Oyun Terapisi Nedir?
OYUN TERAPİSİ NEDİR?
Oyun terapisi, 20. yüzyılın başlarında psikanaliz ve çocuk gelişimi alanlarındaki çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sigmund Freud'un psikanalitik kuramı, Anna Freud ve Melanie Klein gibi önemli isimlerin çocuk psikoterapisine katkıları, oyun terapisinin temellerini atmıştır denilebilir.
Bu dönemle paralel olarak, oyunun çocukların duygularını ve düşüncelerini anlatmada kullandıkları temel bir araç olduğu kabul edilmeye başlanmıştır.
20. yüzyılın ortalarında oyun terapisi daha da gelişmeye başlamış ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Virginia Axline tarafından geliştirilen kapsayıcı oyun terapisi modeli ve Carl Rogers'ın müşteri merkezli terapi yaklaşımı gibi önemli teoriler, oyun terapisinin bugünkü şeklini almasına önayak olmuştur.
Bu süre zarfında oyun terapisi, çocukların doğal ifade biçimi olarak oyunu kullanarak, çocukların yaşadığı zorluklarla başa çıkmalarına ve duygusal iyileşmelerine yardımcı olan etkili bir terapi yöntemi olarak kabul görmüştür. Özetle çocukların hayatı anlamlandırmada ve kendilerini ifade etmekte kullandıkları oyunun iyileştirici gücünü keşfeden uzmanlar, oyunu terapi sürecine dahil etmiş ve bu şekilde oyun terapisi ortaya çıkmıştır.
Oyun terapisi yönteminde ilk olarak terapist, çocuğun anne ve babası ya da yakınları ile görüşür. Onlardan çocuğun problemlerini ve hikayesini dinler. Anlatılan soruna göre terapist, bir tedavi planı yapar. Plan, çeşitli oyunlar ve oyuncaklar üzerinden kurgulanır. Daha sonra çocuğun kendisini güvende hissettiği bir ortamda oyun terapisti ile oynaması sağlanır. Çocuğa kendisini anlatması ve ifade edebilmesi için ona çeşitli oyuncaklar verilir. Bu esnada çocuk ile oyun terapisti arasında bir bağ oluşur. Terapist bu bağ ile çocuğun oyun dünyasına girer ve çocuğun deneyimlerinde, sosyal ve bilişsel becerilerinde yatan sorunları çözmeye başlar.
Özellikle küçük yaştaki çocuklar sorunlarını yetişkinler gibi dile getiremezler. Bu sebeple oyun terapisinde çocuklara rahat hissedebilecekleri bir alan açılır. Çocuklar düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini oyun aracılığıyla anlatabilirler. Bu sayede çocuğun konuşarak çok iyi ifade edemediği problemler üzerine yoğunlaşılır.
2,5 yaşından itibaren 12 yaşındaki çocuklara uygulanabilen oyun terapisi; çocuklarda var olan travmaları, depresyonu, kaygı ve takıntıları, eğer yaşadıysa cinsel istismarı, tuvaletini kaçırma problemini, uyku ve beslenme problemlerini, duygusal olarak bozuklukları ve düşünce sıkıntılarını ortaya çıkartabilen en başarılı psikoterapik yöntemdir. Bu sayede çocukların iç dünyasıyla bir terapi süreci geçirilir ve yaşadıkları sıkıntıların atlatabilmeleri için profesyonel destek süreci başlar.
Oyun terapisine ihtiyaç duyulan pek çok durum vardır. Başlıklar halinde özetlersek; uyku ve yeme bozuklukları, kardeşe olan kıskançlıklar, kaygı ve takıntı problemleri, erken yaşta girilen depresyon, korku durumları, agresif davranış sürekliliği, taciz psikozu, ölüm ya da boşanma durumlarında yaşanan süreçler, hiperaktiflik, ağır hastalık süreci, şiddete maruz kalmanın yarattığı travma, özgüvensizlik ve sosyal beceri bozukluğu gibi konularda terapi alınarak profesyonel bir şekilde bu sorunların çözülmesi amaçlanır. Detaylandıracak olursak,
-Çocuğun Deneyimsel Oyun Terapisi ile hangi problemlerini çözebilir?
* Travmalar ve İstismar (fiziksel, duygusal, cinsel)
* Bağlanma sorunları / Zorlu Doğum
* Ayrılık Anksiyetesi
* Uyku, yeme ve tuvalet problemleri
* Enürosiz (alt ıslatma) /Enkopresiz (kaka tutma- yapma zorlukları)
* Kaygılar ve Korkular / Fobiler ve Tikler
* Seçici dilsizlik / sessizlik
* Ailevi yaşantıdaki değişiklikler (yakınını kaybetme, ölüm, yas, taşınma vb.)
* Boşanma sonrası adaptasyon sorunları
* Kardeş kıskançlığı / Davranışsal gerileme
* Evlatlık alınma / edinilme durumu
* Okula başlama ve uyum sorunları / Davranışsal problemler
* Saldırganlık / Öfke veya Zorbalık, saldırıya uğra(t)mak
* Düşük öz-benlik saygısı / Sosyal içe kapanıklık
* Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik)/ Dürtüsellik
* Tıbbi nedeni olmayan bulantılar/baş ağrıları,
* İletişim problemleri / Sınır koyma sorunu,
* Gecikmiş gelişim / Fiziksel yetersizlikler
Çocuklar için oyun, ilişkilerini ve sosyal becerilerini prova ettikleri doğal bir iletişim yoludur. Bu sebeple, oyunun temel işlevi evde ya da oyun seanslarında değişmez. Ancak oyun seansların içindeki oyun, teknik ve içerik açısından çocuğun kendi kendine ya da diğer yetişkinlerle oynadığı oyundan farklıdır. Deneyimsel Oyun Terapisinin evdeki oyundan en temel farkı çocuğun oluşturduğu bu sembolik anlatımları okuyabilen bir terapistin orada olup onunla oynamasıdır. Oyun terapisinde çocuğun tercih ettiği oyuncaklar, bu oyuncakların kullanılış şekli ve bu oyuncakların soyut/somut anlamları eğitimli bir oyun terapisti tarafından çözümlenir. Terapist ile çocuğun arasında kurulan terapötik ilişki, yoğun duygusal tecrübeyi yansıtan oyunu oynarken, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Bu sayede, çocuklar travmatik deneyimlerini oyunlarında aktarırken eğitimli bir oyun terapisti iyileştirici tepkileri çocuğa verebilir.
Oyun terapisinin çoğu olayların çözümünde bariz kolaylıklar sağladığı bilinir. Oyun terapisinin faydaları sayısız olarak kabul edilse de, bu metodun sık kullanıldığı olaylar ve faydaları şunlardır;
• Oyun terapisi sayesinde çocuklar korkularını yenerler.
• İfade etmekte zorlandıkları duyguları daha rahat ifade ederler.
• Yaşadıkları sorunlarla mücadele etme becerileri gelişir.
• Oyun terapisinde, çocukların diğer çocuklarla ve yetişkinlerle olan ilişkilerinin sağlıklı olması sağlanır.
• Çocukların kendilerine olan güvenleri artar.
• Sorumluluk duyguları gelişir.
• Sınırlarının farkına varır ve bunları kendileri belirlerler
Oyun terapisi, 20. yüzyılın başlarında psikanaliz ve çocuk gelişimi alanlarındaki çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sigmund Freud'un psikanalitik kuramı, Anna Freud ve Melanie Klein gibi önemli isimlerin çocuk psikoterapisine katkıları, oyun terapisinin temellerini atmıştır denilebilir.
Bu dönemle paralel olarak, oyunun çocukların duygularını ve düşüncelerini anlatmada kullandıkları temel bir araç olduğu kabul edilmeye başlanmıştır.
20. yüzyılın ortalarında oyun terapisi daha da gelişmeye başlamış ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Virginia Axline tarafından geliştirilen kapsayıcı oyun terapisi modeli ve Carl Rogers'ın müşteri merkezli terapi yaklaşımı gibi önemli teoriler, oyun terapisinin bugünkü şeklini almasına önayak olmuştur.
Bu süre zarfında oyun terapisi, çocukların doğal ifade biçimi olarak oyunu kullanarak, çocukların yaşadığı zorluklarla başa çıkmalarına ve duygusal iyileşmelerine yardımcı olan etkili bir terapi yöntemi olarak kabul görmüştür. Özetle çocukların hayatı anlamlandırmada ve kendilerini ifade etmekte kullandıkları oyunun iyileştirici gücünü keşfeden uzmanlar, oyunu terapi sürecine dahil etmiş ve bu şekilde oyun terapisi ortaya çıkmıştır.
Oyun terapisi yönteminde ilk olarak terapist, çocuğun anne ve babası ya da yakınları ile görüşür. Onlardan çocuğun problemlerini ve hikayesini dinler. Anlatılan soruna göre terapist, bir tedavi planı yapar. Plan, çeşitli oyunlar ve oyuncaklar üzerinden kurgulanır. Daha sonra çocuğun kendisini güvende hissettiği bir ortamda oyun terapisti ile oynaması sağlanır. Çocuğa kendisini anlatması ve ifade edebilmesi için ona çeşitli oyuncaklar verilir. Bu esnada çocuk ile oyun terapisti arasında bir bağ oluşur. Terapist bu bağ ile çocuğun oyun dünyasına girer ve çocuğun deneyimlerinde, sosyal ve bilişsel becerilerinde yatan sorunları çözmeye başlar.
Özellikle küçük yaştaki çocuklar sorunlarını yetişkinler gibi dile getiremezler. Bu sebeple oyun terapisinde çocuklara rahat hissedebilecekleri bir alan açılır. Çocuklar düşüncelerini, duygularını ve deneyimlerini oyun aracılığıyla anlatabilirler. Bu sayede çocuğun konuşarak çok iyi ifade edemediği problemler üzerine yoğunlaşılır.
2,5 yaşından itibaren 12 yaşındaki çocuklara uygulanabilen oyun terapisi; çocuklarda var olan travmaları, depresyonu, kaygı ve takıntıları, eğer yaşadıysa cinsel istismarı, tuvaletini kaçırma problemini, uyku ve beslenme problemlerini, duygusal olarak bozuklukları ve düşünce sıkıntılarını ortaya çıkartabilen en başarılı psikoterapik yöntemdir. Bu sayede çocukların iç dünyasıyla bir terapi süreci geçirilir ve yaşadıkları sıkıntıların atlatabilmeleri için profesyonel destek süreci başlar.
Oyun terapisine ihtiyaç duyulan pek çok durum vardır. Başlıklar halinde özetlersek; uyku ve yeme bozuklukları, kardeşe olan kıskançlıklar, kaygı ve takıntı problemleri, erken yaşta girilen depresyon, korku durumları, agresif davranış sürekliliği, taciz psikozu, ölüm ya da boşanma durumlarında yaşanan süreçler, hiperaktiflik, ağır hastalık süreci, şiddete maruz kalmanın yarattığı travma, özgüvensizlik ve sosyal beceri bozukluğu gibi konularda terapi alınarak profesyonel bir şekilde bu sorunların çözülmesi amaçlanır. Detaylandıracak olursak,
-Çocuğun Deneyimsel Oyun Terapisi ile hangi problemlerini çözebilir?
* Travmalar ve İstismar (fiziksel, duygusal, cinsel)
* Bağlanma sorunları / Zorlu Doğum
* Ayrılık Anksiyetesi
* Uyku, yeme ve tuvalet problemleri
* Enürosiz (alt ıslatma) /Enkopresiz (kaka tutma- yapma zorlukları)
* Kaygılar ve Korkular / Fobiler ve Tikler
* Seçici dilsizlik / sessizlik
* Ailevi yaşantıdaki değişiklikler (yakınını kaybetme, ölüm, yas, taşınma vb.)
* Boşanma sonrası adaptasyon sorunları
* Kardeş kıskançlığı / Davranışsal gerileme
* Evlatlık alınma / edinilme durumu
* Okula başlama ve uyum sorunları / Davranışsal problemler
* Saldırganlık / Öfke veya Zorbalık, saldırıya uğra(t)mak
* Düşük öz-benlik saygısı / Sosyal içe kapanıklık
* Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik)/ Dürtüsellik
* Tıbbi nedeni olmayan bulantılar/baş ağrıları,
* İletişim problemleri / Sınır koyma sorunu,
* Gecikmiş gelişim / Fiziksel yetersizlikler
Çocuklar için oyun, ilişkilerini ve sosyal becerilerini prova ettikleri doğal bir iletişim yoludur. Bu sebeple, oyunun temel işlevi evde ya da oyun seanslarında değişmez. Ancak oyun seansların içindeki oyun, teknik ve içerik açısından çocuğun kendi kendine ya da diğer yetişkinlerle oynadığı oyundan farklıdır. Deneyimsel Oyun Terapisinin evdeki oyundan en temel farkı çocuğun oluşturduğu bu sembolik anlatımları okuyabilen bir terapistin orada olup onunla oynamasıdır. Oyun terapisinde çocuğun tercih ettiği oyuncaklar, bu oyuncakların kullanılış şekli ve bu oyuncakların soyut/somut anlamları eğitimli bir oyun terapisti tarafından çözümlenir. Terapist ile çocuğun arasında kurulan terapötik ilişki, yoğun duygusal tecrübeyi yansıtan oyunu oynarken, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Bu sayede, çocuklar travmatik deneyimlerini oyunlarında aktarırken eğitimli bir oyun terapisti iyileştirici tepkileri çocuğa verebilir.
Oyun terapisinin çoğu olayların çözümünde bariz kolaylıklar sağladığı bilinir. Oyun terapisinin faydaları sayısız olarak kabul edilse de, bu metodun sık kullanıldığı olaylar ve faydaları şunlardır;
• Oyun terapisi sayesinde çocuklar korkularını yenerler.
• İfade etmekte zorlandıkları duyguları daha rahat ifade ederler.
• Yaşadıkları sorunlarla mücadele etme becerileri gelişir.
• Oyun terapisinde, çocukların diğer çocuklarla ve yetişkinlerle olan ilişkilerinin sağlıklı olması sağlanır.
• Çocukların kendilerine olan güvenleri artar.
• Sorumluluk duyguları gelişir.
• Sınırlarının farkına varır ve bunları kendileri belirlerler
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Oyun Terapisi Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Osman İLHAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Osman İLHAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.