarlar ve bu düşünceleri zihinlerinden atamazlar.. Zarar verme obsesyonu olan kişiler, bıçak, makas, iğne gibi sivri nesnelerden, sevdikleri kişilerle yalnız kalmaktan kaçınabilirler.


Dini obsesyonlar: Özellikle dini ritüelleri yoğun yaşayan kişilerde sık görülen bir obsesyon türüdür. Çoğunlukla ibadet ederken zihne gelir. Kişi inanç ve görüşlerinin tam zıttı bir biçimde ve çok yoğun sıkıntı yaratacak şekilde dini içerikli takıntılı düşünceleri zihninden atamaz. Örneğin; aklına istemediği halde Tanrı’ya küfür etme düşünceleri, Tanrı’nın varlığından kuşku duyma, peygamberi tanımama şeklindeki düşünceler gelir. Bu sıkıntıyı hafiflemek için duaları daha fazla tekrarlayabilir ve daha çok ibadet edebilir.


Sayma obsesyonları: Herhangi bir günlük aktiviteyi belirli bir sayıya kadar sayılmadan yapılırsa, o gün işlerin ters gideceğini düşünerek sayma davranışında bulunmaktır. Bu kişiler kaldırım çizgilerini, elektrik direklerini, otomobilleri, otomobil plakalarını, evlerin numaralarını, apartmanların kaç kat olduğunu sayarlar. Belli sayıların uğurlu ve iyi, belli sayıların uğursuz ve kötü olduğunu düşünürler.


Biriktirme obsesyonları: Kişi ileride gerekli olabilir düşüncesiyle sahip olunan eski eşyalar, gazeteler, hediyelerin ambalajları gibi gerekli olmayacak eşyaları biriktirebilir. Bu durum zamanla kişinin yaşam alanının kullanılamaz hale gelmesine ve sağlık için ciddi tehlikelere yol açabilir. Bu zorlantılı davranış sonucunda kişilerin sosyal hayatları da bu durumdan ciddi şekilde etkilenerek yoğun bir utanç duymalarına neden olabilir.


Cinsel içerikli obsesyonlar: Kişinin kendine, yaşına ve toplumdaki yerine hiç yakıştırmadığı bir biçimde tekrarlayan pornografik vb. cinsel içerikli hayaller bu tür obsesyonlara örnektir. Cinsel obsesyonları olan bir kişi, çocuklarıyla, ebeveyniyle cinsel ilişkiye girdiği düşünce ya da imgelerine sahip olabilir. Gözünün önüne bu tür görüntüler gelebilir. Bu tür obsesyonlar, eşcinsel olmakla ilgili korkuları içeren düşünceler tarzında da karşımıza çıkabilir.


Dokunma obsesyonları: Bazı davranışları yapmadan önce kendilerince önemsedikleri bir eşyaya dokunma ihtiyacı duyma şeklinde kendini gösterir. Örneğin; sabah işe giderken oturma odasında duran ve içinde mutlu aile fotoğrafı bulunan çerçeveye dokunmadan çıkarsa ailesini ilgilendiren olumsuz bir olay ile karşı karşıya kalabileceğinden kaygı duyar ve geri dönüp yeniden dokunma ihtiyacı duyabilir.


Batıl inanç obsesyonları: Merdiven altından geçmek, siyah bir kedi gördüğünde saçını çekmek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamak gibi çoğu kişinin kültürel özelliklerinin bir parçası olarak bazı inanışları, davranışları, uğurlu veya uğursuz saydığı sayı ve renkleri olabilir. Bu tür inanışlar, günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek ya da kısıtlayacak kadar sık ve yoğun olabilir.


Obsesif kompulsif bozukluğun ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörler bir arada rol oynamaktadır. Takıntı hastalığının bilinen nedenleri;


Genetik Yatkınlık: İkizler ve aileler üzerinde yapılan araştırmalar, bu duruma sebep olan genler henüz belirlenmemiş olsa da birinci dereceden yakınlarında Obsesif Kompulsif Bozukluk olan kişilerin hastalığa yakalanma riskinin arttığını göstermektedir.


Biyolojik Sebepler: Bugüne kadar yapılan laboratuvar çalışmaları Obsesif Kompulsif Bozukluğun beynin çalışma biçimindeki bir bozukluktan kaynaklanabileceğini göstermektedir ancak bu alandaki çalışmalar henüz tamamlanmamıştır.


Çevresel Faktörler: Taciz, çocuklukta ve ergenlikte oynanan ensest ve eşcinsel nitelikli oyunlar, kaygılar, kayıplar, yaşamsal değişiklikler, iş, aile, okul ve duygusal ilişki problemleri, travmatik ve stresli yaşam olayları bu soruna neden olan çevresel faktörlerdir. Ayrıca bulaşıcı hastalıklar gibi etkenlerde bu hastalığın ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.


Kendi kendine düzelme olasılığı bulunmayan Obsesif Kompulsif Bozukluğun en iyi tedavi yöntemi “Bilişsel Davranışcı Psikoterapi” ile birlikte uygulanan ilaç tedavisidir. Bilişsel davranışcı psikoterapinin hedefi, Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan kişinin ritüellerini gerçekleştirmeden, korkularıyla yüzleşmelerini ve kaygılarını azaltmasını sağlamaktır. Her ruhsal sorunda olduğu gibi Obsesif Kompulsif Bozuklukta da erken teşhis tedavi süresini kısaltır. Obsesif Kompulsif Bozukluğu sorunu olan kişiler sıklıkla takıntılı düşünce ve davranışları çevredekiler tarafından fark edildiğinde, öğrenildiğinde nasıl karşılanacakları ile ilgili endişe yaşarlar. Ayıplanacağı, dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği, etiketleneceği düşüncesi ile hissettiklerini paylaşmaktan ya da açığa vurmaktan kaçınırlar. Aile üyeleri ve arkadaşları zaman zaman çevreye de huzursuzluk verecek düzeye varan takıntılı davranışların engellenemeyen, karşı koyamadıkları düşüncelerden kaynaklandığını bilmelidir ve destek almaları konusunda yardımcı olmalıdırlar. Bu sorun nedeniyle psikoterapi alan danışanlar psikolojik destek süreci sonunda normale yakın yaşam sürebilirler.Korku ve kaygılarla dolu bir zihinde, hayallere, gelecek planlarına, güzel ve sağlıklı günlere yer yoktur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi..." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     17 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Havva BAYAR Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR
Adana
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi6 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Havva BAYAR'ın Yazıları
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) Nedir? ÇOK OKUNUYOR Psk.Dnş.Furkan BAYRAM
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) Nedir? Psk.Gökhan BİNGÖL
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) Nedir? Psk.Aslı TAŞ KAYABAŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi...' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Özgüven Kazanmak Nisan 2021
◊ Çocuklarda Parmak Emme Haziran 2019
◊ Çocuklukta İstismar Aralık 2016
◊ Çalışan Anne Olmak Aralık 2016
◊ Depresyon Aralık 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:54
Top