Sağlık İçin Önce Su İçin
Yeni bir yaşam alanı keşfedilirken bile suyun varlığı, orada yaşamın varlığını ispatlar. Dolayısıyla en önemli yaşam göstergesi sudur ve su olmadan, insan vücudunun yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi mümkün değildir. Yani sağlıklı olmanın ilk koşulu yeterli su tüketimidir(ortalama 2-3 litre). Yapılan çalışmalara göre insan yemek yemeden 40güne kadar yaşayabiliyorken, su olmadan sadece 3-4 gün kadar hayatta kalabilir. Özetle suyun yokluğunda, yaşamın varlığından söz etmek mümkün değildir.
Su; besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasında, hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin düzenli çalışmasında, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve vücuttan atılmasında, sindirim sisteminin düzenli çalışmasında, cildimizin nemliliğini ve elastikiyetini sürdürebilmesinde, selülitlerin önlenebilmesinde, ödemin atılabilmesinde, eklemlerin kayganlığının sağlanmasında, bağışıklık sisteminin çalışmasında, bütün beyin fonksiyonlarında(dikkat yetersizliği,çalışma verimi gibi), stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesinde yardımcı olur.Günde içilen 8-10 bardak su kilo vermeye de yardımcı olur. Dolayısıyla “su içsem yarıyor” cümlesi yerine “su içmediğim için zayıflayamıyorum” demek daha doğru olur.
Vücudumuzun %55-%75 ‘lik kısmı sudan oluşur ve insanlar su gereksinimlerini genelde; içecekler, besinler ve metabolizma olmak üzere üç kaynaktan sağlar. Normalde 70 kg.’lık yetişkin bir insanın günde aldığı ve çıkardığı sıvı miktarı eşittir ve sıvı veya katı besinlerle vücuda giren günlük su miktarı 2,2 litre iken ,aynı zamanda günde 1,5 - 2 litre su çeşitli yollarla dışarı atılır. Kaybedilen bu suyu yerine koymak, su oranını dengelemek çok önemlidir. Vücuttaki toplam sıvının en az % 2’sinin kaybı vücudun susuz kaldığını gösterir ve bu durum dehidrasyon olarak tanımlanır. İnsanlar genellikle susamadıkça su içmemektedir. Oysa, su içmek için susama hissini beklememek gerekir. Çünkü, vücut susama noktasına geldiğinde susuzluk oluşmuş demektir. Bu nedenle, sıvı-su içmek için susama hissini beklemek dehidrasyona zemin hazırlar. İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir. İnsan metabolizması yüzde 1’lik bir su kaybını bile hissederken bu oran daha da yükseldiğinde hayati risk yaratacak boyutlara ulaşabilir
Suyun yeterli tüketilip tüketilmediğini kontrol etmenin en pratik yolu idrar rengidir. Eğer idrar rengi koyu sarıysa su tüketiminin yetersiz olduğu anlaşılır. Böyle bir durumda günlük su tüketim miktarı arttırılmalı ve belirtilerin ortadan kalkması beklenmelidir. Su tüketimine rağmen belirtiler düzelmiyorsa bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir.
Günlük sıvı tüketiminin fazla olması su tüketiminin de yeterli olması aynı anlama gelmez.. Özellikle gün içinde sürekli çay ve kahve tüketenler, bu içeceklerde de su bulunduğunu düşünerek günlük ihtiyaçlarını karşıladıklarını düşünürler. Aksine fazla çay ve kahve tüketimi, diüretik etki yaparak vücuttan daha fazla su atılmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden sık sık çay ve kahve tüketenlerin daha fazla su içmesi gerekir. Bu duruma özellikle Ramazan ayında dikkat edilmelidir. İftardan sahura 2-3 litrelik ihtiyaç olan suyun tüketimine özen gösterilmeli, aynı zamanda diüretik etkili içecekler sınırlandırılmalıdır.
Su tüketimini arttırmak için öneriler:
• Su durakları tespit ediniz. Sabah kalktığınızda, kahvaltıda, işe gittiğinizde, öğle yemeğinde, akşam eve gelince, akşam yemeğinde vb “su içme duraklarında” 1’er bardak şeklinde organize edebilirsiniz.
• Her tuvalet sonrası, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için 1 bardak su içiniz.
• Egzersiz yaparken ve özellikle sıcak havalarda çalışırken su tüketimi arttırınız, yoğun egzersiz esnasında yarım saatte 1 kez, 150 ml su tüketiniz.
• Özellikle uzun seyahatlerinizde yanınıza suyunuzu almayı ihmal etmeyiniz.
• Suyunuzun içine çeşitli lezzetlendiriciler (kabuk tarçın,elma,nane,limon kabuğu gibi) ekleyiniz, böylece keyifli bir içecek de elde edebilirsiniz.
• Kendinize belli bir ölçüde şişe edininiz ve bu şişeyi yanınızdan ayırmayınız, böylece gün içinde aynı şişeden kaç tane tükettiğinizi hesaplayabilirsiniz.
• Suyu her zaman görünür bir yerde bulundurunuz, susama hissi beklenmeden su tüketmeye özen gösteriniz.
Su; besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasında, hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin düzenli çalışmasında, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve vücuttan atılmasında, sindirim sisteminin düzenli çalışmasında, cildimizin nemliliğini ve elastikiyetini sürdürebilmesinde, selülitlerin önlenebilmesinde, ödemin atılabilmesinde, eklemlerin kayganlığının sağlanmasında, bağışıklık sisteminin çalışmasında, bütün beyin fonksiyonlarında(dikkat yetersizliği,çalışma verimi gibi), stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesinde yardımcı olur.Günde içilen 8-10 bardak su kilo vermeye de yardımcı olur. Dolayısıyla “su içsem yarıyor” cümlesi yerine “su içmediğim için zayıflayamıyorum” demek daha doğru olur.
Vücudumuzun %55-%75 ‘lik kısmı sudan oluşur ve insanlar su gereksinimlerini genelde; içecekler, besinler ve metabolizma olmak üzere üç kaynaktan sağlar. Normalde 70 kg.’lık yetişkin bir insanın günde aldığı ve çıkardığı sıvı miktarı eşittir ve sıvı veya katı besinlerle vücuda giren günlük su miktarı 2,2 litre iken ,aynı zamanda günde 1,5 - 2 litre su çeşitli yollarla dışarı atılır. Kaybedilen bu suyu yerine koymak, su oranını dengelemek çok önemlidir. Vücuttaki toplam sıvının en az % 2’sinin kaybı vücudun susuz kaldığını gösterir ve bu durum dehidrasyon olarak tanımlanır. İnsanlar genellikle susamadıkça su içmemektedir. Oysa, su içmek için susama hissini beklememek gerekir. Çünkü, vücut susama noktasına geldiğinde susuzluk oluşmuş demektir. Bu nedenle, sıvı-su içmek için susama hissini beklemek dehidrasyona zemin hazırlar. İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir. İnsan metabolizması yüzde 1’lik bir su kaybını bile hissederken bu oran daha da yükseldiğinde hayati risk yaratacak boyutlara ulaşabilir
Suyun yeterli tüketilip tüketilmediğini kontrol etmenin en pratik yolu idrar rengidir. Eğer idrar rengi koyu sarıysa su tüketiminin yetersiz olduğu anlaşılır. Böyle bir durumda günlük su tüketim miktarı arttırılmalı ve belirtilerin ortadan kalkması beklenmelidir. Su tüketimine rağmen belirtiler düzelmiyorsa bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir.
Günlük sıvı tüketiminin fazla olması su tüketiminin de yeterli olması aynı anlama gelmez.. Özellikle gün içinde sürekli çay ve kahve tüketenler, bu içeceklerde de su bulunduğunu düşünerek günlük ihtiyaçlarını karşıladıklarını düşünürler. Aksine fazla çay ve kahve tüketimi, diüretik etki yaparak vücuttan daha fazla su atılmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden sık sık çay ve kahve tüketenlerin daha fazla su içmesi gerekir. Bu duruma özellikle Ramazan ayında dikkat edilmelidir. İftardan sahura 2-3 litrelik ihtiyaç olan suyun tüketimine özen gösterilmeli, aynı zamanda diüretik etkili içecekler sınırlandırılmalıdır.
Su tüketimini arttırmak için öneriler:
• Su durakları tespit ediniz. Sabah kalktığınızda, kahvaltıda, işe gittiğinizde, öğle yemeğinde, akşam eve gelince, akşam yemeğinde vb “su içme duraklarında” 1’er bardak şeklinde organize edebilirsiniz.
• Her tuvalet sonrası, kaybedilen sıvıyı yerine koymak için 1 bardak su içiniz.
• Egzersiz yaparken ve özellikle sıcak havalarda çalışırken su tüketimi arttırınız, yoğun egzersiz esnasında yarım saatte 1 kez, 150 ml su tüketiniz.
• Özellikle uzun seyahatlerinizde yanınıza suyunuzu almayı ihmal etmeyiniz.
• Suyunuzun içine çeşitli lezzetlendiriciler (kabuk tarçın,elma,nane,limon kabuğu gibi) ekleyiniz, böylece keyifli bir içecek de elde edebilirsiniz.
• Kendinize belli bir ölçüde şişe edininiz ve bu şişeyi yanınızdan ayırmayınız, böylece gün içinde aynı şişeden kaç tane tükettiğinizi hesaplayabilirsiniz.
• Suyu her zaman görünür bir yerde bulundurunuz, susama hissi beklenmeden su tüketmeye özen gösteriniz.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sağlık İçin Önce Su İçin" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Aysel ŞAHİN KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Aysel ŞAHİN KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
