Çocuğa Sınır Koyma
ÇOCUĞA SINIR KOYMAK VE
“HAYIR” DEMEK
Hayatın ilk altı yılı yaşam içindir. Bizi hayatla tanıştıran, ileride nasıl biri olacağımızın temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu açıdan anne-babalar çocuklarının hayatları boyunca sürdürecekleri davranış örneklerini şekillendirmelerine yardımcı olmaktan sorumludurlar. Çocuğun davranışlarına sınırlamalar koymak ve “hayır” demek bu sorumlulukların zor ve önemli olanlarından biridir. Zordur çünkü “hayır” demeden önce bilinmesi gereken çok şey vardır. Uygun şekilde “hayır” demek 1 ile 15 dakika arasında değişebilir. Bu toplantıdaki amacımız işte bu, bilinmesi gerekenleri özetlemektir.
Ancak çoğu zaman ağzımıza sakız olan bu kelime başka durumlarda da söylenebilmekte. Çok fazla kullanılan kelimelerin veya ifadelerin zamanla etki gücünü kaybettiğini düşünürsek, “hayır” kelimesini de çok fazla kullandığımızda etki gücünü yitirdiğini zaten görürüz. Zaman zaman bu kelimenin anlamını “sen bunu beceremezsin” olarak kullanmak bu kelimenin anlamını da bozmaktadır. Çünkü “hayır beceremezsin” ile “hayır, bu yanlış” arasındaki ince farklılığa dikkat etmek gerekir. Çocuklar çok meraklı ve araştırmacıdırlar. Bu kelimenin çık sık kullanılması çocuğun merakını ve hevesini yok edebilir.
Biz anne-babaların uzun vadede arzu ettiğimiz şey, çocuğumuzun bizi değil kendilerini- doğruyu yanlıştan ayırt etmelerini sağlayacak ve davranışlarını yönlendirecek kendi iç seslerini- dinlemeleridir. Bunu için “hayır”ı doğru kullanmak önemlidir.
Çocuğunuzun yanlış bir davranışını ne kadar çabuk durdurabildiğiniz değil, onun ne kadar çabuk düşünmesini sağlayabildiğiniz önemlidir. Önce davranışı durdurmayı amaçlayan yöntemler genellikle çocukta öfke duygusunu oluşturmaktadır. Bu da o ilişkide büyümemizi engellemektedir.
Hiç, işaret ve levhaların çok az olduğu bir yolda ilerlemeye çalıştınız mı? Çok kafa karıştırıcıdır. Çocukların da neden o davranışları yapmaması gerektiğini anlamalı ve kuralları öğrenmeleri için levhaların yeterli miktarda olduğu bir yolda gitmeye ihtiyaçları vardır. Bütün ebeveynler çocuklarına yasaklar ve sınırlamalar konması gerektiğini düşünürler. Anlaşamadıkları nokta ise bunun nasıl olacağı ve onların ne zaman sınırlandırılacağıdır.
Psikolojik faydalarının yanı sıra , sınırlar koymak çocuğun kendini güvende ve fiziksel olarak güvenlik içerisinde hissetmesine yardımcı olur. En önemlisi ise konulan sınırların korunmasıdır. Sabahleyin hayır olan bir şey öğleden sonra evet oluyorsa, anne hayır derken baba evet diyorsa, bir dahakine kullanılan hayırın da bir anlamı kalmamaktadır.
Çocukların dünyayı keşfetmeleri, bizim altyazısız bir film izlememiz gibi düşünülebilir. Alt yazı olmaksızın görüntülerden filmin ancak yarısını anlayabiliriz.
Bu durum çocuğunuz için de geçerlidir. Onlar dünyayı sizin anlattıklarınızla ve açıklamalarınızla tanıyabilirler. Açıklama yerine gereksiz azarlamalar, çocukça davranışların daha da yerleşmesini sağlar.
Kesin sınırlarımızı çizerken karşılıklı tansiyonun yükselmesine yol açan tepkilerimiz:
Suçlama, Tartışma, Bağırma, Söylenme, Hatırlatmalar, Mantıklı Açıklamalar, Vaaz Verme, Yalvarma, Tehdit, Alay, Eleştirme, Nasihatler, Pazarlık Etme, Dayak.
SINIR KOYMANIN KURALLARI
1. AÇIKLAMA: Neden “hayır” dediğimizi ya da neden burada kural koyduğumuzu çocuk mutlaka bilmelidir.
2. DUYGULARI ONAYLAMA: Çocuk o anda hangi duygu içerisindeyse bunu ona iletmek onu anlaşılmış hissettirecek ve çatışmada aynı tarafta olduğumuzu gösterecektir.
3. HAYIR YERİNE EVETLE BAŞLAMAK: “hayır çikolata yiyemezsin” yerine “evet yiyebilirsin, yemekten sonra” gibi kuralımızı bozmayan ama cümleye evetle başlayan ifadelerde çocuk reddedilmiş hissetmeyecek sadece oyunun kuralları olduğunu görecektir.
4. AĞLAMA YERİNE AĞLAYABİLİRSİN: Çocuklara ağlama dediğimizde daha fazla ağlama ihtiyacı hissederler . ayrıca ağlamak en insani ihtiyaçtır ve bunu yok saymak onun sıkıntısı dindirmez. Ağlamasına izin vermek” tabi ki ağlayabilirsin. Ben seni ağlarken duyamadım için sen ağladıktan, rahatladıktan s sonra konuşalım” demek onun kendi kendini kontrol etmesini de öğrenmesine yardım edecektir. Çocuklar bazen canları acıdığında, gerçekten üzüldüklerinde ağlarlar, bazen de istediklerini yaptırmanın bir yolu olarak ağlamayı keşfetmişlerdir. Özellikle ikinci seçenekteki nedenle ağlıyorsa , o ağlarken sakin bir ses tonuyla bu cümleyi iletmek ağladığında kazanamayacağını da ona gösterir.
5. SEÇENEK SUNMA: Ona hayır derken , bunu sadece “hayır”da bırakmak çocuklarda büyük engellenmişlik yaratır. Çocukların elinden bir şey alırken yerine mutlaka bir şey koymak gerekir. Çünkü beynimiz almak - vermek üzerine çalışır. Yerine koyduğumuz şey ise mutlaka en az iki seçenek olmalı ki çocuk burada seçim yapabilsin. “hayır onu alma bunu al” da sadece ebeveyn kazanır. Ancak “hayır onu alma bunu ya da bunu alabilirsin. Hangisi?” diye sorduğumuzda ise her iki tarafta kazanmış olacaktır. Dikkatini engellediğimiz olay/nesne üzerinden seçeneklere çekmiş oluruz ve bu hem inatlaşmayı engeller hem onun kendisini kazanmış hissetmesini sağlar.
6. SONUÇTAN HABERDAR ETME: Öfke zamanlarında çoğu ebeveyn cezaya başvurur. Ceza hiçbir zaman çocuğun davranışı ile ilgili sorumluluk almasını sağlamaz. Ceza yerine bedeller sunmak çok daha etkilidir. Çocuk derslerini yapmadı diye bir hafta dışarı çıkamadığında ceza almış olur. Oysa ki derslerini yapmadığında okuldaki başarısız durumu olayın bedelidir. Örneğin, annesinin kıymetli eşyalarıyla oynayan çocuğa “onu bırak yoksa akşam babana anlatırım hepsini” tehdittir ve bu davranışın bedeli değildir. Onu bırakmazsan ben elinden alacağım “olayın bedel ifadesidir. Burada önemli olan yapabileceğimiz şeyleri söylüyoruz ve söylediklerimizi de yapıyoruz. Ki tutarlılık çocuk eğitiminde en önemli eğitim araçlarından biridir.
7. TUTARLILIK: Öncelikle kendi içimizdeki sonra da eşimizle aramızdaki turalılık onun kafasını en çok rahatlatan ve netleştiren davranıştır. Anne-babaların kurallarında tutarlı olması onların ruh sağlıklarını çok etkiler. Tutarsızlık yaşanan evlerde çocuk ebeveynlerden birini dışlar ve diğer ebeveyni de korku objesi olarak görür. Korku bir ilişkide var olduğunda o ilişki büyüyemez. Tutarlı davranışlar ise çocuğun o davranışı iyi öğrenmesini sağlayacaktır.
Uzm. Psi. Dan. Evrim Alkış Demirel
“HAYIR” DEMEK
Hayatın ilk altı yılı yaşam içindir. Bizi hayatla tanıştıran, ileride nasıl biri olacağımızın temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu açıdan anne-babalar çocuklarının hayatları boyunca sürdürecekleri davranış örneklerini şekillendirmelerine yardımcı olmaktan sorumludurlar. Çocuğun davranışlarına sınırlamalar koymak ve “hayır” demek bu sorumlulukların zor ve önemli olanlarından biridir. Zordur çünkü “hayır” demeden önce bilinmesi gereken çok şey vardır. Uygun şekilde “hayır” demek 1 ile 15 dakika arasında değişebilir. Bu toplantıdaki amacımız işte bu, bilinmesi gerekenleri özetlemektir.
Ancak çoğu zaman ağzımıza sakız olan bu kelime başka durumlarda da söylenebilmekte. Çok fazla kullanılan kelimelerin veya ifadelerin zamanla etki gücünü kaybettiğini düşünürsek, “hayır” kelimesini de çok fazla kullandığımızda etki gücünü yitirdiğini zaten görürüz. Zaman zaman bu kelimenin anlamını “sen bunu beceremezsin” olarak kullanmak bu kelimenin anlamını da bozmaktadır. Çünkü “hayır beceremezsin” ile “hayır, bu yanlış” arasındaki ince farklılığa dikkat etmek gerekir. Çocuklar çok meraklı ve araştırmacıdırlar. Bu kelimenin çık sık kullanılması çocuğun merakını ve hevesini yok edebilir.
Biz anne-babaların uzun vadede arzu ettiğimiz şey, çocuğumuzun bizi değil kendilerini- doğruyu yanlıştan ayırt etmelerini sağlayacak ve davranışlarını yönlendirecek kendi iç seslerini- dinlemeleridir. Bunu için “hayır”ı doğru kullanmak önemlidir.
Çocuğunuzun yanlış bir davranışını ne kadar çabuk durdurabildiğiniz değil, onun ne kadar çabuk düşünmesini sağlayabildiğiniz önemlidir. Önce davranışı durdurmayı amaçlayan yöntemler genellikle çocukta öfke duygusunu oluşturmaktadır. Bu da o ilişkide büyümemizi engellemektedir.
Hiç, işaret ve levhaların çok az olduğu bir yolda ilerlemeye çalıştınız mı? Çok kafa karıştırıcıdır. Çocukların da neden o davranışları yapmaması gerektiğini anlamalı ve kuralları öğrenmeleri için levhaların yeterli miktarda olduğu bir yolda gitmeye ihtiyaçları vardır. Bütün ebeveynler çocuklarına yasaklar ve sınırlamalar konması gerektiğini düşünürler. Anlaşamadıkları nokta ise bunun nasıl olacağı ve onların ne zaman sınırlandırılacağıdır.
Psikolojik faydalarının yanı sıra , sınırlar koymak çocuğun kendini güvende ve fiziksel olarak güvenlik içerisinde hissetmesine yardımcı olur. En önemlisi ise konulan sınırların korunmasıdır. Sabahleyin hayır olan bir şey öğleden sonra evet oluyorsa, anne hayır derken baba evet diyorsa, bir dahakine kullanılan hayırın da bir anlamı kalmamaktadır.
Çocukların dünyayı keşfetmeleri, bizim altyazısız bir film izlememiz gibi düşünülebilir. Alt yazı olmaksızın görüntülerden filmin ancak yarısını anlayabiliriz.
Bu durum çocuğunuz için de geçerlidir. Onlar dünyayı sizin anlattıklarınızla ve açıklamalarınızla tanıyabilirler. Açıklama yerine gereksiz azarlamalar, çocukça davranışların daha da yerleşmesini sağlar.
Kesin sınırlarımızı çizerken karşılıklı tansiyonun yükselmesine yol açan tepkilerimiz:
Suçlama, Tartışma, Bağırma, Söylenme, Hatırlatmalar, Mantıklı Açıklamalar, Vaaz Verme, Yalvarma, Tehdit, Alay, Eleştirme, Nasihatler, Pazarlık Etme, Dayak.
SINIR KOYMANIN KURALLARI
1. AÇIKLAMA: Neden “hayır” dediğimizi ya da neden burada kural koyduğumuzu çocuk mutlaka bilmelidir.
2. DUYGULARI ONAYLAMA: Çocuk o anda hangi duygu içerisindeyse bunu ona iletmek onu anlaşılmış hissettirecek ve çatışmada aynı tarafta olduğumuzu gösterecektir.
3. HAYIR YERİNE EVETLE BAŞLAMAK: “hayır çikolata yiyemezsin” yerine “evet yiyebilirsin, yemekten sonra” gibi kuralımızı bozmayan ama cümleye evetle başlayan ifadelerde çocuk reddedilmiş hissetmeyecek sadece oyunun kuralları olduğunu görecektir.
4. AĞLAMA YERİNE AĞLAYABİLİRSİN: Çocuklara ağlama dediğimizde daha fazla ağlama ihtiyacı hissederler . ayrıca ağlamak en insani ihtiyaçtır ve bunu yok saymak onun sıkıntısı dindirmez. Ağlamasına izin vermek” tabi ki ağlayabilirsin. Ben seni ağlarken duyamadım için sen ağladıktan, rahatladıktan s sonra konuşalım” demek onun kendi kendini kontrol etmesini de öğrenmesine yardım edecektir. Çocuklar bazen canları acıdığında, gerçekten üzüldüklerinde ağlarlar, bazen de istediklerini yaptırmanın bir yolu olarak ağlamayı keşfetmişlerdir. Özellikle ikinci seçenekteki nedenle ağlıyorsa , o ağlarken sakin bir ses tonuyla bu cümleyi iletmek ağladığında kazanamayacağını da ona gösterir.
5. SEÇENEK SUNMA: Ona hayır derken , bunu sadece “hayır”da bırakmak çocuklarda büyük engellenmişlik yaratır. Çocukların elinden bir şey alırken yerine mutlaka bir şey koymak gerekir. Çünkü beynimiz almak - vermek üzerine çalışır. Yerine koyduğumuz şey ise mutlaka en az iki seçenek olmalı ki çocuk burada seçim yapabilsin. “hayır onu alma bunu al” da sadece ebeveyn kazanır. Ancak “hayır onu alma bunu ya da bunu alabilirsin. Hangisi?” diye sorduğumuzda ise her iki tarafta kazanmış olacaktır. Dikkatini engellediğimiz olay/nesne üzerinden seçeneklere çekmiş oluruz ve bu hem inatlaşmayı engeller hem onun kendisini kazanmış hissetmesini sağlar.
6. SONUÇTAN HABERDAR ETME: Öfke zamanlarında çoğu ebeveyn cezaya başvurur. Ceza hiçbir zaman çocuğun davranışı ile ilgili sorumluluk almasını sağlamaz. Ceza yerine bedeller sunmak çok daha etkilidir. Çocuk derslerini yapmadı diye bir hafta dışarı çıkamadığında ceza almış olur. Oysa ki derslerini yapmadığında okuldaki başarısız durumu olayın bedelidir. Örneğin, annesinin kıymetli eşyalarıyla oynayan çocuğa “onu bırak yoksa akşam babana anlatırım hepsini” tehdittir ve bu davranışın bedeli değildir. Onu bırakmazsan ben elinden alacağım “olayın bedel ifadesidir. Burada önemli olan yapabileceğimiz şeyleri söylüyoruz ve söylediklerimizi de yapıyoruz. Ki tutarlılık çocuk eğitiminde en önemli eğitim araçlarından biridir.
7. TUTARLILIK: Öncelikle kendi içimizdeki sonra da eşimizle aramızdaki turalılık onun kafasını en çok rahatlatan ve netleştiren davranıştır. Anne-babaların kurallarında tutarlı olması onların ruh sağlıklarını çok etkiler. Tutarsızlık yaşanan evlerde çocuk ebeveynlerden birini dışlar ve diğer ebeveyni de korku objesi olarak görür. Korku bir ilişkide var olduğunda o ilişki büyüyemez. Tutarlı davranışlar ise çocuğun o davranışı iyi öğrenmesini sağlayacaktır.
Uzm. Psi. Dan. Evrim Alkış Demirel
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuğa Sınır Koyma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Evrim Alkış DEMİREL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Evrim Alkış DEMİREL'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
çocuğa sınır koyma, çocuklara sınır koyma, çocuk ve sınırlar, sınır koyma, eğitimde sınır koyma, çocuğa hayır demek
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.