2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Antisosyal Kişilik Bozukluğu
MAKALE #21667 © Yazan Uzm.Psk.Beyza TAKAN | Yayın Ağustos 2020 | 1,961 Okuyucu
İlk olarak antisosyal kişilik bozukluğu için psikopat tanımı kullanılmıştır.Daha sonra bu bozukluğun psikolojik olmaktan çok toplumsal kökenli olduğu düşünülerek psikopat terimi yerine sosyopat adını almıştır.American Psychatric Association 1968’de yayımlanan DSM-II de antisosyal kişilik tanımını almıştır.Çok uzun sürmeyip 1980 de yayımlanan DSM-III ‘de antisosyal kişilik bozuklukları adını almıştır.Antisosyal kişilik bozukluğu iki yüzyıldan beri bir ruh bozukluğu olarak görülmektedir.AKB için DSM ölçütleri başka kişilerin haklarına saldırma ve bunun sonuçlarına aldırmazlık olarak tanımlanmaktadır.Bu durum için en az üç kriter kendini gösterir.Suça dönük eylemler,aldatıcılık,dürtüsellik,saldırganlık,sorumsuzluk ve pişmanlık yokluğundan en az üçü olmalıdır.Bu örüntünün en az 15 yaşından itibaren varolması gerekmektedir.AKB’yi yetişkinlerde teşhis etmek için,ısrarlı suça yönelik davranış,zorunlu bir ölçüt olarak bulunmalıdır.Cezaevindeki erkek mahkumların 2/3 ile 3/4 ünde AKB görülmektedir.Buna karşılık toplumda antisosyal ancak yarısında azında görülmektedir.Yapılan araştırmalarda suçların çoğunun,özellikle de şiddet içerenlerinin,suçluların küçük bir kısmı tarafından işlenildiği bulunmuştur.Bu grup suç işlemeye başlamanın erken yaştan itibaren olduğunun,antisosyal davranışlarında devamlılık olduğunu katı,duygusuz yapılarıyla ön plana çıktığını gösteriyor.Ağır ve hafif şiddet grubu AKB olgularını karışlaştırıldığında araştırmalarda sosyodemografik ve kişilik yönlerine bakıldığında anne ve babanın eğitim seviyesi düşüklüğü,ailede parçalanma,sert mizaç,ilgisiz anne baba özellikleri,aile içi çatışma,kardeş sayılarının fazlalığı hafif şiddet grubuna göre belirgin olduğu görülmüştür. (Murat Erdem, 2010)


Cleckley bir çalışmasında psikopat kişiyi,ilk bakışta psikopatik olmayan,fakat davranışları görülenyüzün altında psikoz olduğunu düşündürecek kadar toplum beklentilerine ve gerçekliğe uymayan bir kargaşayı yansıtan insan olarak tanımlar. (Geçtan, 2003)


AKB olan kişilerde yapılan beyin görüntüleme çalışmaları psikopatik kişilik özellikleri ve antisosyal davranış ile prefrontal işlev bozukluğunu ilişkilendirdiğini söylemektedir.Ancak frontal yürütme işlevlerine dair çelişkili sonuçlar saptanmaktadır.Bu konuda yaygın olan kanaat orbitofrontal hipoaktivitenin,büyük lezyonlar olmaması durumunda antisosyal kişilik bozukluğunun başlamasına sebep olabileceği şeklindedir.Nöropsikolojik araştırmalar AKB hatalarının,korku uyandıran uyaranlara karşı normal şartlı tepkiler geliştirmediklerini açıklamaktadır. (Dr.İsmail Ak, 2002)


Meloy’a göre psikopat denildiğinde,başkalarıyla empati kurmaktan tamamen yoksun,insan ilişkilerini duygusal bağ yerine iktidar sağlamaya yönelik ve sadomazoşist bir tutum içinde sürdüren insanlar akla gelmektedir.Person ise psikopatiyi,anksiyete geriliminin anında boşaltılmasına yönelik eylemlerin sonradan getireceği sorunlar hesaba katılmadan yaşandığı impulsif bir bozukluk olarak adlandırılır.Bu tanımlara bakıldığında görülüyor ki,bir kişi DSM-III-R’nin antisosyal kişilik bozukluğu tanımına girdiği halde psikopat demek doğru olmaz.Bazı araştırmacılara göre,antisosyal hasta narsistik kişilik bozukluğunun bir alt kategorisi olarakta görülebilir.Böyle bakıldığında,gerçekten en ilkel psikopattan narsistik kişilik bozukluğunun en arı biçimlerine doğru hareket eden bir süreklilik farkedilebilir. (Geçtan, 2003)


DSM-III-R ye göre AKB ise zaman zaman evden kaçan ve bazen geceyi dışarda geçiren,fiziksel kavgalara karışan ve çoğu kez bunları başlatan,bazen silah kullanabilen,başkalarını cinsel ilişkiye zorlayan,insanlara ve hayvanlara gaddarca davranabilen,başkalarının malına bilerek zarar veren,hırsızlık yapan,bir işte sürekli çalışamayan,borçları ödeyemeyen,parasal sorumlulukları alamayan,karısına ve çocuklarına saldırabilen,bazen belirli bir adresi olmayan ve bir yerden diğerine,bir işten diğerine hiç yerinde durmadan dolaşabilen,kendisinin ve başkalarının güvenliğine aldırmayan,örneğin;çok sarhoş veya çok süratli araba süren,pişmanlık veya suçluluk duymayan,başkalarını incitme veya sömürürcesine daima haklı sebepler bulan on sekiz yaşın üstündeki insanlar olarak tanım yapar. (Geçtan, 2003)


AKB kişiler insan ilişkilerinde,başlangıçta girişken,canlı,ilgili ve bilgili gibi görünebilirler,ancak bencil ve sorumsuz davranışlar yüzünden ilişkiler kısa sürede biter.Kendilerini halı çıkartmak için akla uygunlaştırma savunma düzeneğini çok fazla uygularlar.Çocuklarda dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik bozukluğu gösterenlerde antisosyal kişilik bozukluğu riski daha fazladır.Genellikle alkolizme,kumara,suça yönelimli,aşırı döven,antisosyal ebeveylerin bulunduğu düzensiz,dengesiz,parçalanmış ailelerden dolayı meydana gelir.Bir bölümü de yuvalarda,kimsesizler yurdunda yetişmiştir.Çoğunlukla çocuklukta fiziksel kötü muamele öyküsü gözlenmiştir.Ağır cinsel sapkınlık gösterenlerde AKB riski çok yüksektir.Kalıtım ve çevre etkenleride bu bozukluğun ortaya çıkmasına neden olan faktörlerdir.Anne babaları biyolojik olup ayrı aile ortamlarında yetiştirilmiş olsalar da antisosyal kişilik riski normal nüfusa göre 5-10 kat daha yüksektir.Antisosyal kişilik bozukluğu olan ailelerde kız çocukları somatizasyon bozukluğu;erkek çocuklarda antisosyal kişilik bozukluğu ve psikoaktif madde bağımlılığı daha sık görülmektedir.Ayırıcı tanıda antisosyal kişilik bozukluğunun kibirli,başkalarının duygularına aldırmayan tavırlarıyla narsistik kişilik bozukluklarıyla karıştırılabilir.Ancak narsisistik kişilik bozukluğunda saldırgan davranışlar gözlenmez,ayrıca çocuklarda davranış bozukluğu öyküsü bulunmaz.Bazı psikotik ve duygu durum bozukluklarında da yasalara aykırı davranışlar ortaya çıkabilir.Ancak psikotik ve duygudurum bozukluğu dönemlerinde görülen davranış bozukluklarına antisosyal kişilik bozukluğu denilmesi doğru olmaz.Madde kullanımına bağlı bozukluklarda madde arama davranışı sırasında suça eğilim gözlenebilir.Bu durumda iki tanı birlikte kullanılabilir. (Prof.Dr.Orhan Öztürk, 2016)


Kültürel farklar ve AKB yaygınlığının Kuzey Amerika’daki hızlı artışının sosyal patolojide önemli olduğunu vurgulamaktadır.Sosyal yapılar bazı risk etmenlerinin ruhsal bozuklukların ortaya çıkmasında etkin artış olabilir veya azalabilir.Tayvan’daki düşük oranlar geleneksel Çin ailelerindeki yüksek bütünleşmeye bağlı olma ihtimali yüksektir.Bu tür aileler AKB risk etmenlerinin hemen hemen tam tersi değerleri barındırırlar.Babalar güçlü ve otoriter,çocukların beklentileri fazladır ve aileye sadakat değerlidir.Çocukların açık sınırlandırmalarda yetiştirildiği aileler,AKB açısından daha az risk taşırlar.Popüler görüşün aksine yoksulluk AKB’nin yaygınlığına açıklık getirmez.Robins düşük sosyoekonomik durum ile sosyopati arasında babanın suçluluğundan bağımsız bir sonuç elde etmemiştir.Yoksulluk ve suç arasında aileler iyi işlev gösteriyosa ise bir ilişki bulunmaz.Vaillant ve Vaillant fakir bir ortsmda yetişen bir çok insanın hayatlarını kazanmak için çok çalıştıkları,suç işlemedikleri,uzun vadeli çalışmalar sonucunda göstermiştir.AKB’ye eğilim antisosyal davranışın kendisinden daha fazladır.Alttan yatan dürtüsel özellikler,eğer iyi bir aile ve sosyal yapılar içerisinde muhafaza edilirse,işlev bozukluğu gösterecek seviyeye gelmeyecektir.Açık antisosyal davranış sadece aile işlev bozukluğunda ve sosyal çözülme ortamında görülecektir. (Dr.İsmail Ak, 2002)


Araştırmalarda bir diğer öenmli çalışma olan duygusal zeka ise;kişinin duygularını akıllıca,duyarlı,faydalı ve bilgece kullanabilme becerisi,duyguyu doğru ve tam bir şekilde kavrama ve ifade etme,düşünce içine katma,duyguyu ve başkalarından gelen bilgiyi kavrama,kendinde ve başkalarında duygusal ve entelektüel gelişmeye itici güç olacak şekilde duyguları düzenleme becerisi olarak açıklamaktadır.Nöro-fizyolojik açıdan bakıldığında duygusal zeka insan beyninde amigdala ile ilişkilidir.Amigdala beyin sapının üzerinde,bdem görünümünde birbirine bağlantılı iki parçadan oluşan,duygular ve düşünceler arasındaki uyumun ya da uyumsuzluğun noktası olarak bilinir.Duygusal zeka akademik ve bilişsel zekanın destekleyicisi ve tamamlayıcısıdır.Yapılan araştırmalarda duygusal zekanın yükseltilmesi konusuna yoğunlaşılmıştır.Bu açıdan bakıldığında kişinin duygusal zeka düzeyinin geliştirilerek aile içi ve giderek toplumsal yaşamda yaşam kalitesinin yükseleceğini,boşanmaların ve ailedeki şiddetin azaltılabileceği raporlanmıştır.Diğer taraftan,duygusal zeka eğitimi,yaşam performansı ve motivasyonu düşük olan kişilere yardım amaçlı kullanılabilir.Erkeklerde gözlenen açık ve örtülü saldırgan davranışların yok olmasına katkı sağlayabilir.Duygusal zeka her yaşta ve her zaman geliştirilebilmektedir.Duygusal zeka seviyesi yüksek olan insanlar,duygularını daha başarılı sekilde yürütebilmekte,başa çıkabilmekte,stres anında ne yapabileceğini kavramakta ayrıca aile içi ve sosyal ilişkilerde yapıcı,pozitif tepkiler sergileyebilmektedir.Duygusal zekası yüksek olan bireyler,problemin çözümünde etkili başa çıkma yöntemleri üretebilmekte,duygusal farkındalık,duyguların kontrolünde başarılı olabilmektedirler.Duygusal zekanın öğrenilmiş alışkanlıklar temeline dayalı görüşü uzmanları bu alandaki kapasiteleri geliştirmeye yönelik duygusal zekanın rolü ve önemini incelemeye başlamışlardır.Çalışmayı yürütenler duygusal zeka eğitiminin kişinin duygusal ve sosyal alanlarda daha sağlıklı ilişki kurmalarını ,sağlık kalitelerini olumlu yönde geliştirmelerini amaçladığını göstermektedir. (Mehmet E.Sardoğan, 2006)


Kaynakça
Dr.İsmail Ak, D. S. (2002). Antisosyal Kişilik Bzoukluklarında Sosyobiyolojik Etkenler. Klinik Psikofarmaloji Bülteni, 155-158.
Geçtan, E. (2003). Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar. İstanbul: Metis.
Mehmet E.Sardoğan, C. K. (2006). Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tanısı Almıs ve Almamış Olan Bireylerin Duygusal Zeka Düzeyleri Açısından İncelenmesi. Ege Eğitim Dergisi, 85-102.
Murat Erdem, B. Ö. (2010). Antisosyal Kişilik Bozuklukları Olgularının Şiddet Suçu Niteliğine Göre Mizaç ve Karakter Özellikleri. Klinik Psikiyatri, 113-118.
Prof.Dr.Orhan Öztürk, P. U. (2016). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: bayt.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Antisosyal Kişilik Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Beyza TAKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Beyza TAKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Beyza TAKAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Beyza TAKAN
İçel (Mersin) (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Beyza TAKAN'ın Makaleleri
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Bahar ERDEN
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu ÇOK OKUNUYOR Psk.Yağmur Erişen YALDIZ
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Mehmet ARAS
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Damla ARAZ
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.M.Enes İMERT
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Beniz YILMAZ
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Erkan KURT
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.H. Fatih DANE
► Antisosyal Kişilik Bozukluğu Psk.Dnş.Çiğdem SESLİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Antisosyal Kişilik Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


12:22
Top