Meme Kanseri Ameliyatları Sonrası Meme Estetiği
Meme kanseri maalesef günümüzde kadınların korkulu rüyasıdır. Çünkü ortalama sekiz kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Bazı hastalarımız kanser son zamanlarda çok arttı dese de ki stres, organik olmayan besinler ve giysilerle aldığımız veya havadan soluduğumuz kimyasallar bu oranı arttırsa da son yıllarda teknoloji ürünü olan makinalar sayesinde tanı konma oranı bir o derecede artmıştır. Artık milimetrik tümörler bile rahatça ortaya konmaktadır. Eğer anne tarafınızdaki kadınlarda (anne, teyze, anneanne vs.) meme kanseri mevcutsa riskiniz artmaktadır. Ayrıca geç doğum yapma ve emzirme, hiç emzirmeme, meme büyütme için veya menopoz için kullanılan östrojen hormonu içeren ilaç veya kremler yine riski arttırmaktadırlar.
Meme sonuçta hormona duyarlı bir organ olduğu için zaman zaman ağrır, kitleler ortaya çıkar, kistler oluşur. Çoğu hastamız bizlere ben kendi mememi kontrol ediyorum dese de çoğu kişi tarafından doğru zaman ya da yöntem bilinmemektedir. Doğru zaman adet başlangıcından itibaren 1 hafta-10. Gündür. Çünkü adet zamanınıza yakın veya adet döneminde elinize gelen yumruları kitle ile karıştırmanız olasıdır. Doğru yöntem de ayakta kolunuzu ensenizin arkasına atarak gerginleştirdiğiniz memenizin tümünü diğer elinizle yoklamanızdır. Elinize bir önceki aydan farklı bir kitle gelirse mutlaka doktora başvurun. Ayrıca 35 yaş üzerinde iseniz meme ultrasonu, 40 yaş üzerinde iseniz mamografi ve meme ultrasonu çektirmeyi ihmal etmeyin.
Meme kanseri ameliyatlarında kanserin tipi ve yaygınlığıyla ilişkili olarak; sadece kitle çıkarılabilir, meme bezinin bir bölümü çıkarılabilir, sadece meme derisi bırakılarak meme ucu ile beraber meme bezinin tümü çıkarılabilir, meme derisiyle beraber çıkarılabilir veya memenin tümü alttaki göğüs kası ile beraber çıkarılabilir.
Meme kanser cerrahisi Genel Cerrahi branşının ilgilendiği bir konudur, onarımı ise eğer özel bir eğitim almadıysa genel cerrah değil plastik cerrah yapar. Bu konuda sizi ameliyat eden ve takibinizi yapan doktorunuzun meme onarımına uygun olduğunuza dair onay vermesi gerekir. Genelde meme onarımlarında kanserli dokunun tümüyle çıkarılabilecek veya çıkarılmış olması ve vücuda yayılmanın olmaması istenir. Meme onarımı kanserin tipine ve evresine göre aynı ameliyatta (erken onarım) veya daha sonra (geç onarım) olabilir. Meme kanseri, yaygın enfeksiyonu veya ağrılı meme sendromu sonrası alınan memenin yerine konması iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi silikon protez ile onarım, ikincisi ise kişinin kendi vücudundan alınan doku ile onarımdır. Bazen bu iki yöntemi birleştirmenin gerekeceği durumlar da olabilir.
Silikon protez ile onarım diğer yönteme göre daha basit bir yöntemdir. Ancak silikon protez uygulamasında da dikkat edilecek noktalar vardır. Silikon protez uygulaması yapılabilmesi için yeterli bir deri olması gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz ameliyat tekniklerinde meme derisi de alınmışsa, kalan mevcut deri protez yerleştirilince esnemez. Bu durumda öncelikle deriyi balonla esnetmek gerekir. Balon deri altına yerleştirildikten belli bir süre sonra aşama aşama şişirilir. Bu süre ortalama 2,5-3 ay sürer. Sonra balon çıkarılarak, silikon protez yerleştirilir. Eğer meme kanser sebebiyle alındıysa ve sonrasında radyoterapi aldıysa en problemli grup bu gruptur. Radyoterapi koruyucu meme ameliyatından daha çok meme formunu bozan bir uygulamadır. Memede yaygın fibröz (bağ dokusu) doku gelişmesine neden olur ve yıllarca bu doku yumuşamaz. Dolayısıyla meme protezi konduğunda şekil alması 1-2 yıl sürebilir. Meme de radyoterapi sonrası gözlenen serum birikmesi, protez uygulaması sonrası daha da artabilir, boşaltmak gerekebilir. Ayrıca protez konması sonrası hasta radyoterapi alacaksa bunu doktoruyla paylaşması gerekir. Bu durum protez seçiminde de önmelidir, metal içerikli, örneğin teflon kaplı protez uygulamasından kaçınılmalıdır. Zira teflon kaplı protezler ısınacağı için daha fazla doku harabiyetine neden olurlar. En önemlisi protez uygulamasından sonra radyoterapi yapılacak ise protezde kapsül gelişimi kaçınılmazdır, radyoterapi bittikten sonra tekrar ameliyat edilerek düzeltilmesi gerekir.
Eğer hastaya göğüs kasının da alındığı bir ameliyat uygulandı ise bu durumda her iki tekniği birleştirmek gerekebilir. Yani sırt kası çevrilerek protezin üzeri kaplanabilir. Bu durumda protez direkt deri altında olmaktan kurtarılır, daha doğal bir görüntü yakalanır.
Plastik cerrahi herzaman dışarıdan kullanılacak bir malzeme yerine kişinin kendi vücudundan alınacak bir malzemeyi tercih etse de bu ameliyatlar tabii ki silikon proteze oranla daha masraflı, daha uzun hastahanede kalış gerektiren, mikrocerrahi içeren bir ameliyat yapılırsa herşeye rağmen dokuda kanlanma problemi yaşanması ve dokunun kaybedilmesi riski olan, vücudun başka bir bölgesinde iz kalmasına sebebiyet veren girişimlerdir. Genelde en sık kullanılan hemen meme yakınında yer alan sırt kası (Latissimus Dorsi) ve karın kasından hazırlanan (Rektus Abdominis) dokulardır. Karından derinin yatay veya dikey alındığı TRAM ve VRAM isimleri çok duyulmaktadır. TRAM Karından alınan doku karın kasının bir tanesi ile göbek altı kısmın derisiyle beraber yatay olarak alındığı, aynı zamanda hastaya karın germe işleminin uygulandığı bir ameliyattır. Hastanın zayıf olması bu ameliyatın yara yerinin kapanmasını zorlaştırır. VRAM ise karın kasının bir tanesinin dikey olarak üzerindeki deri ile beraber taşınmasıdır. Ameliyat mikrocerrahi olarak veya olmayarak taşınabilir. İlerde tek taraftan alınan kas bölgesinde fıtıklaşma haricinde ciddi bir problem yaşanmaz. Sırttan alınan kas kürek kemiğinin üzerinde yer almaktadır. Bu doku da mikrocerrahi işlem gerektirmeden taşınabilir. Ancak kas volümü az olduğundan küçük memeleri onarmada tek başına yeterlidir. Eğer diğer meme büyük ise içine protez konularak onarım yapmak gerekir. Bu kasın alınması hastanın kolunda sakatlık yaratmaz.
Bunun dışında memeye uzak bölge olarak kalça bölgesinin yağlı doku içeren kısmından(popo üstü), bel yanlarından, bacak iç ve dış kısımlarından ayrıca karın boşluğundan barsakları besleyen omentum denen dokudan hazırlanan seçenekler de vardır. Bu dokular mikrocerrahi ameliyat ile taşınır, ameliyat uzundur, meşakkatlidir, maliyetlidir ve sonuçta kan damarlarının pıhtı ile tıkanıp dokuyu beslememe riski vardır. Veya hasta radyoterapi gördüyse, koltuk altı lenf bezeleri alındıysa uygun alıcı damar bulmak bir o kadar zor olabilir. Tabii ki böyle bir ameliyata girmeden hastanın doppler ultrason ile damarlarının açık olup olmadığı tespit edilir, ancak unutmayın ki tıpta hastalık yoktur, hasta vardır. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi ameliyat uzun olduğundan, belki 1-2 kere ameliyata alınması gerekeceğinden hastanın sağlık durumu çok önemlidir. Ayrıca damarların sağlamlığını zedeleyecek ağır sigara kullanıcıları, diabet (şeker hastaları) veya vaskülit (damar iltihabı) hastaları kötü birer adaydırlar ve bu hasta grubu için mikrocerrahi ameliyatlar önerilmez.
Eğer herhangi bir nedenle memede doku kaybınız veya meme kanseri nedeniyle meme kaybınız varsa doktorunuz ameliyat olmanıza izin veriyorsa mutlaka bir plastik cerraha başvurun. Yukarıda anlattığımız bir çok ameliyat çeşidinden biri mutlaka sizin içindir.
Meme sonuçta hormona duyarlı bir organ olduğu için zaman zaman ağrır, kitleler ortaya çıkar, kistler oluşur. Çoğu hastamız bizlere ben kendi mememi kontrol ediyorum dese de çoğu kişi tarafından doğru zaman ya da yöntem bilinmemektedir. Doğru zaman adet başlangıcından itibaren 1 hafta-10. Gündür. Çünkü adet zamanınıza yakın veya adet döneminde elinize gelen yumruları kitle ile karıştırmanız olasıdır. Doğru yöntem de ayakta kolunuzu ensenizin arkasına atarak gerginleştirdiğiniz memenizin tümünü diğer elinizle yoklamanızdır. Elinize bir önceki aydan farklı bir kitle gelirse mutlaka doktora başvurun. Ayrıca 35 yaş üzerinde iseniz meme ultrasonu, 40 yaş üzerinde iseniz mamografi ve meme ultrasonu çektirmeyi ihmal etmeyin.
Meme kanseri ameliyatlarında kanserin tipi ve yaygınlığıyla ilişkili olarak; sadece kitle çıkarılabilir, meme bezinin bir bölümü çıkarılabilir, sadece meme derisi bırakılarak meme ucu ile beraber meme bezinin tümü çıkarılabilir, meme derisiyle beraber çıkarılabilir veya memenin tümü alttaki göğüs kası ile beraber çıkarılabilir.
Meme kanser cerrahisi Genel Cerrahi branşının ilgilendiği bir konudur, onarımı ise eğer özel bir eğitim almadıysa genel cerrah değil plastik cerrah yapar. Bu konuda sizi ameliyat eden ve takibinizi yapan doktorunuzun meme onarımına uygun olduğunuza dair onay vermesi gerekir. Genelde meme onarımlarında kanserli dokunun tümüyle çıkarılabilecek veya çıkarılmış olması ve vücuda yayılmanın olmaması istenir. Meme onarımı kanserin tipine ve evresine göre aynı ameliyatta (erken onarım) veya daha sonra (geç onarım) olabilir. Meme kanseri, yaygın enfeksiyonu veya ağrılı meme sendromu sonrası alınan memenin yerine konması iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi silikon protez ile onarım, ikincisi ise kişinin kendi vücudundan alınan doku ile onarımdır. Bazen bu iki yöntemi birleştirmenin gerekeceği durumlar da olabilir.
Silikon protez ile onarım diğer yönteme göre daha basit bir yöntemdir. Ancak silikon protez uygulamasında da dikkat edilecek noktalar vardır. Silikon protez uygulaması yapılabilmesi için yeterli bir deri olması gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz ameliyat tekniklerinde meme derisi de alınmışsa, kalan mevcut deri protez yerleştirilince esnemez. Bu durumda öncelikle deriyi balonla esnetmek gerekir. Balon deri altına yerleştirildikten belli bir süre sonra aşama aşama şişirilir. Bu süre ortalama 2,5-3 ay sürer. Sonra balon çıkarılarak, silikon protez yerleştirilir. Eğer meme kanser sebebiyle alındıysa ve sonrasında radyoterapi aldıysa en problemli grup bu gruptur. Radyoterapi koruyucu meme ameliyatından daha çok meme formunu bozan bir uygulamadır. Memede yaygın fibröz (bağ dokusu) doku gelişmesine neden olur ve yıllarca bu doku yumuşamaz. Dolayısıyla meme protezi konduğunda şekil alması 1-2 yıl sürebilir. Meme de radyoterapi sonrası gözlenen serum birikmesi, protez uygulaması sonrası daha da artabilir, boşaltmak gerekebilir. Ayrıca protez konması sonrası hasta radyoterapi alacaksa bunu doktoruyla paylaşması gerekir. Bu durum protez seçiminde de önmelidir, metal içerikli, örneğin teflon kaplı protez uygulamasından kaçınılmalıdır. Zira teflon kaplı protezler ısınacağı için daha fazla doku harabiyetine neden olurlar. En önemlisi protez uygulamasından sonra radyoterapi yapılacak ise protezde kapsül gelişimi kaçınılmazdır, radyoterapi bittikten sonra tekrar ameliyat edilerek düzeltilmesi gerekir.
Eğer hastaya göğüs kasının da alındığı bir ameliyat uygulandı ise bu durumda her iki tekniği birleştirmek gerekebilir. Yani sırt kası çevrilerek protezin üzeri kaplanabilir. Bu durumda protez direkt deri altında olmaktan kurtarılır, daha doğal bir görüntü yakalanır.
Plastik cerrahi herzaman dışarıdan kullanılacak bir malzeme yerine kişinin kendi vücudundan alınacak bir malzemeyi tercih etse de bu ameliyatlar tabii ki silikon proteze oranla daha masraflı, daha uzun hastahanede kalış gerektiren, mikrocerrahi içeren bir ameliyat yapılırsa herşeye rağmen dokuda kanlanma problemi yaşanması ve dokunun kaybedilmesi riski olan, vücudun başka bir bölgesinde iz kalmasına sebebiyet veren girişimlerdir. Genelde en sık kullanılan hemen meme yakınında yer alan sırt kası (Latissimus Dorsi) ve karın kasından hazırlanan (Rektus Abdominis) dokulardır. Karından derinin yatay veya dikey alındığı TRAM ve VRAM isimleri çok duyulmaktadır. TRAM Karından alınan doku karın kasının bir tanesi ile göbek altı kısmın derisiyle beraber yatay olarak alındığı, aynı zamanda hastaya karın germe işleminin uygulandığı bir ameliyattır. Hastanın zayıf olması bu ameliyatın yara yerinin kapanmasını zorlaştırır. VRAM ise karın kasının bir tanesinin dikey olarak üzerindeki deri ile beraber taşınmasıdır. Ameliyat mikrocerrahi olarak veya olmayarak taşınabilir. İlerde tek taraftan alınan kas bölgesinde fıtıklaşma haricinde ciddi bir problem yaşanmaz. Sırttan alınan kas kürek kemiğinin üzerinde yer almaktadır. Bu doku da mikrocerrahi işlem gerektirmeden taşınabilir. Ancak kas volümü az olduğundan küçük memeleri onarmada tek başına yeterlidir. Eğer diğer meme büyük ise içine protez konularak onarım yapmak gerekir. Bu kasın alınması hastanın kolunda sakatlık yaratmaz.
Bunun dışında memeye uzak bölge olarak kalça bölgesinin yağlı doku içeren kısmından(popo üstü), bel yanlarından, bacak iç ve dış kısımlarından ayrıca karın boşluğundan barsakları besleyen omentum denen dokudan hazırlanan seçenekler de vardır. Bu dokular mikrocerrahi ameliyat ile taşınır, ameliyat uzundur, meşakkatlidir, maliyetlidir ve sonuçta kan damarlarının pıhtı ile tıkanıp dokuyu beslememe riski vardır. Veya hasta radyoterapi gördüyse, koltuk altı lenf bezeleri alındıysa uygun alıcı damar bulmak bir o kadar zor olabilir. Tabii ki böyle bir ameliyata girmeden hastanın doppler ultrason ile damarlarının açık olup olmadığı tespit edilir, ancak unutmayın ki tıpta hastalık yoktur, hasta vardır. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi ameliyat uzun olduğundan, belki 1-2 kere ameliyata alınması gerekeceğinden hastanın sağlık durumu çok önemlidir. Ayrıca damarların sağlamlığını zedeleyecek ağır sigara kullanıcıları, diabet (şeker hastaları) veya vaskülit (damar iltihabı) hastaları kötü birer adaydırlar ve bu hasta grubu için mikrocerrahi ameliyatlar önerilmez.
Eğer herhangi bir nedenle memede doku kaybınız veya meme kanseri nedeniyle meme kaybınız varsa doktorunuz ameliyat olmanıza izin veriyorsa mutlaka bir plastik cerraha başvurun. Yukarıda anlattığımız bir çok ameliyat çeşidinden biri mutlaka sizin içindir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Meme Kanseri Ameliyatları Sonrası Meme Estetiği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Aylin KARANLIK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Aylin KARANLIK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
meme, meme onarımı, meme kanseri, meme kanseri sonrası onarım, meme kanseri sonrası, meme kanseri sonrası estetik, meme kanseri estetiği
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
