2007'den Bugüne 92,326 Tavsiye, 28,224 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilginin Yolculuğu
YAZI #114 © Yazan Psk.Ayşın KURTULUŞ | Yayın Eylül 2008
Öğrendiğiniz bilgiler tekrar edilmediği zaman unutulur. Çevremizden beynimize çeşitli uyaranlar gelir. Gelen bu uyaranlar hafızaya yerleşir. İnsan hafızası “kısa süreli” ve uzun süreli hafıza” olarak ayrılır.Uyarıcılar ilk önce süreli hafızaya gelir. Bilginin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçmesi, düzenli tekrarların yapılmasıyla sağlanabilir. Bilgilerimizi tekrar etmediğimizde “unutma” tekrar ettiğimizde ise uzun süreli hafızada sağlıklı depolanma gerçekleşir. Tekrarların dışında öğrendiğimiz bilgi anlamlı hale getirilirse de (görselleştirmek, önem vermek, ihtiyaç hissetmek v.b) hatırlama süreci daha hızlı harekete geçer. Öğrenilen bilgi ilk 24 saatte tekrar edilmez ise %70 oranında kayba uğrar. Bu nedenle günlük tekrarlar oldukça önemlidir. Haftalık ve aylık tekrarlar ise bilginin kalıcılığını garantiler.

BAŞARININ ANAHTARI

Başarılı olabilmek için bazı öğrenciler aşağıdaki sıralama ile hareket ederler.

DERS ÇALIŞMAK
İÇİN İSTEK……………DERS ÇALIŞMAYA
BAŞLAMAK VE SÜRDÜRMEK……BAŞARILI OLMAK

Bu yanlışa düşen öğrenciler ders yılının başından sonuna kadar kendilerine bir ilham perisi gibi “ ders çalışma isteğinin” gelmesini bekler dururlar. Doğal olarak bu tür istek bir türlü gelmez.

Oysa aşağıdaki formül başarılı olmakta doğru olandır.

DERS ÇALIŞMAYA
BAŞLAMAK VE SÜRDÜRMEK…….BAŞARILI OLMAK…….DERS ÇALIŞMA
İSTEĞİNİN ORTAYA
ÇIKMASI

Görüldüğü gibi ders çalışma isteğinin ortaya çıkabilmesi ve artabilmesi için öncelikle isteğin gelmesini beklemeden önce çalışmaya başlamak ve sürdürmek, çalışmaların karşılığını almak yani başarı sağlamak tekrar ders çalışma isteğini sağlayacaktır.

Bazı öğrenciler ders çalışmayı çok önemli saydığı için en sona bırakma eğiliminde olabiliyorlar.Müzik dinlemek, telefonla konuşmak, televizyon izlemek gibi ders çalışma dışında önemsiz gördükleri bu faaliyetleri bitirip sonra çalışmanın uygun olacağını düşünüyorlar.Ancak en önemli faaliyet en sona en yorgun olunan saatlere bırakıldığından genellikle verimli bir çalışma gerçekleştiremiyorlar.Ders çalışma ilk yapılması gereken ve dingin bir zihinle daha verimli olacaktır.O halde kendimize mesaj ‘Dersini yap keyfine bak’ olmalıdır.

VAKİT NAKİTTİR.
Dünya üzerinde insanlara zaman kadar eşit bir şekilde dağıtılmış olan hiçbir şey yoktur.Bazı insanlar zamanı kullanırken çok cömert davranabilirler.Sınavlarda başarılı olan öğrenciler ile başarılı olamayanlar arasındaki en temel fark zaman kullanımıdır.Zamanımızı planlı ve programlı kullanmayı sağladığımızda geleceğimizi bu günden istediğimiz biçimde yapılandırabiliriz.Kendimize bir çalışma programı hazırlayarak zamanı denetim altına almakla ilk adımı atalım. Ders çalışmaya ayırdığımız her türlü faaliyete ‘Hayır’ diyebilmeyi öğrenmeliyiz.

‘BU GÜNÜMÜZÜ ÇALAN İKİ HIRSIZ VARDIR. GEÇMİŞİN PİŞMANLIKLARI; GELECEK İLE İLGİLİ KAYGILARIMIZ.’

‘Ben aslında geçmişte pek başarılı olamadım, matematik dersinde eskiden beri hiç beceremem,bir türlü düzenli ve planlı bir öğrenci olamadım’ gibi geçmişte yaşadıklarını düşünüp dururken zaman akıp gider. Zamanın verimli bir şekilde kullanılamamasından dolayı da başarısızlık doğal bir sonuç olacağından ‘Ben biliyordum böyle olacağını’ diyerek ne kadar haklı olduklarını onaylarlar.Oysa insan ‘Ne ekerse onu biçer’. Geçmişi yeniden yaşayamayız.’O’ kullanımdan kaldırılmış para gibidir.Gelecek çok uzakta senet gibidir. Onu göremeyiz. Bugün ise nakit paradır. Eğer geleceği değiştirmek istiyorsanız bugünü değerlendirin.

DUYMAK MI? DİNLEMEK Mİ?
Duymak, yani işitmek ‘Ses dalgalarının kulak zarına çarpması’ dinlemek ise ‘Duyulanı anlamak ve korumak demektir’. Bir öğrenci ders sırasında işittiklerini ders sonunda anımsamıyorsa derste anlatılanları dinlememiş olduğu sonucu çıkar.Dinlemek için geçerli bir amacımız olmalı, not tutmalı, oturuşumuza dikkat etmeli, derse katılımda bulunmalı, anlatılanlara odaklanmalı ve dikkatimizi yoğunlaştırmalıyız.





AİLE


Sürekli bir değişme ve gelişme içinde olan insan, bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi dönemlerden geçer. Şu an çocuklarınızın içinde bulunduğu yaşları nedeniyle bizi ilgilendiren dönem ergenlik dönemidir. İnsanın en hızlı geliştiği ve değiştiği aynı zamanda da en hassas dönemdir ergenlik.

Boy ve kilo artışı, oyun ve ilgilerde değişiklik, somut düşünceden soyut düşünceye geçiş, arkadaşlıklara önemin artması,ahlaki değerlerin biçimlenmesi ergenlik döneminde gelişen aşamalardır. Ergen bedensel gelişimine uyum güçlüğü yaşayabilir. Ben merkezci bir eğilim içine girerek kendi duygu ve davranışlarına daha çok ilgilidir. Duygularında iniş çıkışlar görülebilir; çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, her şeyden sorun çıkarabilir, tedirgin, kuruntulu, isteklerde artış ve sık değişiklik gözlenir.

Otoriteye karşı çıkabilir, çevresi tarafından anlaşılmadığını düşünebilir ve bağımsız hareket etme isteği, aile ile sorunlar sorunlar yaşamasına neden olabilir. Cinsel konulara ilgi artar bilgilenmek ister bu aşamada anne- baba yalın ve dürüst bir şekilde çocuğuna doğru bilgi vermelidir.

Kimlik oluşturma dönemindeki ergen, nasıl bir kişi olacağı konusunda çevresinde model arar. Anne baba olarak davranışlarınızda daha da dikkatli olmanız önemlidir.

Bu döneme ait normal gelişim ve değişim süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak anne babaların çocuklarına doğru davranışı uygulamalarını sağlayacaktır. Unutmayalım ki, çocuğunuz farklı bir kişilik geliştiriyor . Anlayışı, sabırlı ve tutarlı, sınırları belli, iyi gözlemci ve yerinde doğru müdahale yapabilen anne- baba alabilirsek bu dönemi daha sakin ve sıkıntısız atlatabiliriz.

Anne-baba davranışlarının çocukları üzerine ne tür etkiler bırakabileceği konusunda değişik örnekler,

*Anıl çok hata yapıyor yanlışlarına dayanamıyor kızıyorum “her şeyi kötü yapıyorsun” diyorum su bile içse üzerine döküyor sakar mı sakar. Oysa kardeşi sakin sessiz ve başarılı her sözümü dinliyor.

**Sürekli hataları olduğu ifade edilen çocuk hata yapacağını düşünerek daha çok hata yapmaya başlar. Bu dönemde el kol koordinasyonu sağlanamayabilir bu nedenle sakarlıklar çarpma ve dökme sık görülür. Kardeşler arasında karılaştırma yapılması çocuğun kardeşi ile ilişkisini bozacağı gibi sevilmediğini ve beğenilmediğini düşünerek sorunlu duygu ve davranış geliştirme olasılığı yükselir. İleride çocuk çevresinde hata arayan, içsel çatışmaları yaşayan, hırçın, sinirli ve uyumsuz davranışlar sergileyen bir kişiliğe sahip olabilir.

*Eşim çok sinirli olduğu için Derya’nın her istediğini yapıyorum ama yine de mutlu edemiyorum sürekli bir şeyler almamı istiyor alındıktan sonra bir kenara fırlatıyor onun masrafına yetişemiyorum. Eşimin yanında kuzu gibi bana ise saygısızlıkları oldukça arttı artık dayanamıyorum.

**Anne ve baba ortak kararlar vererek çocuklarına nasıl davranacaklarını belirlemelidir. Tek taraflı koyulan kurallar ailede her zaman bozulabilir. Çocuk ne zaman ne yaparsam kime nasıl davranırsam cezadan kurtulup ödül alabilirimi düşündüğü için neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenemez kar- zarar hesabı ile benliğini oluşturur. Bu nedenle kolay elde ettiklerinin kıymetini bilemez; yanlış davranışlarını ise yanlış olduğu için yapmamak yerine ceza almamak için yapmaz. İleride otorite ile sıkıntı, duygularını karşısındaki insana göre maskeleyerek yaşamak, huzursuz, kararsız, kaygılı bir birey olma olasılığı yüksektir.

*Fatih yorulmasın diye her şeyini ben yaparım kaşkolunu bile o bağlayamaz ben bağlarım. Kolay hasta oluyor elimde havlu sokakta bile peşindeyim. Dolmuşa binip dershaneye gelemez ben getiriyorum Diyorum ki, git arkadaşlarınla oyna, gez pısırık, korkak davranma nafile dizimin dibinden ayrılmıyor.

**Her şeyi ailesi tarafından yapılan çocuk sosyal hayata uyum sağlamakta güçlük çeker. Çünkü küçüklüğünden itibaren bu tavırla büyütülen çocuk sudan çıkmış balık gibi “haydi şimdi dershaneye git” hala emir veriliyor ve ne yapması gerektiği nasıl yapacağı planlanıyor bu durumda çocuğun istendik davranması fantastik bir düşüncedir. Kendini ifade etmesine izin verilmediği için, ilerde çekingen kendi başına bir iş yapamayan, onun adına işlerini halletmeye çalışan kişiye de bağımlı bir kişilik geliştirebilir.

*Meltem yaptığı her şeyi en iyi yapabilmeli sınıfın ve dershanenin birincisi, insan ilişkileri iyi, sosyal yanı mükemmel, herkesin parmakla göstereceği örnek bir piyanist olmalı çünkü yetenekli. Onun daha başarılı olabilmesi için çalışma planı yaptık hayatı son derece programlıdır kızımızın sizce günde kaç saat çalışmalıdır? Çok strese giriyor sınav öncesi gece bile elleri ter içinde tir tir titreyerek sınava giriyor. Bunun için ne yapmalıyız?

**Çocuğumuz her konuda mükemmel olamaz. Sanki onu bir yarışa zorluyor ve bu yarışın sonunda kazanan anne-baba olarak sizler olacakmışsınız gibi ne dersiniz? İstenilen seviye yakalanamayınca yaşanan hayal kırıklığının duygusal yükü kendine güven konusunda sorunlar yaşanmasına neden olabilir. Çocuk sürekli bir çatışma içinde kendi istekleri ile ailenin istekleri arasında sıkışıp kalıyor. Bu zorlanma insanlar arasında sürekli bir rekabet hissi ile iletişim kurma biçimi oluşturarak gelecekteki kişiliğini olumsuz etkileyebilecektir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ayşın KURTULUŞ'un Yazıları
► Başarı Yolculuğu Psk.Dnş.M. Burak OLGUN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bilginin Yolculuğu' başlığıyla benzeşen toplam 9 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Stres Eylül 2008
◊ Zaman Yönetimi Eylül 2008
◊ Doğru Çalışma Eylül 2008
◊ Başarıya Giden Yol Eylül 2008
◊ Motivasyon ÇOK OKUNUYOR Eylül 2008
◊ Zamanın Değeri Eylül 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:09
Top