2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Travmatik Stresle Başa Çıkmada Biyolojik Yaklaşım
YAZI #7477 © Yazan Uzm.Psk.Gözde ATAŞ | Yayın Ağustos 2022
Stresle başa çıkmada bilişsel modellerin, şemaların, ruhsal
travma odaklı değerlendirmelerin, maruz kalan kişinin dayanıklılık gibi bireysel
özelliklerin önemini vurgulayan bir çok yaklaşım mevcuttur.
Stres kaynaklarının çeşitliliği durumunda beynin lokus koeruleus, hipotalamus,
hipokampus ve amigdalanın yanı sıra, serebral korteksteki noradrejenik fonksiyonda artış
olmaktadır. Erken yaşta strese maruz kalma, lokus koeruleustaki norepinefrin
salınımındaki artışı tetiklediğinden, kişi daha sonra karşılaşacağı stres kaynaklarına karşı
duyarlı hale gelmektedir. Uyarılma düzeyi arttıkça norepinefrin düzeyi de artmaktadır.
Merkezi sinir sistemindeki hem çok düşük, hem de çok yüksek düzeydeki norepinefrin
aktivitesi bellekte tutmayı olumsuz yönde etkilemektedir. Böylelikle travmatik olay
esnasındaki aşırı norepinefrin salınımı, travmatik olayla ilgili bilgilere karşı aşırı duyarlılık
oluşmasına neden olmaktadır. TSSB’nin hafıza ile olan ilişkisi
üzerine yapılan bir araştırmada TSSB gözlenen ve gözlenmemiş bireyler incelenmiştir.
Hemisferler arası iletişimlerinin hafızalarıyla ilişkin bakılmıştır. Yapılan beyin
görüntüleme çalışmasında (bMRI) korpus kallousum içindeki bölgelerin hacimlerinde
farklılık gözlenmiştir. Bulgulara göre, TSSB hastalarında kontrol grubuna göre korpus
kallousum içindeki beyaz madde hacminde bir azalma mevcuttur.
Sosyal-bilişsel yaklaşıma göre TSSB, strese karşı tepki olarak gelişir. Horowitz, tekrarlayan istila edici düşünceler ve kaçınma olarak iki boyutu ele aldığı “ikili
faktör” kuramından bahsetmektedir. Travmatik yaşantı sonrasında birey rahatsız edici
düşünceler ve duyguların istilasına uğramakta ve bunların etkisinden kurtulmak için de
kaçınma davranışları içine girmektedir. Zihin bireyin olağan ve sahip olduğu şematik
bilgilere yabancı olan travma yaşantısından hemen sonra bu deneyime ilişkin bilgileri var
olan zihinsel temsillerin içine yerleştirme ve özümseme çabası içine girmektedir.
Travmatik deneyimin erken döneminde ortaya çıkan bu süreç “tamamlama eğiliminden”
kaynaklanmaktadır. Erken dönemde zihin tarafından özümsenmemiş bilgi parçacıkları
sistem içindeki aktif durumlarını devam ettirirler; sonuçta travma sonrası akut stres

belirtilerine neden olmaktadır. Birey, duygusal küntlük ve inkar sorunları yaşamaya
başlamaktadır
Sosyal-bilişsel yaklaşım; travmatik yaşantının bireyin önceki inançlarıyla uyumlu
hale getirme gerekliliğini savunmaktadır. Travmatik yaşantıyla ilgili materyalin nasıl
depolandığı, nasıl algılandığıyla ilgilenir
Bu model Brewni ve arkadaşları tarafından, birçok hafıza sistemine
dayandırılmış bilişsel teoriyi açıklamak amacıyla “İkili temsil modeli” önerilmiştir.
Teoriye göre; travmatik olay deneyimleyenlerin iki farklı tip hafızası aktif olur. Biri sözlü
ulaşılabilir hafıza otomatik, planlı olarak kullanarak ya da strateji süreciyle geri getirilebilir
sıradan otobiyografik bellek tipidir, düzenlenebilir ve otobiyografik bilgi ile
etkileşimdedir. Böylece travma; geçmiş, şimdi, geleceği içeren kişisel durum içinde temsil
edilen bir bütündür.
Sözel hafıza ya da otobiyografik bellek, duygusal içeriklerine ve birbirleriyle
ilişkilerine göre bir araya getirilen yaşam dönemleri, giderek daha soyut temsiller haline
dönüşürler. Sözel kayıtlar belirli olaylara özgü bilgiler, genel bilgiler, yaşam dönemleri ve
şeklinde kaydedilir. Bir diğer hafıza tipi ise sözel olmayan hafızadır. Yaşantıların söze
dökülemeyen kısmı görüntüler, sesler, kokular, tatlar, dokular, hisler, duygular vb. gibi
duyusal-duygusal bilgilerden oluşur. Bu yapıya ise “epizodik bellek sistemi” olarak
tanımlamışlardır. Bu iki hafıza tipinin etkileşimi sonucunda yaşam öyküsü şeması
oluşmaktadır. Bu yapı, kişinin kendini temsil ettiğini, kendini anlattığını düşündüğü,
yaşantılarını özetlediği bir öyküdür. Bir annenin, “Benim bütün hayatım çocuklarıma
annelik yaparak geçti.” demesi bu şemaya örnek gösterilebilir.
Duygu düzenleme teorisine göre; kişiler kendilerini etkileyen olumsuz olayları aşırı
genelleme eğilimindedirler. Bu durum depresyon, travma sonrası stres bozukluklarında
görülebilir. Aşırı genellenmiş otobiyografik anı kişinin benlik şemasının kalıcı olmasını
sağlayarak patolojinin uzamasına neden olabilmektedir. Böylelikle aşırı genellenmiş anı
depresyonu ve seyrini yordayabilmeyi kolaylaştırmaktadır.
Irak savaşı (2002) zamanında alana operasyon için gönderilmiş ve gazi olarak
dönmüş askerlerle, TSSB’nin otobiyografik bellek ve epizodik bellek üzerindeki etkilerine
bakmak üzerine araştırmaya göre TSSB deneyimleyenlerin genel anılarının çok daha fazla olduğu, anılarının daha çok savaşla ilgili olduğu, gelecek ve geçmiş üzerine
daha fazla düşünme eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Çocukluk çağı travması deneyimleyenlerin, deneyimlemeyenlere göre daha az kategorik anıyı hatırlayabildiği de bir başka çalışmada elde edilen verilerdendir. Travmatik strese maruz kalmanın süresi uzadıkça ve erken yaşta karşılaşılması bellek üzerinde kalıcı etkiler bırakabilmektedir. Yine de insanın kendini koruma becerisi bir çok çalışmada ilginç sonuçlarla karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, kategorik hafıza değerledirmelerinde ketlenmeden ziyade öğrenilmiş bilginin yön değiştirdiği ve kategorik hafızanın kendini koruabildiği de düşünülmektedir. Bunu dil, savunma mekanizmaları altında da tartışmak mümkün olmakla birlikte bu yazıda biyolojik temelli yaklaşımr göz önünde bulundurulmuştur.

Kaynak

Browne A, Salomon A, Bassuk SS. The impact of recent partner violence on poor women’s capacity to maintain work. Violence Against Women, 1999; 5(4): e393-e426.

Brewin CR, Holmes EA. Psychological theories of posttraumatic stress disorder. Clinical Psychology Review,
2003; 23: e339 – e376.

Burnside E, Startup M, Byatt M ve diğ. The role of overgeneral autobiographical memory in the development of adult depression following childhood trauma. Br J Clin Psychol. 2004; 43: e365-e376.

Conway MA, Singer JA, Tagini A. The self and autobiographical memory: Correspondence and coherence.
Social Cognition, 2004; 22: e491-e529.

Francati V, Vermetten E, Bremner JD. Functional Neuromaging Studies in Posttraumatic Stress Disorder:
Review of current methods and findings, Depress Anxiety, 2007; 24(3): e202-e218.

Saar-Ashkenazy R, Cohen JE, Guez J ve diğ. Reduced corpus-callosum volume in posttraumatic stress disorder highlights the importance of interhemispheric connectivity for associative memory. J Trauma Stress, 2014; 27(1): e18.

Yılmaz B. Travma sonrası stres bozukluğunda bilgi işleme süreçleri. Türk Psikoloji Yazıları, 2005; 8: 61-71.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Gözde ATAŞ Fotoğraf
Uzm.Psk.Gözde ATAŞ
Eskişehir
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Gözde ATAŞ'ın Makaleleri
► Stresle Başa Çıkma Psk.Fundem ECE
► İlişkilerde Stresle Başa Çıkma Psk.Dnş.Aslı DENİZ
► Stres ve Stresle Başa Çıkma Psk.Emine Lamiser ATİK
► Stresle Başa Çıkma Yolları Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM
► Stresle Başa Çıkma Yolları Psk.Doğan KUŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Travmatik Stresle Başa Çıkmada Biyolojik Yaklaşım' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:16
Top