2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yansıtmalar - Geştalt Yaklaşımına Göre Temas - Temas Biçimleri
MAKALE #7752 © Yazan Dr.Psk.Özge MERGEN | Yayın Kasım 2011 | 17,801 Okuyucu
Geştalt yaklaşımına göre temas hem büyüme ve değişmenin sağlanmasında hem de psikolojik sorunların açıklanmasında önemli bir kavramdır (Daş 2011). Çünkü insan ihtiyaçlarını karşılamak için çevresi ile temas eder, temastan etkilenir ve bu nedenle de organizma ve çevrenin bir fonksiyonu olarak tanımlanabilir. Bir ihtiyaç şekle geldiğinde kişi temas için harekete geçer, ihtiyacını karşılar, doyuma ulaşır, geri çekilir ve başka bir ihtiyaç ortaya çıkana kadar beklemede kalır. Bu anlatılan temas ve geri çekilme ritmik bir döngüdür ve döngünün ritmi temas biçimlerine göre şekillenir (Daş 2006:116).

Temas Biçimleri


Perls ve arkadaşları kişilerarası ilişkilerde kullanılan altı değişik temas biçimi tanımlamıştır (akt. Daş 2006). Bu temas biçimleri içe alma, duyarsızlaşma, saptırma, yansıtma, kendine döndürme, kendini seyretme ve iç içe geçmedir. Bu bölümde bu temas biçimleri kabaca tanımlanacak ve ödevin asıl konusu olan yansıtma temas biçimine ayrıntılı şekilde yer verilecektir.

İçe alma kişinin kendisine verilen bilgileri ölçüp tartmadan, sindirmeden yutmasıdır ve tüm diğer temas biçimlerinin temelinde yer alır. Bilgiyi bütün olarak yutmak –mış gibi bir yaşantıya ve katı biri kişiliğe yol açabilir (Bozkurt 2004). İçe alma temas biçimini kullanan kişiler hep, her zaman, asla ya da herkes ile başlayan kural cümleleri kullanıyor olabilirler ve bu kurallara kendileri ya da bir başkası uymadığında bundan rahatsızlık duyabilirler.

Duyarsızlaşma kişinin yorgunluk, açlık, ağrı gibi içsel duyumları ya da çevresinden gelen dışsal uyaranları duyumsama ve fark etme becerisinin geçmişte yaşanmış olumsuz tecrübeler yoluyla azalmış olmasıdır. Bu kişiler olumsuz hiçbir şey hissetmek istemedikleri için genel olarak bir hissizlik ve uyuşukluk tarif etmektedirler. Aynı zamanda zihinsel etkinliklere fiziksel ya da duygusal yaşantılardan daha çok önem vermektedirler (Aktaş & Daş 2002).

Saptırma temas biçimi, temas ve farkındalıktan kaçınmak sureti ile kişinin çevreden gelen uyaranları almaması ve kendinden de çevreye bir şey vermemesi olarak tanımlanabilir. Bu kişiler temas sonucu oluşabilecek güçlü duygulanımlardan kaçınabilmek için hedef saptırma eğilimi gösterirler (Bozkurt 2004). Saptırma temas biçimini kullanan kişiler konuya odaklanamazlar, sıkıcı olurlar, çaresizlik duygusu yaratırlar, eleştirilmekten korkarlar (Daş 2011).

Kendine döndürmenin genellikle çocuklukta ihtiyaçlarını ve duygularını dile getirdiğinde cezalandırılan kişiler tarafından kullanıldığı söylenmektedir (Clarkson & Mackewn 1993:75). Çocuk ihtiyacını ya da duygusunu dile getirdiği için cezalandırıldığında bedenini sıkarak davranışı durdurmayı öğrenir. Bu yolla öğrenilen bilgiye göre, kişilik yapısı eyleme maruz kalan ve eylemi gerçekleştiren olarak ikiye bölünür ve kişi eylemi gerçekleştiren tarafını kullanarak, başkalarına yapmak istediklerini eyleme maruz kalan tarafına yapar (Clarkson & Mackewn 1993:76). Kepner'e göre kendine döndürmenin bedendeki karşılığı daha çok boğaz ve diyaframdadır. Kişi bedenin bu bölgelerinin çalışmasını aksatarak olumsuz duygularının dışarı çıkmasını engellemekte ve onları içeride tutmaktadır (akt. Daş 2004).

Çevreyle gerçekleşen ve tamamlanan her temasın sonunda normal ve sağlıklı bir iç içe geçme yaşanabilir (Clarkson & Mackewn 1993:74). İç içe geçme kişi ve çevresi arasındaki sınırların ortadan kalktığı, kişi ve çevresinin bir hareket ettiği durum olarak tanımlanabilir. İç içe geçme empati yapma, takım tutma, bir sosyal grubun parçası olma gibi durumlarda işe yarardır ve teması kolaylaştırır. İç içe geçmenin teması zorlaştırdığı durumlar ise temastan kaçınmak ya da engellemek için farkında olmadan kullanıldığı durumlardır.

Kendini seyretme kişinin ne yaptığını ve bunu nasıl yaptığını dışarıdan biri gibi seyretmesi ve seyrederken gördükleriyle yani kendiyle ilgili yorumlar yapması olarak tanımlanabilir. Kendini seyreden kişiler kendilerini ve çevrelerini kontrol etme eğilimindedirler ve kendini bırakmada zorluk yaşarlar. Dolayısıyla sürprizlerden ve riskli durumlardan kendilerini korurlar. Kendini seyretme kendine duyulan hayranlık olarak görülebileceği gibi kendini eleştirme, aşağılama yoluyla negatif bir tarzda da olabilir (Daş 2011).

Yansıtma


Kişinin geçmiş öğrenmelerine ve bilgilerine dayanarak çevresini anlamlandırma süreci olan yansıtma, Perls ve arkadaşları tarafından, kişinin sahip olduğunun farkında olmadığı tutum, duygu ve özellikleri “diğeri”ne atfetmesi ve diğerinden kendine yöneltiliyormuş gibi algılaması olarak tanımlanmıştır (akt. Clarkson 1991:53). Türbanlı olmayanlardan hoşlanmayan ve onları dışlayan kapalı bir kadının türbanlı olmayanlar tarafından dışlandığını ve sevilmediğini düşünmesi bu tanıma örnek olarak gösterilebilir. Bunun gibi narsist kişilik özellikleri olan birinin diğerlerini narsist olmakla ve dikkat çekmek istemekle suçlaması da yansıtma olarak değerlendirilebilir.


Bu tanım biraz daha genişletilerek, kişinin farkında olmadığı diye nitelenen tutum, duygu ve özellikler Polster ve Polster’ın (1974:79) da altını çizdiği gibi, kişinin kendinde olmaması gerektiğine inandığı tutum, duygu ve özellikler şeklinde değiştirilebilir. Kişinin kendine ait özellikleri bir başkasına atfetmesi de bu noktada kişinin aslında sahip olduğu özellikleri ve farkında oldukları arasında bir ikiye bölünmeyle sonuçlanabilir (Polster & Polster 1974:79). Örneğin cinsel arzu ve istekleri olmanın ayıp ve kabul edilemez olduğuna inanan birisi, bu tür bir istek duyduğunda bunu üzerinde taşıyamayacağına göre başkalarını cinselliği ön planda ve arzulu olmakla suçlayabilir. Tıpkı bunun gibi, bencil olmayı kendisine yakıştırmadığı için başkalarını bencillikle suçlaması da örnek olarak gösterilebilir.

Yansıtma pek çok sağlıklı yolla yapılabilir ve kişinin büyümesine olanak sağlayabilir (Clarkson 1991:53). Örneğin bir kişi gelecek hakkında tahminler ve planlar yaparak bilgilerini geleceğe yansıtabilir. Tatil planları yapmak, kariyer hedefleri ortaya koymak ya da olayların gidişatını öngörmeye çalışmak bu tür yansıtma örnekleridir. Sanatsal aktiviteler yoluyla duygu ve düşüncelerini ifade etmek de aslında onları oluşturduğu esere yansıtmaktır. Kişi bu yolla toplumsal fikirlerini, kişisel yaşantılarını, önemsediklerini, yazılarına, şiirlerine, resimlerine, danslarına ya da heykellerine yansıtabilir. Bunlar gibi; empati yapmak da kişinin kendisini diğerine yansıtması ve o kişi olmanın nasıl bir şey olduğunu hayal etmeye çalışması ile mümkün olabilir (Clarkson & Mackewn 1993:73). Empatinin gerçekleşebilmesi için empati yapacak kişinin kendi özellikleriyle temas halinde olması yani onları fark etmesi ve kabul etmesi önemlidir, zira karşımızdakini kendimizde olan yardımıyla biliriz. Bu durumda kendimizde olanı ne kadar iyi bilirsek başkasını da bir terapist olarak anlayabilmek o kadar mümkün olur. Bir başka kişinin neler düşündüğünü, hissettiğini, nelere ihtiyaç duyduğunu ya da nelerden hoşlandığını tahmin etmek de geçmiş tecrübelerin yansıtılması olarak değerlendirilebilir çevreyle teması kolaylaştırabilir (Clarkson & Mackewn 1993:73). Bu tahminler, insanların birbirlerini hoş görebilmelerini ya da birbirlerine saygı gösterebilmelerini ve bu yolla da ilişkilerini ilerletebilmelerini sağlar.

Yansıtma böyle sağlıklı ve yapıcı bir şekilde kullanılabileceği gibi yıkıcı şekillerde de kullanılabilir (Clarkson 1991:53). Polster ve Polster’ın (1974:79) dediğine benzer olarak yansıtmanın bu türlü kullanımı genellikle farkındalık düzeyinde gerçekleşmez (Clarkson & Mackewn 1993:74). Örnek olarak kimseye kötü davranma mesajını içe almış bir kişi düşünelim. Bu kişi herhangi birine kötü davranma isteği duyduğunda, bu istek aldığı mesaja ters düştüğü için böyle bir istek duyduğunu kabul etmeyebilir ve neticede de bu isteği fark etmeyi engelleyerek kendisine kötü davranıldığına inanabilir. Yani üzerinde taşıyamadığı bir isteği dışarıdaki birine atfedebilir. Bu örnekteki gibi yansıtma süreci kişi için net olmayan bir bilgi ile başlar; yani burada kişi içe aldığı “kimseye kötü davranma” mesajının tam olarak farkında değildir sadece kendisini huzursuz eden bir istek duymaktadır. Ancak kimseye kötü davranmamayı içe aldığı için, iç tutarlılığı sağlamak adına kötü davranma isteği de duymamalıdır. Böylece isteğe sahip çıkmak yerine isteği dışlar ve isteğin dışarıdan geldiğine inanır. Böylelikle kişi ile çevresi arasındaki sınır katılaşır ve temas güçleşir. Önyargılar, genellemeler, suçlamalar ve kendi sorumluluklarını başkalarına yükleme eğilimleri sonuç olarak ortaya çıkabilir (Clarkson & Mackewn 1993:74). Bu eğilimler “beni anlamıyorlar, hiçbir şeyi doğru yapmıyorlar, aramıyorlar, sormuyorlar, kızdırıyorlar” gibi ifadelerle dışa vurulabilir. Bunları söyleyen bir kişinin aslında söyleyecekleri ise “kendimi anlatmıyorum, doğru yapmak için çaba göstermiyorum, aramıyorum, sormuyorum, kızıyorum” olmalıdır.
Bunlara ek olarak Kepner yansıtmanın sadece çevreye yönelik olarak değil kişinin kendi bedenine yönelik olarak da yapılabildiğini söylemektedir (akt. Daş 2004). Örneğin gerginlik yaşayan bir kişi boynum tutuluyor dediğinde aslında kendimi tutuyorum demekte ve gergin halini bedenine yansıtmaktadır. Bunun gibi günlük hayatta kullanılabilecek olan boğazım düğümleniyor, tıkanıyor; kalbim sıkışıyor gibi söylemler duyguların bedene yansıtılmasının örnekleri olabilir (Daş 2006: 169).
Özetle, yansıtan kişi, kendisiyle ilgili olanı inkar ederek, sağlıksız bir şekilde başkasına atfetmektedir. Öte yandan sağlıklı bir kişinin ise iyi-kötü tüm duygu, düşünce, ihtiyaç ve özelliklerinin farkında olması beklenir. Sağlıklı kişiler bir bütün olarak kendilerinin farkında olabildikleri için bunları başkalarına yansıtıp yansıtmadıklarını da test etme şansına sahiptirler. Kendilerine ait tüm duygu, düşünce, ihtiyaç ve özelliklerini kullanma karar ve sorumluluğunu da kendiler alırlar (Daş 2006:165).

Kaynaklar

Aktaş, C., Daş, C. (2002). Geştalt Temas Biçimleri Yeniden Düzenlenmiş Form’un Türk Örnekleminde Faktör Yapısı, Geçerliliği ve Güvenirliği. Temas: Geştalt Terapi Dergisi, 1(1), 83 -110.
Bozkurt, S. (2004). Geştalt Haritaları: Bir Vaka Formülasyonu. Temas: Geştalt Terapi Dergisi, 1(3), 58 -82.
Clarkson, P. (1991). Gestalt Counselling in Action. London: Sage Publications
Clarkson, P., Mackewn, J. (1993). Fritz Perls. London: Sage Publications.
Daş, C. (2004). Nefes Al-Ver ve Harekete Geç: Anksiyete ve Geştalt Terapisi. Temas: Geştalt Terapi Dergisi, 1(3), 127 -140.
Daş, C. (2006). Bütünleşmek ve Büyümek: Geştalt Terapi Yaklaşımı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Daş, C. (2011). Temas Modülü Ders Notları. Geştalt Terapi Eğitimi.
Polster, E., Polster, M. (1974). Gestalt Therapy Integrated. New York: Vintage Books.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yansıtmalar - Geştalt Yaklaşımına Göre Temas - Temas Biçimleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Özge MERGEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Özge MERGEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Özge MERGEN'in Makaleleri
► Geştalt'ın İçsel Çatışma Teorisi Psk.Doğancan GÖKÇE
► Evlilikte İlişki Biçimleri Psk.Bahattin GÖKTAN
► Liderlik ve Lider Davranış Biçimleri Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
► Anne-Babalara Öneriler: Çocuğa Yaklaşım Biçimleri Psk.Suzan AKSÜT OSMANAĞAOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Yansıtmalar - Geştalt Yaklaşımına Göre Temas - Temas Biçimleri' başlığıyla benzeşen toplam 40 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:50
Top