Kanser Hastalarına Psikolojik Destek Danışmanlığı
KANSER’İM
İnsanların başına bir olay geldiği zaman, duygu ve düşüncelerinin farklılığından dolayı davranışlarında da bazı farklılıklar olur. Herkes olaylara ve durumlara farklı tepkiler verir. Bu durum yeryüzünde kaç tane insan varsa o kadar farklılık gösterir, çünkü biz insanlar olayları olduğu gibi değil olduğumuz gibi görürüz.
Herkesin farklı bir yaşam tarzı ve sistemi vardır. Bebeklikten sonra yavaş yavaş şekillenen, ergenlikte gelişen ve daha sonra da iyice pekişen kişilik yapımız bu sistemin en önemli parçasıdır. Geçmişimiz farklıdır ve gelecek planlarımızla seçimlerimiz de farklı olacaktır.
Herkes kendine göre yaşar, insanların birçok planı, birçok hayali olabilir. Sınırsız hayal kurma, plan yapma, dilekte bulunma hakkımız vardır. Yarından beklentiler her durumda vardır, olmalıdır. Bitmek tükenmek bilmeyen hayat enerjimiz bizim yol göstericimizdir.
Genlerimizin ve kaderimizin bizi götürdüğü bilinmeze doğru giderken bu hayat enerjimizin söneceği zamanı hiç düşünmeyiz. Ama bazen bunu düşünmek için biraz daha vaktimizin olduğunu hesaba katabiliriz. Bazen hastalıklar bunu düşünmek için bize fırsat verebilir.
Ciddi durumlarda, önemli hastalıklarda haberin akut gelmesiyle yaşanan şok, daha sonra yerini muhtemelen inkar ve inanmamaya bırakacaktır. Çünkü böyle kötü bir olayın bir insanın başına gelmesi kabul edilir bir durum değildir. Yapılacak işler, bakılacak çocuklar vardır. Belki alınacak bir ev planı ya da yeni alınan ve borcu olan bir araba vardır. Planlar suya düşünce, vakit başka bir şey için hem de kötü bir şey için harcanacaksa, artık başka bir boyuta geçme vaktidir.
Şok, inkar ve inanmama daha sonra öfkeye dönüşen duygular, düşünce yapısını oldukça bozar ve kişinin bu durumdan kurtulması için yardım alması gerekir. Aynı zaman da aile fertleri de bununla nasıl başa çıkacaklarını bilemez durumdadır. Onların da psikolojik destek almaları yararlı olacaktır, çünkü hastalığa karşı duyulan öfke, hasta kişi tarafından haliyle etrafa yansıtılıyor olacaktır.
Daha sonra,’’ neden benim başıma geldi? ben iyi bir insanım, iyilikler yaptım, hani hep iyilikler gelecekti başıma, bunu hak edecek ne yaptım?’’ gibi sorularla dini inançlara meydan okuma olabilir ve öfke daha da artabilir. Manevi inançları yüksek olan insanlarda bu durum daha kolay atlatılabilir ve kanserle başa etme yöntemleri içinde kullanılabilir.
Ve çaresizlik aşamasına sıra geldiğinde de depresyon kaçınılmaz olur. Değişen süreçlerden geçtikten sonra kabullenme safhası gelir.
Kanser gibi hastalıklar da psikolojik sorunların yaşanması kaçınılmazdır. Sadece kişilerin bu süreçten çıkma süreleri değişir. Yukarıdaki paragraflarda anlatıldığı üzere kanserli hastaların bu aşamaları atlatmalarındaki zorluk dereceleri kişilik yapılarından, maneviyatlarından, geçmiş yaşantılarından, güçlü bir çevre desteğinden dolayı değişkenlik gösterir.
Yaşanılan sorunları kabaca ele alacak olursak;
1- Psikolojik sorunlar: anksiyete, depresyon, öfke, gelecek korkusu, çaresizlik, ölüm korkusu vb.
2- Bedensel sorunlar: ağrı, bulantı-kusma, halsizlik, uyku sorunları, kanserin ve ilaçların yarattığı başka bedensel sorunlar vb.
3- Aile ve çevre sorunları: sosyal rol değişikliği, sosyal geri çekilme, aile içi iletişimsizlik vb.
4- Cinsel sorunlar: beden imajı ve benlik algısı değişikliği nedeniyle ortaya çıkabildiği gibi, herhangi bir uzvun kaybından dolayı olabilir (meme, testis vb.)
5- Mesleki ve ekonomik sorunlar: hastane, ilaç, rehabilitasyon vb. masrafları, işe gidememe vb.
Kanserli hastaların ve yakınlarının desteklenmesi için öncelikle sorunlar tespit edilmelidir. Aynı zamanda bu tespiti hastayla birlikte yapmak uygun olur, çünkü böylece destek sürecinde hasta ve yakınlarının duygularını paylaşması sağlanır. Sorununu dile getirirken hastanın kendisini keşfetmesi sağlanmalı, duyguları mutlaka açığa çıkarılmalıdır.
Hastalık hakkında bilgilendirme, hastalığın başlangıcında yani tanı koyma aşamasında, tedavi aşamasında ve daha sonraki aşamada her zaman yapılmalıdır. Çünkü hastaların korkusu bilgilendirme ile oldukça azalmaktadır. Korkulan şeyi bilmek, anlamak baş etme yollarını bulmayı kolaylaştırır. Hastanın ve ailenin güvenini kazanmak için iyi bir bilgilendirme yapılmalıdır.
Psikososyal sorunlarını ve duygularını ifade etmeleri için hastaların desteğe ihtiyacı vardır. Danışmanlık hizmetleriyle bu destek sağlanmalıdır. Ayrıca hastaların kendileri gibi kanserli hastalarla bir araya gelmesi duygusal yönden oldukça fayda sağlayacaktır. Çünkü hem önemli bir bilgi kaynağıdır, hem de yalnız olmadıklarının farkında olmalarını sağlar. Çaresizlik, umutsuzluk gibi duygularla baş etmek için son derece etkili olduğu görülmüştür.
Destekleyici girişimlerden bir tanesi de sosyal ortam sağlanmasıdır. Bu konuda hasta ve yakınlarıyla görüşerek hastanın kendisini rahat hissetmesi için gerekli ortamlar yaratılması heveslendirilmeli, aktiviteler önerilmelidir.
Kanser gibi ciddi ve uzun süreçli bir tedavi aşaması olan hastalıklarda en önemli destek, aile ve yakın çevreden gelir. Bu yüzden destek danışmanlığı verirken hasta yakınları mutlaka işin içinde olmalıdır. Duygusal destek ve sosyal destek yakın çevrenin olmadığı bir ortamda oluşamaz. Aile bireyleriyle birlikte vakit geçirme, sorunların ve duyguların paylaşılması, çözüm bulunması bu süreçte çok önemlidir.
Kanser hastalarına danışmanlık verilirken üzerinde durulması gereken konular her hastaya göre değişse de genel konular aynıdır. Yani gerekli bilgilendirme, cesaretlendirme, baş etme yolları, sosyal aktiviteleri ve normal aile yaşamını devam ettirme gibi konular her görüşmede ele alınmalıdır.
Hastanın mevcut durumunu kabul etmesine, bir geleceğinin olduğunu hissetmesine, hastalığı ile savaşmak için olumlu düşünce yollarını bulmasına ve yaşamının bir anlamı olduğuna inanmasına yardım etmek danışmanlığın amacı olmalıdır.
Zaten bir sürü kemoterapi alan hastaya gerekli zamanı ayırarak danışmanlık desteği verilmesiyle psikoterapi ilaçlarını kullanmasına gerek kalmayacağı da olasıdır.
Dr. Fatma Fahriye Yazıcıoğlu
2011 ANTALYA
İnsanların başına bir olay geldiği zaman, duygu ve düşüncelerinin farklılığından dolayı davranışlarında da bazı farklılıklar olur. Herkes olaylara ve durumlara farklı tepkiler verir. Bu durum yeryüzünde kaç tane insan varsa o kadar farklılık gösterir, çünkü biz insanlar olayları olduğu gibi değil olduğumuz gibi görürüz.
Herkesin farklı bir yaşam tarzı ve sistemi vardır. Bebeklikten sonra yavaş yavaş şekillenen, ergenlikte gelişen ve daha sonra da iyice pekişen kişilik yapımız bu sistemin en önemli parçasıdır. Geçmişimiz farklıdır ve gelecek planlarımızla seçimlerimiz de farklı olacaktır.
Herkes kendine göre yaşar, insanların birçok planı, birçok hayali olabilir. Sınırsız hayal kurma, plan yapma, dilekte bulunma hakkımız vardır. Yarından beklentiler her durumda vardır, olmalıdır. Bitmek tükenmek bilmeyen hayat enerjimiz bizim yol göstericimizdir.
Genlerimizin ve kaderimizin bizi götürdüğü bilinmeze doğru giderken bu hayat enerjimizin söneceği zamanı hiç düşünmeyiz. Ama bazen bunu düşünmek için biraz daha vaktimizin olduğunu hesaba katabiliriz. Bazen hastalıklar bunu düşünmek için bize fırsat verebilir.
Ciddi durumlarda, önemli hastalıklarda haberin akut gelmesiyle yaşanan şok, daha sonra yerini muhtemelen inkar ve inanmamaya bırakacaktır. Çünkü böyle kötü bir olayın bir insanın başına gelmesi kabul edilir bir durum değildir. Yapılacak işler, bakılacak çocuklar vardır. Belki alınacak bir ev planı ya da yeni alınan ve borcu olan bir araba vardır. Planlar suya düşünce, vakit başka bir şey için hem de kötü bir şey için harcanacaksa, artık başka bir boyuta geçme vaktidir.
Şok, inkar ve inanmama daha sonra öfkeye dönüşen duygular, düşünce yapısını oldukça bozar ve kişinin bu durumdan kurtulması için yardım alması gerekir. Aynı zaman da aile fertleri de bununla nasıl başa çıkacaklarını bilemez durumdadır. Onların da psikolojik destek almaları yararlı olacaktır, çünkü hastalığa karşı duyulan öfke, hasta kişi tarafından haliyle etrafa yansıtılıyor olacaktır.
Daha sonra,’’ neden benim başıma geldi? ben iyi bir insanım, iyilikler yaptım, hani hep iyilikler gelecekti başıma, bunu hak edecek ne yaptım?’’ gibi sorularla dini inançlara meydan okuma olabilir ve öfke daha da artabilir. Manevi inançları yüksek olan insanlarda bu durum daha kolay atlatılabilir ve kanserle başa etme yöntemleri içinde kullanılabilir.
Ve çaresizlik aşamasına sıra geldiğinde de depresyon kaçınılmaz olur. Değişen süreçlerden geçtikten sonra kabullenme safhası gelir.
Kanser gibi hastalıklar da psikolojik sorunların yaşanması kaçınılmazdır. Sadece kişilerin bu süreçten çıkma süreleri değişir. Yukarıdaki paragraflarda anlatıldığı üzere kanserli hastaların bu aşamaları atlatmalarındaki zorluk dereceleri kişilik yapılarından, maneviyatlarından, geçmiş yaşantılarından, güçlü bir çevre desteğinden dolayı değişkenlik gösterir.
Yaşanılan sorunları kabaca ele alacak olursak;
1- Psikolojik sorunlar: anksiyete, depresyon, öfke, gelecek korkusu, çaresizlik, ölüm korkusu vb.
2- Bedensel sorunlar: ağrı, bulantı-kusma, halsizlik, uyku sorunları, kanserin ve ilaçların yarattığı başka bedensel sorunlar vb.
3- Aile ve çevre sorunları: sosyal rol değişikliği, sosyal geri çekilme, aile içi iletişimsizlik vb.
4- Cinsel sorunlar: beden imajı ve benlik algısı değişikliği nedeniyle ortaya çıkabildiği gibi, herhangi bir uzvun kaybından dolayı olabilir (meme, testis vb.)
5- Mesleki ve ekonomik sorunlar: hastane, ilaç, rehabilitasyon vb. masrafları, işe gidememe vb.
Kanserli hastaların ve yakınlarının desteklenmesi için öncelikle sorunlar tespit edilmelidir. Aynı zamanda bu tespiti hastayla birlikte yapmak uygun olur, çünkü böylece destek sürecinde hasta ve yakınlarının duygularını paylaşması sağlanır. Sorununu dile getirirken hastanın kendisini keşfetmesi sağlanmalı, duyguları mutlaka açığa çıkarılmalıdır.
Hastalık hakkında bilgilendirme, hastalığın başlangıcında yani tanı koyma aşamasında, tedavi aşamasında ve daha sonraki aşamada her zaman yapılmalıdır. Çünkü hastaların korkusu bilgilendirme ile oldukça azalmaktadır. Korkulan şeyi bilmek, anlamak baş etme yollarını bulmayı kolaylaştırır. Hastanın ve ailenin güvenini kazanmak için iyi bir bilgilendirme yapılmalıdır.
Psikososyal sorunlarını ve duygularını ifade etmeleri için hastaların desteğe ihtiyacı vardır. Danışmanlık hizmetleriyle bu destek sağlanmalıdır. Ayrıca hastaların kendileri gibi kanserli hastalarla bir araya gelmesi duygusal yönden oldukça fayda sağlayacaktır. Çünkü hem önemli bir bilgi kaynağıdır, hem de yalnız olmadıklarının farkında olmalarını sağlar. Çaresizlik, umutsuzluk gibi duygularla baş etmek için son derece etkili olduğu görülmüştür.
Destekleyici girişimlerden bir tanesi de sosyal ortam sağlanmasıdır. Bu konuda hasta ve yakınlarıyla görüşerek hastanın kendisini rahat hissetmesi için gerekli ortamlar yaratılması heveslendirilmeli, aktiviteler önerilmelidir.
Kanser gibi ciddi ve uzun süreçli bir tedavi aşaması olan hastalıklarda en önemli destek, aile ve yakın çevreden gelir. Bu yüzden destek danışmanlığı verirken hasta yakınları mutlaka işin içinde olmalıdır. Duygusal destek ve sosyal destek yakın çevrenin olmadığı bir ortamda oluşamaz. Aile bireyleriyle birlikte vakit geçirme, sorunların ve duyguların paylaşılması, çözüm bulunması bu süreçte çok önemlidir.
Kanser hastalarına danışmanlık verilirken üzerinde durulması gereken konular her hastaya göre değişse de genel konular aynıdır. Yani gerekli bilgilendirme, cesaretlendirme, baş etme yolları, sosyal aktiviteleri ve normal aile yaşamını devam ettirme gibi konular her görüşmede ele alınmalıdır.
Hastanın mevcut durumunu kabul etmesine, bir geleceğinin olduğunu hissetmesine, hastalığı ile savaşmak için olumlu düşünce yollarını bulmasına ve yaşamının bir anlamı olduğuna inanmasına yardım etmek danışmanlığın amacı olmalıdır.
Zaten bir sürü kemoterapi alan hastaya gerekli zamanı ayırarak danışmanlık desteği verilmesiyle psikoterapi ilaçlarını kullanmasına gerek kalmayacağı da olasıdır.
Dr. Fatma Fahriye Yazıcıoğlu
2011 ANTALYA
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kanser Hastalarına Psikolojik Destek Danışmanlığı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Fahriye YAZICIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Fahriye YAZICIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
kanser destek danışmanlığı, hasta yakını destek danışmanlığı, kanserde aile desteği, kanserle başetme yolları, kanserde psikoloji, kanserde psikolojik destek
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.