Kimse Beni Anlamıyor!
Çoğu insandan duyduğumuz bir cümledir: Kimse beni anlamıyor!
Temeldeki problem insanların birbirini iyi dinlememesi ve kendilerini iyi ifade edememesidir. Yani iletişimsizlik... Bazen karşımızdaki kişiyi dinlerken sıra bize geldiğinde ne söyleyeceğimizi düşünerek dinleriz. Hatta sıramızı bile beklemeyiz, sözünü keseriz. İyi dinleme dediğimiz ''empatik'' dinlemedir aslında. Karşımdaki bana ne diyor, bana neyi anla neyi gör diyor. Onun açısından bakabilmektir. Eğer gerçekten dinlemeyi başarıp kendimizi iyi ifade edebilirsek ve bunu da karşılıklı yapabilirsek her şey çok daha kolay olacak ve kendimizi daha iyi hissedebileceğiz.
Biriyle iletişim kurarken öncelikle o kişiye saygı duyduğumuzu, ona değer verdiğimizi hissettirmeliyiz. Eğer kişi kendini değerli ve önemli hissetmezse iletişim antenleri açılmayacak ve baştan kötü bir temel oluşturulacaktır. Tavrımız her zaman doğal ve gerçekçi olmalıdır. Aynı zamanda cümlelerimizi öyle bir kurmalıyız ki karşı taraf bizim ne hissettiğimizi anlamalı, iletişimin de gücünü arttırmalıdır. Çünkü iletişim sadece konuşmaktan ibaret değildir. Bakışımız, duruşumuz, beden dilimiz, jest ve mimiklerimiz her şeyimiz iletişimi etkiler. Ne söyledik, nasıl söyledik, ne zaman ve nerede söyledik? Bunlar oldukça önemli sorulardır.
Söylediklerimizin karşı tarafa istediğimiz gibi geçmesini istiyorsak mesajımızın net olması gerekir. Anlaşılır ifadeler, uygun ses tonu, uygun bir ortam ve zaman gibi faktörlere dikkat edilmelidir. Tabiki bizim açımızdan her şeyin uygun olması yetmiyor. Karşı tarafın iletişim kanallarının açık olması gerekir. Örneğin, bir çocuğun annesinden veya babasından arkadaşlarıyla buluşabilmesi için izin isteyeceğini düşünelim. Eğer anne/babanın çok sinirli bir anında bu izni isterse izin alamama olasılığı çok yüksek olacaktır. Aynı örneği bir yetişkinin patronundan izin istemesine uyarlayabiliriz.
İyi bir iletişim için tabiki belli başlı ölçütler vardır fakat her insan için kesinlikle şu ölçütleri yapan hiçbir sorun yaşamayacaktır demek doğru olmaz. Çünkü her insan farklıdır, her konuda bireysel farklılıklar vardır. Dolayısıyla her insanın iletişim şekli de farklıdır. İyi ve etkili bir iletişim kurabilmek için karşımızdaki kişiyi tanıyabilmek gerekir. Aynı zamanda iletişim, karşımızdaki insanla aynı düşüncelerde olmak, dünyaya aynı pencereden bakabilmek demek değildir. Önemli olan farklı düşüncelere açık olmak ve karşımızdaki insana saygı gösterebilmektir.
İletişim kurarken yaptığımız bir hata vardır: İletişimi yarım bırakmak... Yarım kalan her şey insanı rahatsız eder. Dolayısıyla karşı taraftan geribildirim alana kadar iletişim kesilmemelidir.
Kişi iyi bir iletişim kurmak ve anlaşılmak istiyorsa öncelikle yapması gereken şey kendisini anlamaktır. ''Ben ne düşünüyorum, ben ne hissediyorum?'' sorularını içimize dönüp sormalı ve cevaplamalıyız. Sonrasında insanlarla paylaşmalıyız. Anlaşılmak, değer görmek, paylaşmak insanların temel ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyacımızın da en güzel şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum.
Psikolojik Danışman Tuğba Bayram
Temeldeki problem insanların birbirini iyi dinlememesi ve kendilerini iyi ifade edememesidir. Yani iletişimsizlik... Bazen karşımızdaki kişiyi dinlerken sıra bize geldiğinde ne söyleyeceğimizi düşünerek dinleriz. Hatta sıramızı bile beklemeyiz, sözünü keseriz. İyi dinleme dediğimiz ''empatik'' dinlemedir aslında. Karşımdaki bana ne diyor, bana neyi anla neyi gör diyor. Onun açısından bakabilmektir. Eğer gerçekten dinlemeyi başarıp kendimizi iyi ifade edebilirsek ve bunu da karşılıklı yapabilirsek her şey çok daha kolay olacak ve kendimizi daha iyi hissedebileceğiz.
Biriyle iletişim kurarken öncelikle o kişiye saygı duyduğumuzu, ona değer verdiğimizi hissettirmeliyiz. Eğer kişi kendini değerli ve önemli hissetmezse iletişim antenleri açılmayacak ve baştan kötü bir temel oluşturulacaktır. Tavrımız her zaman doğal ve gerçekçi olmalıdır. Aynı zamanda cümlelerimizi öyle bir kurmalıyız ki karşı taraf bizim ne hissettiğimizi anlamalı, iletişimin de gücünü arttırmalıdır. Çünkü iletişim sadece konuşmaktan ibaret değildir. Bakışımız, duruşumuz, beden dilimiz, jest ve mimiklerimiz her şeyimiz iletişimi etkiler. Ne söyledik, nasıl söyledik, ne zaman ve nerede söyledik? Bunlar oldukça önemli sorulardır.
Söylediklerimizin karşı tarafa istediğimiz gibi geçmesini istiyorsak mesajımızın net olması gerekir. Anlaşılır ifadeler, uygun ses tonu, uygun bir ortam ve zaman gibi faktörlere dikkat edilmelidir. Tabiki bizim açımızdan her şeyin uygun olması yetmiyor. Karşı tarafın iletişim kanallarının açık olması gerekir. Örneğin, bir çocuğun annesinden veya babasından arkadaşlarıyla buluşabilmesi için izin isteyeceğini düşünelim. Eğer anne/babanın çok sinirli bir anında bu izni isterse izin alamama olasılığı çok yüksek olacaktır. Aynı örneği bir yetişkinin patronundan izin istemesine uyarlayabiliriz.
İyi bir iletişim için tabiki belli başlı ölçütler vardır fakat her insan için kesinlikle şu ölçütleri yapan hiçbir sorun yaşamayacaktır demek doğru olmaz. Çünkü her insan farklıdır, her konuda bireysel farklılıklar vardır. Dolayısıyla her insanın iletişim şekli de farklıdır. İyi ve etkili bir iletişim kurabilmek için karşımızdaki kişiyi tanıyabilmek gerekir. Aynı zamanda iletişim, karşımızdaki insanla aynı düşüncelerde olmak, dünyaya aynı pencereden bakabilmek demek değildir. Önemli olan farklı düşüncelere açık olmak ve karşımızdaki insana saygı gösterebilmektir.
İletişim kurarken yaptığımız bir hata vardır: İletişimi yarım bırakmak... Yarım kalan her şey insanı rahatsız eder. Dolayısıyla karşı taraftan geribildirim alana kadar iletişim kesilmemelidir.
Kişi iyi bir iletişim kurmak ve anlaşılmak istiyorsa öncelikle yapması gereken şey kendisini anlamaktır. ''Ben ne düşünüyorum, ben ne hissediyorum?'' sorularını içimize dönüp sormalı ve cevaplamalıyız. Sonrasında insanlarla paylaşmalıyız. Anlaşılmak, değer görmek, paylaşmak insanların temel ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyacımızın da en güzel şekilde tamamlanmasını temenni ediyorum.
Psikolojik Danışman Tuğba Bayram
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.