2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yirmi Bir Seanslık Uyanış ve Dönüşüm Programı
YAZI #3091 © Yazan Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA | Yayın Ekim 2016
21 SEANSLIK UYANIŞ VE DÖNÜŞÜM PROGRAMI

Psikoterapi, insanda ruhsal olarak bir değişimi ve dönüşümü sağlayan yöntemlerden biridir. Son dönem PET (Pozitron Emission Tomography), FMRA (Functional Magnetic Resonance Imaging) gibi son derece teknolojik yöntemlerle yapılan beyin görüntüleme teknikleri aracılığıyla deney grubundaki kişilerin bir psikoterapi süreci öncesi ve sonrasında beyin fonksiyonlarında belirgin bir değişiklik olduğu gözlemlendi. Özellikle insanın içgörü, irade ve dürtü kontrolü gibi yetileri ile alakalı, beynin prefrontal korteks denilen kısmında -alnın hemen arkasındaki kısım- gözle görülür bir oranda gelişmeler olduğu tespit edildi.* Yapılan bu gibi son dönem çalışmalarla dinamik yönelimli bir psikoterapi sürecinin, kişiye olan katkısı artık bilimsel bir gerçeklik kazandı diyebiliriz. Psikoterapi süreci ile ilgili yapılan bu bilimsel araştırmalar ışığında dünyada ve Türkiye’de psikoterapinin ruh sağlığı üzerinde iyileştirici etkisi kabul görmekte ve psikoterapiyi yaygınlaştırma çalışmalarına ağırlık verilmektedir.

Psikoterapiye gelmek bile tek başına kişide değişime ve dönüşüme yönelik muazzam bir gücün ve kararlığının olduğunun göstergesidir ancak bu enerji, psikoterapist tarafından doğru yönlendirilemediği takdirde gelen kişinin bir hayal kırıklığı yaşama ihtimali bulunmaktadır. Bu bağlamda, bir uzman psikolojik danışman olarak psikoterapi desteği için bana başvuran danışanlarımda şunları gözlemliyorum: başvuranların birçoğu, gerçekten değişime ve dönüşüme açık olan kişilerden oluşuyor fakat nereden başlayacakları, ne sıklıkla ve ne kadar süre gelecekleri; neleri ele alıp neleri almayacakları, psikoterapi süreci boyunca nasıl davranmaları gerektiği, psikoterapinin gerçekten işe yarayıp yaramayacağı ve en önemlisi sonunda ne elde edecekleri gibi hususlarda karmaşa yaşayabiliyorlar. Dolayısıyla danışanlara, bu gibi belirsizlik içeren konularda tatmin edici bilgiler sunmak ve bir yol haritası çıkarmak sürecin devamlılığı ve sürece olan güven konularında son derece önemlidir.

Gerek psikoterapi alanında almış olduğum eğitimler, gerek danışanlarımla sürdürdüğüm psikoterapi seansları, gerekse danışan koltuğundayken kendi kişisel analizime yönelik deneyimlediğim farklı kuramlara bağlı psikoterapi süreçlerim sonucunda, psikoterapinin oldukça hassas ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir alan olduğunu idrak ettim. Bu deneyimlerimi temel alarak, psikoterapi gibi insanların hayatlarında son derece önemli olan bir konuda kuramsal bilgi ve tekniği göz ardı eden bir yaklaşım ve rastgele bir tutum söz konusu olamaz diye düşünmekteyim. Bu bağlamda, bir psikoterapistin zihninde, insanın ruhsal sistemine dair kapsamlı bir bilgi birikiminin yanı sıra neyi, niçin, ne zaman ve nasıl yapacağına dair sistematik bir formülasyon ve planlama bulunmuyorsa; danışanının da sürece dâhil edildiği bir karmaşanın ve kayboluşun yaşanması beklenen bir durumdur.

Mesleğimin ilk yıllarında benzer durumları yaşayan biri olarak, bu gibi durumları daha aza indirmek adına, danışanlarımla sürdürdüğüm psikoterapi seanslarını daha planlı, sistematik ve bütüne hâkim bir şekilde icra etmeyi amaçladım. Bu amaç doğrultusunda, yeni bir şey icat etmedim belki ama mevcut bilgi ve deneyimlerimden yola çıkarak dört aşamadan oluşan toplamda yirmi bir seanslık naçizane bir psikoterapi modeli geliştirdim. Böylelikle, psikoterapi seanslarımda daha etkili olma, süreç içerisinde önümü görme, sürece daha iyi hâkim olma ve tüm bunları danışanlarıma da hissettirme gibi avantajlar elde ettim. Dört aşamalı Uyanış ve Dönüşüm Programı ve her bir aşamasına dair önemli bilgileri aşağıdaki kısımda -soru ve cevap şeklinde- kısaca değinmek istiyorum.

Uyanış ve Dönüşüm Programı nedir?

Uzman Psikolojik Danışman Ümit Akçakaya’nın bireysel psikolojik danışma seansları için geliştirdiği ve şimdiye kadar katılmış olan onlarca kişinin fayda gördüğü 45’er dakikalık toplamda yirmi bir seans süren yapılandırılmış bir psikoterapi programıdır.

Uyanış ve Dönüşüm Programı kimler için uygundur?

Bugün birçok insan hayatında baş etmekte zorlandığı ve hayatlarını kısıtlayan bir takım duygu, düşünce ve davranışlarla mücadele etmekte; kendilerine ya da iletişim halinde oldukları insanlara zarar verici nitelikte tekrarlayan davranışlar içerisinde olabilmektedir. Bu bağlamda Uyanış ve Dönüşüm Programına aşağıdaki sorun alanlarını yaşayan kişiler katılabilir:

- Özgüven ve iletişim sorunları
- İlişki sorunları (ilişkiye başlama, ilişkiyi devam ettirme ya da sonlandırma sorunları)
- Stres yönetimi
- Karar vermede güçlük
- Öfke kontrol sorunu
- Fobiler
- OKB (takıntılar)
- Panik atak
- Sınav ya da performans kaygıları
- Duyguları yönetmede zorluk yaşama
- Çözümlenmemiş travmalar (taciz, kaza, hastalık, bir yakının kaybı vb.)
- Bir başkasına bağımlı olma
- Asosyal olma
- İnsan ilişkilerinde değersizlik, yetersizlik ve güvensizlik gibi duygular hissetme
- Sürekli olarak başkalarından ilgi, şefkat ya da övgü beklentisi içinde olma
- Sürekli bir mutsuzluk ya da depresif hal hissetme
- Psikolojik kökeni olan bedensel (somatik) ağrılar hissetme
-

Uyanış ve Dönüşüm Programı kimler için uygun değildir?

Bu program, katılımcılara herhangi bir hastalık ya da bozukluk teşhisi koyamayacağı gibi bir tedavi iddiasında da bulunmaz. Bu bağlamda, hali hazırda ciddi bir psikiyatrik bir tanı almış, gerçeklik algısı bozulmuş ya da ağır bir depresyon sürecinde olan kişiler için uygun bir program olmayabilir.

Uyanış ve Dönüşüm Programının süresi ne kadardır?

Programın süresi her danışanın uygun olan zamanları, ulaşım olanakları ve maddi durumuna bağlı olarak değişmektedir ancak programdan fayda görebilmek için en az haftada bir seans yapılmalıdır. Haftada bir seans temel alınırsa program yaklaşık 5 ay sürmektedir ancak haftada iki seans ya da çift seanslar şeklinde haftada dört seans yapılarak programın daha kısa bir sürede tamamlanılması da mümkün olabilmektedir. Sıklık ve süre danışan ve psikolojik danışmanın müsaitlik durumlarına göre esnek bir şekilde ayarlanabilmektedir.

Uyanış ve Dönüşüm Programının 21 seanstan daha erken sonlanması ya da fazla sürmesi mümkün müdür?

Evet, mümkündür. Program; değişime hazır olma durumu, kişilik yapılanması, mevcut sorununun çeşidi, eğitim ve bilinç düzeyi, travma ve aile geçmişi gibi unsurlara bağlı olarak kimi danışanda 21 seansın altında bir sürede sonlanabiliyor. Kimi danışanda ise 21 seans sonrasında da bir süreliğine seanslara devam etme gereksinimi duyulabiliyor.


Uyanış ve Dönüşüm Programının Aşamaları Nelerdir?

Uyanış ve Dönüşüm Programı toplamda dört aşamadan oluşmaktadır.

1. Aşama: Tanıma, Tarama ve Terapötik İlişki Geliştirme: Bu ilk aşamada daha çok psikolojik danışmanın danışanı yakından tanımaya yönelik sorular sorduğu ve danışanın paylaştıkları önemli konular hakkında notlar aldığı bir aşamadır. Danışanın; bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik dönemleri, gelecek planları, aile içi ilişkileri detaylıca irdelenir. Danışanın, paylaştığı dönemlere ait varsa fotoğraf albümünü de getirmesi istenir. Kısacası danışanla beraber onun; dünü ve bugünün titizlikle incelendiği bir yolculuğa ve keşfe çıkılır. Bu esnada eğer varsa danışanın bugününü etkileyen travmalar ya da olaylar -ileriki aşamalarda çalışılmak üzere- Ümit Akçakaya tarafından not edilir. Yaklaşık 6-7 seans süren bu ilk aşamada danışanın, psikoterapistine ve sürece alışması ve ısınması beklenir.

2. Aşama: Psikoeğitim: Bu aşama 4-5 seanslık bir süreci kapsamaktadır. Bu aşamada danışanın, Ümit Akçakaya’nın yayınlanmış Uyanış kitabını kısım kısım okuması beklenir ve bu kitap üzerinden danışana psikoeğitim verilir. İnsanın ruhsal yapısı, bilinçdışı, savunma mekanizmaları, çocukluk yaşantılarımızın bugüne olan etkileri, çeşitli kişilik yapılanmaları ve kişilik savunmaları danışanın anlayabileceği bir dille anlatılır.

3. Aşama: Uyanış: Yine 4-5 seanslık bir süreci kapsayan bu aşamada danışan bir gelişim günlüğü tutturulur ve rüyalarını, farkındalıklarını, günlük hayatındaki duygu, düşünce ve davranışları yakından izlemesi ve konuşulmak üzere yazıp seanslara getirmesi beklenir. Danışanın seansa getirdikleri durumlar, Ümit Akçakaya tarafından yorumlanır ve analiz edilir. Bu aşamada danışanın şimdiye kadar kullanmak zorunda kaldığı savunma mekanizmaları, onların nedenleri ve hayatında yarattığı etkileri gibi konularda bir farkındalık ve “uyanış” gerçekleştirir. Danışan, bu “uyanış”ı sonrasında yavaş yavaş duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirmeye başlar.

4. Aşama: Dönüşüm: 4-5 seans sürecek bu aşamada psikoterapist bir takım terapotik tekniklerle danışana müdahalelerde bulunulur. Tespit edilen sorun ya da travmanın etkisi ve danışanın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak; Hipnoterapi, EMDR, Psikodrama, Sedona, kendini ya da başkalarını affetme çalışmaları, çatışma yaratan bilinçdışı enerjiyi serbest bırakma gibi teknikler bu aşamada danışana uygulanır. Bu aşama boyunca danışanın, Ümit Akçakaya’nın yayımlanmış Dönüşüm adlı kitabını da okuması beklenir. Bu aşamanın sonunda danışanın; artık geçmişin yükünden kurtulmuş, arınmış, farkındalığı yüksek, olayları geçmişine çok daha farklı bir boyutta değerlendirme kapasitesi geliştirmeyi başarabilmiş, duygularını kontrol edebilen, ilişkilerini düzenleyebilen, kendi kendisinin terapisti olma yolunda ilerleyen bir “Birey” haline dönüşmesi hedeflenir.



21 seanslık Uyanış ve Dönüşüm Programını başarıyla tamamlamış bazı danışanlarımın süreç içerisinde yaşadıkları hakkında paylaşımlarını aşağıda okunabilir. Danışanlarımın isimlerine, en başta ve kendilerinin belirttiği şekilde harflerle ya da kod isimlerle yer verilmiştir.

M.A. / Erkek / 38 yaşında / Evli

Psikoterapiye başvuru nedeni: Özgüven sorunu, yakınlarıyla yaşadığı iletişim çatışmaları ve yaşamdan keyif alamama.

“Ümit Akçakaya ile bir arkadaşımın tavsiyesi ile tanıştım. Dışarıdan bakıldığında, her şeyin üstesinden gelmiş başarılı biri olarak sürdürmeye çalıştığım hayatım, gerçekte kaygı ve korkularla sürüp gidiyordu. Hayatım boyunca kimseye hayır diyememek, kişiliğimi ve kendi algımı başka insanların referansıyla yönetmeye çalışmak, kendime dair hiçbir şeyi hak etmediğimi sürekli hissetmek en temel duygularımdı. Özgüven eksikliği, yetersizlik duygularımı bastırarak mükemmel insan olmaya çalışmak, insani zaaflarımı yok saymak en büyük hayat kavgamdı... Mutsuzdum sürekli, depresif duygular içerisindeydim. Güçsüz olmaya, kaybetmeye tahammülüm de hakkım da yoktu sanki. Bu olumsuz duygularla kendim baş edemediğim ve mutsuz olduğum gibi çevremdeki insanlara da bunu yansıttığımı gördüğüm nokta da profesyonel bir yardım almam gerektiğini düşündüm. İtiraf ediyorum ki, seanslara ilk başladığımda da bir şeylerin değişeceğine pek inanmamıştım. Ben anlatacaktım, psikologum öğüt verecekti ve ben bunları uygulayıp mükemmel olmaya çalıştığım hayatıma geri dönerek rolümü daha iyi daha güçlü şekilde oynayacaktım. Tabi ki öyle olmadı. Seanslar başladığında öncelikle içimdeki tüm duygularla yüzleşmeyi öğrendim. Güçsüz olmanın kaybetmenin insani bir şey olduğunu hissettim. Geçmiş acılarımı kabul etmeyi öğrendim. Yok sayarak yaşadığım hayatta aslında hiçbir şeyi yok sayamadığımı da yüzüme ayna yansıması gibi çarpan kendi hayatımdan karelerle iliklerime kadar hissettim. Tüm bunları “uyanış ve dönüşüm programı” denilen (ki bence bir mucize) bir yöntem ile başarabildik. Çünkü artık mükemmel olmaya çalışmıyorum. Hatasız olmaya da çalışmıyorum. Sadece elimden geleni yapıyorum ve mutlu oluyorum. Kendi benlik değerlerimi yeni baştan oluşturdum ve içinde yıllardır bulunduğum hapishaneden kurtuldum adeta. Acıyı da mutsuzluğu da korkuyu da sevgiyi de her şeyi hissediyorum, tekrar yaşamaya başladım sanki. Deneyimlediğim bu psikoterapi süreci, aslında bana tekrar çocukluğumu gençliğimi benliğimi ve duygularımı geri verdi. Bastırdığım hiçbir duygum yok artık. Üzülmem gerekiyorsa üzülüyorum, sevinmem gerekirse seviniyorum; bilinçaltına attığım, yok saydığım, bastırdığım olumsuzluklar yok artık. Kısacası hayatı ve an'ı yaşıyorum. gelecek ve kaybetme korkum neredeyse hiç yok. İnsani tüm duyguları yerinde zamanında yaşamaya çalışıyorum. O yüzden hayatıma dokunan bu terapi bana tekrar nefes almayı öğretti sanki. Binlerce kez teşekkürler. Benzer duygular içerisindeki herkese de mutlaka profesyonel bir yardım almayı tavsiye ediyorum. Hayatınıza bir şans daha verin. Hiçbir şey için geç değil.”




Serap / Kadın / 34 yaşında / Evli

Psikoterapiye başvuru nedeni Duyguları yönetmede zorluk yaşama, kendi olamamak, başkalarına “hayır” diyememek.

“Benim için çok zor günlerdi. Gün içinde sürekli başım dönüyordu acaba bana ne oluyordu? Gitmediğim bölüm ve doktor kalmamıştı ve hastalığımın adına panik atak demişlerdi, günlerim ızdırap dolu geçiyordu ve çok umutsuzluğa kapılmıştım. Sürekli başım dönüyordu ve hayatım alt üst olmuştu. İş verimim azalmıştı; çok mutsuzdum. İlaç almak istemiyordum. Geçici rahatlama ve dondurulmuş duygular hiç de bana göre değildi. Sonunda psikoterapi desteği almaya karar verdim; fakat psikoterapinin ne olduğunu bile bilmiyordum. Bana tavsiye verilecek ve sürekli beni Ümit Bey yönlendirecek zannediyordum, fakat öyle olmadı. “Uyanış ve dönüşüm programında” çocukluğuma, yaşadıklarıma, geçmişime dair unutmak istediğim ne varsa anlattırdı Ümit Bey. Verdiği psikoloji bilgileri sayesinde geçmişimin bugünkü duygu düşünce ve ilişkilerime olan etkisini beraber analiz ettik. Bir ara çok sarsıldım diyebilirim çünkü hayatıma dönüp baktığımda onu, başkaları için nasılda heba ettiğim gerçeğini kabul etmek bana çok ağır geldi. Sonrasında seanslarımız çok güzel gitmeye başladı artık yavaş yavaş nefes alabiliyordum ve bu beni çok mutlu ediyordu. Adeta Ümit Bey ile randevu günüm benim bayramım olmuştu. Şimdi yepyeni bir ruha sahibim ve bu yeni oluşumun mimarı Ümit Bey. Ona sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Çevremdeki herkes değiştiğimin farkında sadece panik atağı yenmemi sağlamadı; aynı zamanda yeniden doğmama vesile oldu. Kendisine minnettarım.”




G.P. / Kadın/ 45 yaşında / Boşanmış

Psikoterapiye başvuru nedeni: Sürekli hasta olacağı ve akıl sağlığını kaybedeceği korkusu yaşama, kızıyla olan iletişim çatışmaları, evliliğinden kalan travmalar.

“Hiçbir korkuya benzemez insanın kendisinden korkması. Hastalanmaktan, akıl sağlığını kaybetmekten, kendisine ya da sevdiklerine zarar vermekten korkmak. Sanki kendi ellerimle inşa ettiğim daracık bir hücrede yapayalnızdım. Kızımın ergenlik sorunlarını çözme amacıyla internet üzerinden yaptığım bir araştırma sonucunda tanıştık Ümit Bey'le. Kızım, hayattaki en kıymetlimle istisnasız her gün kavga ediyorduk. Kızımla kısa bir süre bir kaç ay çalıştı. Kızımın tedavi sürecinde birkaç seans ben de katıldım görüşmelere. Kızımla iletişim çatışmalarımızı neredeyse tamamen çözdü. Artık çok nadir kavga ediyoruz. Ana-kız bol bol konuşuyoruz. Ümit Bey, kızımla beraber katıldığım seanslarda ruhumdaki derin yaraları ve ayaklarımdaki prangaları gördü. Daha önemlisi ben de gördüm. Ümit Bey'den yardım istedim. Bana, 21 seanslık uyanış ve dönüşüm programını önerdi. Ben de kabul ettim ve beraber bir serüven yaşadık. Hipokondri, panik atak, depresyon, anksiyete, korkular, kaygılar ve travmalarla dolu psikolojik geçmişime; bebekliğime, çocukluğuma, ergenliğime hatta doğum öncesi dönemime, bu günüme, yarınıma uzanan bir yolculuk yaptık. O'na güvendim çok güvendim çünkü bu zaman zaman sarsıcı yolculukta elimi hiç bırakmadı. Kendimi tanımam ve "hastalık" adı verilen savunma mekanizmalarını çözümlemem konusunda bana, ustaca rehberlik etti. Şimdi özgürüm. Tedavi süreci başlarında anlatamadığım anlatmakta zorlandığım gözyaşlarına boğulduğum ne varsa rahatça konuşabiliyorum. Korkmuyorum. Kendimi tanıyorum. Kendime güveniyorum. Kendimi seviyorum. Hasta değilim. Bugün 45 yaşındayım. Bunca yılın birikimi canımı acıtan ne varsa yüzleştim. Artık çocukken ağzıma sürülen acı biberin tadı, en sevdiğimin kaybında döktüğüm gözyaşlarım, aşklarım, hayal kırıklıklarım, başarısızlıklarım, kırgınlıklarım, kızgınlıklarım ne varsa yaşama dair her şey olması gerektiği yerde duruyor. Anılar sayfasında bir bir yerlerini aldılar. Bu duygularım yaşanmışlıklarım acılarım ayaklarımda pranga olmaktan çıktı. Ümit Bey prangaları çözdü ve ben yürüyorum özgürce. Planlarım hayallerim var. Gerçekleştireceğim hedeflerim. Araba kullanmayı öğrenmek, uçağa binmek, kitap yazmak ve yeniden âşık olmak... Şimdi kendimi gerçekleştirebilecek güce sahip olduğumu biliyorum. Bana ayna tutan, kendimi görmemi sağlayan Ümit Bey'e tüm kalbimle teşekkür ediyorum.



Nehir / Kadın / 38 yaşında / Evli

Psikoterapiye başvuru nedeni: Duyguları yönetmede zorluk yaşama, sebebini bilmediği sürekli bir iç huzursuzluk hissetme, özgüven sorunu.

“Bundan yıllar önce psikolojik bir rahatsızlık yaşadım ve o günden bu güne tabir caizse kendi çapımda şifa aramadığım yöntem kalmamıştı. Yıllarca ilaçlarla ayakta kaldım diyebilirim. Şu an bulunduğum şehirde yaşamaya başlamamla birlikte psikolojik sıkıntılarımın üstesinden gelebilmem için tüm imkânlarımı seferber edip özel bir klinikten alanında iyi olarak bilinen başarılı bir doktordan yardım almaya karar verdim. 1 yıl kadar uyguladığı ilaç+terapi sürecinde kayda değer bir cevap alamamıştım. Süreç sonunda geldiğimiz nokta 6 yıl kadar kullanmış olduğum ilacı bırakıp daha yüksek dozlarda farklı ilaçlarla yaşamıma devam etmem gerektiği olmuştu. Senelerce verdiğim bunca mücadelenin boşa gittiği, iyileşemeyeceğim, yaşamımın mahvolduğu ve bundan sonra da hiçbir şeyin güzel olmayacağı düşünceleri, yaşadığım psikolojik sıkıntılarla da birleşerek altından kalkamayacağım bir hale gelmeye başlamıştı. Bu dönem için neredeyse tüm ümidimi kaybettiğim benim için çok zor bir dönemdi diyebilirim. Geçmişimde çok zor günlerim olmuştu ancak takdir edersiniz ki ümidi olan insan güçlüdür, yaşadığı zorluk her ne olursa olsun dayanabilir. Ancak ben tek sermayem olan ümidimi de kaybettiğim bir dönemde girdiğim çare arayışı sonucu Ümit Bey'e rastladım ve onunla 21 seanslık uyanış ve dönüşüm programına başladım. Bu süreçte, onaylanmamış, kendi gibi olmaya kalktığında kabul edilmeyen ve dahası cezalandırılan; kendisi için belirlenen sınırların dışına çıkamayan, kendine güveni olmayan, çocuk kalmış bir benle karşılaştım. O küçük çocuğu koruyabilmek için geliştirdiğim savunma mekanizmalarımı keşfettim. Başarısız olmak korkusu ile nasıl da üzerime, taşıyabileceğimden fazla yük aldığımı fark ettim. Program sürecinde kendimle ilgili birçok farkındalığım oluştu. Farkındalıklarım küçük küçüktü ama yaşamımda büyük etkileri oldu. Her farkındalık üzerime aldığım gereksiz bir yükü fark etmeme ve gereksiz yüklerimi atmama vesile oldu. Özellikle sürecinin olumlu etkilerini eşimle olan ilişkimde ve iş yaşamımda fark ediyorum. İşimi severek ve keyifle yapmaya başladım çünkü başarılı olmalıyım düşüncesiyle boğulduğum gereksiz yük ve ayrıntılardan özgürleştim. İnsanlar ne düşünür diye düşünürdüm eskiden ve yapmak istediğim içimden gelen şeyleri yapamazdım şimdi daha çok kendimi yaşamaya başladım. Eskiden ilaç kullanmadığım bir gün dahi olmamıştı ve buna rağmen sorunlarım devam etmekteydi. Oysa Yaklaşık 9 aydır ilaç kullanmıyorum ve buna rağmen eski durumumdan çok çok iyiyim. Psikolojik sıkıntılarla ilaç tedavisinin gereksiz olduğunu düşünmüyorum. Ancak psikoterapisiz ilaç kullanmanın sadece sorunu baskıladığını ortadan kaldırmadığını, asıl sorunun kaynağına ulaşmak için psikoterapi sürecinin de devreye sokulması gerektiği kanaatindeyim. Ümit Bey'in güçlü empati yeteneği, sevecen ve esprili tavrı, güler yüzlülüğü, onu alanında tercih edilen bir terapist yapan özelliklerden bazıları. Seanslar sürecinde dostane tavırları bir danışan olarak kendimi çok rahat bir şekilde ifade edebilmemi ve yaşadığım ve etkisinde kaldığım kimseye anlatamadığım durumları rahatça ifade edebilmemi sağladı. Kendisine her şey için teşekkür ediyorum.”



HGŞ / Kadın / 35 yaşında / Evli

Psikoterapiye başvuru nedeni: Duyguları yönetmede zorluk yaşama, ani bayılmalar, depresif duygu durumu.

“Psikoloji, insan ruhu, hastalığım ve psikoterapi konularında hiçbir bilgim yoktu ve yasadıklarıma bakılırsa sıkıntılarımda bariz bir şekilde kendini hissettiriyordu. Bayılmalarım, kalp ritimlerimde ciddi hızlanmaların baş gösterdiği rahatsızlığımla tanıştım ilk olarak. İlgili uzman alanlara gittim, ciddi bir rahatsızlığımın olamadığını o anki ruhsal durumumdan ibaret olacağını, teşhis koymak içinde birkaç defa tekrarlanması gerektiğini söylediler. Korkularım da baş gösterdiğinde bekleme sürecini göze alamadım, beni birazda olsa güçlendirecek bir desteğe ihtiyaç duydum. İnternetten yaptığımız uzman araştırmasında Ümit Bey’le karşılaşıp psikoterapi için karar verdik. İlkin sadece öğrenmek istediğim bana bütün bu olanların ne anlama geldiğiydi. Ciddi bir şeyle karşılaşmaktan çok korkuyordum. Rahatsızlığımın panik atak göstergeleri ve aslında bu durumun bir savunma mekanizması olduğunu öğrenince derin bir nefes aldım. Ümit Bey’in içtenliği, samimi tutumu, güler yüzlü ve duyarlı oluşu ve her şeyden önemlisi bana değerli ve bir birey olduğumu hissettirmesi bana güven verdi. Buna dayanarak hiç tereddüt etmeden, önyargısız ve güvenle seanslara geldim. Seanslar sürerken Ümit Bey’im yaklaşımıyla yaşadıklarıma farklı bir gözle bakmaya çalıştım. Yaşadıklarım bir hastalık değildi, ruhumdaki çatışmanın “ben buradayım ve beni çözmelisin” deme şekliydi. Bunları fark edebilmek Yaradan’nın bir lütfü diye düşünüyorum. Rahatsızlığımı ve beni etkileyen bu duygularımı, evimde yaşayan bir misafir olarak kabul edip, onu tanımaya çalışırken nasıl uğurlamam gerektiğinin anlamıştım. Misafirimin gelmesine neden olansa olduğumdan küçük kalıba girmemdi. Kendime ve etrafımdakilere yetebilen biriyken, yaşanmışlıklarımdan yola çıkarak sürekli ithamlarda bulunulan, dışlanan, ertelenen ve ötelenen, kendisi için çizilmiş yolda yürümek zorunda kalan bir düzende hayata tutunmaya çalışmanın ve tüm bunların bir sonucu olarak kendi değerlerinden vazgeçebilmenin kişiliğimi ne ölçüde etkilediğini yaşayarak öğrendim. Öyle anlara tanık oldum ki kim olduğumu, ne olduğumu bilmez bir halde iki ayrı benin çatışmasını bizzat gördüm. Günlük yaşamdan bizi koparıp, bir kenara atan ve kaynağın ne olduğunu bilinemeyen bir gücün; kendini devasa büyüklükte bir dağ gibi gösterip sana diz çöktürenin aslında küçük bir taşın gölgesinden ibaret olduğunu anladım. Beni hasta psikolojisine sokmadan kabul eden alanında uzmanlığını birinde yardım aldığım için şanslıyım diye düşünüyorum. Bana destek olup yolumu açmama imkân veren; gecemi gündüzümü ayırt edemediğim günlerime bir pencere açıp güneşi gösteren; kendimi geliştirme yolunda emeğini esirgemeyen Ümit Bey’e şükranlarımı sunuyorum. Yazdığı ilk kitap olan Uyanış için, bir kitaptan öte yalnızlığıma ortak olan bir dost, içinde bulunduğum durumda bana yol gösteren ve imdat çığlığıma kulak verip uzanan bir el diyebilirim. Dört aylık terapi süreci benim için bir yolculuktu. Panik atağı tanıdım, kendimi tanıdım, ilişki halinde olduğum insanları tanıdım, nasıl yaşanacağını öğrendim. Güneşi görmek için kapalı zannettiğim bütün kapıların anahtarlarının elimde olduğunu gösteren ve yeni 'BEN'e hoş geldin diyebilme imkânını bana sağlayan Ümit Bey’e çok teşekkür ediyorum.”


*Psikodinamik kuramın önemli isimlerinden olan Otto F. Kernberg ve ekibi tarafından yürütülen bu çalışmanın detaylarına http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3314671/ adresinden ulaşılabilinir.


Ümit AKÇAKAYA

Uzm. Psikolojik Danışman
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ümit AKÇAKAYA Fotoğraf
Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi140 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Ümit AKÇAKAYA'nın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Yirmi Bir Seanslık Uyanış ve Dönüşüm Programı' başlığıyla benzeşen toplam 25 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Erich Fromm ve 'olmak' Mayıs 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:02
Top