2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Beyinimiz Bize Ne Söylüyor?
YAZI #3313 © Yazan Uzm.Psk.M.Enes İMERT | Yayın Şubat 2017
Günlük hayatımızın bir parçası olan nörobilim,insan beyninin yabana atılmayacak hayranlıkla bize sunmasını sağladı.Yaklaşık 1,5 kilogram ağırlığında olan kıvrımlı,jölemsi görünümünü bir kenara bırakırsak oluşturtuğu zihinsel süreçlerle de kendisine hayret edeceğimiz anlamına gelmektedir.Düşünce ve düşlerimizin,anılarımız ve deneyimlerimizin tümü nöral dokudan doğar.
Gelişen bilim dünyasından yola çıkarak başladığımız bu yolculukta çok değil bir kaç on yıl önce beyin gelişiminin çocukluk döneminin sonunda büyük ölçüde tamamlamış olduğu düşünülmekteydi.Şunu da biliyoruz ki insan beyninin yapım süreci yaklaşık yirmibeş yaşının sonuna kadar sürer.Onlu yaşlarda,beyin ağlarının geçtiği yeniden düzenlenme ve değişim süreci,görünen kimliğimizi ciddi bir şekilde şekillendirmektedir.Bu değişimler yavaş yavaş benlik ve ona eşlik eden özbilinçle alakalıdır.yapılan araştırmalar neticesinde sosyal durum ve yaşantılar çocukluktan ergenliğe doğru yol aldıkça artış gösterilerek onbeş yaşında zirveye ulaşmıştır.Yetişkin bir beyin ise tıpkı yeni alınan bir pabuç gibi alışmaya başlamış,yerine oturmuş tabiri caizse aşina hale gelmiştir.Yirmi beş yaşına gelindiğinde,çocuklu ve ergenlik dönemine özgü beyinsel dönüşümler nihayet tamamlanmıştır.Kimlik ve kişiliğimizdeki bu değişimlerin son bulmuş hali biz de artık sabit ve değişmez olduğunu düşünmemize sebebiyet verebilir fakat bu durum sanılanın aksinedir.Peki beynimizdeki değişimler bir hastalık veya bir hasar sonucu değişime uğrarsa,kişiliğimizi ya da davranışlarımızı değiştirir mi?
1 Ağustos 1966 yılında Charles Whitman,Austin’deki Teksas Üniversitesi Kulesi’nin gözlem katına çıkmak üzere asansöre bindi ve ardından aşağıdaki sivil insanlara gelişigüzel ateş etmeye başlamıştı ve on üç kişinin öldüğü ve otuz uö kişinin yaralandığı olayda polis tarafından vurularak öldürülmüştü.Bu olayla alaklı durum ise Charles Whitman’ın böyle bir eylemi gerçekleştireceğine dair herhangi bir ipucu vermemiş olmasıydı.Geçmişte herhangi bir şiddet olaylarına karışmamış,eğitimli biri olmasına karşın son zamanlarda kendisini sıradışı ve mantıksız düşüncelerinin olduğunu ve ölümünden sonra otopsi yapılarak anlam veremediği bir dizi olguları merak etmiştir.Yapılan otopsi sonucunda küçük bir beyin tümörü tespit edilmiş ve bu tümör amigdalaya baskı yapması sonucu korku ve saldırganlıkla ilgili yapıyının ortaya çıkmasına olanak vermiştir.
Beynimiz ve vücudumuz yaşantımız boyunca sürekli değişir ve değişkenlik göstermektedir.Bu değişimleri algılamak biz insanoğlu olarak algılamamız hızı bakımından güçleşmektedir.Bu değişimle beraber kişinin onbeş yaşında nasıl birisi olduğuyla ilgili hatırladıklarımız ile nasıl birisi olduğumuz arasında farklılıklar vardır.Bir anı aslında hayatımızın bir kesiti değil kırılgan bir beyin durumudur.Bellek yanılır mı? Yapılan deneylerde gizli imalar taşıyan soruların belleği dulandırabilceği sonucu ortaya çıkmıştır.Öyleyse beyne sahte anılar yerleştirmek mümkün olduğu gibi bunları kurcalayıp,süslemek de mümkündü.Hepimiz beynimizin bu tür manipülasyonlarına yatkınızdır hatta bir terapist olsak bile.geçmişimiz aslında gerçeklere sadık bir kayıt değil,bir yeniden yapılandırma ürünüdür ve kimi zaman mitolojininin sınırlarında dolandığı da olur.Yani yaşantımıza ait anılarımıza başvurduğumuz zaman doğru olup olmayacağı konusunda temkinli olmakta fayda var.Beynimizi bilişsel olarak ne kadar zihinde tutarsak bir noktadan diğer yola ulaşmayı sağlayacak yeni yollar için o kadar katkı sağlamış oluruz.
Beyin gün içindeyken ne kadar aktifken gece sessizleştiği varsayımı yapılan araştırmalar sonucunda yanlış olduğu keşfedilmiştir.Beyin gün içerisinde ne kadar aktifse gece de o kadar aktif ve aktiftir.yanlız uyku sırasında nöronlar biririyle farklı türden bir eşgüdüm içerisinde çalışır ve daha tirmik bir hal alır.
Gerçeklik Nedir?
Sabah uyandığımız andan itibaren ışık,ses ve koku selinin olduğu güne uyanıyoruz.Bunlar günyanın yadsınamaz gerçekleridir.gerçeklik algımız olarda olup bitenden çok beynimizin içinde olup bitenlerle ilgilidir. Görmek için muazzam yetisinin aslında görmekten ziyade görmeden de öte bir çaba olduğumuzu bilmekte fayda vardır.Görmek beyindeki görme korteksisi tarafından yorumlanması değildir buna bütün vücut dahil olur.beyne gelen sinyaller ancak alıştırmalar yoluyla anlam kazanır bunun için de sinyallerin,hareketlerimiz ve onların duyusal sonuçlarıyla ilgili bilgilerle eşleştirilmesi gerekir.Ancak bu şekilde doğru yorumlamalarda bulunabiliriz.Beynimiz gerçeklil olarak sunduğu şey aslında olup bitenle ilgili hikayeye karar vermeden önce duyulardan gelen bütün bilgileri toplayabilmesidir.beyin gözlerden ve başka duyu organlarından gelen bilgileri almadan önce,kendi gerçekliğini üretmiştir bile.Bu durum “içsel model’in “öngörüsüdür.aslında bu modelin temeli beyin anatomisinde saklıdır.
Bellek Bükülmesi
Paraşütle atlayan bir sporcunun aşağı doğru inmesiyle zaman sanki yavaşlıyormuş gibi algılaması ne garip hikayedir.Aslında beyin o kadar hızlı işlerken nasıl olurda algılarımız sanki yavaşlıyor,her şey sanki esneyerek uzuyor gibi hissetmesine kapılmak.Böyle tehlikeli durumlarda “Amigdala” adı verilen beyin yapısı ön plana çıkarak,beynin geri kalannın kaynaklarını idare etmeyebaşlar ve bütün dikkatleri içinde bulunan duruma yönelir.Eğer devrede amigdala varsa,anılar,normal koşullarda olduğundan daha zengin ve ayrıntılı biçimde saklanır,artık ikincil bir bellek sistemi etkinleşmiştir.
Kontrol kimde?
Bilinç
Günlük işlerimiz yaptığımız bir noktayı düşünelim .sabah kalkıyoruz ve elimizi yüzümüzü yıkıyoruz,mutfağa doğru yönelip çayımızı demliyoruz.daha sonra dolaptan kahvaltılıkları çıkarıyoruz ve melemen yapmak için ocağın başına geçiyoruz.Bütün bu olayların yaşamımızda ihtiyaçlarımızdan,arzularımızdan ve planlı olduğunun farkıdayız.Bu bilinçli farkındaığımız bizi hangi ölçüde kontrol edebiliyor?Aslına bakarsanır bılınçdışı olarak da beyin işbaşında.Şöyle bir örnek vermek gerekirse kahvede çay içiyorsunuz ve yanınızda sohbet ettiğiniz insanlarla dolu.çay bardağınızı kaldırdığınız andan itibaren daha önce deneyimlediğim ortamlardaki belleğim yeniden harekete geçiyor.frontal korteks,sinyalleri motor kortekse gönderiyor.Burası bardağı kavramam için gövdem,kolum ve elim devreye girecek kasları koordine eden bölge.Bardağa dokunduğumda,bardağın ağırlığı,sıcaklığı ve kayganlığı hakkındaki tonlarca bilgi sinirler aracılığıyla beyne iletiliyor.Bardağı kaldırırkenki kuvvet beynimde saniyenin kesirleri ölçeğinde.Oysa ben beynimin içindeki elektirik fırtınasını algılayamıyorum bile.aslında bilinçli ben tamamiyle sohbete kaptırmış durumdayım.Bir yandan fikirlerimi sunarken diğer yandan da çay bardağını masa indirip kaldırıyorum.Blinç dışımız vücudumuzun kontrol alanının erimi dışıa uzanır ve yaşamımızı derinden etkiler.Dikkat edelim ki konuşurken sözcüklerin ağzımızdan çıkış hızını kendimiz bile tespit edemeyebilirz.Ama beynimiz yine sahne arkasında fiil çekimlerini,cümlenin yapısının nasıl olması gerektiğini bu karmaşık düzeni bizim adımıza biçimlendirip üretmektedir.Bilinçdışının derinliklerini aydınlatmaya çalışan ilk kişi Sigmund Freud’dur.Nöroloji alanında uzmanlaşması psikolojik bozuklukların tedavisi için önemli rol oynamaktadır.
Neden Bilinçliyiz?
Bilinç,büyük bir şirketin CEO’su gibidir.şirketin günkük işlerinden çok şirketin kendide en soyut bakış biçimini temsil eder.Beyin söz konusu olduğunda ise bilinç,milyarlarca hüclerin kendilerini bir bütünün parçası olarak görmelerini,karmaşık bir sistemin kendi yüzüne ayna tutulmasını sağlayan bir araçtır.
Beyin kimin güvenilir olup kimin olmadığını algılayacak içgüdülere doğuştan sahiptir.Bebekler üzerinden araştırmaya değinirsek tiyatroda başkasına zarar veren kişi ile onun zarar gördüğü kişi oyun bitiminden sonra bebeğin yanına götürdükleri zaman zarar gören,iyi niyetli kişiyi seçmiştir.Bu da gösterdi ki yürüyemese ve konuşamasa da başkaları hakkında yargıda bulunmak için gerekli araçlara şimdiden sahiplerdi.
Empati Mutluluk ve Acı
Farz edelim ki biri elimize bir enjektör iğnesi sapladı.Beyinde bu acının işlendiği tek bir biölge yokturBirbiriyle etkileşim içerisinde olan bu alanlar “Acı matrisi” denilen olguyu ortaya çıkarır.Acı içindeki birini izlemek ile acıyı hissetmek,aynı nöral mekanizmadan ayrarlanır.Empatinin temeli de budur.Bir başka deyişle empati kurmak o kişinin acısını sözcüğün tam anlamıyla hissetmek demektir.Aslında empati evrimsel olarak yararlı bir özelliğe sahiptir.Bir başkasının ne hissettiği konusunda daha iyi bir kavrayışa sahip olmak,bundan sonra ne yapabilcekleri ile ilgili dha iyi bir tahmin yürütmenizi sağlar.Ancak empati hayata açıktır.Çoğı durumda başkaalrına dair öngörüde bulunurken sadece kendimizi baz alırız.
Kaynak
Eagleman David,Beyin Senin Hikayen,2015 Domingo,Bkz Yayıncılık
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
M.Enes İMERT Fotoğraf
Uzm.Psk.M.Enes İMERT
Malatya
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi3 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.M.Enes İMERT'in Makaleleri
► Duygularınız Size Ne Söylüyor? Psk.Büşra İYGÜN SARSILMAZ
► Instagram Yalan Söylüyor! Psk.Dnş.Hasan Ali GÖNCÜ
► Çocuğum Yalan Söylüyor... Psk.Dnş.İbrahim GÜLYAŞAR
► Çocuğum Yalan Söylüyor, Neler Yapabilirim Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
► Somatik Deneyimleme Tam Bize Göre Psk.Rüveyda ÇELENK YILMAZ
► Pısa 2015 Bize Ne Dedi? Psk.Dnş.Ömer CİMEM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Beyinimiz Bize Ne Söylüyor?' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Tükenmişlik Sendromu Ocak 2019
► Yeme Bozuklukları Ocak 2019
► Depresyon Nedir? Ocak 2019
► Ebeveyn Tutumları Ocak 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:02
Top