2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuğa Özgüven Aşılama Nasıl Olmalıdır?
MAKALE #19101 © Yazan Psk.Günay BAYDAROĞULLARI | Yayın Aralık 2017 | 4,935 Okuyucu
Özgüven duygusu, kişiliğin temel yapı taşıdır. Çocuğun büyüme sürecinde en önemli konulardan biri özgüven duygusunu kazandırmaktır. Bir çok ebeveyn akademik başarıyı her şeyin üstünde tutar ancak kişilik yapısında öz benlik duygusunun gelişimi için çok önemlidir.
Çocuklar, özgüveni kazanmış olarak doğmazlar ancak bazıları geliştirmeye daha yatkın olur. İlk yıllardaki anne-baba-çocuk arasındaki ilişki üçgen, çocuğun kendine değer vermesi konusunda rol oynar. Yeni doğan bir bebek, herşeyin farkında değildir, ama ilk andan itibaren içgüdüsel olarak kendini geliştirmeye hazırdır. Ebeveyn çocuğa destek olur, yardım eder ve her gelişim aşamasına özen gösterirse özgüven gelişimine yardımcı olurlar. Sevgi dolu yetiştirilen bir ortamda büyüyenle, bazı nedenlerden dolayı daha az sevgi ve ilgi gören bir çocuğun öz benliğine değer verme seviyesi farklıdır.
Bir yaşından itibaren bireyselliğini farkeder, hem kendini hem çevresini tanımaya başlar. nasıl görünüyorum?’dan ‘neler yapabilirim?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ sorularıyla gelişir. Yavaş yavaş vücudunu tanır ve neler yapabileceğini öğrenir. Kendini ayırmayı öğrenir. Yavaş yavaş hisleri ve fikirleri ortaya çıkar, içsel farkındalığa yönelir. Artık ‘nasıl görünüyorum?’ ve ‘neler yapabiliyorum?’ sorularından çok ‘nasıl hissediyorum?’ sorusuna cevap arar.
Sonrasında çevrenin kendisini nasıl değerlendirdiği de, benliğinin oluşumunda rol oynar. Çocuk, çevresindekilerin kendini yargıladığını görür ve bunun kendi yaşanmışlığıyla ve fikirleriyle aynı olmadığını fark eder. Çevrenin bu yargıları, çocuğun kendi benliğinin oluşumunu çok etkiler. Bu etkinin derecesi çocuğun karakterine de bağlıdır; kimi çocuk çevresindeki tepkilere ve değerlendirmelere karşı daha hassas olur ve umursar, kimi çocuk da daha az umursar. Aynı zamanda çevrenin tepkisinin derecesi de çocuğun karakterine bağlıdır. İçedönük, utangaç bir çocuk, dışadönük bir çocuğa göre daha az tepkiler ve değerlendirmeler alır. Bu durumda, içedönük olan çocuk daha az tepki aldığı için, kendini ifade etme konusunda çok fazla desteklenmemiş olur, o zaman da istem dışı olarak çocuktaki farkındalık ve kendi benliği negatif yönde gelişebilir.
Çocuk çevresindekilerin beklentilerine göre de davranabilir. Arkadaşlığın önemi ve çocuğun bir grup içinde arkadaşları tarafından kabul gören bir davranış, anne baba tarafından kabul edilmeyebilir. Bazen ebeveynler, çocuklarının çekingen olmasını kabul ederler, fakat aynı çocuk başka yetişkinlerden daha atılgan olması gerektiği tepkisini alabilir. İşte, çevresinden aldığı bu farklı tepkiler arasında çocuk kendi benliğini ve farkındalığını oluşturmaya çalışır.
Özgüven Nasıl Desteklenebilir?
Kendine değer Verilmesi: özgüveninin iyi gelişmesi için öncelikle kendini iyi hissetmesi ve kendiyle barışık olması gerekir. Çocuğa değer vererek, gelişimine destek olarak, kendilerini iyi hissetme konusunda ebveynlerin büyük payı vardır
Beklentilerin Yaşına ve Seviyesine Uygun Olması: beklentiler, çocuğun gelişim düzeyiyle paralel olması önemlidir. Beklentilerin düşük ya da hiç olmayışı çocuğun kendini geliştirmesi için desteklenmemiş olup, kendini hafife alınmış hisseder.
Kendi başına bir şeyler yaptıkça ve anne babadan ona güvendikleri hissini aldıkça, çocuk da kendine güvenmeye başlar. Bununla birlikte, anne babaların yüksek beklentileri, çocuğun öğrenme hevesini ve motivasyonunu düşürür ve bu da çocuğun kendine güvenmemesini sağlar.
Huzur ve Güven Duyması: Büyüdüğü ortamın güvenli olması, koşulsuz sevgi ortamının olması, düzenliliğin ve belirginlğin, yerinde düzeltmelerin, yönlendirmenin desteğin verildiği, hislerinin tanındığı ve kabul görüldüğü bir ortamın olması, birey olduğunu bildiği ve özel ihtiyaçlarının karşılanacağı ve karşılayabileceği bir ortamın olması, çocuğun özgüveninin gelişmesi için önemlidir.
Davranışlarla Örnek Olunması: Ebeveyn olarak çocuğa örnek model olmak gereklidir. Özgüveni tam bir anne baba, bunu çocuğa yansıtır. Özgüveni daha az olan anne babanın çocuğuna yardımcı olamayacağı anlamına gelmemekle, özgüvenlerini yansıtmaları için hangi konularda kendilerinden eminlerse o konuları öne çıkarmaları gerekir. Ebeveyn hatası olsa bile bunu çocuğa itiraf etmekten çekinmemeleri gerekir. Özgüven, aynı zamanda eksik yönleriyle baş edebilme ve bir şeyleri yapamayacağını söyleyebilme cesaretidirde.
Çocuğa pozitif yaklaşım en büyük temeldirde. Çocuklarına güvenirlerse çocuk da kendine güvenir ve öğrenmeye daha cesaretli olur. Bu noktada kıyaslamamak önemli rol oynar. Her çocuğu kendi çerçevesinde ve kendi imkanları dahilinde değerlendirmek gerekmektedir. Çocuğun kendini bir birey olarak görmesi için ona imkan verilmelidir.
Seçim Yapmaları İçin Fırsat Verilmelidir
Onların, hedefler belirlemelerine ve onlara ulaşmalarına yardımcı olmalı, kendi seçimlerini yaşamalarına izin vermelidirler. Eğer gerçekçi olmayan bir hedef koymuşsa, bunun gerçek dışı olduğunu anlatmak gerekir. Bunu kabul etmek, çocuk için zor olsa da, gerçekten yapamayacağı bir şeyi görüp kabul etmesi gerekir.
Sorumluluk Verilmesi: Çocuklara kendi başlarına bir şeyler yapmaları ve keşfetmeleri için imkân vermek gerekir. Bu durumda yanlış yaptıkları zaman bunları fark etmeleri ve sorumluluk almaları önemlidir. Gereken yerlerde yönlendirme yapmakta fayda vardır. Çocuk için zor olan görevlerde, anne babanın yardımı ve yönlendirmesi çocuğa iyi gelecektir. Bağımsız ve sorumluluk sahibi olması, gelişerek oluşan bir durum olduğu için yönlendirme yapmak gerekir. Öncelikle yönlendirilir,nasıl ele alınacağı gösterilir, yapamadığı yerde açıklama yapılırak yardım yavaş yavaş azaltır
Anne babalar çocuklarının özgüveni konusunda belirleyiciliği nedir ?
Çocuğun kendi doğası, kapasitesi, başkaları tarafından aldığı tepkiler, değerlendirmeler, destek ve çocuğa sağlanan olanaklar da çok önemli. Yani anne babalar çocuklarının özgüveninin oluşumu konusunda etkili ama belirleyici değil.
Duygusal gelişim
İnsan sesine karşılık olarak memnuniyet duygusunu yansıtan gülümseme 4 haftada, üzüntü ve öfke 4 ayda, korku duygusunu yansıtan yüz ifadeleri 9 . aya kadar belirginleşmeye başlar. Çocuklarda tehdit unsuru olan hayvanlar ve nesnelerden korkunun yaygınlığı yaklaşık 3 yılı bulur. Çocuklar üzüntüyü deneyimlerken, depresif biliş ve bedensel özelliklerin eşlik ettiği aşırı üzüntünün yaygınlığı ergenlerde hızlar artar. Yaklaşık 9 yaşındayken çocuklar, kasti ve kazara kışkırtmayı ayırır ve kasıtlı saldırganlıkta ün yapan zorba akranlarına saldırgan yönelimde bulunurlar. Modelleme yoluyla bu duyguları öğrenme süreci sosyal referanslama olarak adlandırılır. 2 . yaştan itibaren okul girişine kadar yeni yürümeye başlayan çocukların diğerlerinin gösterdikleri duyguları taklit etme eğilimleri vardır. Bu yüzden bir çocuk ağlarsa, arkadaşıda ağlar. Kıskanma, utanma, empati gibi daha karışık duygular çocuğun dünyanın diğer insanların bakış açısından nasıl göründüğünü hayal edebilmesi için bilişsel gelişimin yeterli bir şekilde gelişmiş olmasını gerektirir. Ebeveynler, çocuklarına etiketleme yoluyla bu duyguları geliştirme ve tanımlaması konusunda yardım ederler. 3 yaşında çocuklar hayali oyunda duyguları adlandırarak okul öncesi yıllarında duygularını düzenlemeye başlarlar. 6. Yaşında çocuklar hangi duygu görüntülerinin toplum tarafından kabul edilebilir olduğunu öğrenmişlerdir ve toplum tarafından kabul edilmeyen duyguları gizleyebilirler.
Öz-düzenleme
Çocukların Kendini tanımaya 2 yaşında kendi yansımalarını aynada tanıdığı zaman oluşur. Kendini tanıma sağlam bir ilişkiyle ilgilidir ve istismar edilen çocuk bu kendini tanıma alanında eksiklik gösterir. Kendini tanıyan çocuklar büyük olasılıkla sıkıntıda olan başka bir çocuğa yardım ederler. Çocukların öz tanıtımları karmaşık bir şekilde gelişir. İşlemsel öncesi çocuklar fiziksel özellikler, sahip oldukları şeyler ve tercihler bakımından kendilerini tarif ederler.
Eğer ebeveynler bebeklerin ihtiyaçlarına öngörülebilir ve hassas bir şekilde yanıt verirlerse, bebeklerde bir güven duygusu gelişir. Çocuk ailesini dünyayı keşfetmek için sağlam bir dayanak olarak deneyimlemezse, çocuk diğerlerine güvenmemeyi öğrenir ve bu dünyayı tehdit edici bir unsur olarak görmesine neden olur ve çocuğun daha sonraki yıllarda bağımsız bir konum edinmesini meydana getirir buna bağlı olarak akran ilişkileri kurma ve sürdürmede güçlükler ortaya çıkabilir. Ebeveynler çocuklarına görevler ve alışkanlıklarla baş etmeleri için sabırlı bir şekilde bir sistem sağlarlarsa, bağımsızlık ve öz saygı duygusu gekişerek yetişkinler gibi çocuklarda sabırlı olurlar ve hayatın zorluklarıyla baş edebilmek için gerekli güvene sahip olurlar. Yüksek öz saygıya sahip olanlar, güçlü bir irade ve öz etkinliğe sahiptirler. Ebeveynler çocuklarının inatçılık davranışlarına sabırlı olmazsa, yeterlilikteki başarısız girişimleri eleştirip veya aşağılarlarsa, çocuk öz şüphe ve utanç duygusu geliştirir. Sabırsızlıkla ebeveyn eleştirisi içselleşerek çocuklar becerilerine karşı güvensiz ve kendilerini eleştiren yetişkinler haline gelecekler.
Çocuklar okul öncesi yıllarda bir bağımsızlık duygusu geliştirdiğinde,psikososyal evre model dünyasının fiziksel ve sosyal incelemesi için dikkatlerini dışarıya verirler, düzenliliğini keşfetmek ve araştırmak için inisiyatiflerini kullanırlar. Çocuk okulda ve evde neye izinli olup neye olmadığını öğrenir. Dünyanın nasıl işlediği konusunda birçok sorular sormaya başlar. Suçluluk ikilemine karşı inisiyatifte çocuk sosyal yönden uygun davranış biçimleri içinde araştırma ihtiyacını nasıl yönlendireceğini öğrenir. Suçluluğa karşı inisiyatifi ikilemini ortadan kaldıran çocuklar yetişkinler gibi amaç ve vizyon duygusuyla hareket ederler. Güven, bağımsızlık ve inisiyatif duygusu geliştirildiğinde, çocuğun becerileri geliştirme ihtiyacı ve anlamlı çalışmayla uğraşması ortaya çıkar. Motivasyonu yeni becerileri öğrenmenin aslında ödüllendirici olmasından kaynaklanabilir ve çocuğa açılan birçok görev ve iş ödüllendirilebilir. Ebeveynleri, öğretmenleri ve akranları tarafından becerilerin üstesinden gelme kabiliyetine sahip oldukları için ödüllendirilen çocuklar bunların hakkında öz etkinlik, rekabet duygusu ve yeni yetenekler ile bu gelişim aşamasından ortaya çıkar. Okuryazarlık becerileri, spor ve sosyal uyumculuk yeteneği az olan gençler baştan dezavantajlıdır. Küçük düşürülen, dalga geçilen veya başarısız olan gençler aşağılık duygusu geliştirir ve yetişkinlikte başarma motivasyonunu kaybeder. Genç ergen yabancılaşmaya karşı grup kimliği ikilemi ile yüz yüze gelir. Eşya ihtiyacı karşılansın diye bağlı bir akran grubu bulma gereksinimi vardır. Fakat böyle bir gruba katılmak birinin bireyselliğini ve kişisel amaç ve arzularını feda etmeye yol açar.
Genç ergenler akran bir grup tarafından kabul edilmezlerse, yabancılaşma yaşayacaklardır. Grup kimliğini başarmak için, ebeveynler fırsatları aşırı kısıtlamaktan kaçınmalıdır. Gözetim eksikliği davranım problemleri ve uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili olduğu için, bu aşırı iyimserlik tehlikesine karşı dengelenmelidir. Ergenliğin başında kaygı grup üyeliği ve bağlılığı iken, açık bir kimlik duygusu oluşturulması yani;’ ben kimim’ duygusu ise ergenliğin sonundaki en büyük kaygıdır. Rollerin bazıları negatif yada geleneksel olmayan bir şekildedir. Ergenlerin başarılı bir kimliği başardığında mesleki, sosyal, siyasal ve dini değerlere güçlü bir bağlılık geliştirirler ve genellikle yetişkinlikte iyi psikososyal adaptasyona olurlar.
Yüksek öz saygı, gerçekçi amaçlar ve güçlü bir bağımsızlık duygusuna sahiptirler ve stres karşısında daha esnektirler .
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuğa Özgüven Aşılama Nasıl Olmalıdır?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Günay BAYDAROĞULLARI Fotoğraf
Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Günay BAYDAROĞULLARI'nın Makaleleri
► Eş Seçimi Nasıl Olmalıdır? Psk.Dnş.Banu BEKÇİ AYTEKİN
► İdeal Evlilik Nasıl Olmalıdır? Psk.Dnş.Sezen SALİHOĞLU
► Aile İçi İletişim Nasıl Olmalıdır? Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Çocuğa Özgüven Aşılama Nasıl Olmalıdır?' başlığıyla benzeşen toplam 50 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ergenlik Psikolojisi Haziran 2019
► İştahsız Çocuklar Eylül 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:08
Top