2007'den Bugüne 92,301 Tavsiye, 28,216 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
MAKALE #19768 © Yazan Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM | Yayın Eylül 2018 | 3,990 Okuyucu
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
Günümüzde kaygı bozuklukları çocuk ve ergen psikiyatrisinin en yaygın problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır Anksiyete; nedeni bilinmeyen, içten gelen, belirsiz, korku, kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış endişesi ile yaşanan bir bunaltı duygusudur. Yaşamı tehdit eden ya da tehdit şeklinde algılanan bir çeşit alarm duygusudur. İçten ya da dıştan gelen tehlikeler ya da tehlike beklentilerine karşı yaşanan bir tepkidir. Çok hafif gerginlik ve tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda olabilir. Temel kaygı semptomları gösteren hastalara aşağıda belirtilen tanıların bir veya birden fazlası verilebilir; bir hastanın birden fazla kaygı bozukluğu olabilir(Morrison,2016). Bunlar:
-Panik Bozukluk: Bu hastalar, tekrarlayan panik ataklar(farklı pek çok fiziksel ve başka semptomların eşlik ettiği)ve başka ataklar, bağlantılı başka zihinsel ve davranışsal değişimlerin olacağı endişesinin de yaşandığı kısa ve yoğun korku nöbetleridir.
-Agorafobi: Bu durumu yaşayan hastalar, kaygı hissettiklerinde yardım bulmakla ilgili zorluk yaşayabilecekleri durumlara karşı korku yaşarlar.
-Özgül Fobi: Bu hastalar, özgül nesneler veya durumlardan korkarlar.
-Sosyal Kaygı Bozukluğu: Bu hastalar, toplum içinde konuşurken, yazı yazarken, yemek yerken veya genel bir tuvaleti kullanırken utanç duyacaklarını düşünürler.
-Seçici Konuşmazlık(Selektif Mutizm): Çocuk böyle bir durumda yalnızken veya seçtiği yakınları hariç kimseyle konuşmaz.
-Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Bu hastalar her ne kadar akut panik dönemleri yaşamasalar da genelde çoğu zaman gergin veya kaygılı hisseder ve farklı pek çok konu ile ilgili endişelenirler.
-Ayrılma Kaygısı Bozukluğu: Hasta, ebeveyninden veya bağlandığı kişiden ayrıldığında kaygı hisseder.
-Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı Bozukluğu: Tıbbi pek çok durum, panik atağın ve yaygın kaygı semptomlarının ortaya çıkmasına yol açabilir.
-Maddenin/İlacın Yol Açtığı Kaygı Bozukluğu: Madde veya İlaç kullanımı panik atağın veya diğer kaygı semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur.
-Başka Türlü Adlandırılamayan Kaygı Bozukluğu: Bu kategoriler, yukarıda tanımlanan grupların hiçbirine uymayan temel kaygı semptomlarının olduğu bozukluklar içindir.
Ayırıcı Tanı
Anksiyete, birçok tıbbi durumda ve ruhsal bozuklukta görülen bir belirtidir. Ayırıcı tanıda iyi bir anamnez ve öykü alma, fizik ve ruhsal muayene ve gerekli laboratuvar incelemeleri ile tanı koyma kolaylaşır. Endişenin odağı diğer bir bozuklukla ilişkili olmamalıdır. Endişeyi obsesyonel düşüncelerden ayırmak önemlidir. Obsesyonel düşünceler yalnızca her gün ki ya da gerçek yaşam sorunlarıyla ilgili aşırı endişeler değildir. Aksine sıklıkla zorlantı, dürtü ve imgeler biçimini alan egodistonik düşünceler değildir ve çoğuna kompulsiyonlar eşlik eder. Uyum bozukluğunda ki anksiyete altı aydan kısa, bir yaşam olayına tepkisel ve herhangi bir anksiyete bozukluğu ölçütlerini karşılamayan bir anksiyetedir. Patolojik olmayan anksiyete ile yaygın anksiyete bozukluğu ayrımında endişenin denetlenemez olması, işlev bozucu niteliğine bakılması gerekir.
Oluş Nedenleri
1. Psikolojik varsayımlar:
a. Psikoanalitik varsayım: Bu görüşe göre anksiyete temelde bir iç çatışmanın (intrapsişik) ürünüdür. Buradaki çatışma benlik ile alt benlik, ya da benlik ile üst benlik arasında oluşabilir. Alt benlikten haz ilkesi doğrultusunda doyum arayan dürtüler üst benliğin gerçekleri tarafından engellenir. Benlik bunlar arasındaki çatışmayı çözerek dürtüyü bastırırsa (represyon) sorun çözülür. Benlik çatışmayı çözemezse, bastıramazsa bunu tehlike olarak algılar. Bütün bu süreç bilinç dışında yaşanır. Bilinç alanında ise ortaya anksiyete çıkar. Buna “serbest yüzen anksiyete” denir. Eğer bastırma işe yaramadığında bu çatışmayla başetmek için diğer savunma düzeneklerini kullanırsa kullandığı savunma düzeneğine göre diğer anksiyete bozukluklarının klinik tabloları gelişir.
b. Davranışçı varsayım: Davranışçı görüşe göre anksiyete öğrenilmiş bir süreçtir. Koşullu uyaranlar koşulsuz tepkilere neden olur. Ayrıca sosyal öğrenme ile ailenin tepkileri de model olarak alınır.
c. Bilişsel (kognitif) varsayım: Bu varsayıma göre anksiyetenin nedeni olayın kendisi değil, bu olayın kişi tarafından nasıl yorumlandığı, nasıl algılandığıdır. Olayların çarpıtılmış düşünce örüntüleriyle algılanması sonucunda anksiyete ortaya çıkar.
2) Biyolojik varsayımlar:
Anksiyete bozukluklarında otonom sinir sisteminde sempatik etkinliğin arttığı, buna bağlı olarak fizyolojik belirtilerin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Biyokimyasal olarak yapılan çalışmalarda nörotransmiterler üzerinde durulmakta, noradrenalin ve serotonin düzeylerinin arttığı düşünülmektedir. Ayrıca bazı nörokimyasal maddelerin (sodyum laktat gibi) verilmesiyle yapay olarak panik nöbetleri ortaya çıkarılabilmektedir. Bunların dışında kalıtımsal bir yatkınlığın olduğundan da sözedilmektedir(Öztürk,1994).
Tedavi
Anksiyete bozukluğunda ilaç tedavisi, davranışçı ve bilişsel psikoterapiler, relaksasyon eğitimi gibi tedavi yöntemlerinin yararlı olduğu kabul edilmektedir. Ancak bu tedavi yöntemlerinin birbirlerine üstünlüğü yeterince araştırılmamıştır. Hangi tedavi seçilirse seçilsin, başlangıçta hastayla anlaşmak, eğitim ve güvence vermek yararlıdır. Tedavide hem farmakolojik hem de psikolojik uygulamaların kullanıldığı birleşik modelin kullanılması önerilmektedir.
Farmakolojik tedavi, anksiyetesi günlük yaşamını etkileyen hastalar için tercih edilmelidir. Farmakolojik tedavinin yanı sıra, psikoterapötik yaklaşımlar da önerilmektedir. Özellikle hafif ya da orta şiddetli anksiyetesi olan hastalarda psikoterapötik yaklaşımlar oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Psikolojik tedavi olarak dinamik psikoterapi, destekleyici psikoterapi ve bilişsel davranışçı terapi yaklaşımları önemlidir. Bu farklı terapilerin hedefi şu şekilde açıklanabilir:
- Dinamik psikoterapi: Tedavinin temeli çatışmanın çözülmesi olup işlev bozukluğuna ait ilişkiler, uyum bozukluğuna yönelik savunmalar ele alınır.
- Destekleyici psikoterapi: Anksiyetenin zedeleyici doğası, çevresel stresin azaltılması ve bozulmaya sebep olan sıkıntılı durumların düzeltilmesi sağlanmaya çalışılır.
- Bilişsel davranışsal terapi: Bilişsel yapılanma, psikolojik eğitim, gevşeme, nefes kontrolünü sağlama, yüzleşme, pratik ayrıştırma, yol gösterici benlik eğitimini içermektedir. Bilişsel terapi, bilişsel bozuklukların yarattığı endişeleri daha gerçekçi olarak görmeyi sağlamakta ve bu şekilde daha iyi planlama yapılarak anksiyeteyi kontrol etmenin yollarını göstermektedir. Hastalar aynı zamanda “endişe için endişelenmenin" anksiyeteyi beslediğini, ertelemenin ve göz ardı etmenin problemleri çözmek için işe yarar yollar olmadığını da anlarlar. Endişe yaratan bir takım otomatik düşünceler şu şekilde sıralanabilir:
a) Dikkatin bağlanması: Tehlike ve tehlikeye ilişkin kavramlara dikkatini odaklaştırma.
b) Katastrofize etme: Olaylar ve tehlikeyle ilgili olabilecek en kötü sonucu düşünüp bunun olabilirliğini artırma.
c) Seçici soyutlama/odaklama: Geçmiş ya da bugünkü bir durumla ilgili olarak bir dizi öğeyi yadsıyıp tek bir şeyi ele alarak o şeyle ilgili kısımlar üzerinde yoğunlaşma.
d) İkili düşünme: Olayları ya kara kavramlarla tehlikeli ya da ak kavramlarla tehlikesiz olarak değerlendirme.
e) Keyfi sonuç çıkarma: Yetersiz kanıtlara dayanarak rastgele sonuçlar çıkarma.
f) Aşırı genelleştirme: Kişinin bir ya da birkaç olaya bağlı olarak tüm durumları kapsayan sonuçlar çıkarması.
g) Kişiselleştirme: Kişinin kendisiyle ilgili olmayan ya da çok az ilgili olan bir olayı kendisiyle bağlantılı görmesi ve olayın olumsuz sonuçlarından kendisini sorumlu görmesidir.
Tedavi unsurları
Duygusal tepkilerimizin aslında günlük hayatta karşılaştığımız olayları algılama biçimimizden kaynaklandığı gerçeği, bilişsel davranışçı terapinin özüdür. Biz, olan bitenleri aslında kendimize göre değerlendirir ve öyle görürüz (Türkçapar 2007). Destekleyici ailelerin ciddi ruhsal hastalığı olan akrabalarının iyileşmesinde oynadığı önemli rol dikkate alındığında, ailenin başetme kapasitesinin güçlendirilmesi için çok çeşitli hizmetlerin erişilebilir olmasının önemi ne kadar vurgulansa azdır. Aileler akrabalarının ruhsal hastalığı konusunda bilgili olduğunda, beklentilerini uygun şekilde ayarlayabildiğinde, baş etme becerileri edindiğinde ve akrabalarının ihtiyaçlarını karşılamak için makul bir destek sunup akrabalarının haklarını savunduklarında iyileşme olasılıkları artar. Buna hoşnut olarak hem ailenin ve hem de hastanın iyileşme için arzuları ve amaçları aynıdır(Liberman,2011). Modelin anlatımında kullanılabilecek yöntemlerden biri danışanı kurgusal bir olaya dâhil ederek muhtemel duygu ve davranışı üzerinden açıklama yapmaktır (Türkçapar, 2007).
Bilişsel Davranışçı Terapide Tedavi Aşamaları
1-Değerlendirme ve olumlu ortamın oluşturulması
2-Sorunların ve sorunla başa çıkma konusundaki güçlerin listesinin yapılması
3-Duyguları tanımlamak/derecelendirmek
4- Otomatik düşünceler, amaçlar, alternatif düşünceler ve davranışları saptama
5- Davranışları ve bilişi değiştirme
KAYNAKÇA
1-Aydın A, Tekinsav Sütcü S, Sorias O (2010) Ergenlerde sosyal anksiyete belirtilerini azaltmaya yönelik bilişsel davranışçı bir grup terapisi programının etkililiğinin değerlendirilmesi. Türk Psikiyatri Dergisi, 21:25-36. 2-Beck JS (2001) Bilişsel Terapi Temel İlkeler ve Ötesi. s.22-25 3-Beck AT, Emery G (2011) Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler. s.145-466.

4-Cavett AM (2017) Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi s.93-97. 5-Emiroğlu FN, Baykara B (2008) Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Panik Bozukluğu, Özgül Fobi, Sosyal fobi. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. s.320-329. 6-Emiroğlu Nİ(2014) Çocuk Ve Ergenlerde Duygudurum Bozukluğunun Tedavisi, s.100-105. 7-Karahan TF, Sardoğan ME (2004) Psikolojik Danışma ve Psikoterapide Kuramlar, s. 263.
8-Kendall PC (1994) Treating anxiety disorders in children: Results of a randomized clinical trial. J Consult Clin Psych, 62 (1): 100-110.
9- Liberman RB (2011) Yetiyitiminden İyileşmeye, s. 300-306.
10-Morrison J (2016) DSM-5’i Kolaylaştıran Klinisyenler İçin Tanı Rehberi s.171-184 11-Öngider N (2012) Anksiyete Tanısı Almış Çocukların Bilişsel Davranışçı Grup Terapisi Öncesi ve Sonrasında İncelenmesi, 17.Ulusal Psikoloji Kongresi, 25-28 Nisan 2012, İstanbul
12- Özsoy EV (2017), Çocuklarda bilişsel davranışçı terapi ve uygulamaları. 3(5)
13- Öztürk MO (1994) Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Hekimler Yayın Birliği, 1994, s:261-292
14- Padesky C, Greenberger D (2008) Evinizdeki Terapist. s. 10-305.
15-Sadock BJ, Sadock VA (2012) Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi kısaltılmış temel kitabı s.147-150 16-Türkçapar H (2007) Bilişsel Terapi Temel İlkeler ve Uygulama, s.99-157.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İshak BÜYÜKYILDIRIM Fotoğraf
Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi66 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM'ın Makaleleri
► Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Psk.Eylem ESEN
► Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu Nedir? Psk.Betül ÖZDEMİR
► Sosyal Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Psk.Çiğdem KINIK
► Yaygın Anksiyete/ Kaygı Bozukluğu ÇOK OKUNUYOR Psk.Yasemin MERİÇ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu' başlığıyla benzeşen toplam 21 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Ne İstiyor Bu Çocuk? Mart 2019
► Duygu Odaklı Çift Terapisi Ağustos 2018
► Ben Kimim? Temmuz 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:38
Top