Cinsel Terapi Nedir, Nasıl Sürdürülür ?
Cinsellik, haz alıp haz vermek amacıyla ruhun ve bedenin paylaşılmasıdır. Sağlıklı bir hayatın devam etmesi için gerekli olan en temel yaşam kaynaklarındandır. İki insanın birbirinde eriyerek kendini bulduğu, yakınlaşmanın arttığı, sevginin ve şefkatin çoğaldığı, bedensel ve ruhsal olarak rahatlamanın sağlandığı bir ilişki biçimidir cinsellik. İlişkilerde ve evliliklerde yaşanan problemlerin cinsel hayata yansıdığı, cinsellikle ilgili yaşanan problemlerinde günlük yaşama yansıdığı sık karşılaşılan bir durumdur. Cinsel yaşama dair şikayetlerle gelen danışanlarımızı değerlendirdiğimizde, problem başlangıç döneminde eşlerden birine ait gibi görünse de sonrasında ilişkinin problemine, evliliğin problemine dönmektedir. Cinsel terapide, yaşanan sorunların nedenselliği ortaya konmakta, cinselliğe ve ilişkiye dair psikoeğitim yapılmakta, duygusal ve cinsel yaşam yeniden yapılandırılmaktadır. Bu süreçte çiftler öncelikle kendilerini sonrasında ilişkilerini yeniden keşfetmektedirler.
Cinsel hayatta yaşanan problemler erkeklerde güçsüzlük, yetersizlik, aşağılanma, beklentileri karşılayamama, çaresizlik gibi duygularla dayanılması güç durumlar oluşturduğu gibi; kadınlarda sevilmeme, eksiklik duygusu, değersizlik duygusu, terk edilme korkusu, kırılmalar ve incinmeler sonucunda mutsuzluğun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bireysel hayatlarında taşıdıkları bu duygular istenmese de ilişkinin ve evliliğin atmosferine bulaşıp, tadını tuzunu kaçıran bir durum olmaktadır.
Nedenlerine kısaca değinecek olursak;
Geçmiş olumsuz yaşantılar: Çocukluk dönemlerinde yaşanan cinselliğe dair travmalar, cinsel gelişimin olduğu dönemlerdeki ihmal ve istismar durumları, cinselliğe dair olumsuz duygu hissetmesini sağlayacak yaşantılara tanık olması, cinselliğe dair yoğun suçluluk yaşatacak deneyimler, yakalanma korkusuyla gizli yapılan mastürbasyon denemeleri gibi olayların etkileri olmaktadır.
Cinselliğe dair yanlış inançlar: Cinsel kimliğin oluşması adına kritik olan dönemlerde yanlış bilgi kaynaklarının kullanılması, cinselliğin kötü birşey olduğu düşüncesi, içinde bulunduğu ailenin cinselliği reddedip yok sayması, ilk ilişkinin yaşanma biçimine dair çok acı çekildiği-çok zor olduğu-çok kan akacağı gibi yanlış inançlarının olması, cinsel hayattaki performansına göre erkekliği değerlendirme gibi yanlış inançlar yer almaktadır.
Bilinçdışı korkular : Zihnin cinselliği kötü bir şey olduğunu düşünmesi, cinsellikle iki tarafında yapmaması gereken bir şeyi yaptığına dair bilinçdışı inancı ve bundan dolayı cezalandırılacağı korkusu, suçluluk duygusu, cinsellik sırasında huzursuzluk ve isteksizlik, cinsellikte rahat edememe gibi durumlar görülebilmektedir.
Diğer sorun alanlarına göre çok daha yüksek oranda iyileşme sağlayarak yüz güldürücü sonuçlar ortaya koyan cinsel terapi, sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşama kavuşmanızı sağlayarak ilişkinizin ve evliliğinizin temel duygusunu değiştirmenize yardımcı olacaktır.
Yaşanan problemin kaynaklarına, gelişimine, şiddetine, danışanın terapi sürecindeki değişime uyum gösterme kapasitesine, danışanın çabasına ve azmine, partneriyle olan duygusal ilişkisinin dinamiklerine ve destekleyici çevresel etmenlerin varlığına göre terapi süreci şekillenmektedir. Terapi süreci sorun alanının özelliklerine, uygulanacak yöntem ve tekniklere göre haftada iki-üç seanslık periyotlarla gerçekleştirilmektedir. Cinsel yaşamla ilgili sorunlarınızı aştıktan üç ay sonra takip seansı gerçekleştirilmekte, sağlıklı bir duygusal ilişkiden doğan doyurucu cinselliğe ulaştığınızı hissettiğinizde süreç sonlandırılmaktadır.
Çalışma alanlarına bakacak olursak:
Erkek cinsel işlev bozuklukları
- Erken boşalma
- Sertleşme problemleri
- Cinsel istek eksikliği
- Geç boşalma
- Hiperseksüalite
- Cinsel tiksinti bozukluğu
Kadın cinsel işlev bozuklukları
- Vajinismus
- Disporani
- Cinsel istek eksikliği
- Cinsel tiksinti bozukluğu
- Hiperseksüalite
Cinsel hayatı olumsuz etkileyecek geçmiş yaşantılar
- Cinselliğe dair bilinçdışı korkular
- Cinsel taciz veya tecavüz öyküsü
konuları sık karşılaşılan problemlerdendir.
Şanver YEREBAKAN
Uzman Klinik Psikolog / Psikoterapist
Cinsel hayatta yaşanan problemler erkeklerde güçsüzlük, yetersizlik, aşağılanma, beklentileri karşılayamama, çaresizlik gibi duygularla dayanılması güç durumlar oluşturduğu gibi; kadınlarda sevilmeme, eksiklik duygusu, değersizlik duygusu, terk edilme korkusu, kırılmalar ve incinmeler sonucunda mutsuzluğun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bireysel hayatlarında taşıdıkları bu duygular istenmese de ilişkinin ve evliliğin atmosferine bulaşıp, tadını tuzunu kaçıran bir durum olmaktadır.
Nedenlerine kısaca değinecek olursak;
Geçmiş olumsuz yaşantılar: Çocukluk dönemlerinde yaşanan cinselliğe dair travmalar, cinsel gelişimin olduğu dönemlerdeki ihmal ve istismar durumları, cinselliğe dair olumsuz duygu hissetmesini sağlayacak yaşantılara tanık olması, cinselliğe dair yoğun suçluluk yaşatacak deneyimler, yakalanma korkusuyla gizli yapılan mastürbasyon denemeleri gibi olayların etkileri olmaktadır.
Cinselliğe dair yanlış inançlar: Cinsel kimliğin oluşması adına kritik olan dönemlerde yanlış bilgi kaynaklarının kullanılması, cinselliğin kötü birşey olduğu düşüncesi, içinde bulunduğu ailenin cinselliği reddedip yok sayması, ilk ilişkinin yaşanma biçimine dair çok acı çekildiği-çok zor olduğu-çok kan akacağı gibi yanlış inançlarının olması, cinsel hayattaki performansına göre erkekliği değerlendirme gibi yanlış inançlar yer almaktadır.
Bilinçdışı korkular : Zihnin cinselliği kötü bir şey olduğunu düşünmesi, cinsellikle iki tarafında yapmaması gereken bir şeyi yaptığına dair bilinçdışı inancı ve bundan dolayı cezalandırılacağı korkusu, suçluluk duygusu, cinsellik sırasında huzursuzluk ve isteksizlik, cinsellikte rahat edememe gibi durumlar görülebilmektedir.
Diğer sorun alanlarına göre çok daha yüksek oranda iyileşme sağlayarak yüz güldürücü sonuçlar ortaya koyan cinsel terapi, sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşama kavuşmanızı sağlayarak ilişkinizin ve evliliğinizin temel duygusunu değiştirmenize yardımcı olacaktır.
Yaşanan problemin kaynaklarına, gelişimine, şiddetine, danışanın terapi sürecindeki değişime uyum gösterme kapasitesine, danışanın çabasına ve azmine, partneriyle olan duygusal ilişkisinin dinamiklerine ve destekleyici çevresel etmenlerin varlığına göre terapi süreci şekillenmektedir. Terapi süreci sorun alanının özelliklerine, uygulanacak yöntem ve tekniklere göre haftada iki-üç seanslık periyotlarla gerçekleştirilmektedir. Cinsel yaşamla ilgili sorunlarınızı aştıktan üç ay sonra takip seansı gerçekleştirilmekte, sağlıklı bir duygusal ilişkiden doğan doyurucu cinselliğe ulaştığınızı hissettiğinizde süreç sonlandırılmaktadır.
Çalışma alanlarına bakacak olursak:
Erkek cinsel işlev bozuklukları
- Erken boşalma
- Sertleşme problemleri
- Cinsel istek eksikliği
- Geç boşalma
- Hiperseksüalite
- Cinsel tiksinti bozukluğu
Kadın cinsel işlev bozuklukları
- Vajinismus
- Disporani
- Cinsel istek eksikliği
- Cinsel tiksinti bozukluğu
- Hiperseksüalite
Cinsel hayatı olumsuz etkileyecek geçmiş yaşantılar
- Cinselliğe dair bilinçdışı korkular
- Cinsel taciz veya tecavüz öyküsü
konuları sık karşılaşılan problemlerdendir.
Şanver YEREBAKAN
Uzman Klinik Psikolog / Psikoterapist
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Cinsel Terapi Nedir, Nasıl Sürdürülür ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Şanver YEREBAKAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Şanver YEREBAKAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.