Uyku Apnesi Açık ve Sessiz Beyin Damarı Tıkanmasına Yol Açan Faktörlerden Biridir.
Uyku apnesi, uyku sırasında nefes alıp vermenin çoğunlukla 20 saniye veya bazen daha uzun sürelerle durması halidir. Bazen nefes durması sırasında kanda oksijen düzeyi %3 ‘ten fazla düşme gösterebilir. Beynin ve tüm vücut dokularının bir süreliğine oksijensiz kalması, uyku apnesinin ve çok sık maruz kalınan oksijensizliğin beyin fonksiyonları üzerindeki olumsuz etkisinin ve uzun zamanda oluşan sonuçlarının neler olduğu hakkında daha bilmediğimiz çok şey olduğunu bize göstermektedir.
Horlama, aslında uyku apnesinin başlangıç evresi olarak düşünülebilir. Horlama ilerliyen yaş, obezite nedeniyle kulak burun boğaz gibi yapılarda daralma, uyku sırasında kas tonüsünün azalması ile solunum sırasında ses tellerinin titreşmesi ile ortaya çıkar. Horlama ve uyku apnesi iskemik inme ve koroner arter hastalıklarının gelişimi için, hipertansiyon, diabet ve hiperlipidemi gibi bir risk faktörü olarak epey zamandır kabul edilir. Uyku apnesinin sessiz beyin damar tıkanıklığı (sessiz infarkt) gelişiminde bir rolü olup olmadığı yakın zamana kadar bilinmemekteydi.
Sessiz infarkt, beyinde olduğu anda veya sonrasında herhangi bir belirti vermeyen damar tıkanıklığı olarak ifade edilebilir. Hastalar Beyin MR veya BT'sinde damar tıkanıklığı görülmesine rağmen, daha önceden bir inme geçirmiş olduklarını bilmezler. Fiziksel veya nörolojik olarak hiç bir belirti bulunmadığı için bu durum sessiz infarkt olarak tanımlanır.
Almanya'da yapılmış son bir çalışmada, beyinde MR veya BT ile sessiz infarkt saptanan hastalar arasında uyku apnesi bulunma sıklığının oldukça yüksek olduğunu gösterilmiştir. Bu araştırmada beyin damar tıkanıklığı sonucunda inme geçiren hastalar arasında uyku apne bulunma oranı %91 olarak bulunmuştur. Hastaların %29'unda şiddetli, %30'unda orta şiddette uyku apnesi saptanmıştır. Şiddetli uyku apnesi olan inme hastalarının %58'inde beyin MR'ında sessiz infarkt vardı. Şiddetli uyku apnesi bulunan bu hastaların %38' inde beyinde beyaz maddede kronik küçük damar hastalığına dair bulgu vardı. Bu çalışmaya göre uyku apnesinin şiddeti ile sessiz beyin infarktı paralel bir şekilde artmaktadır.
Uyku apnesinin beyinde sessiz veya açık inme oluşumda bir risk faktörü olmasının nedeni hastalığın, hipertansiyon ve insülin direnci oluşumuna olan katkısı kadar, damar duvarından salgılanan vazoaktif hormonların salgılanma dengesinde bozulma, damar duvarında iltihap aracısı bazı maddelerin artışı (sitokin) gibi faktörlerin etkisi ile ateroskleroza zemin hazırlaması veya neden olmasıdır. Uykuda apneler sırasında bilinçli veya bilinçsiz mikro uyanıkların etkisi ile damarların iç yüzeyindeki kısımlarda kalınlaşma, hasar vb meydana gelmekte ve o bölgede pıhtılaşma ile damar tıkanmaktadır. Uyku apne sendromunda kan pıhtılaşmasına başka bazı faktörlerin etkisi ile de bir eğilim söz konusudur. Bütün bu damar duvarı fonksiyon bozuklukları beyin damar hastalıkları ve kalp damar (koroner) hastalıklarına yol açmaktadır.
Beyin ve kalp damar hastalıkları ile mücadelenin başında değiştirelebilir risk faktörleri ile mücadele yer alır. Hipertansiyon, diabet, kolestrol ve kan yağlarında yükseklik, sigara ve yüksek miktarda alkol kullanımı bunların en önemlileridir. Uyku apnesi de bu değiştirilebilir, tedavi edilebilir risk faktörlerinden biridir. Bu nedenle aşırı horlama, uykuda nefes durması, diyete rağmen verilemiyen kilolar, gündüzleri aşırı uyuklama gibi uyku apnesini düşündürebilir belirtileri kendimizde görüyorsak (Online Berlin Uyku apne Testi) derhal bir uyku laboratuvarının bulunduğu uyku merkezine başvurumuz ve nörolojik bir muayeneden geçmemiz gerektiğini söyleyen bilimsel veriler giderek artmaktadır.
Horlama, aslında uyku apnesinin başlangıç evresi olarak düşünülebilir. Horlama ilerliyen yaş, obezite nedeniyle kulak burun boğaz gibi yapılarda daralma, uyku sırasında kas tonüsünün azalması ile solunum sırasında ses tellerinin titreşmesi ile ortaya çıkar. Horlama ve uyku apnesi iskemik inme ve koroner arter hastalıklarının gelişimi için, hipertansiyon, diabet ve hiperlipidemi gibi bir risk faktörü olarak epey zamandır kabul edilir. Uyku apnesinin sessiz beyin damar tıkanıklığı (sessiz infarkt) gelişiminde bir rolü olup olmadığı yakın zamana kadar bilinmemekteydi.
Sessiz infarkt, beyinde olduğu anda veya sonrasında herhangi bir belirti vermeyen damar tıkanıklığı olarak ifade edilebilir. Hastalar Beyin MR veya BT'sinde damar tıkanıklığı görülmesine rağmen, daha önceden bir inme geçirmiş olduklarını bilmezler. Fiziksel veya nörolojik olarak hiç bir belirti bulunmadığı için bu durum sessiz infarkt olarak tanımlanır.
Almanya'da yapılmış son bir çalışmada, beyinde MR veya BT ile sessiz infarkt saptanan hastalar arasında uyku apnesi bulunma sıklığının oldukça yüksek olduğunu gösterilmiştir. Bu araştırmada beyin damar tıkanıklığı sonucunda inme geçiren hastalar arasında uyku apne bulunma oranı %91 olarak bulunmuştur. Hastaların %29'unda şiddetli, %30'unda orta şiddette uyku apnesi saptanmıştır. Şiddetli uyku apnesi olan inme hastalarının %58'inde beyin MR'ında sessiz infarkt vardı. Şiddetli uyku apnesi bulunan bu hastaların %38' inde beyinde beyaz maddede kronik küçük damar hastalığına dair bulgu vardı. Bu çalışmaya göre uyku apnesinin şiddeti ile sessiz beyin infarktı paralel bir şekilde artmaktadır.
Uyku apnesinin beyinde sessiz veya açık inme oluşumda bir risk faktörü olmasının nedeni hastalığın, hipertansiyon ve insülin direnci oluşumuna olan katkısı kadar, damar duvarından salgılanan vazoaktif hormonların salgılanma dengesinde bozulma, damar duvarında iltihap aracısı bazı maddelerin artışı (sitokin) gibi faktörlerin etkisi ile ateroskleroza zemin hazırlaması veya neden olmasıdır. Uykuda apneler sırasında bilinçli veya bilinçsiz mikro uyanıkların etkisi ile damarların iç yüzeyindeki kısımlarda kalınlaşma, hasar vb meydana gelmekte ve o bölgede pıhtılaşma ile damar tıkanmaktadır. Uyku apne sendromunda kan pıhtılaşmasına başka bazı faktörlerin etkisi ile de bir eğilim söz konusudur. Bütün bu damar duvarı fonksiyon bozuklukları beyin damar hastalıkları ve kalp damar (koroner) hastalıklarına yol açmaktadır.
Beyin ve kalp damar hastalıkları ile mücadelenin başında değiştirelebilir risk faktörleri ile mücadele yer alır. Hipertansiyon, diabet, kolestrol ve kan yağlarında yükseklik, sigara ve yüksek miktarda alkol kullanımı bunların en önemlileridir. Uyku apnesi de bu değiştirilebilir, tedavi edilebilir risk faktörlerinden biridir. Bu nedenle aşırı horlama, uykuda nefes durması, diyete rağmen verilemiyen kilolar, gündüzleri aşırı uyuklama gibi uyku apnesini düşündürebilir belirtileri kendimizde görüyorsak (Online Berlin Uyku apne Testi) derhal bir uyku laboratuvarının bulunduğu uyku merkezine başvurumuz ve nörolojik bir muayeneden geçmemiz gerektiğini söyleyen bilimsel veriler giderek artmaktadır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Uyku Apnesi Açık ve Sessiz Beyin Damarı Tıkanmasına Yol Açan Faktörlerden Biridir." başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Burhanettin ULUDAĞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Burhanettin ULUDAĞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.